• küreselleşmenin eteğini kaldıran bize ne menem bir şey olduğunu gösteren ender yerli iktisatçılardan.
  • yaşı ile enerjisi arasındaki pozitif korelasyonu algılamakta güçlük çeken öğrenci sayısı oldukça fazladır. bir cumhuriyet hanımefendisinin nasıl birşey olduğunu merak edenlerin aradığı cevaptır kendisi.

    bu arada 20. yy iktisat tarihinden herhangi bir olay onun anlatımında -miş li geçmiş zamanla değil, -di li geçmiş zamanla yer bulur ki bu, dinleyen için önce şoke edici, ardından da oldukça keyifli bir deneyimdir.
  • türkiye'nin iktisadî geri kalmışlığı üzerine çalışmaları her ne kadar değerli olsa da 60'lardan, 70'lerden gelen kalkınmacı külliyâtın** genel devletçi diline azamî kertede sıkışmış kalmış, şahsen bu vakte kadar neden kendisine başvurulmadığın cevabını çok sektirmeden veren iktisat tarihçisi.

    hâlihazırda türkiye'nin geri kalmışlığına odaklansa da - usul gereği yazması gereken - osmanlı imparatorluğu'nun 19. yüzyıl'daki batı kapitalizmine eklemlendiği dönemi oldukça sathî ve ezber bozmaktan uzak olması mesele değil.

    mesele, osmanlı imparatorluğu'nun aslî unsurlarını - geriye dönük ve ittihatçı düşünceden şiddetle alınmış feyiz eşliğinde - azınlık olarak nitelemesi ve ittihatçıların millî iktisat siyasâsında şiddetle kendini bulmuş komprador burjuvazi söylemini yeniden ve yeniden üretmesi. batı anadolu'da 1820'lerde gelip çiftlik kurup, çalıştıracak ücretli işçi bulamayınca bunları kapatıp giden ingilizler için şöyle buyuruyor "tanzimat'tan 21. yüzyıla türkiye ekonomisi" adlı eserinde:

    "[...] ingilizlerin başta tarım, batı anadolu’daki yatırımları oldu; bunlar eski üretim ilişkilerini, üretim biçimini, yarı-sömürgeleşme yolundaki dışa bağımlı tek yönlü gelişmeyi ve hıristiyan azınlıkların osmanlı karşıtı eylemlerinin evrimini hazırlayan etkiler yarattı. [...]"

    kazgan'ın azınlık olarak gördüğü o kadar kesimin, o tarihlerde imparatorluğun aslî unsurlarından olması bir yana bi'l-fiil imparatorluktaki müslümanlarla eşit hâle gelme çabası 19. yüzyılın aslolan hikâyelerinden biri. fakat şu daha fecaat:

    "bir yanda büyük kentlerde yerleşen avrupalı tüccarlar (levantenler), bir yanda onlarla işbirliği içindeki avrupalılaşmaya çalışan gayrimüslim azınlıklar 'ticaret-finans' temeline dayalı merkantil (ticari) kapitalizm aşamasına geçiyor, iç sömürü yoluyla gelirlerini artırıyorlardı."

    nitekim, şu andan bakıldığında 60'larda filizlenen, 70'lerde yeşeren türk solu denen siyasî oluşumun ne kadar türk ve müslüman-perver olduğunu satır aralarında dile getiren, iktisadî geri kalmışlığı devlete atfetmekle birlikte bunların yanına imparatorluğun "olağan" vatandaşlarını/tebaasını öteki kılıp, azınlık addederek ihaleyi bunlara yıkmakla tam da şu günlerin siyasetinin nüvesine bile - bambaşka bir siyasî pencereden de olsa - ışık tutan iktisatçı.
  • iktisat hocası. düşünür.

    "batı insanı, günümüzde insan hakları bayraktarlığına soyunurken, ekonomi düzleminde getirdiklerinin buna uyumu giderek güçleştirdiğini fark etmiyor mu? bu bayraktarlığın anlamsızlığını dile getiren kissinger gibiler haksız mı?"
  • türkiye'deki sermayeyi 1960'larda "montajcı kapkaç sanayii" olarak tam olması gerektiği gibi tasvir etmiş bilim insanı.
    ona göre yerli sanayi, ithalatçı ve aracı yanları ağır basan büyük ölçüde dışa bağımlı yararsız bir sanayidir.
    yaratıcı değil yapıştırıcıdır. katma değer ve teknolojisi çok düşük götürüsü (döviz israfı, ithal bağımlılığı, kar transferi) çok büyüktür.
    2023 yılı akp ekonomisinde halen "yerli milli" sermayemiz için farklı bir şey söyleyememek gerçekten çok acı...
  • boğaziçi köprüsü hakkında, “köprü yapacağımıza birkaç araba vapuru daha inşa edelim. üretgen olmayan yatırımlar türk ekonomisi için büyük bir sarsıntı teşkil edecektir.” dediği rivayet edilmektedir.

    http://iktibas.net/metin.php?seri=947
  • yasina ragmen enerjisi hic bitmeyen kadin...
    bilgi univ. vakif kurucu üyelerinden.
    bir de kaslarina kirmizi kalem cekiyo ..
  • "riziko" kelimesinin aşığı.
  • 2007 mezuniyet töreninde bir popstar edasıyla sahneye çağrılan efsane hoca. nam ı diğer gülten teyze.
  • adam smith'in iş bankası kültür yayınları tarafından yayımlanan "milletlerin zenginliği" kitabına bir özet yazmıştır ki türkçe dil bilgisi açısından akıllara zarar. "patetes, ortaçağ, a.smith" (patates, orta çağ [o ve ç büyük harfle], a. smith) daha gider bu (ayrıca kitapta ilk defa geçen diğer isimlerde neden isim kısaltmasına gitti, hiç anlamadım).

    özellikle kitaplarda, yayınevinin böyle baştan savma baskı yapmasına ayrı kızgınım. üstüne bir de yazan kişinin akademik titrine bakıp editörlük hizmeti teklif dahi etmemelerini hem yüreksiz hem de ahlaksız buluyorum. hele böyle büyük veya önemli yayınevleri böyle işler yapmıyorlar mı, çıldırıyorum!

    geriye sadece utanç kalıyor akademi ve yayıncılık adına.
hesabın var mı? giriş yap