24 entry daha
  • emek sineması'nın o yüksek tavanlı art nouveu salonundan içim daralmı$ bir $ekilde çıktığımdan beri dünyayı altın sarısı tonlar ile görüyorum. yanlı$ anlamayın, daralmaktan kastım sıkılmak değil, bu büyük bir enerji hüzmesinin bir noktada toplanması gibi bir $ey. atom bombasının serbest bıraktığı enerjinin bir yüzükte toplanması ile ifade edilebilir belki.

    kompakt bir anlatımı yok bu hikayenin. seyircisine göre deği$en bir zamanda üç dönemin iç içe geçerek nihai öyküyü olu$turduğunu görüyorsunuz fakat bu algılamanızı kolayla$tırmıyor. ı$ık, geçi$ler ve $ekiller yardımı ile binlerce parçalık bir puzzle ın parçalarını birle$tiriyoruz. her "finish it" ikazı lineer zamanda farklı bir anlam kazanırken, sinirleri de doğru orantılı olarak geriyor. rachel weisz'ın "hadi dı$arı gelsene... yılın ilk karı yağdı" çağrısına kulak verip kendini sokağa atacak izleyicileri yadırgamıyorum. ölmekte olan bir ağacın ürkek tüylerinin, ba$ka bir yüzyılda kanserli bir kadının saçları dökülmü$ ensesine dönü$mesi filmin bombardıman gibi gelen ruh bozumlarından sadece bir tanesi. i$te bu dil, filmin görsel efektlerle bezeli bir hollywood hiti* olma $ansını yok ediyor.

    16ıncı yüzyılda piramit ve takım yıldızlar ile üçgen, 21inci yüzyılda kapılar, bilgisayarlar ve kitap* ile dikdörtgen, 26ıncı yüzyılda ise uzaydaki daire/ küre $ekilleri ile filmin bölümlerini görsel olarak ayırdedebiliyoruz. flashback yapacak olursam, bütüne yayılan çekim tekniği ise altın sarısı tonları. atlantiğin öte yakasına giden ispanyol fatihlerin uğruna eski medeniyetleri çökerttiği, materyalizm ve zenginliğin simgesi. aronofsky'ye göre "aslolan yoldan saptıran" ilüzyon. bana göre ise filmin hazmını zorla$tırdığı, iki saat önce diktiğim bira ve midye tavanın renkleri.

    bir enstalasyona bakıp hmm çeken kofti entelektüel gibi hissederken, "finish it" nidası kafamda yankılanıyor hala.
    --- spoiler ---
    "i finished it."
    --- spoiler ---

    (bkz: let there be more light)
510 entry daha
hesabın var mı? giriş yap