3 entry daha
  • bir makale okudum ve öğrendiklerimi aktarmayı görev biliyorum:

    bilinçaltı doktor freud'ta erişilmez yasak bir bölge olarak tanımlanır. bilinçaltınızla ancak bir psikanalistin yatağına uzandığınız yahut hipnoz altına girdiğinizde yüzleşebilirsiniz. ulaşan kim, psikanalist; analist rastgele çağrışımlarla itiraf ettiklerinizi ancak yorumlar, sonra tahmin edileceği gibi yorumları size aktararak tedaviyi yapar.

    teoriye göre bilinçaltı bir bilgisayar gibi tüm yaşadıklarımızı kaydeder; buraya kadar anlaşılır, belki doğrudur, fakat freudçulukta lamarksizmin getirdiği abukluklar vardır..
    lamark'a göre kazanılan karakterler oğul döllere aktarılır. lamarksizm 20. yy'ın başlarında henüz yıkılmamıştı ve freud birçok tezini lamarksizme dayandırarak inşa etmişti. buna göre bilinçaltı yaşadıklarımızı kaydetmesinden öte bir de insanlığın ortak mazisinden izler de taşır ! yani geldiği nokta şudur; odipus kompleksi, elektra kompleksi, çocukta cinsellik (oral, sadik anal, fallik safhalar), kastrasyon korkusu vb hep bu teze dayanır. freud'un bu konudaki klişe tanımlası şu: 'kazanılan psişik karakterler dölden döle aktarılır!'; 'insanın bilinçaltında herzaman ilkel bir babaya sahip olduğu düşüncesi yatar'. kazanılan karakterlerin nesilden nesile aktarılmadığı, 1930'lardan sonra darwinizm'in kabul edilmesiyle kanıtlandı, fakat acaba psişik karakterler aktarılamaz mı ? psikanalistlere göre (freud ve öğrencilerini (adler, jung gibi) kastediyorum) rüyaların yorumu ve seanslar sırasında yaptıkları gözlemler bu durumu kanıtlıyor. hadi bakalım aksini ispatlayabilen varsa beri gelsin..

    siz psikanalizmi bilimsel olmamakla suçlarsanız, sizin de tedaviye ihtiyacınız olduğunu ve bilinçaltınızdaki korkulardan tabana kuvvet kaçtığınızı duyarsınız. çünkü 'erişilmez ve deney yapılamaz yasak bölge' bilinçaltı söz konusudur. çok bilimsel değil mi ?

    aslında bu entry ile kendimi yalanlamış oluyorum; (bkz: escinsellik toplumsal bir dayatmadır)'daki bana ait birçok düşünce böylelikle geçersizmiş gibi oldu şimdi. olabilir.
    fakat bence daha önemlisi bilimsel bir önermenin niteliğiyle ilgili sonuçtur: freudçuluğun büyük bir bölümünde yanlışlığı ispatlanamayan önermelerin doğru kabul edilmesi durumu vardır.
    'bütün kargalar siyahtır' önermesi bilimsel bir önermedir; günün birinde yeşil bir karga da bulunabilir. fakat 'uzayda hayat vardır' önermesi bilimsel değildir; bunun aksi kanıtlanamaz ve fakat doğruluğu hakkındaki kanıtlar önermeyi bilimsel kılacaktır.
    bir önermenin bilimsel olabilmesi için 'onun yanlışlığını kanıtlayacak metodların var olması gereklidir'. yani bilimsel tezimiz yahut teorimizin, çürütülebilir fakat çürütülememiş olması gereklidir. bunun dışındaki her tez bir olasılık olmaktan öteye geçemez. bu konu epistemolojinin bir sorunu.

    sanırım bir de çok ses getiren mühendis'in garajımdaki ejderha entrysi de bu açıdan incelenmesi gerekiyor.
412 entry daha
hesabın var mı? giriş yap