• söylenen çocuğun gözleri dolar, beti benzi atar, ağzı açılır ama titreyen dudaklarından hiç bir kelime çıkmaz... arkasını dönüp ağlayarak uzaklaşır... neden sonra öğrenilir ki, çocuk babasını yakın zamanda kaybetmiştir. genç yaşta yer yarılsa da içine girsem duygusu ile böylece tanışılır ve bu kelimeler öbeği bir daha kullanılmaz... herkesin anne ya da babasının desteği ile değil, bir birey olarak kendi ayakları üzerinde durması gerektiği de zamanla kavranır zaten. geride sadece "hatıralarda gezinmeye çıkma" modu açıldığında hissedilen bu buruk acı, bu çocuksu utanç kalır.
  • bir de bu söze benim babam senin tüm babalarını döver diyerek, dolaylı yoldan küfrederek, cevap verme biçimi vardır.
  • kaynak kişisi isa olan ancak zamanla anonimleşen halk deyişi
  • (bkz: sidik yarisi)
  • kucuklukte kalmıs super bır cumledır..babanın en guclu baba,annenın en guzel yemek pısıren anne oldugu zamanlarda kalmıs ozguven ve guvenın tartısılmaz boyutudur..
  • dolaylı sidik yarışı. çocukluk arkadaşlarımın oto teyp hırsızı veya tinerci olmadığı zamanlardı henüz. okul sonrası güneş batışlarını bir ayine dönen mahalle maçlarıyla karşılardık sokaklarda. "duur, araba geliyoo, istooop" uyarılarını ilhan mansız'ın chelsea deplasmanında duymazlıktan geldiği gibi duymazdan gelip golünü çakan fırlamaların henüz insan kaynakları, muhasebe, hazine operasyon gibi bölümlerde yönetici olmasına yıllar vardı. küçüktük, ufacıktık ama top oynayıp acıkmıyorduk sadece, yamyamdık. birbirimizi yerdik her maçta. sonradan tinerci ve oto teypçi olacak arkadaşlarımız, bu insan kaynaklarını hep döverlerdi, iyi arkadaştık ama 2 grup vardı, komiktir, henüz 6-7 yaşında bebelersin ama "kast" sistemi var neredeyse, çok bariz olmasa da, üst katlarda oturan çocuklar ayrı bir grup içi küme, bodrum katlarında falan oturan çocuklar da ayrı komün oluyorlardı ama genelde kesişim kümesi elemanlarıydık.

    bir gün, müstakbel oto teypçi arkadaşlardan birisi maç sırasında insan kaynaklarından birisine (işten atılacan lan mal) çelme taktı. sertçe yere düşüp dizini kanatan i.k., kalkıp küfür etti, ama ağır küfür yani, o yaşta bile kaldırılmaz, oto teypçi de tokadı bastı mı?! eyvah eyvah dedik ayıralım, i.kaynakları ağlamaya başladı, tepine tepine gururunu ayaklar altına almış ağlıyor, bunu duyan babası cama çıktı(hafif öküzlemeydi tıyniyet olarak) ve bir küfür etti oğluna "... koduğumun oğlu ne ağlıyorsun"(sanırım karısıyla sevişmek istiyordu) "çaksana gözünün üstüne". camdan koçluk yapıyordu oğluna, ama banyodan havlu getireceğine ve aşağı atmak zorunda kalacağına bahse girerdim(o gün girmezdim, o kavramı da bilmiyodum ki len, daha rakinin yenisi gelmemişti).

    ama tahminlerimde yanıldım, sen bizim i.k., tut, bu çocuğun afedersin hayalarına salla bir tekme, oto teypçi yerde, bağırınıyor... beklemiyordu böyle bir darbe, ağlamaya başladı, biz araya girdik falan. i.k. resmen kaçak dövüşmüş, kavga bitmişken babasının gazına gelip(belki de evde rezil olmamak veya dayak yememek için) bizim aramızdan tekmesini savurmuştu. oto teybin kalkıp i.k. ya saldıracağını düşünürken(hani sokak çocuğu dövüşmeyi bilir ya o hesap) ağzından "benim babam senin babanı döver, şarapçı lan benim babam" diye bir laf çıktı. tabi biz o sıralarda şarapçı denileni "doluca", "marmara", "sevilen" gibi markaların sahibi olarak addediyorduk. hepimiz şoka girmiştik, "benim babam senin babanı döver"... vay anasını! ne alaka dedim kendi kendime, işini orda görmelisin, babalar ne alaka, it sürüsü müyüz biz. ben gaza gelip bunun ağzına bi tekme koydum!...yok ya nerde bende o cesaret. bir an çocuk hissettim kendimi o anda, sonra fark ettim ki zaten çocuğum yahu... neyse olay iyice sürreal'e kaymadan toparlayayım... "babam seninkini döver" deyince anladım psikopatlığa, kılığa kıyafete vs. ye bakmazmış yürek, yaşananlara değil hayallere bakarmış biraz da. iman ile paranın kimde olduğu belli olmadığı gibi yüreğin de kimde olduğu belli olmazmış.

    size siyah ve beyazın olduğu bir hikaye anlatmak isterdim, oto teypçinin i.k. yı fena benzettiği veya i.k. nın beklenmeyecek bir yüreklilikle hareket edip delikanlıca dövmesini falan anlatmak isterdim, ama hayat gri işte ne yaparsınız. yine de istenen ders çıkıyor fark edersen gri'nin de siyah ve beyazdan çıktığını.

    bu olayın( ki hala neden hatırlıyorum bilmiyorum, galiba en etkileyen babanın balkondan pittbull kızıştırır gibi oğluna gaz vermesiydi) üzerinden 21-22 sene falan geçmiş, oto teypçi arkadaşımı 15 senedir falan görmedim, i.k. yı da öyle, o da kesin hangi işi yapıyorsa yükselmiştir hızla, o çirkeflikle ve yırtıcılıkla.

    ben mi, ben hala o mahallede top oynuyorum yahu...
  • -benim babam senin babanı döver..
    -benim babam yok, piçim ben.
    -hadi ya.. benim babam bu duruma çok üzülür, bi hafta içer..

    (met üst)*
  • ilk okul çocuklarının olaya babalarını dahil etmek suretiyle yaptıkları gövde gösterisi. şöyle devam edebilir;

    + benim babam senin babanı döver
    - nah döver! asıl benim babam senin babanı döver
    + ne diyosun sen lan!
    - asıl sen ne diyosun, gelsin dövsün yiyosa. hani hani nerde baban?
    + al sana (küt!) (babalara lüzüm kalmamıştır, çoktan birbirlerine girmiştir iki velet)
    - sen de al (çat!, çat!)

    o sırada öğretmen gelir. bu sefer de şu diyalog başlar;

    +önce o başlattı öğrrrtmenim. böhüüüh...
  • dövülen baba sizinki oldugunda (bkz: bu benim babam diyememek)
  • ilkokul tribi
hesabın var mı? giriş yap