ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
yatagin kenarindan asagi sarkti mi garanti duser. birak gitsin zaten cekmeye calisirken seni de alir goturur.
evli erkeklere sorular
-
yatağın içinde kadın olması nasıl bir duygu lan? düşünsene yatağın içinde kadın var.
14 temmuz 1987 queen afyon konseri
-
inanmayanlar için
freddie'nin afyon valisini ziyaretinden
http://puu.sh/wjfym/8e6a8f11d1.png
akşam kaldığı termal otelde ısrarları kıramayarak sahneye çıkışı
http://puu.sh/wjg3y/f1f66ee237.jpg
konser sonrası fanlar için verilen queen röportajı
https://www.youtube.com/watch?v=znkatx1enys
askerde orgeneral görmek
-
askerler orgeneral gorur de orgeneraller asker gorur mu acaba?
askerdeyken yasar buyukanit, ilker basbug ve isik kosaner makam araclariyla bizim oldugumuz yerden gececekler diye bizi saklamislardi.
manisa'da üçüncü eşini de öldüren katil
-
iki insanı öldüren adam niye dışarda aq
havaalanında her şeyin iki kat pahalı olması
-
bu durum jerry seinfeld tarafından şu şekilde betimlenmiştir:
"bence tüm o havaalanı, havayolları kavramı sadece bize 9 dolara ton balıklı sandviç satmak için yapılmış kocaman bir dolap. bence sağlanan o kar, tüm havayolları sektörünü ayakta tutuyor. yani bir düşünün. terminaller, uçaklar hepsi dikkat dağıtmak için, siz de böylece ton balıklı sandviçten yediğiniz kazığı anlamıyorsunuz."
29 ağustos 2021 cafede gelen hesap
-
herkesin aklındaki soru: "çay kaç paraymış lan?"
cevap: 228/24= 9.5.
eskişehir'deki çorap satan çocuk
-
alnının teri ile ekmek parasını kazanan büyük adam. çocuk falan değil bu.
onun yaşıtları medeni ülkelerde şu anda servisler ile okula gidiyor, oyun hamurları ile oynuyor, tablet, bilgisayar gibi teknolojinin nimetlerinden yararlanıyor, en güzel kırtasiye ürünlerini kullanıyor, bir kere yaşayabileceği çocukluğunun tadını çıkarıyor.
bu garibim de kışın soğuğunda elinde çantası ile 1,25 tl'ye aldığı çorabı 2 tl'ye satmaya ve 75 kuruş çalışmaya çalışıyor.
lanet olsun adaletsiz gelir dağılımına güzel gözlü çocuk.
hem gerçek babanı hiç göreme, hem üvey baba ile büyü, hem üvey olduğunu sonradan öğrenmene rağmen onu hala gerçek baba gibi benimse. böyle bir metanet, böyle bir duruş bir çocuk için çok fazla. yaşamın ve annesinin yükü de omuzlarında.
kameraya çeken adama uyuz oldum. ulan vereceğin 5-6 tl para. sen ne hakla çocuğu "sus lan yalan söyleme" gibi nahoş bir cümle ile azarlıyorsun. şakası bile kötü. bir de hala pazarlık derdinde. gönlüne çaktığım.
esas karne mahşerde
-
-noldu?
-akıldan kalmışım
-hadi ya
-oysa namaz, oruç falan hep beş
-e hiç mi yok aklın senin ki?
-var da kullanmamışım öyle dediler
-istersen bi allah'la konuş?
çocuklar için ayaktan çıkmayan çorap üretilmesi
-
vay arkadaş! girişimcilikte bir çağ açar!
benim 1 yaşını 20 gün geçmiş bir kız çocuğum var. her gün çoraplarını 1378 kere giydiriyorum. peşine dolanıyorum çocuğun. tuttuğu yerde çekip çıkarıyor çorabını. aynı durumu yine bizim evlerde birçok çocukta da görmüşlüğüm var. artık genetik midir nedir bilmiyorum ama böyle bir gerçeklik var ki bu çocuk denilenler, çoraplarını çıkarmaya bayılıyorlar. e biz ebeveynler de ne yapalım çocuk hasta olmasın diye peşi sıra takip edip o çorabı giydiriyoruz hâliyle. hatta benim kız beni görünce artık doğrudan doğruya çorabının olduğu yeri gösteriyor. çözdü meseleyi. ya da bunu bir oyun belledi. hiç bilemedim.
diyeceğim o ki ey girişimciler! ey sermaye sahipleri! ey üretim araçlarını elinde bulunduranlar! ey iş gücü olanlar! çocuklar için, özellikle de benim çocuğum için ne yapın edin de bir ayaktan çıkmayan çorap üretin! ebeveyn yardım etsin de çıksın!
hoş bu entry bir sinir patlaması anında yazılmıştır. yoksa çorapları çıkarmak da elbette bu mini mini yavrular için kimi motor becerilerin ve bilişsel becerilerin gelişmesine ve ilerlemesine yardım ediyordur. varsın çıkarsınlar be! ben on saniyede bir çorap giydirmeye de razıyım evet evet...
ağzını yediğimin çocuğuna bak ya! yine çıkarmış ve "bababababa" diye bana sesleniyor! dur dur geliyorum minik kelebeğim!!! pehhe...
saniyelik salaklıklar
-
yeni atandağım okulda seminer haftasında dolmuşa ve atandığım yerin sakinlerine alışmaya çalışırken ben dolmuşta tanımadığım bi öğrencimin tanımadığım velisiyle yan yana denk gelirim. kadının sorularından sonra tabi öğrencinin hangi sınıfta olduğunu ve velim olduğunu öğrenirim ancak soruların ardı arkası kesilmez. cevap vermeye çalışırken tabi bir taraftan ineceğim yeri kaçırmamaya çalışırım. en son ineceğim yere yaklaşınca ve "inecek var" diye seslenmek üzereyken kadın da bekar mısın diye sorunca şoföre "bekarımm" diye seslenirim. devamı yok kısa süre için ölmüş olmalıyım.