• rönesans, reform ve aydınlanma dönemlerindeki tarihçilerin doğu roma için türetip kullandıkları isimlendirme.

    29/05/1453'te payitahtlarını kaybeden doğu romalılar bu kelimeyi asla bilmediler ve kendilerini asla bu şekilde tanımlamadılar.

    tarihçilerin bu kelimeyi türetmeleriyse, günümüzde bir mahlas olarak bilinen ve de çağdaş tarihçilerce sevilmeyen bu kelimeden beklenmeyecek şekilde, imparatorluğun kadim kökenlerine uygundur aslen.

    imparatorluğun payitahtı ve kalbi olan konstantinopolis, tarihi yarımada'ya ilk kez megara kolonicilerinin kaptanlarından olan byzas tarafından kurulmuştu (iskân hakkı). gemisinde kral olan kaptanın kolonide de kral olmasının ardından, şehre "byzasçıların yeri" anlamında byzantion denmişti. şehir, ilk kralının ismini hiç unutmadı ve byza* gibi yer isimlerinde yaşatmaya devam etti.

    "byzas(ç/l)ıların yeri / mülkü" anlamındaki "byza+nt+i+on" kelimesi, işte iki bin yıl sonrasının tarihçileri tarafından "şehrin genel yapısını tüm tarihiyle kapsayacak en geniş kelime" olduğu düşüncesiyle "byza+nt+in+e" türetimiyle doğu roma kültürüne ve uygarlığına isim olarak üretilmişti (bir de hep isim tamlaması şeklinde "doğu roma" deyip durmak da bir yerden sonra sıkıntı yaratmıştır eminim).

    konstantinopolis'in son kuşatması için sahaya inen osmanlı ordusu şehir'e ulaşmadan önce ilk olarak, daima doğu roma'ya sadakatiyle bilinen silluri* ve byza* kalelerini düşürmüştü. kendileri ne yaptıklarının belki de çok farkında değillerdi ama şehrin müdafiilerine vurdukları en ağır darbelerden biri de, byzas'ın kalesi addedilen byza'yı ele geçirmeleriydi.

    bizans tıpkı kuruluşu gibi; önce byzas'ın, sonra roma istihkâmlarının ve en sonunda da hükümdarı konstantin'in* düşmesiyle varlığını sonlandırmış, bir şeyin nasıl başladıysa öyle biteceğinin bir başka emsali olmuştu.

    alâkalı olarak (bkz: konstantinopolis/@braga) ve (bkz: ekşi sözlük romalılar platformu/@braga).

    debe edit: yazım ve imla denetimi.
  • bizans ismi ilk kez -önceden de belirtildiği gibi- 16.yy'da alman tarihçi hieronymus wolf tarafından kullanılmıştır. bizans devleti var olduğu süre boyunca kendisini "roma" olarak tanımlarken halkı da hiçbir zaman "romalı" dışında bir isimle anmamış kendisini.
    wolf'un amacı belli: doğu roma'yı romalılık dışında tanımlayarak kutsal roma-cermen imparatorluğu'nun "roma mirası"nı tek başına sahiplenmesini meşru kılmak. elbette çabası bizans'ın romalılığını silmeye, "eskinin barbarı" cermenlerin romalılığını da meşru kılmaya yetmemiştir lakin bizans teriminin kullanımı dünya çapında benimsenmiştir.

    edit: kimse daha önce yazmadı demişiz, düzeltildi.
  • kahpeligiyle ünlü;antonyus,marko,alyon gibi isimlere sahip bireylerden olu$an kitle.resmi tarih eski dogu roma imparatorlugu halki derken,cüneyt arkin ve kartal tibet bunlari albizin tohumu olarak adlandirmaktadirlar.
  • roma imparatorluğu'nun devamıdır,
    kopya değil hakiki bir imparatorluktur.
    kültür, bilim ve sanat alanında ileriydiler.
    ülkemizde kafası bilime ve sanata çalışan
    daha doğrusu bilime ve sanata vakit ayıran
    insan sayısı son derece az olduğundan,
    herhangi bir devletin ne kadar kötü özelliği varsa
    bu kötü yönleriyle anılır ve cahilce yaftalanır.
    batıda bilim ve sanatıyla gündemde olan bir uygarlıktır.
  • bizans, bir kültür, bilgi ve ritüel aktarımıdır.. roma'nın haşmetli zamanlarından süzülen bir sentez.. ve fakat, çoğu kişi bu ismin bir ünvan, mahlas olduğunu, yani nasıl ve hangi amaçla kullanıldığını pek bilmez.. bugün iyi günümdeyim, bazen kimi sırları havalandırmak gerekir..

    bizans adı, roma'nın istanbul'u kaybetmesinden sonra kadim mürekkep birliği tarafından bir daha kullanılmadı.. kültürün bir yansıması olarak dünyanın önemli kentlerindeki mürekkep ve kalem cemiyetleri de yönetici üstatlarına bu adı kullandırmadılar.. daha çok clemens, matteo, kyros, lucas, claudius, efraim, livia, altın dudak gibi müstear isimler kullanıldı.. bu yasak, ikibinli yılların hemen başında, yani fetihten tam 550 yıl sonra kaldırıldı ve birlik yöneticileri toplantısında istanbul'daki yeni mürekkep birliği başkanına bizans mahlası uygun görüldü.. bu toplantıda, seçilen kişinin asıl adının ve kimi geleneksel kuralların yazılı olduğu kağıdı kısa bir an okuma fırsatı buldum.. dikkatimi iki madde çekti:

    - dört rakamını hayatının merkezine oturt!

    - sadece kareli gömlek giy!

    kendisiyle ancak yıllar sonra karşılaşma şansına sahip olduğum bu yeni üstada birlik üyeleri yenileşme adına moderatör olarak sesleniyorlardı.. zamanı kaydetmek için fotoğraf çekiyor, sözü yazıya dökmek için hat ve yazıyla uğraşıyor, duyuları zenginleştirmek için renkleri inceliyor, zamanı kavramak için mekanik saatlerle vakit geçiriyor ve tarihin seyrine uygun bir sevgi besliyordu.. insanların garipsememesi için bilindik bir isim, birlik üyeleri içinde de mahlasını kullanan bu kadim bilgilere vakıf kişinin gerçek ismi elbetteki benimle birlikte mezara gidecektir.. burada, sözlükte de yazılar yazan bizans isimli yazarın, boğaziçi'ndeki yalıların altlarındaki dehlizler vasıtasıyla şehri yeraltından gezebildiği, iki kıta arasını yürüyerek geçtiği ve istanbul düştükten sonra bunu yapabilen 64. üstat olduğu söyleniyor.. ayrıca, büyük mürekkep birliği üyeleri dışında bu yeraltı gezilerini hiç kimsenin, hiçbir dönem yapamadığı biliniyor..
  • tumblr'ı pek hoş olan yazar. fotoğrafları gördükçe çıldırıp tüm paramı kaleme, deftere harcayasım geliyor, kendimi zor tutuyorum. (itiraf: bazen yapamıyorum)
  • yazdığı entryleri okurken ya da bir başlıkta rastladığımda, 25 yıl öncesine dönüyorum ve elimde hayat ansiklopedisi varmış da onu okuyormuşum gibi hissediyorum.

    hatırlattığı ve öğrettiği şeyler, uzak ve güzel bir geçmişin parçaları.
  • farklı bir dini simgelediği için mirasının maalesef yeterince farkına varmadığımız medeniyet.

    roma imparatorluğu, imparator theodosius tarafından m.s 395 yılında ikiye bölündüğünde ortaya çıkmıştır. imparatorun oğullarından honorius batı roma'yı, arcadius ise doğu roma'yı yönetmeye başlamış ve batı roma beklenmedik bir şekilde 476 yılında yıkılınca, varlığını tek başına sürdürmüştür.

    395 yılından 1453 yılına kadar devam etmiş bir medeniyetten bahsediyoruz. ortaçağ'ın en görkemli ve zengin şehri de bu imparatorluğun başkentiydi. elbette istanbul'dan veya eski adı ile konstantinopolis'ten bahsediyoruz.

    bizans'tan 1000 yıllık siyasi, politik, sosyal ve mimari miras kalmıştır. osmanlı bu kültürden hiç etkilenmedi dersek yanılırız. kültürümüzdeki akdeniz mutfağına dair şeyler ve bir çok adet bizans'tan bize geçmiştir.

    ya da şöyle anlatalım, türkler özünde göçebe bir ulustur ve anadolu onların ilk yerleşik yaşama geçtiği yerdir. (malazgirt savaşı sonrası) bu yüzden çevredeki köklü kültürlerden etkilenmiştir. bunların içinde pers (iran) kültürü de var, arap kültürü de var, bizans kültürü de var. türkiye'nin asya ile avrupa arasında bir köprü yani avrasya olarak anılmasının arkasında bu neden yatar. konuyu sadece din bağlamında ele almamak lazım.

    velhasıl bizans'ın çok güçlü dönemleri olduğu kadar sefalet seviyesine düştüğü dönemler de olmuştur. son kale olarak kalan başkent istanbul, fatih sultan mehmet tarafından fethedilmiştir. bunu ilk deneyen de fatih değildir. ilk yıldırım bayezid teşebbüs etmiştir.

    bizans'ın önemli dönüm noktalarını şöyle özetleyebiliriz.

    1) roma'nın ikiye bölünmesi ve bizans'ın kuruluşu, imparator justinianus ile bizans'ın en parlak dönemi... 330 - 565 arası

    2) islam'ın doğuşu, islam devletinin ve akabinde halifeliklerin kuruluşu. arap ordularının hücumları sebebiyle güneyde, bulgar ve sırplar ile de balkanlarda yaşanan savaşlar. akabinde selçuklu türkleri'nin anadolu'yu boydan boya fethetmesi... 565 - 1176

    3) haçlı seferlerinin anadolu'yu silip süpürmesi ile bizans tarafından anadolu'daki toprakların türklerden geri alınması. fakat 4.haçlı seferi sırasında bu kez haçlıların bizzat din kardeşlerini öldürüp şehri geçici olarak istila etmesi (57 yıl). yani latin istilası... 1176 - 1300

    4) bizans'ın son dönemleri, osmanlı'nın osman bey ve orhan bey dönemindeki büyük stratejik hamleleri ile zayıflaması ve son kale konstantinopolis'in düşmesi... 1300- 1453
  • bizans aslında istanbul şehri kurulduğunda verilen ilk isim. türkçede daha çok byzantion olarak bilinse de, uluslararası arenada byzantium olarak geçiyor.

    istanbul'a yunanistan'ın megara kolonisinden göçen byzas, şehri sarayburnu tepesinde kuruyor. bugünkü topkapı sarayı'nın olduğu yerde... sonra da halk tarafından şehre onun adını yaşatmak amacıyla byzantium ismi veriliyor.

    bizim bizans imparatorluğu olarak bildiğimiz medeniyetin adı aslında doğu roma imparatorluğu... 395 ile 1453 arasında bu topraklarda yaşamış olanlar kendilerini hep romalı olarak tanımlamış. tarihçiler doğu roma'yı, geçmişin büyük roma imparatorluğu'ndan ayırmak için, bizans ismini veriyorlar. bu ismi de doğu roma'nın başkenti istanbul'un (bkz: konstantinopolis) ilk isminden türetiyorlar. modern tarihte 19. yüzyıl'dan itibaren "byzantine empire" olarak işleniyor.
  • her fırsatta reddettiğimiz kültür mirasımız. o yüzden bizim olanı başkaları sahipleniyor, biz de habire havanda su debeleniyoruz.
hesabın var mı? giriş yap