• izlandali, indie ve ambient turde tarifsiz bir muzik yapiyorlar. soyle birsey:
    http://youtu.be/z3w_j1z-_7y
    http://www.lastfm.com.tr/music/low roar
  • dört gün önce bir konferansta yaşlı bir adamla (70 falandır) tanıştım. ben kuzey avrupa'da yaşıyorum, adam da buranın yerlilerinden. adamın dedesi ingiltere - abd arasında yelkenli ile yük taşımacılığı yapıyomuş bundan yüz sene önce.

    adamla belki üç saat boyunca aralıksız konuştuk. neden sonra konu müziğe geldi. ne tarz müzik dinlediğimi sordu, "seni sarmaz, ben slow core denen sakin, melankolik, minimalist müzik dinliyorum," dedim. o da bana "tam benim tarzım!" deyip sevdiğim müzisyenleri sordu.

    low roar'un ilk iki albümünü (0 ve low roar), low'un the curtain hits the cast'ini, johanna linnea jakobsson'ın alone together'ını (blue efsane bir şarkı olarak anılacak bundan yirmi sene sonra) ve the white birch'ün star is just a sun'ını önerdim. tek tek not aldı telefonuna.

    "ama," dedim ve gerçekten hüzünlendim (alkolün de etkisiyle), "low roar'un vokali geçtiğimiz aylarda öldü. arkadaşımı kaybetmiş gibi üzülüyorum hâlâ."

    ...bugün email attı bu yaşlı adam bana. tüm önerilerime bayıldığını; ama en çok low roar'u sevdiğini. o gece öldü dediğimde kimden bahsettiğimi anlamadığını; ama sonrada araştırınca low roar'un vokali olduğunu öğrenince bir başka üzüldüğünü yazmış. "ben artık hayatımın son demlerini yaşıyorum; genç insanların ölümü çok daha fazla üzüyor beni. kırk yaşımda ölseydim, kırkımdan bugüne dek yaşadığım binlerce güzel günü kaçırdığım için kahrolurdum," yazmış.

    ...adam kırk yaşında gitti. arkasında az ama öz bir hayran grubu bıraktı ve dünya'nın bir nebze daha çekilir olmasını sağladı o az sayıdaki dinleyeni için. nur içinde yat birader, ne diyeyim.
  • grubun california da dogan ve buyuyen kurucusu ryan karazija hali hazirda amerikada basarili bir muzisyenken kalkip izlandaya yerlesiyor.
    orada bu grubu kurup album cikartana kadar ise plastik fabrikasinda calisiyor.

    yani o konfor ve maddiyattan daha fazla konfor ve maddiyat icin vazgecmiyor. sadece kalbinin sesini dinliyor.
    ortaya cikarttigi sey ortada.

    dinledigin adamin icten oldugunu bilmek paha bicilemez.
  • hani bazen düşünceleriniz birbirine girer ve birşeyler düşündüğünüzü bilirsiniz ama bir türlü cümlelere dökemezsiniz. özellikle bu anlarda dinlenildiğinde zihindeki bulanıklığı aydınlığa çeviren tınılara sahiptirler. give up parçası da ayrıca bir güzeldir.
  • şu sıralar tüm albümlerini baştan sona dinleyip, saatlerce tek bir noktaya bakmak istiyorum.
  • aynı adlı albümleri, tez yazarken dinlenecek şarkılar kategorisinde tek kişilik din ve devlet yaratan oluşum.

    wikipedia sayfalarındaki bilgilerinin gadasını almayıp da ne yapalım ki şimdi?

    "the album was recorded with nothing more than a laptop in ryan’s kitchen in reykjavík, as a result of having a very low budget after moving to ıceland"
  • sigur ros ile birlikte hayatın fon müziği olabilecek grup.
  • hideo kojima'nın, büyük ihtimal tür belirleyecek muhtemel başyapıtı death stranding için kullandığı i'll keep coming ile beraber, şu sıralar şarkılarını dinlemekten vazgeçemediğim bir grup. kuzey avrupalılar bu işi iyi biliyor; post-rock'dan ambiance'a, melodic death metal'den senfonik metal'e kadar bu kadar geniş skalada müzik üretip bu kadar başarılı olan herhangi bir kültür topluluğu yok sanırım dünya üzerinde.
hesabın var mı? giriş yap