9 entry daha
  • dün gece bursa akkm'de sahnelenen oyun.

    ne kitabını okumuş ne de filmini izlemiş biri olarak söylemeliyim ki beni derinden etkiledi. iki yerde ağladım: biri intihar sahnesi, diğeri de finaldi.

    anı yaşa! iradeni sisteme ve ailene bu kadar kaptırmışken, nasıl kendin olup anı yaşayacaksan... tek hissettiğin esaret. başkalarının belirlediği normlar şekillendirecek senin hayatını. hiç sana uymayan bir kalıba sokarak canını yakıyorlar. sıkışmışlık ve boğuluyormuş hissi... neil ve diğerleri gibi... her biri birer çaylak ama kendini bulup anı yaşayabilmek için yaşama meydan okuyan cesur neil, artık ölü ozanlar derneği'nin bir üyesi.

    can gürzap... karizmasıyla zamana meydan okuyor. bakışlarıyla oynuyor. keating, yaşama dair mesajını şiir yoluyla yaymaya çalışan tutkulu bir misyoner. can gürzap da bu mesajın bizlere ulaşmasını sağlamak için bedenini keating'e sunan bir konak. karakterin ruhuyla o kadar bütünleşmiş, onu öylesine anlamış ve hak vermiş.

    oyunla ilgili eksik bulduğum tek şey, keating ve öğrencilerin arasındaki etkileşimin az oluşu. onlara ilham verecek, hayata bakışlarını değiştirecek kadar zaman geçirmediler sanki. bunu orjinalini bilmeyen biri olarak yazıyorum. sahnede daha fazla keating (can gürzap) görseydik, daha iyi olurdu.

    ve bendeniz, her nefesle ölüme biraz daha yaklaşırken, sahnede izlenmesi gereken aktörler listemde birini daha check ettim. listem kabarık ve zaman daralıyor. tik tak!
108 entry daha
hesabın var mı? giriş yap