1 entry daha
  • 'yıllar öncesinden bir albümü yeniden yorumlayalım' köşemizin bu haftaki konuk albümü transistor.

    duygusal başlıyorum, her genç gibi tabii ki ben de beatiful disaster'la tanıdım ben de 311'i (o zamannar üçyü zonbir diodum, şimdi tri ilevın diorum). albümü ilk dinlediğimde en cok jupiter'i sevmiştim, ki bence bu şarkı diğerlerinin yanında 311'in alışılmamış melodik yapısının en güzel örneğidir. prisoner, inner light spectrum, no control, running, light years, rub a dub ve tabi transistor albümün "hala" en güzel şarkıları.

    peki ben niye yıllar sora bu albüm hakkında bişiler yazma ihtiyacı duydum, sebebi sabah sabah nostaljik olmam olmamalı. albümün zenginliği olabilir belki. trampete her vuruşlarındaki "tak!" yerine optimum tonda gelen "funk!" sesiyle ilgili bişey olabilir. ya da spoken word'ler haricindeki vokallerdeki uzayda -ya da en azından buralarda diyil- hissiyatı veren tadında reverb-delay kardeşliği de olabilir. bilmem ki, metalik overdrive'lı gitarların nispeten entelce kullanımı mı (ki ben yaşlandım, gitar solosu kaldıramıyorum artık, bu adamlar bana seve seve dinlettiler-sırf o da diil, riff'ler de canavar gibi), yoksa kaynaklarda rap-metal/funk-metal diye sınıflandırılan bi grubun isteyince naifçe dub -ki dub sakat bişey bence, olmayınca olmuyo- icra edebilmesi mi. albümün tarihi 1997 bu arada, hatırlatırım. çok ta devrimsel bi muzik sayılmaz yani, ama yenilikçi demessek te muzisyen hakkı yeriz, ki yetim hakkı yemek gibidir, günahtır.

    stüdyo&kayıt konularında profesyonel olmasam da, iyi bi kayıt duyunca bunu hissedebilicek kadar muzik dinlediğimi dusunuyorum; sesler de pırıl pırıl (cozur cozur gitarlar, eksik olmayan tambourine'ler vs'ler, muhtemelen turntable'dan gelen hiçbişarkıda eksik olmayan elektronika desteği, uzun uzadıya vokaller; bunlarin curcuna yaratmaması buna nefis bi kanıttır bence).

    uzun lafın kısası, transistor hala başarılı bi albüm bence, eğlencesi baki kalmış. bi başka çıkarılıcak sonuç, her sentez-muzik kötü olucak diye bi kural yokmuş, istenince funk-metal-dub-rap-elektronika bile aynı potada eritilebilirmiş. sonuncu sonuç, benim artık düzyazı yazmayı öğrenmem lazım, gene 30 tane parantez kullanmisim.*
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap