9 entry daha
  • kablosuz klavyeyi yeni almışsınızdır. o zamanlar daha yeni yeni piyasaya çıkıyodur. pc başında keyifle şarap yudumlanıp net aleminde takılınırken ''pat'' şarap kadehi klavyeye dökülür. ''napacam, napacam?'' derken klavyeyi ters tutup kurumasını beklemek yerine ''parlak'' bir çözüm belirir kafanızın üstündeki düşünce balonunda. klavye itina ile sökülür. tum tuşlar çıkarılır. klavyenin içinde ki plastik devre silinirken bir bakılır, klavye çok kirlidir. ''hazır sökmüşken, bari yıkayayım'' denilir. klavye bir guzel temizlenir. ama suların suzulmesini beklemek yine sıkıcıdır. ele saç kurutma makinası alınır ve klavye kurutulmaya başlanır. ama hesaplanmayan, annenin aldıgı kurutma aleti biraz kuvvetlidir falan. iş bittikten sonra klavye kurulmaya başlanır. sıra tuşları takmaya gelmiştir. enter tuşu yerine bir turlu oturmaz. ''allah, allah?'' denilir. yeniden denenir. ve sonradan anlaşılır ki kurutma makinasının sıcagı klavyenin tum plastik aksamını eritmiştir. cin fikir yine iş başındadır. tekrar saç kurutma makinası çalıştırılır. amaç ''eriyen plastigi yine eritip eski haline çevirmek''. ancak bunun kullanılacak kalem de klavyeye yapışınca artık iş işten geçmiştir. sinirle klavye kırılır, evin dışındaki çöpe atılır. burdan çıkan sonuç, klavyeye ne dökerseniz dökün, ters koyun kurusun. ıslatıp kurutmayın.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap