hesabın var mı? giriş yap

  • pasaport kontrolü için herkes gibi sıraya gireceğine, polisi ayağına getirten şarkıcı. ne zaman şu 3. dünya ülkesi ezikliğinden kurtulacağız merak ediyorum. çocuk, 13 kişilik orkestrasıyla pasaport kontrolüne girmeden, bir nevi direkt kaçak olarak ülkeye giriyor; bizimkiler de işlem yapacaklarına, arabasına kadar gidip, kontrolü orada yapıyorlar.

    herhalde türk polisinin atarı ancak işçilere, gazilere, eli bayrak ve atatürk posteri tutanlara...

    http://www.hurriyet.com.tr/…gazinhatti/23184774.asp

  • yüksek hızlı bağlantı teknolojisi. her jenerasyon bir önceki jenerasyona göre farklı yeteneklerle geldi; temelde frekans başına düşen bit sayısı arttı denebilir(1g'de sadece ses ve mesajlaşma vardı, 2g ile daha çok bilgi taşınabilir oldu ve wap geldi, sonra 3g'de daha fazla kapasite ile video izleme mümkün oldu vs..). böylece daha yüksek bantgenişlikleri taşınabilir hale geldi.
    ancak tek başına daha yüksek kapasite bir işe yaramıyor. kapasiteyi sağlayan operatörün erişimden para kazanabilmesi için erişimin üzerine katma değerli hizmetler sunabilmesi gerekiyor. bugüne kadar youtube'dan kesintisiz 1k* video izleyebilmek en büyük katmadeğerdi. kurumsal müşteriler için e-mail erişimi vs gibi konular sadece erişim gerektirdiği için kurumsal çözümler yoğunluklu olarak hacim bazlı tüketim paketlerinin önüne geçemedi.
    4g'de operatörlerin hizmet verdiği frekanslar dolmaya başladıkça da yeni frekanslar ve frekans başına taşınabilecek bilginin artması gerekliliği çıktı ortaya.
    5g'de bireysel kullanıcıları yakalayan teknoloji yine video olacak gibi gözüküyor. sadece video'nun uygulama alanları genişleyecek; sanal gerçeklik veya arttırılmış gerçeklik bugün 5g'yi kurup çalıştıran ülkelerde ilk örnekler olarak piyasaya çıktı. sanal marketlerde almak istediğimiz ürünleri evin içinde koymak istediğimiz yerde gerçek boyutu ile görüp yakışıp yakışmayacağını anlayabileceğiz mesela. böylece marketlerde iade üründen kaynaklanan ek işler ortadan kalkmış olacak.
    bireysel kullanımda çok önemli bir senaryo da oyunlar; telefonda oynanan oyunlar bugün çok yüksek görüntü işleme kapasitelerine ihtiyaç duyuyor. bu da terminallerin** pil ömründen yiyor. oyun oynarken ihtiyaç duyulan kullanıcı girdilerini merkezi bir işlemcide çalıştırıp terminale cevap olarak hareketli video gönderebildiğimiz durumda uçtaki işlemci ihtiyacı azalıyor ve bulut bilişimin en başından beri vaad ettiği, sadece hızlı erişim sağlayan ucuz terminalleri mümkün kılıyor*.
    yukarıda bahsettiğim bütün video senaryoları düşük gecikmeli bir altyapı gerektiriyor; bu da 5g mimarisinde edge computing olarak beden buluyor.
    katmadeğer yaratabilmek için bireysel müşteri dışında farklı dikeylere de dokunabilmek gerekiyor. dikeylerin operasyonel teknolojilerinden* anlamak önemli. ancak bugün zaten ulaşım, finans ve diğer dikeylerde bu firmaların ihtiyaçlarını anlayan firmalar mevcut. bu firmaların da dahil olduğu bir ekosistem yaratmak, farklı hizmetler sağlayan firmalarla ortaklıklar kurmak gerekiyor. bu ortaklıkları da ancak açık arabağlantılar* mümkün kılıyor (bu ortaklıklar sadece ticari değil yani). open api'larda, sinyalleşme için kullanılan ve telekomünikasyon dünyası dışında bilişim dünyasının da anlayabileceği protokollerin kullanılabilmesi önemli**(yoksa open olmuyor zaten).
    işte 5g bütün bu katma değerli hizmetleri ile birlikte geliyor. sektörde dile pelesenk olmuş uzaktan ameliyatlar ve sürücüsüz arabalar için öncesinde cevaplamamız gereken çok fazla etik ve felsefi soru var. bunları günümüz filozoflarına bırakalım irdelesinler. biz gelecekte insanların nasıl daha mutlu olacağını konuşalım.

  • - korelilere saldırdınız mı?
    + yok.
    - maraş'ta alevi katlettiniz mi? *
    + yok.
    - beyazıt'ta bomba attınız mı? *
    + yok.
    - tip'li öğrencileri siz mi öldürdünüz? *
    + yok.
    - inek ne içer?
    + yok.

  • kendi ulkelerinin anasini s*ktikten sonra ispanya'ya goc ederek oranin da anasini s*kmek isteyen istilacilara ispanya sinir muhafizlarinin mokokoyu gostermesidir.

    van'da, kilis'te buna benzer birkac onleme girisimi olsaydi su an en az 1-2 milyon arap/paki istanbul'un avmlerinde milletin gotunu cekmek yerine lahor veya rakka'da irgatlik yapiyor olurdu.

  • daha bilgisayar öncesi zamanlarda icat edilmiş ve pozisyonu sebebiyle otoriteye sahip kişilerin işinize burunlarını sokmalarını önlemek için geliştirilmiş bir teknik bu.

    joe adında bir tasarımcı keşfetmiş bunu, müşteriler yapılan tasarımda kendilerinin de payının olduğunu hissetmek için grafikere illa ki şunu değiştirelim, bunu büyütelim gibi taleplerde bulunuyormuş.

    joe abimiz bakmış bu böyle olmayacak, reklam tasarımını müşteriye sunarken kendi kıllı kolunu da afişin bir tarafına koymaya başlamış. tabi müşteri kıllı kolu fark eder etmez bu kol burada ne arıyor, bu böyle olmaz diyormuş, joe da özür dileyip çok haklısınız efendim, sizin de gözünüzden hiç bir şey kaçmıyor, bir önceki hayatınızda sanatçıydınız herhalde ayağı çekip sözlerini "o kıllı kolu çıkarıp baskıya geçelim o zaman" ile bitiriyormuş. müşteri bu sayede kendisini işin başında hissediyormuş ve projeye katkısını sağladığı için başka bir şeye karışmıyormuş.

    işte bu yüzden bu tekniğin adı kıllı kol tekniği olarak biliniyor.

    siz tabi kendinizi kıllı kol ile kısıtlanmış hissetmeyin, kendi durumunuza göre uyarlayınız.

  • bugün 4 yediğinde takımını terkeden yarın 4 kilo aldığında seni de terkeder. unutma, en güzel beşiktaş'ın çocukları sever.

  • maalesef akp iktidarı zamanında gerçekleşmiştir.

    kozmik odamıza girilip dünya genelinde çalışan tüm gizli personelimizin isimlerinin açık edilip katledilmelerine müsaade edilen,

    brunson denilen ajanın yakalanıp seve seve amerika'ya iade edilen,

    kendi sınırlarımız içinde gazetecinin araplarca paramparça edilip, görüntülerin kayıt altına alınıp sonra bu kayıtları parçalayanlara verip, siz araştırın olayı diye olayı kapatan iktidar zamanında.

    mersin'de isterse yerin altında 2 tane misket çıksın atalarımızın çanakkale'de kanıyla aldığı bu topraklarda çıktığı için tüm türk halkının bunu bilmesi hakkıdır. akp bu hakkı türk halkından zorla almıştır. bu kararda yer alan emniyet, istihbarat vb. tümüyle zamanı gelince hesaplaşmak elzemdir.

  • belediye otobüsünde bir amca ile aramda geçen diyalogda, yanıma doğru geldiğini görmem ile ayaklanıp;

    ben: gel amca otur ben zaten inicem şimdi.

    amca: burası mı rezerve edildi, ben daha önlerden bir yer ayırtmıştım ama heralde kapıldı... :)

    ben:hönk

    tabi çoğu kişi bu diyalogu duydu ama birkaç saniye tepki veremedi, meğersem amca patlatmış espiriyi. sonrasında otobüste gülüşmeler... tabi kimse 70'li yaşlarda amcadan böylesi zeka ürünü bir cevap ve sempatiklik beklemiyordu. o kadar alışmışız ki sen kalk ben oturucam tarzında olaya bakan yaşlı sinirli teyzelere...