• kök sözcüğü eski türkçede birkaç anlama geliyor. bunlar: gök, mavi ve kutsal.

    tengri sözcüğünün iki anlamı var: gök ve tanrı.

    tengri sözcüğü uygurlarda biraz değişime uğrayarak "tänri" biçimini alıyor ve saygı gösterilen kişiler için de kullanılıyor. "hazret" gibi...

    buna göre kök tengri, "mavi gök", "kutsal gök", "kutsal tanrı" ve "gök tanrı" anlamlarına gelebilir. esasen, tamamı aynı anlamdadır bunların. mavi renk ile kutsallık, kutsallık ile göksellik, göksellik ile tanrılık türklere göre birbirinden bağımsız değildir.
  • elimizdeki yazılı belgelerde geçen kök tengri, tengri vb. sözcüklerin hangi durumlarda fiziki mânâda gökyüzünü, hangi durumlarda gök tanrı'yı işaret ettiği karmaşaya neden oluyorsa, bu durum eski türklerdeki gök tanrı algısının yanlış değerlendirilmesinden doğmaktadır.

    kök tengri'nin göksel (bu sözcüğü sevmiyorum, ancak "semavi" deyince de "ibrahimi" anlaşılıyor.) bir tanrı olduğu, bu özelliği itibariyle bay ülgen ile benzeştiği kesindir. ancak ülgen'in kök tengri'ye eşitlenmesi, onun farklı bir adı olarak ele alınması zorlamadır.

    mesele şu: orkun yazıtlarında umay'ın adı geçmese, yir-sub'a* da bir güç ve irade izafe edilmese, bazıları eski türk dininin klasik anlamda bir tek tanrılı din olduğunu iddia edebilirlerdi. bu örnekler onları tek tanrılılık iddiasından vazgeçirmiyor olsa da bu tezi farklı yollarla savunmaya itiyor.

    oysa orkun yazıtları bir metinler topluluğudur ve (olması gerekene göre) çok az bilgi vermektedir. elimizdeki en kapsamlı metin topluluğu olmasına rağmen...

    şu hâlde, ülgen'in türkler tarafından 8. yy'da tanınıyor olması pekâlâ mümkündür. bıraktığı yazılı belgeler son derece kısıtlı olan eski türk medeniyeti için, "olsa yazardı." gibi bir fikirle hareket etmek ciddi bir hatadır.

    ülgen, evet, daha sonraki yüzyıllarda doğmuş da olabilir. ancak bu hâlde de o gök tanrı (kök tengri) değil, gök tanrı'dan doğma bir tanrı olacaktır.

    burada ülgen üzerinde daha fazla durmaya gerek görmüyorum. ancak şunu tekrar hatırlatmak isterim ki fiziki anlamda gökyüzü olmayan, gökyüzünde yaşamakta olan ülgen'in varlığı, kök tengri'nin de gökyüzü olmadığını, gökyüzünde yaşadığını göstermez. zira, bahsettiğimiz üzere, kök tengri ile ülgen arasında bir ilişki olsa da bunlar aynı tanrı'yı işaret etmezler.

    konuyu fazla dağıttım sanırım, derhal toparlayıp esas meseleye döneyim.

    profesyonel değilim, fazla iddialı ve küstah gözükmek de istemem. ancak kök tengri'nin gökyüzünde yaşayan bir tanrı değil, gökyüzünün bizatihi kendisi olması çok ciddi bir ihtimaldir.

    işte bu durumda, kök tengri yahut tengri ifadesinin nerede gökyüzü anlamına, nerede tanrı anlamına geldiğini incelemek de yersiz bir uğraş olmaktadır. zira türklerce gök tanrı olmayan bir gökyüzü, gökyüzü olmayan bir gök tanrı zaten yoktur.
  • eski türkçe'de mavi gök

    kök: mavi; sonradan göğe mavi rengi sebebiyle kök/gök denmiş.

    tengri: gökyüzü; türkler, uçsuz bucaksız bozkırlarda at koşturduğu zamanlarda, her şeyin üstünde, uçsuz bucaksız ve asla erişilemez olduğu için, gökyüzünü tanrılaştırmışlardır. tanrı sözü de bu tengriden türemiş olsa gerek.
  • pagan grubunun 2.albumu olan oz in transcendencein 2.sarkısı.tamamen turkce kelimeler kullanılarak yazılmaya calısılmıs olup, turklerın orta asya destanlarının saf norveç black metali alt yapısı ile muhtesem harmanlanması sonucu ortaya cıkmıs musiki eseri.sozleri asagıdaki gibidir.

    "dipsiz, geniş, sonsuzdur, kara yelin en altı,
    devinimsizce duran, kapkara bir karaltı..."

    kök-tengri--koruyacaktır seni!
    oğuz-han--tanrı dağı'ndan sana bakan.
    gök-tanrı--gören gözüyle ışır;
    amaç,
    gök-böri'nin gösterdiği yoldadır.

    "...dokuz felek çığrısı, göklerin üst katıdır,
    göklerin en üstünde, dönüp duran çatıdır.
    gök katları dizilir, göklerin altında,
    pek çok acunlar vardır, göğün yedi katında..."

    su,
    od,
    demir,
    gökten indirilmiş,
    kök-tengri kişioğluna şöyle seslenmiş:
    "yerini, yurdunu koru, kısa zamanda kur ordunu.
    güneş doğudan doğar, sakın unutma bunu."

    "...bir göbek yeri vardır, göklerin ortasında,
    kök-tengri uçmak kurmuştur, katların arasında."

    kök-tengri--koruyacaktır seni!
    oğuz-han--tanrı dağı'ndan sana bakan.
    gök-tanrı--gören gözüyle ışır;
    amaç,
    gök-böri'nin gösterdiği yoldadır.

    yeryüzü, göklerin altında,
    orta-acun da derler buraya.
    er-sogotoh'un çocukları yaşar,
    gök-tanrı'nın verdiği kutla.
  • asıl biçimi uzun ö sesi ile 'köök tengri' olan söz.

    köök (mavi, yeşil, turkuaz) sözcüğü için:
    - divanü lugati't-türk'te 'köök' diye geçer (iki tane vav harfi kullanılmıştır).
    - türkmencede üzün ö ile okunur: 'göök'.
    - türkiye ve azerbaycan türkçelerinde uzun ö kısalırken sonundaki k ünsüzünü yumuşatmıştır: az. 'göy', tr. 'göğ-'***.
    - halaççada vurgulu uzun ünlüler korunurken ö sesi daralmıştır: 'kiiek'.

    tengri (gökyüzü, sema) sözcüğü için:
    - divanü lugati't-türk'te 'tengri' (gökyüzü, ulu olan) diye geçer.
    - eski uygur türkçesinde 'tengri' (gökyüzü, tanrı) diye geçer*.
    - orkun yazıtlarında 'tengri' (gökyüzü, tanrı) diye geçer.
    - karahanlıca türkçe ilk kur'an çevirilerinde 'allah' karşılığı olarak 'tengri' veya 'tangrı' olarak geçer.
    - moğolcada 'tengere' diye geçer.
    - sibirya türkçelerinde genellikle 'tenger/tengir' diye geçer.
    - oğuz türkçelerinde**** 'tangrı/tanrı' olarak geçer.

    'tengri' sözcüğünün kökeni için:
    - divanü lugati't-türk'te 'tengür-' (göğe yükseltmek) ve 'teng-' (göğe yükselmek) sözcükleri geçer:
    - 'ol okı tengürdi' (o kişi, oku göğe fırlattı)
    - 'kuş tengdi' (kuş göğe yükseldi)

    orkun yazıtlarınadn örnek tümce:
    'tengriteg tengride bolmiş türk bilge kagan bu ödke olurtı.' (kültigin yazıtı, doğu yüzü 1. dize)
    yani 'gök gibi tanrıdan* olmuş türk bilge kağan bu çağa (tahta) oturdu.'
    bu örnekte nerede 'tanrı' nerede 'gökyüzü' anlamının geçtiği açıktır. ercilasun'un, thomsen'in ve tekin'in çevirileri sorunludur.
  • islam öncesi türk toplumundaki tanrı anlayışıdır.

    türkler hem gökyüzünü hem de tanrıyı ifade etmek için “kök tengri ya da gök tanrı” kavramını kullanırdı. en büyük, en üstün ve en yüce olan tanrının, gökyüzünün en üstündeki son gök semasında bulunduğuna inanırlardı.

    islam öncesi türk toplumunda gökyüzü ile tanrı arasındaki ilişki; klasik doğa felsefesi, fizik, matematik, astronomi bilimlerinden kaynaklanır. tanrının varlığının mükemmel ve sürekli olması anlamında iki açıdan tanrı, küre ve daire şekilleri ile sembolize edilmiştir. klasik matematik ve astronomiye göre 3 boyutlu şekillerin iyisi küre olarak kabul edilmiştir. bu yüzden mükemmel ve sürekli tanrı, küreye benzetilir.

    kök tengri'nin yaratma ve faal olma özelliği vardır.

    yaratma / var etme: türkler; gökyüzünün, yeryüzünün ve insanların gök tanrı tarafından yaratıldığını düşünürler. orhun yazıtları'ndaki kül tigin yazıtı bunun kanıtıdır. bu yaratmanın yoktan yaratma mı yoksa var olandan yoğurarak yaratma mı ya da kaos halinde olanın düzene sokulması mı bilinmiyor.

    varlıklar üzerinde etkide bulunma / faal olma: sadece gök tanrı değil, başka yarı tanrısal güçler de bu etkiye sahip.
  • ''köktengri'' şeklinde birleşik yazılması gerekendir.

    (bkz: tengricilik)
  • yüce türk ırkının islam yaygınlaşmadan önce inandığı yaratıcıdır. bilinen adıyla gök tanrıdır. moneteist bir şaman inancı olan tengricilikte kutsal yaratıcıya kök tengri denirdi. bu inanışta yaratıcı tekliğinin yanında gücün gerçek sahibidir. savaşların kazananı, kaybedenini tayin eder, yaşam ile ölüm arasına hükmeder ve en önemlisi yeterli gördüğü kişileri kut vererek ödüllendirir ve gerek gördüğünde bu yetkiyi geri alır.

    bu bilgilere kaynak olarak orhun yazıtları gösterilebilir.

    genelde islam inancıyla çok benzerlik kurulmaya çalışılır oysa tek tanrı anlayışı dışında pek bir ortak özellik gösterilmez. zira şaman inanışlarında tanrı figürü diğer semavi dinlere göre her zaman çok farklıdır.
  • kazak dedesi bekin nur muhammed'in "karlı dağlardaki sır" ve "altın elbiseli adam" belsellerinde yer alan türk milletine okuduğu duadan bir alıntı.

    "gök tanrım kollasın, yer anamı korusun, yer yarılıp ot olsun, yeli yarılıp süt olsun, koruyucum (tanrı) yar-yardımcım olsun, tövbesi ar olsun.amin!"

    http://www.dailymotion.com/…s#.uhimtww_0qa.facebook
  • türklerin çinlilerden yardım alamaması sonucu, arapların ( emevilerin ) büyük katliamları ve zulümleri sonucunda, türkleri yenilgiye uğrattıktan sonra, hayatta kalmak için islama geçiş sağlanmadan önce, inandığımız inanç sistemidir.

    müslümanlar türklerin inancını bozduktan sonra tengricilik dağılmıştır ve bir çok din ortaya çıkmıştır. mitolojik olarakta, mısır tanrıları, yunan tanrıları gibi mitolojik karakterler de, tengricilikte büyük benzerlik gösterecek şekilde vardır. zaten daha da derin araştırmalar yaparsanız dünyadaki tüm inanç sistemleri tengriciliğin alt versiyonudur. yani dini de türkler buldu. evet.

    islam barış dini olabilir ama aynı şekilde tek tanrı inancını, daha doğrusu tek inanç sistemini paramparça yapıp, üstüne bir çok tarikat ve hacı hocalarla, islam inancı ve değerlerini bile parçalamıştır.

    ve buna belli ki kök tengri çok kızmış ve islamın olduğu hiçbir yerde huzur ve barış ortamı oluşturmamıştır. türkleri dünyaya hakim kılan kök tengri inancıdır. parçalanmasına sebebiyet veren en temel sebep ise, müslümanlık inancıdır.

    türkleri tarih boyunca gerçek manada yenen aslında tek bir kavim vardır, onlarda araplardır. avrupalılar belki bizim topraklarımızı parçalamıştır, ama araplar bizi biz yapan inancımızı parçalamıştır.

    kişisel düşüncelerim;

    belki de kök tengri tek olmaktan sıkılıp dağılmak istemiştir, ve kendi inanç sistemleri içerisinde en çok insanları manipüle gücü olan inanç yöntemini keşfedip, tekrardan dünyayı yok edip başlattığında, o şekilde bir yönetim sistemi oluşturabilir. sonuçta insanlar sadece birer denek. o yüzden sınav dünyası burası. ya da daha farklı fikir ve düşünce yapılarıyla kendisinin keşfedilmesi ve yorumlanmasını da istemiş olabilir.

    ama kuran'a geniş açılarla bakınca, gerçekten kainat'ın en değerli kitabı olduğu anlaşıldığı için, belki de böyle olması gerekiyordu.

    sonuç olarak tüm inanç sistemlerine karşıyım ben ya. simülasyon tanrısına inanıyorum.
hesabın var mı? giriş yap