20 entry daha
  • öncelikle; muh-te-şem! bir film.

    yönetmen hem çok şey anlatmak hem de daha bir belgesel havası yakalamak amacıyla (ki gayet güzel de başarmış) filmi tek bir karakter ile özdeşleştirmemek için çok fazla sahne kullanmış olması filme adapte olma sürenizi 20-30 dakikaya kadar uzatsa da o atmosfere girdikten sonra zamanın nasıl geçtiğini unutuyorsunuz.

    kesinlikle taraf tutulmamış. aman fransızlara bu kadar yüklenmeyeyim diye gerçekler çarpıtılmamış. gerçekte orada ne olduysa o gösterilmiş. bugün filmi izleyip de yok efendim öyle olmadı diyenin alnını karışlarım. olayların henüz yeni bittiği yıllarda çekilmiş zaten film.

    filmi izlerken aklıma ilk olarak filistin meselesi geldi doğal olarak. hani orada kendini patlatanlara, sivilleri bombalayanlara terörist diyorlar ya rahat koltuklarında oturup. hayır yani demekte haklılar teorik olarak, yine desinler demesine de. harry potter'ı ya da dark knight'ı bi saatliğine kenara bırakıp şu filmi bi izleyelim. ondan sonra attıralım ilk taşı günahsız olana.

    o değil de birine şunu izletip bak bunu italyanlar yapmış desen. helal olsun italyanlara gibi şeyler söyler muhtemelen. ama şu cezayir olaylarından henüz 20 yıl önce yine kuzey afrika'yı faşistçe sömüren, ömer muhtar'ı köpekler gibi zincirleyip asanlar da italyanlardı sonuçta.

    gerçi aslında en yanlış olanı da böyle italyandı fransızdı diye konuşmak. önemli olan, nasıl ki cezayirlilere ya da filistinlilere terörist derken vicdanımız sızlıyorsa, bütün fransızların ya da bütün italyanların orospu çocuğu olmadığını da anlayabilmek. kararları bir kaç büyük şerefsiz alır, diyetini bütün millet öder.

    insanoğlunun türlü dertleri var, dünyanın her yerinde farklı hayatlar yaşanıyor. ama ikiye ayırmak gerekseydi kesinlikle şöyle ayrılırdı: savaşı yaşayanlar ve diğerleri.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap