110 entry daha
  • son dört yılda sanırım bir veya iki entry girdim, biri yaşadığım internet alışverişi rezaletinde son çare olarak burayı kullanmamdı. yoksa çok uzun bir süre daha buralarda bir şeyler paylaşmaya niyetim yok. bu başlık altındaki aptallık seviyesini görmem, bu kararımda bir istisna oluşturmama sebebiyet verdi. hoş, bu yapı altındaki aptallığın bir virüs gibi yayılması burada yazmama kararımın temel etmeni iken, tutup da buna cevaben bir şeyler yazacak olmam da günün ironisi olsun benim için.

    öncelikle, mizahın hiçbir şekilde sınırları olmaması gerektiğini düşünen bir insanım. gerektiğinde en kutsal addettiğiniz şeylerin dahi mizahı yapılabilir, dalga geçilebilir. bu demek değildir ki, yaptığınız her mizah içerisinde zeka unsuru barındırsın. pegasus’u günahım kadar sevmem, işletim mantıklarını hiçbir şekilde onaylamıyorum ancak pegasus’un low-cost bir hava yolu olması üzerinden yapılan tüm bu geyikler bildiğiniz gerizekalılığın vesikası. dünya üzerinde birçok düşük maliyetli havayolu şirketi var. bu konseptte pegasus’u cebinden 50 defa çıkaracak şirketler var. işletim maliyetinde değişik usullerle ucuza kaçıyor olmak, uluslararası geçerliliği olan havacılık kurallarını esnetebiliyor olmak değildir. güvenlik hususunda hiçbir düşük maliyet havayolu bu yola başvuramaz, başvurmayı aklından dahi geçiremez zira, erkan can’a selam olsun, adamın götünden kan alırlar kamil, kan. havacılık sektörü, tüm yapılaşmanın dünyanın geri kalanıyla organik olarak bağlı olmasından mütevellit, ülkemizde kurallara belki de en sıkı şekilde riayet edilen sektör. bu kurallarda, paydaşlardan herhangi birisinin, bırakın uygulamamayı, esnetmeye dahi gitmesi, o paydaşın önce yerel, daha sonrasında da uluslararası kural ve politika koyucular tarafından en ağır şekilde cezalandırılmasına sebebiyet verir. alırlar elinizden lisansını, yüz milyonlarca dolarlık şirketinize fade out müzik eşliğinde elveda dersiniz. dolayısıyla, pegasus’un işletme politikası üzerinden yapılan espriler, tatsız olmakta özgür olmakla birlikte, kısaca zekadan yoksun sahiplerinin genel çerçevesinin birebir yansımasıdır benim gözümde. başkaları buna ağır gerizekalılık tanımı da yapabilir, onlara da hak verebilirim, bilemem.

    bunun dışında, yok pist kısaymış, yok efendim nasıl f/o uçak indirirmiş, yok kule zorla indirmişmiş. geçiniz bunları, eğer konu hakkında fikriniz yoksa sözünüz de olmasın. üç bölüm uçak kazası raporu izleyip “kesin fuzelaj lan, fatig de var, evet isviçre peyniri lağn!” derseniz, sözlüğün temel amaçlı olan kutsal bilgi kaynaklığına bir balta da siz indirmiş olursunuz. insanlar buraya bilgi almaya gelirken, çok afedersiniz osur osur ipe diz amatör tahminler, suyu bulandırmak dışında bir işe yaramıyor. hani cahilseniz, cehaletinizi yaymayın bari. gripseniz işe gelmeyin, rapor alın, beni de hasta etmeyin. çok basit.

    gelelim gerçekler ve gözlemlere. kısa kısa geçeceğim, sadece sektörün teknik ve belki de en önemli paydaşlarından biri olduğumu belirteyim, içinizde bir şüphe kalmaması için.

    1) pist kısa değil, ziyadesiyle yeterli.
    2) pist ıslak haliyle bile yeterli.
    3) trabzon’da uçak piste inip, pist sonundan bir u çekip, indiği yönün tersi istikamette taksi yapıp aprona geliyor. bu manevra için pist sonunda, sağda bir alan mevcut. bu alan olmadan dahi bu manevra yapılabilir (bkz: şırnak havaalanı). işin ilginç kısmı, uçağın bu manevranın yapılacağı sağ tarafta değil de, pistin sol tarafında pist dışı olması.
    4) eklemeyi unuttum, hava şartları zorlayıcı olsa bile, iniş için tamamiyle namüsait değil bu arada.
    5) devam ediyorum, şartlar müsait, altyapıda sıkıntı yok, ancak uçak olması gereken yerin tam tersi tarafta. bu durumda olası etkenlerden biri, teknik sıkıntılardan mütevellit uçağın manevra kabiliyetini kaybetmiş olması. buna bir örnek ön dikme kırılması veya hidrolik sıkıntılar olabilir. ön dikmenin kırıldığı durumlarda, uçağın gövde üstü iniş yapmasından ötürü gövdesinde belli bir aşınma oluşur. görebildiğim ölçüde bu mevcut değil. bu da, benim nazarımda, hidrolik arızasının olasılığını arttırıyor.
    6) bir diğer ihtimal, pilot arkadaşlarımın yetenekleri ve yetkinliklerine hiçbir güvensizliğim olmamakla birlikte, pilotaj hatası. pist sonundan sağa dönüşle backtrack denilen manevra yapılacakken sola doğru yapılmış bir manevra, uçağın pistten çıkmasına sebebiyet vermiş olabilir. bunun çeşitli sebepleri olma ihtimali olsa bile, benim gözümde en düşük ihtimal. dediğim gibi, arkadaşlara güvenim sonsuz.
    7) havaalanında süregelen inşaat çalışmalarından doğan mıcır/çakılların dökülmüş olduğu yerden dışarı çıkıyor uçak. bunlar pist dışında olmalarından mütevellit kaza kırıma etken olamazlar ancak asıl ilginç şey şu, bunlar, oluşan yağmur ile birlikte çamur ve balçığa dönüşerek uçağın mevcut noktaya saplanmasını sağlayıp olası bir faciayı önlemiş olabilirler. büyük bir mucize, bana kalırsa.

    bunun dışında, aklıma başka etkenler/ekleyebilecekler gelirse ara ara editleyeceğim. fikirlerini paylaşmak veya soru sormak isteyen olursa, elimden geldiğince fikirlerimi paylaşıp, yeri geldiğinde diğer arkadaşlardan da bilgi edinebilirim. ancak temennim ben daha fazla bir şeyler yazmadan olayın aydınlanması. böylelikle, yazmaktan imtina ettiğim bu platformda ne daha fazla yazarak vakit kaybetmiş olurum, ne de olayın aydınlanmasından mütevellit cahil/gerizekalı/kendini komik zanneden düşük canlı türleri daha fazla türeyebilirler.

    büyük bir facianın eşliğinden dönülmüş. herkese geçmiş olsun diliyorum. havacılığın kuralları kanla yazılır. umarım daha fazla kural yazmak zorunda kalmayız.
168 entry daha
hesabın var mı? giriş yap