• bu entry kendisi de bir narsist olan israilli psikoloji profesörü sam vaknin’in bir dersinin özetinin çevirisidir. linki aşağıya bırakıyorum.

    bir narsisti manipüle etmenin sekiz etkili yolu vardır. narsist hayallerimizin içine sızar. bizler hayatı tecrübeler değil travmalar, yaralarımız üzerinden öğreniriz. narsistler yaralarınızı fark etme ve onları kullanmada birer ustadır. narsistin kurbanı olan partnerler, yeni bir partner bulmak konusunda güçlük çektiğini dile getirir. çünkü sonraki ilişkilerindeki yoğunluk daha az olacaktır. narsisti bir kere olsun yakın bir partner olarak hayatınıza almışsanız, hayatınıza aldığınız diğer partnerler size siyah beyaz sıkıcı bir film gibi gelmeye başlar. narsist rengârenk bir film gibidir ve yoğun, benzersiz, tekrarı olmayan bir deneyimdir. çünkü hatırlatmam gerekirse narsist hayallerinizin içine sızar ve yaralarınızda bir yankı uyandırır. bundan daha büyük bir samimiyet de yoktur.

    narsistin zihninde gezinmeden önce, onları manipüle etmenin yollarından bahsedelim.

    -no contact (iletişimi kes)
    birinin narsistik kişilik bozukluğu tanısı aldığını düşünüyorsanız anneniz dahi olsa iletişimi kesin, onları sosyal medyadan takip etmeyin, hatta iletişim kurmak zorunda iseniz bunu dolaylı yollardan yapın. bu bir çok terapist tarafından tavsiye edilen en etkili yoldur. fakat hala iletişim halinde kalmak istiyorsanız, diğer tekniklerden bahsedelim.

    -grey rock
    narsistle iletişim kurmak istediğinizde onunla olan konuşmanıza herhangi bir ilgi göstermeyin ve sıkıcı olmaya bakın. kademeli olarak narsistin size olan ilgisi azalacak ve bir sonraki kaynağa geçiş yapacaktır ve bu gerçekten hızlı çalışır.

    -deflection (yer yön değiştirme)
    narsistin de sevemediği ortak bir düşman bulun. bu bir komşu, iş arkadaşı, akraba vs. olabilir. bu sayede bu ortak düşmana karşı narsist ile müttefik olursunuz. bu onlarla dostluk kurmanın bir yoludur.

    -mirroring (aynalama)
    bunu psikopatik narsiste karşı asla denemeyin. çünkü onların dürtü kontrolü yoktur ve şiddete eğilimlidir. aynalama bu anlatacağım teknik için aslında uygun bir kelime değil çünkü aynaya baktığımızda terse çevrilmiş halimizi görürüz ama burada narsistin davranışlarını kopyalamaktan bahsediyoruz. o bağırırsa, sen de bağır. o seni aşağılarsa, sen de aşağıla. seni aldatıyorsa, sen de aldat. aynı ünlü şarkıdaki gibi “anything you can do, i can do better” *
    bunun iki etkisi var; birincisi gerginliği artırır; narsist de aslında tüm zorbalar gibi bir korkaktır. narsist bu gerginlikle karşılaşınca geri adım atabilir. ikinci etkisi ise narsistte öz farkındalık yaratır. narsistin iç gözlem yeteneği ve öz farkındalığı düşüktür. aynalama narsistin kendisini, ne yaptığını görmesini sağlar. psikolojiye ilgiliyseniz bu teknik edimsel koşullanmaya (operant conditioning) benzer. yani narsisti davranış sergilemeye koşullar. bizler edimsel koşullanmayı hayvanları evcilleştirmede kullanırız.

    -shared psychosis (paylaşılmış psikotik bozukluk)
    bu tekniğin travma bağı (trauma bounding), stockholm sendromu gibi farklı isimleri de var. bu teknik aynalamanın tam tersidir. narsist ne yapıyorsa, onu abart. örneğin; “bugün iş yerinde bu problemi ben çözdüm, diğer salaklar bunu başaramadılar ama ben beş dakikada hallettim.” diyorsa, sen de “neden beş dakikanı aldı ki sen o kadar harikasın ki bu senin aslında iki dakikanı alırdı, neden işyerindeki bu salaklarla vaktini harcıyorsun ki sen çok daha iyisini hak ediyorsun.” diyebilirsin. yani narsistin büyüklenmeciliğini karikatürize et (kısaca dalga geç). buna edebiyatta parodi deniyor. bu öylesine harika bir etkiye sahip ki narsisti mütevazileştirebilir ve aniden “yok ya ben aslında o kadar da dahi değilim ehe” dedirtebilir. narsist ne kadar manyak olduğunun farkında olsa bile bu sayede onun psikotik dünyasına girebilir ve onu abartıp, büyütebilirsin.

    -provide supply (kaynak sağla)
    narsiste kaliteli bir kaynak sağla. narsistin elbette ki kaynağı ilgidir (attention). bu ilgi pozitif ya da negatif olabilir. bunu sadece pozitif ilgi olarak düşünmeyin çünkü onlar ilginin negatifi dahi olsa bundan beslenirler. yani narsiste “sana hayranım, ne kadar bilgilisin, muhteşemsin, wikipedia’dan bile daha seksisin .” *demen kaliteli bir kaynaktır. fakat ona “senden korkuyorum, sen çok güçlü ve acımasızsın.” demen de kaliteli bir kaynaktır. narsistik kaynak bir uyuşturucuysa, narsist keştir. yani teknik basit, sen torbacı olacaksın. bu yüksek oranda bağımlılık yaratır ve bu kadar yoğun bir kaynağa sahip narsist, başkalarına bağımlıdır hatta borderline bir yanı da vardır. narsist bağımlı bir kişiliğe sahiptir, sen sadece kaliteli bir kaynak sağlamaya bak.

    -withholding (kaynaktan kesme)
    bir önceki tekniğin tam tersidir. önceki teknikte kaynağı sen veriyorken, bunda o kaynağı keseceksin. iletişimi geri çekeceksin `(silent treatment`), seksi geri çekeceksin, yani narsistin öz düzenlemesini sağlayan tüm kaynakları geri çekeceksin. bunu yaparak narsistin seni aramasını sağlayacaksın. ger çektiğin her neyse onu alması için zorlanmasını sağlayacaksın. fakat bu bir önceki teknik ile arka arkaya uygulanmalıdır. yani şu şekilde ilerleyecek kaynak-geri çekme-kaynak-geri çekme… bu aynı zamanda intermittent reinforcement (aralıklı pekiştirme) olarak da bilinir.

    bu bahsettiğim tekniklerde bir şey dikkatinizi çekti mi? bahsettiğim tüm bu teknikler tam olarak narsistik davranışlardır. bunlar bir narsistin birebir size yaptığı davranışlardır. yani diğer bir deyişle bir narsisti manipüle edip, hayatta kalmanın tek yolu bir narsiste dönüşmektir. tüm dünyada yaptığımız çalışmalar gösteriyor ki narsistlerin partnerleri zamanla travma yaşayıp, kurban olunca belirgin bir şekilde narsistik ve psikopatik davranışlar geliştiriyorlar. yani narsizm belki de korona virüsten daha bulaşıcı ve kurbanları karantina altına almanın bir yolu da yok. bu sebeple benim tek tavsiyem, iletişimi kesmektir. onunla iletişim halinde kalmak ateşle ya da ruhunla oynamak gibidir. buna devam ettikçe onun zehrinin bir damlasının da sana bulaşacağından emin olabilirsin.

    kaynak:
    https://www.youtube.com/…sf6pxbsxc&list=ll&index=18

    (bu entrynin devamı diğer bir başlıkta başka bir gün gelecektir.)
  • narsistlerle klinik ortam dışında her karşılaştığımda aklıma davut ve golyat'ın hikayesi geliyor.

    devasa cüssesi ile yenilmez gözüken savaşçı golyat, 40 gün boyunca sabah akşam savaş meydanına çıkıp kendisinin karşısına gelecek bir savaşcıyı çağırır. ama o devasa cüssesine bakan kimse cesaret edip karşısına çıkamaz. en sonunda davut öne atılır. genç bir çobandır. golyat'ın karşısına çıkarken ona verilen zırhı kabul etmez, sapan ve beş tane taş alır sadece. ve o hafifliği ile hareket eder, golyat ise zırhlar içinde, dev cüssesi ile son derece ağır hareket etmektedir. sapanla attığı taşlardan birini golyat'ın zırhla kaplı olmayan tek yeri olan alına isabet ettirir. onu devirdikten sonra golyat'ı kendi kılıcı ile öldürür.

    narsistler de böyledir işte, o kocaman gözüken şişkin imgeleri ve kalın zırhlarının arasında narsistik zedelenmeye yol açacak küçük boşluklar vardır. küçük bir taş bile onları yerle bir edebilir. devasa gözüken narsist, aslında bir kuş kadar kırılgandır...
  • mesleğim nedeniyle bu insanları hem teorik anlamda hem de pratik anlamda tanıma imkanına sahip oldum ve bu nedenle de bu insanların bazı özelliklerini yazmak istedim. oldukça uzun bir entri olacaktır.

    narsist insanlar ile ilgili en büyük yanılgılardan birisi bu insanların hayatlarına bağımlılık özeliklerine sahip olan insanları aldığının düşünülmesidir. evet bu özeliklere sahip insanları da hayatlarına dahil ederler ama aynı zamanda güçlü insanları da bir av olarak görürler. yani oldukça öz güvenli, zeki, kariyerli, başarılı bir insanda narsist insanların hedef tahtasına yerleşir ve bu insanları fethetmenin hazzı çok daha yüksektir. bu insanlar ile muhatap olmak zorunda kaldıysanız unutmamanız gereken en önemli şey şu şudur "onların yaptığı hiçbir şeyi kişisel olarak algılamayın, olay sizinle ilgili değil bu insanlar siz bunları hak ettiğiniz için bunları yapmıyor, bu insanlar hayatlarına aldıkları, hayatlarında olan her insana aynı şekilde davranıyor, sevgilisi, çocuğu, annesi, babası, eşi, kardeşi olması hiç fark etmez, herkes onların gözünde bir nesnedir, hayatlarındaki herkes onlara hizmet eden bir objedir. "bunu bildiğiniz zaman" bana bunları neden yaptı, ben bunları hak edecek ne yaptım" sorusunun da cevabını bulmuş olursunuz.

    karşınızda kişilik bozukluğuna sahip bir insan olduğunu asla unutmayın. bu insanların içinde asla dolmayacak bir boşluk vardır. bu hayatta onlardan başka kimsenin bir önemi yoktur. herkes onlara hizmet eder ve önemli olan tek şey onlardır. aynı zamanda bu insanların altını kazıyıp, içine baktığınız zaman aslında kendiyle savaşan ve ciddi anlamda öz güvensiz bir insan görürsünüz. zaten bu öz güven eksikliği nedeniyle sizde olan iyi özelikleri kendilerine çekmeye çalışırlar. narsist insanların enerji vampiri olduğunu bilmek gerekir. sizin enerjiniz, sizin güzel özelikleriniz onların yaşam kaynağıdır. unutmayın narsist insanlar sizin ışığınıza çekilir ve tek amaçları o ışığı kendine mal etmek ve sonunda söndürmektir.

    herkesin verdiği bir tavsiye vardır "bu insanları hayatınızdan çıkarın" fakat olay narsist insanı hayatından çıkarmak değildir aslında olay narsist insanın size yaptıklarını kabul edememek ve size yaşattığı şeyleri hak etmediğinizi bildiğiniz için o insanla birlikte olduğunuz dönemde ya da hayatınızdan çıktıktan sonra kendinizden nefret edip, iğrenme halinde olmanızdır. çünkü o insanla birlikte olduğunuz dönemde asla yapmam dediğiniz şeyleri yaptınız, asla katlanmam dediğiniz şeylere katlandınız, bir başkası yapmış olsa "ne yapıyorsun sen salak mısın bak bu insan seni sevmiyor, seni kullanıyor" diyeceğiniz şeylere boyun eğdiniz ve bunları utancınızdan kimseye anlatamadınız. belki anlatmak isteseniz bile size uyguladığı sosyal izalasyon nedeniyle çevrenizde kimseyi bulamadınız. bu yöntem onların sıklıkla uyguladığı bir yöntemdir ve sizi tam anlamıyla kendine bağımlı hale getirip yalnız bırakma stratejisinin bir eseridir.

    ben burada narsist bir insan ile ilişkinin başında ve sonunda meydana gelen farkları anlatmaya çalışacağım. unutmayın karşınızda sevmeyi bilmeyen ve sevme yeteneğinden mahrum olan bir insan var. bu asla değişmeyecek, bu insan hiçbir zaman değişmeyecek, ne yaparsanız yapın bu olmayacak ve ister eşi olun, ister sevgilisi, isterseniz anne babası ya da çocuğu olun kimseyi asla sevmeyecek. sadece sevdiğini iddia edecek ama gerçek sevginin ne olduğunu hayatı boyunca asla bilmeyecek.

    öncelikle ilişkinin ilk başlarında sizin iyi özellikleriniz göklere çıkarılır. yani sahip olduğunuz o ışık, göz kamaştırıcı ışık daha da parlak hale getirilir. sizin çok iyi birisi olduğunuz, sizin aslında çevreniz tarafından anlaşılmayan birisi olduğunuz, sizin de hata yaptığınız ama bu hataların öyle çok büyük şeyler olmadığı size empoze edilir. fakat ilişkinin ortalarında ya da sonlarına doğru artık sizin bu iyi özellikleriniz tam anlamıyla yerden yere vurulmaya başlanır. burası değersizleştirme aşamasının başladığı yerdir. narsist artık sizin dünyanın en iğrenç insanı olduğunuzu size empoze etmeye başlar. artık sizin ışığınızın sönmesinin zamanı gelmiştir. artık sizi kendine bağımlı kılmaya çalışır. hakaretler havada uçuşur, sizin kimse tarafından sevilmeyecek bir insan olduğunuz sürekli söylenir, yaptığınız her şeye bir bahane bulunur, sizin aptal, salak bir insan olduğunuz sürekli olarak söylenir. sizin sınırlarınız her daim ihlal edilir. öylesine bir aşağılamaya maruz kalırsınız ki bir süre sonra siz de dünyanın en iğrenç, hiçbir şeyi hak etmeyen, yaptığınız her şeyin hata olduğunu düşünen ve hayatınızın sonuna kadar mutsuz yaşayacak bir insan olduğunuza inanmaya başlarsınız. narsist insanın da amacı budur zaten sizin bu şekilde düşünmenizi sağlayarak ona daha da bağımlı hale gelmeniz ve kendinizden nefret etmenizi sağlamaktır. değersizleştirme bir insana yapılabilecek en kötü şeylerden birisidir fakat dediğim gibi olay sizinle alakalı değildir narsist herkese bu şekilde davranır zaten.

    ilişkinin başlarında çok anlayışlı bir insan vardır. üstelik sizinle ilgili çok şeyi de merak eder siz bu merakın sevgiden kaynaklı olduğunu düşünürsünüz çünkü sizin iyi niyetli bakış açınıza göre sevmeyen insan merak etmez değil mi? ama narsist insanın bunu yapma amacı bambaşkadır. narsist insan bunu sizi nereden ele geçireceğini öğrenmek, sizin yumuşak karnınızı anlamak ve ileride bunları size karşı kullanmak için öğrenmek ister. ilişkinin başlarında geçmişinizde olan şeylerin herkesin başına gelebilecek şeyler olduğu ya da herkesin hata yaptığı söylenirken ilişkinin devamında tüm bunlar size karşı kullanılır. bunun çok çeşitli örnekleri vardır "seni kimse sevmemiş ki zaten, sen sevilecek bir insan değilsin zaten, sen bu kadar aptal bir insansın zaten, sen en düşük insanların bile yapmayacağı şeyleri yapmışsın zaten..." olay artık tamamen sizinle ilgili bir hale gelir. hatta yeri gelir hayatınıza giren size kötülük yapan insanların bile takdir edilir" demek ki sen hak ettin ki bunları sana yaptılar, sorun onlarda değil sende" her durumda suçlu siz olursunuz. bir süre sonra da buna inanmaya başlarsınız. ona güvenip açtığınız geçmişiniz artık sizin kabusunuz olmuştur. artık sizin en yumuşak yerlerinizi bilen bir insanın size bir sonraki yumruğu nerede ve nasıl atacağını kurbanlık koyun gibi beklersiniz. bütün hayatınızda huzursuzluk ve korku hakim olmaya başlamıştır, bundan kaçınmak için kendi içinize çekilirsiniz, sırf daha da fazla incinmemek adına. ne acı bir şey değil mi? halbuki bir ilişkinin sizi mutlu etmesi gerekirken siz de bunu adınız gibi bilirken ağına düştüğünüz bir narsist yüzünden bu hayatta cehennemi yaşarsınız.

    narsist daha sonra sizi kontrol edebilmek için iki yönteme başvurur. bunlar sessizlikle terbiye etme ya da öfke nöbetleri şeklinde gelişir. sessizlik ile terbiye etmek umursamamak şeklinde gelişir, kendini sizden tamamen izole eder ve siz ona yeniden ulaşmak için çırpınır durursunuz. siz kendinizi ona anlatmaya çalışırsınız çünkü sizin bakış açınıza göre sorunlar konuşarak çözülür. ama şunu unutmayın ki sizin kendinizi anlatma çabalarınız onun gözünde sadece egosunu tatmin etmeye yarar. çünkü artık ona bağımlı olduğunuzu tam anlamıyla fark eder. bazı narsistler ise öfke nöbetine başvurur. hakaretler, aşağılamalar havada uçuşur. hatta bazen şiddete bile varabilir bu durum. siz bu öfke nöbetleri karşısında onu sinirlendirmemek için kendiniz olmaktan çıkarsınız bir süre sonra. hiçbir suçunuz olmadan yaptığınız bir şey, düşündüğünüz herhangi bir şey onun öfkesini tetikleyebilir. bu yüzden de korku içinde yaşamaya başlarsınız. her şey onun istediği şekilde olmaya başlar çünkü onun istediği olmazsa sizin canınız yanacaktır. bunu bildiğiniz için sorun çıkarmamak için uğraşıp durursunuz ama eninde sonunda mutlaka sorun çıkacaktır bunu da adınız gibi bilirsiniz.

    yalandan nefret ederler ama kendilerini uzman birer yalancıdır. onlar için herkes potansiyel yalancıdır ve kimseye güvenmezler. çünkü kendileri bu işin ustası haline gelmişlerdir. kendileri çıkarları için her türlü hileye başvurdukları için sizin iyi niyetle bile yaptığınız şeyler onun gözünde bambaşka anlamlara gelebilir. unutmayın herkes hayatı kendi gözüyle görür ve herkesi kendine göre yargılar. karşınızdaki insanın kötü olduğunu asla unutmayın ve o yalan söylerken sizi çok yalan söylemekle itham ettiği zaman, kötü niyetli birisi olduğunuzu söylediği zaman asla dikkate almayın.

    her durumda haklı çıkacak bir yer bulurlar. hatalı olan her zaman sizsiniz. onlarla tartışmak anlamsızdır. bakın kendileri dünyanın en iğrenç şeyini bile yapmış olsalar onlara bunu yapmaya başkaları mecbur bırakmışlardır. mesela size kızıp hakaret ettikleri zaman bunun suçu tamamen size aittir. onu sinir etmeseydiniz size hakaret etmek zorunda kalmazdı, siz onun istediği şekilde doğru davranmış olsanız bunlar başınıza gelmezdi. o size kötülük yapıyorsa o sizin yüzünüzden olmuştur onun hiçbir suçu yoktur.

    onlara yanılıyor olduklarını söylemeyin çünkü asla kabul etmezler. bir narsist hatalı olduğunu asla kabul etmez. kafasında bir fikir varsa onu başka bir şeye ikna edemezsiniz. siz kendinizi anlatmaya çalışırsınız ama bu narsistin umrunda bile değildir, siz size göre doğruyu anlatmaya çalışırsınız ama bunlar boşuna çabalar olarak size döner. zerre kadar yol kat edemezsiniz. o kafasında her şeyi kurmuştur zaten, öfkesini üzerinize çekmemek için en sonunda "tamam senin dediğin olsun, kabul ediyorum" diyerek kenara çekilirsiniz.

    yaptıkları ve sözleri her daim çelişki içindedir. örneğin bir söz verirler ama bunu yapmazlar ya da bir insanın yaptığı bir davranışı eleştirirler ama kısa bir süre sonra aynısını onun yaptığını görürsünüz. örneğin size değer verdiklerini, sizi sevdiklerini iddia ederler ama aynı zamanda size bu dünyada cehennemi yaşatırlar. işlerine gelmezse çok değer verdiklerini söylediği insanları bile 5 dakika içinde harcarlar. çünkü onlar için başkalarının önemi yoktur sadece kendi çıkarları önemlidir.

    kontrol manyağı insanlardır. her şeyi kontrol ederler. kendileri kötü niyetli insanlar oldukları için kimseye güvenmezler ve başkalarının da onlara aynı şekilde davranacağını düşünürler. bu yüzden de sevgi adı altında herkesi kontrol altına tutarlar. bu kontrol manyaklığı ise ondan başkasının odak noktası olmasını engelleme çabasından dolayıdır. siz kendiniz ya da başkası ile ilgilenmeye başladığınız anda artık sizden beslenme olasılığı kalmaz ve bu onun en son isteyeceği şeydir. kontrol edemedikleri noktada öfke krizleri meydana gelecektir. yani işin sonunda olan yine size olacaktır.

    ilişkide daima kaos hakimdir ve bundan beslenirler. korku ve endişe ile sizi kontrol etmeye çalışırlar. mesela 2, 3 gün ya da bir hafta iyi olsanız sonrasında en olmayacak yerde bir sorun çıkarırlar ve siz ne olduğunu bile anlamazsınız. çok normal konuşurken bile bir anda siz oldukça mutluyken öfke patlaması yaşarlar. siz kendinize "ben ne yaptım şimdi, ne oldu, suçum ne" diye sorup durursunuz.

    duygusal ihtiyaçlarınız asla karşılanmaz. sürekli olarak bir incitilme halinde olursunuz. mutluluk çok anlıktır ve sürekli olarak bıçak sırtında yaşayıp dengesiz bir insanla muhatap olursunuz. narsist insan sizi yerden yere vurduktan kısa bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi davranabilir. bunun nedeni de ağzınıza bir parmak bal çalmaktır, sizi kontrol etmek için bu yolu sıklıkla kullanır.

    sürekli tehdit edilirsiniz. bu tehditler çok kapsamlı olabilir ama genel olarak sizi terk etmek üzerine kurulu tehditler olacaktır. bazen hayatınıza kast edecek ve size zarar vereceğini söyleyen tehditleri de içerir bunlar. "şunu yapmazsan şöyle yaparım, bu şekilde olmazsan gerekeni yaparım" gibi tehditler ile sizin değer algınız ile sürekli olarak oynarlar. siz ise her daim kendinizi açıklamaya çalışırsınız ama bunlar boşuna çabalardır. kurban psikolojini size karşı çokça kullanırlar. yani her daim bir bahaneleri vardır sizi tehdit ediyorsa bile bunun nedeni de zaten sizsiniz. yani bazen sizin üstünüze öylesine gelir ve sizi bazı şeyleri yapmaya mecbur bırakır. bu esnada da size yaptıkları o istismarın hiç önemi yoktur, sizin duygularınızın hiç önemi yoktur. sadece sizin ona zarar vermenizin önemi vardır. hani o size bıçağı sokup durmuştur, sizi kan revan içinde bırakmıştır ama sizin ona kazara ya da "yeter artık beni anla" diyerek batırdığınız iğnenin ucu affedilmez bir hata olmuştur. suçsuz iken suçlu duruma düşersiniz ve ona bunu anlatmanın hiçbir yolu yoktur. siz orada ölürken o kendi minik acısından bahsedip duracaktır. onu kazanmaya çalışmayın çünkü onlar asla değişmezler bırakın hayatı nasıl görmek istiyorsa o şekilde görsün.

    sizin mutlu olmanızı asla istemez bunu ister gibi görünür ama sizin mutsuz ve başarısız olmanız ona zevk verir. mesela hem sizin başarılı olmanızı istediğini söyler ama aynı zamanda sizin hiçbir şey yapmayacak kadar başarısız olduğunuzu sürekli olarak dile getirir. hatta ona rağmen bir şeyler başarmış olduğunuzda bile bunu kendine mal eder. '"ben sana şunu dememiş olsam sen bunu yapamazdın" bir başka örnek de mesela bir insan sizi güzel bir özelliğiniz nedeniyle över bunu ona söylediğiniz zaman şu tepkiyi alırsınız "o seni ne kadar tanıyor ki, senin ne olduğunu en iyi ben biliyorum, onun söylediği şey mi seni mutlu etti." işte narsist böyle bir insandır sizin mutlu olmanızı asla istemez, mutlu olduğunuz anda da bunu yok etmek için her şeyi yapar.

    sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırılma halinde olursunuz. sizi siz yapan hiçbir özelliğiniz takdir edilmez. hep daha fazlasını isterler. örneğin yeri gelir tarzınız eleştiri haline getirilir, yeri gelir saçınız, görünüşünüz, hayata bakış açınız, yaptığınız hatalarınız, hayalleriniz, kişiliğiniz, karakterinizi devamlı olarak eleştiri halinde size sunulur. bunların hepsi sizin değersiz hissetmeniz ve hiçbir işe yaramayan bir insan olduğunuzu göstermek için yapılır. hatta sizi öylesine eleştiri nesnesi haline getirir ki ondan "seninle birlikte olduğum için gurur duymalısın, benim gibi birisi seni nasıl seçti, seninle nasıl birlikte oldum ben, yanında olduğum için şükret" gibi cümleleri de sıklıkla duyarsınız. o ya da başkaları sizden her zaman için daha iyidirler, siz ise bir zavallı olduğunuz için ve size bunu sürekli empoze ettikleri için öyle olduğuna inanmaya başlarsınız. fakat kendinize dönüp baktığınız zaman çevrenizde sizi seven ve değer veren insanları gördüğünüz zaman, iyi birisi olduğunuzu bildiğiniz zaman asıl zavallının ve kötünün de kim olduğunu anlamaya başlarsınız.

    manipülasyon ustası insanlardır. sizin yumuşak yerlerinizi çok iyi bilirler ve her şeyin sonunda ilki dönüp dolaşıp mutlaka size gelir. mesela genel bir konudan bahsederken bile eğer ortada sizi aşağılamasını sağlayacak bir durum varsa "sende böylesin, senin de hiçbir farkın yok biliyorsun değil mi?" cümlesini sıklıkla duyarsınız. istediklerini yaptırmak için, haklı çıkmak için her yolu kullanırlar. sizi gerekirse yoldan çıkarır sonra da sizi suçlarlar. hatta şunu bile duyarsınız onlardan" adam olsaydın da, karakterli olsaydın da ben seni yoldan çıkarırken sağlam durup bunu yapmasaydın, sen zaten yoldan çıkmaya banane arıyordun." olay bu kadar basittir onlara göre işte. en sonunda uğradığınız manipülasyon yüzünden her şeyin sorumlusu olarak kendinizi görürsünüz. bu insanlar aynı zamanda manipülasyon yapan insanlardan da nefret ederler çünkü bir ipte iki cambaz oynamaz değil mi?

    sizinle olmayı seçtiği için dünyanın en şanslı insanı olduğunuzu size sürekli olarak empoze eder. onun geçmişindeki insanlar ile sürekli karşılaştırma durumunda olursunuz. yeri gelir size sizin yanınızda olduğu için çok şanslı olduğunuzu belirtir. ben narsist bir insanın partnerine karşı şunu dediğini duymuştum mesela "benim gibi bir adamın seni koynuna alması bile mucize, benim gibi birisinin sana dönüp bakması bile mucize sınıfına giriyor, senin ne mal olduğunu ben çok iyi bilirim" işte narsist böyle bir insandır. bu tavrını da her daim sürdürür siz sürekli olarak bu istismara maruz kalırsınız. öfke anında falan değil sürekli olarak normal zamanlarda bile buna maruz kalırsınız.

    size lakaplar takarlar. sizinle ilgili inanılmaz aşağılayıcı lakaplar takarlar. bunların çoğu da sizin tarzınız, kişiliğiniz, hayata bakış açınız, görünüşünüz ile ilgili olur. bunlara tepki gösterdiğiniz zaman ise "şaka yapıyorum ben, sen çok alıngan birisin, sana şaka da mı yapılamayacak" gibi seyler ile yine sizi suçlarlar. fakat bunları yapma amacı şaka falan değildir sadece sizi aşağılamak ve değersiz hissettirmek için bu yolu kullanırlar. bir insana kötü lakaplar takmak, ona küfür etmek, onu aşağılamak şaka falan değildir sadece karşınızdaki insanın sizi ne kadar aşağıya çekmeye çalıştığının bir kanıtıdır o kadar.

    sizinle ilgili düşünceleri vardır ve bunlar asla değişmez. buna şöyle örnek vereyim mesela sizin hırsızlık yapacağınızı düşünüyor siz "yok ben öyle bir şey yapmam" derseniz bile bu bir işe yaramaz. o size bunu kanıtlamak için her şeyi yapar. yani masaya bir para bırakır, yere bir para atar siz uzanıp onu aldığınız zaman ise "bak gördün mü sen oradan parayı aldın, işte ben bunu diyordum, sen yapmam dedin ama bunu yaptın, sen işte böyle kendini bilmeyen, yalancı, rezil bir insansın" olayın sonucunda ve yoğun manipülasyon sonucunda dönüp kendinize bakarsınız "hakikaten ben bu insanın dediği gibi biriyim galiba" diyerek kendinize suç bulmaya başlarsınız. fakat durup düşündüğünüz zaman sizi bu yola sürükleyen insanın hiçbir suçu yok muydu? size yapmam dediğiniz her şeyi yaptırmak için size her türlü kötülüğü yapan bu insanın hiçbir suçu yok muydu? hayatta hiçbir şey tek taraflı meydana gelmez bunu hiçbir zaman unutmayın.

    aslında daha yazacak çok şey var ama ben en bariz ve en yıkıcı şeyleri yazmak istedim. bu insanlardan korunma yoluna gelince;

    bir süre birlikte olabilirsiniz sonuçta kimse kimsenin ne olduğunu en başından itibaren anlamaz ama bunları gördüğünüz anda asla bu kişilerin değişeceğini düşünmeyin. onlarla asla evlilik,ciddi ilişki gibi durumların içine girmeyin. onların sizi seveceğini asla düşünmeyin, karşınızda sizden beslenen ve sizin kötü olmanızdan başka bir şey istemeyen bir insan olduğunu asla unutmayın, onların hayatında onların işine yaradığınız kadar olacaksınız ve sizinle işi bittiği zaman harcamaktan asla çekinmeyecek birisi olduğunun farkına varın.

    onların yaptığı hiçbir şeyi kişisel olarak algılamayın. bunlar sizin hak ettiğiniz şeyler değiller. siz kötü olduğunuz için bunlar yapılmıyor o kötü olduğu için size bunları yapıyor. iyi niyetli düşünmeyi bırakın. aradaki farkı iyi anlayın size tüm bunları sürekli bir şekilde reva gören bir insanın iyi olma ihtimali yoktur. o yaralı, o iyi birisi, ben belki de yaptığım davranışlar ile bunları hak ettim diye asla düşünmeyin. hiçbir insan mükemmel değildir ama hiçbir insan da böylesine ağır bir istismara layık değildir.

    ona kendinizi anlatmaya çalışmayın bu bir işe yaramaz. bırakın ne isterse düşünsün, ben öyleyim diyerek kenara çekilin. onu yargılamayın, haksız olduğuna ikna etmeye çalışmayın, onu eleştiri altına almayın. bir narsist herkesi eleştirir ama kendisi eleştiriye asla gelemez. size ben eleştiriye açığım derse bile buna inanmayın. çünkü bunu yaptığınız zaman size nasıl davranacak olduğunu gözlerinizle göreceksiniz. o her zaman için mükemmel bir insandır ve her daim iyi olduğunun söylenmesi gerekir.

    ondan ayrılmanın en normal yolu sizden vazgeçmesini sağlamaktır. bunun için daima kendinize yatırım yapın, onun söylediği hiçbir şeye kulak asmayın, sizi manipüle etmesine izin vermeyin, kendinizi sevin ve bunları hak ettiğinizi asla düşünmeyin. siz kendinizden nefret ettiğiniz müddetçe onlar sizden beslemeye devam eder. ama ne zaman kendinizi severdiniz işte o zaman artık yapacağı hiçbir şeyin işe yaramayacak olduğunu anlar. aynı zamanda eğer sizden vazgeçiyorsa yeni bir beslenme kaynağı bulduğunu sakın unutmayın. bu insanlar asla yalnız kalamazlar. narsist insanlara bakarsanız ya çok erken evlenmiş olduklarını görürsünüz ya da hiç durmadan hayatlarına yeni insanlar aldıklarını görürsünüz. sizden sonra hayatına giren kişiye nasıl davranacağı umurunuzda bile olmasın. başlarda o ilişkide çok mutlu başlayacak ama yeni kurbanı da bir süre sonra cehennemi yaşayacak. siz kurtulmuş olduğunuz sevinin ve geçmişten ders alın.

    narsist kurbanlar bu ilişkiden sonra ders çıkarmayı bilirlerse sonraki ilişkilerinde genellikle çok mutlu olurlar. araştırmalar genellikle bunu gösteriyor. çünkü narsist kurban o kadar farkındalık kazanmış bir halde oluyor ki artık hem kendini tanımış oluyor hem de insanları tanımış oluyor. böyle bir ilişkiden çıktığınız için başınıza gelmiş olduğu için sakın umudunuzu yitirmeyin. onun size empoze ettiği "seni kimse sevmez, sen aşağılık bir insansın" gibi cümleleri aklınızdan silin. siz kurban olarak seçildiniz ve iyi niyetiniz ile bu ilişkiyi oldurmaya çalıştınız. kötü olan siz değilsiniz kötü olan oydu.

    bu ilişkiden çıktınız ve hayatta kaldınız, gerekirse terapi alın ya da bu ilişki deneyimini yaşamış insanlar ile konuşun. çünkü bu istismarı yaşamayan bir insan sizi kolay kolay anlamaz. içinizdeki zehri dökün, artık kendinizi çok daha iyi tanıyor olduğunuzu bilin ve mutluluk umudunuzu asla yitirmeyin. bir süre boyunca kimseye güvenmeme halinde olacaksınız, herkesin kötü ve çıkarcı olduğunu düşüneceksiniz ama bir süre sonra hepsi geçecek.

    hayatta her şeyin bir nedeni vardır bunu sakın unutmayın. bu yol sizin dibe vurmanıza neden olmuş olsa da siz o dipten çıkacak kadar da güçlüsünüz ve buradan çıkıp bambaşka çok daha iyi bir insan olmuş olacaksınız. hayata, kendinize ve insanlara sakın küsmeyin. geçen günlerde narsist bir partnerden ayrılan arkadaşıma mevlana'nın şu sözünü söylemiştim:

    "kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek, ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. sakın acında kaybolma, bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak."

    debe edit: narsist partner konusunu psikolojik bir dille değil de elimden geldiğince hayattan, insanların yaşadığı şeylerden örnekler vererek anlatmaya çalıştım. bu konu sanırım herkesin yaralı olduğu bir konu çünkü mesaj kutum dolmuş bir haldeydi, herkese dönüş yapamadım ama elimden geldiğince cevap vermeye çalışacağım. burada şunu da belirtmek isterim ki terapi hizmeti vermiyorum çünkü lisansım psikoloji olsa bile uzmanlık alanım farklı bir bölüm üzerinden şekillendi.

    narsist insanları "canavar" olarak anlattığımı düşünebilirsiniz. fakat bu insanların istismarına maruz kalan insanlarla konuştuğunuz zaman çoğunlukla şunu duyarsınız "ruhumu kaybetmiş" gibi hissediyorum. hatta bazı kişiler ölümü bile düşünecek kadar istismara maruz kalmış olabiliyor. burada yazdığım özellikler narsist insanların en belirgin özelikleridir, yazdığım bu özeliklerden çok daha fazla belirgin olmayan ve değişiklik gösteren özeliklere de sahiptirler. yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki narsist bir insanın iyileşme oranı en fazla yüzde 10 civarında ki bu da oldukça iyimser bir orandır. her insanın içinde narsist bir taraf vardır bu taraf yoksa zaten sorun vardır demektir ama narsist kişilik bambaşka bir olaydır. narsist kişilik bozukluğu çocukluk döneminde başlar, sorun genellikle anne ile kurulan bağdan kaynaklanır ve ihmal edilen bir çocuk anlamına gelir. bu çocuklar hiçbir zaman büyümezler.

    burada narsist insanı ayıran en önemli şey yazdığım özelliklerin sürekli olarak uygulanması ve buna maruz kalmaktır. hayatınız boyunca ne yapacağını bilmediğiniz ve sizi sürekli aşağılayan, küçük gören (ilişkinin başları hariç) bir insanla olduğunuzu düşünün. bu insanlar empati yapamazlar, bu duygu onlardan çok uzak bir duygudur. bu yüzden de size ne yaptığını anlayamaz, buna gücü yetmez. ilişkinin ilk başlarında sizi idealize eder ve aslında size değil de sizin imgenize bir takım duygular besler. onun zihninde sizi en özel bulduğu şekilde kalırsınız ama siz de bir insan olarak her daim değişim yaşarsınız, bu kaçınılmaz bir şeydir. bu yüzden ilişkinin sonlarında "sen çok değiştin ya da seninle ilgili ilişkinin en başlarında neler düşünüyordum, şimdi neler düşünüyorum" cümlelerini duyarsınız. burada bile aslında sizi suçlar. siz onun zihninde istediği şekilde kalmadığınız için suçlu olursunuz.

    bu insanlar fazlasıyla zarar verme potansiyeline sahip insanlardır. hiçbir ilişki türünde devamlı olarak siz suçlu olamazsınız, siz fedakarlık yapamazsınız, siz kendinizden vazgeçemezsiniz, siz her daim onun istediği kişi olamazsınız. bunları fark etmek zor olsa da bir yerden sonra mutlaka gözleriniz açılır. yaşanan bir olay vazgeçmenizi sağlar. evet narsist kurban celladını özler, onu yeniden arzular ama bu sadece size yaşattığı çok kısa süreli bir mutluluğu özlemektir. verdiğiniz emeklerin karşılığını alma çabasının eseridir.

    sadece kendinize dönün, iyileşmek için gereken adımları atın, onu özlüyor olsanız bile asla iletişime geçmeyin, yeniden hayatınıza girmeye çalışırsa engel olun. narsist bir partnerden intikam almak istiyorsanız tek yapmanız gereken mutlu olmak ve kendinize yatırım yapmaktır. bırakın yerinize başkası gelsin, bu hayatta cenneti yaşama ihtimaliniz varken kendinizi sırf tanıdık alan diye düşünerek cehenneme mahkum etmeyin. sadece tek bir ömrünüz var bunu sakın unutmayın. kimse sizi yaptığınız fedakarlıklar ile hatırlamayacak. bir gün geriye dönüp baktığınızda geçip giden yıllarınızı bir hiç uğruna tükettiğinizi görmek kadar acı bir şey yoktur.
  • çeşitli stratejiler ile yorulmayın. bu size bataklığa sürükler. eğer bataklığa saplanırsanız da kazanan narsist olur.

    bilmeniz gereken en önemli şey şudur; narsist kişiler her ne kadar eğitimli ve başarılı bir statüleri olursa olsun, alt yapılarındaki arıza veren dönem, yani çocukluk dönemleri çok canlıdır. sizin anlamlandıramadığınız o saçmalıklar ve tavırlar silsilesi aslında 6-7 yaşındaki bir çocuğun davranışlardır.
    kendi istediği olsun isteyen
    kuralları belirlemek isteyen
    empati yapamayan
    muhakeme yeteneği olmayan
    istediği olmayınca kızıp gürleyen
    suçlayan ve küsen

    kendinizi bi anda o kişinin ihtiyaçlarını giderirken bulursunuz. ''okumuş etmiş, kocan insan olmuş bu kişinin davranışlarının bir anlamı olmalı '' diye düşünürsünüz! düşünmeyin, bi anlamı yok. o halen çocuk…

    onlara sadece 6-7 yaşındaki bir çocuğa davranır gibi davranın. eğer bunu da yapamıyorsanız o çocuğu *hayatınıza dahil etmeyin!
    karşınızda büyümemiş bir çocuk olduğunu unutmayın yeter.
  • yazdığım tabii ki bilimsel şey değil. ya ulan bu adam ne yazmış diye aşağıya yazdığımı okuyan insan zaten bilimin, psikolojinin filan sikimde olmadığını da anlar da, işte hassas kalpler var dünyada. evet aga ya, hep size cehennem dünya hassas kalbinizden. goethe baba yaa. ne kadar saf, ne kadar temizsiniz. hıhı. hakikaten ha, siyahilere zenci filan diyorlar ırkçılık hep. faşizm. mizojonist aynen. sen geç ben çay söylüyorum. tabii tabii. ben de yanımda mama taşıyorum, hayır da bana niye saldırmıyorlar abi o zaman? ..hah, gitti gevşek. az da kendi kendine üzülsün de motoru soğusun. ben de vesile ile az tecrübe paylaşayım.

    uzan zamandır hasbelkader tanıyıp, herhangi bir ilişkimin olmadığı fakat iş diye idare etmem gereken 2 narsist ile çalışıyorum bir süredir ve benim işimin gitmesi için, bu adamların aralarının iyi olması lazım. bir süredir de çok vakit geçirmeliyiz birlikte. benden 20 yaş büyükler ikisi de, çalıştığım sektörde bildiğin raksıtar adamlar. birbirleri ile de anlaşabilmeleri mümkün değil, en ufak şeyde benim sikim buradan konya'ya gider, o da bir şey mi benim sikim karaman'a gider -çevreyolundan- diye konuşuyor koca koca adamlar. kavga etmesinler diye diplomata döndüm amına koyim, abdülhamit görse lan bu nasıl denge siyaseti diye tebrik eder, enderun'a kaydettirir burslu. monşer oldum bildiğin, yetkililere sesleniyorum dış işleri beni bi değerlendirsin yanisi. işim gitsin diye neler denedim de olmadı anasını satayım. yanlışı düzeltmeye çalıştım, olmadı. tartıştım, olmadı. alttan aldım, olmadı. şakaya vurdum, olmadı. lan sürekli sorun çıkıyor adamlarla ama çözüm odaklıyımdır, sonunda bir metot buldum. ayrıca takım çalışmasına ve esnek çalışma saatlerine uygunum. en kötü özelliğim kendimden çok şey vermek ve sonunda bana zarar vereceğini bilsem bile dürüst olmak. b sınıfı ehliyetim de var. konuyla ilgisi yok ama bulunsun. neyse, narsist ile uğraşan herkese amme hizmeti olarak anlatıyorum.

    8 yaşımda bir yeğenim var. çocuk bana bildiğin tapıyor ve ben, bu çocuğun sevgisini hak etmek için kelimelerin içini doldura doldura hiçbir şey yapmadım. çocuk beni niye seviyor? çünkü çocuk gibi davranıyorum onunla. şimdi allah için çok zor olmuyor çocuk gibi davranmak çünkü ben zaten yetişkin taklidi yapıyorum normal zamanda. öhm. 130 cm boyu ile beni güreşte yerden yere çalıyor oğlan, kanka zehir gibisin diyorum. bak ne kadar hızlı koşuyorum diyor, koridorda koşup geri geliyor, ee hadi kardo koşmayacak mıydın diyorum hani gözle göremedik öyle hızlısın hesabı. pazusunu sıkıyor, bu nedir kardeşim, taş mı demir mi diyorum. çak yapıyor, of elim kırıldı diyorum. artık düşünmeden yapıyorum ha, refleks gibi. çocuk kahkahalarla gülüyor, mest oluyor. beni kendine yakın gördüğünden de yanlış yapıyorsa da uyarıyorsam dikkate alıyor.

    aşağı yukarı 2 haftadır yeğenimle nasıl konuşuyorsam, bu abilerle de öyle konuşuyorum. birader. böyle bir şey olamaz. lan bildiğin aslan be, koç koç diyerek aylardır yaptıramadığım şeylerin tamamını, istediğim şekilde yaptırdım. fdjfdhfdhkfd. vallahi aklımı yiyeceğim. arada bu süreçte yaşadığımız birkaç muhabbeti de anlatayım mesela. bunlar oturmuş 2 ilah, viski içiyorlar. akıllarına ben düşmüşüm, beni de çağırdılar. vardım, oturdum yanlarına. 2. şişeye başlamışlar, kafaları güzel, yarrağı yedik yani.

    -ooo, selçuk hoşgeldin. ben de tam senden bahsediyordum, projenin anasını sikti, hep bok etti diyordum. heğheğhahe. -sarhoş gülmesi, bildin değil mi?-
    +selçuk'cuğum hiç yakıştıramadım. cem bey'ciğim şaka ediyor diye düşündüm ama yoksa gerçeklik payı mı var? -müstehzi bir gülümseme-
    %abi valla cem abi ne diyorsa doğrudur. hatta nezaketinden yumuşatmış da söylemiştir. o 1 batırdım diyorsa ben 3 batırmışımdır.
    -hah-hah-hah-zengin gülmesi bu, es vererek-, selçuk'um seviyorum seni kardeşim. -amına koyim iyelik eki ekleyerek isimle adam mı çağrılır anasını satayım ya, sene 2021 lan-
    %hissiyat karşılıklı abi, bebeğimsin. -öbür idol de keh-keh gülüyor-

    narsistin bu kadar başkasından konuştuğu yetiyor tabii. önce, selçuk benim kardeşim ama ben hiç kimse hakkında kötü konuşmam zaten, başkaları böyle şeylerden prim yapar ama ben yapmam diyerek manyağın birine, biz biliriz birbirimizi cem bey'ciğim, hem bizim prime ihtiyacımız mı var allah aşkına diyerek diğerine geçiyor konunun odağı. ben de kenarda fıstık yiyom, kaju filan yiyom. o şekil. jhdkshdkss. lan bi ara kalkıp kucaklaştılar. sonra döndüler bana sarıldılar. her an biri ver bi alt dudak diyebilir. çok acayip ortamlar.

    bak başka bir gün. aga şimdi futbol mesela benim için olsa da olur, olmasa da olur temaşaya döndüğünden beri ama ikisi de, insanın futbol sevmemesinin beyaz türk özentiliğinden olduğuna ciddi ciddi inanıyorlar. ikisi de futbol hastası. o kadar dinleyesim yok ki futbol sınıf ayrımına tepkidir monoloğu, endüstriyelleşme, pazarlama çağın gereksinimi filan, he, hı, aynen ofsayt filan diye otomatik cevap veriyorum mesele açılırsa. dediler ki selçuk lizbon'a maça gidiyoruz, sen de gel. ya birader, sikmişim lizbon'u. ne işim var amına koyim ya lizbon'da maç diye. şimdi yok abi diyeceğim, maça kadar eziyet olacaklar. dedim ki abi ben hatundan izin alamam, siz nasıl beceriyorsunuz? 2 saat erkeklik tavsiyesi verdiler. aydınlandım, boşandım. şimdi parkta yatıyorum ama kafam rahat. lizbon'da 2 gün dinleyeceğime ofiste 2 saat dinlerim amına koyim, ne olacak. ondan sonra selçuk'cuğum lizbon'a geldiysen aynalı çarşıya muhakkak uğrayacaksın, porto'ya geldiysen nuno gomez'de kuşbalı kaşarlı pide yiyeceksin. yok birader, kalsın.

    ha, hep mi başarı? tabii ki değil. bir klimayı 23 c değil 24 c yapmış bulundum. lan ömrümden ömür gitti. sonra yemekte pişirilirken eziyet edilen bir hayvan yemedim diye felsefe dinledim kalkana kadar. sırtlan mesela avını götünden yer, doğal bir şey bu. sırtlanın evinde interneti, cebinde telefonu, getir'i, yemek sepet'i, sofrasında etinden sütüne alternatifi, önünde menüsü varsa da hususi antilop götü yiyorsa onun da amına koyim ben sırtlan gibi. de kim uğraşacak laf anlatmaya. ya bu arada derece yazarken işaretini koyamadığım için derin kederlere gark oldum. termodinamik ve akışkanlar mekaniği camialarından, ısıtma-soğutma sevdalılarından, boş zamanlarında ısı ve kütle geçişinin temelleri okuyanlardan ve eflak ile bogdan beylik'lerinden samimiyetle özür diliyorum.

    hülasası, müthiş rahatlık. çare arayıp bulamayan varsa insaniyet namına şeyaptım. belki bi psikolojik kitap filan yazarım çok yetkin olduğumdan ama sıkılıyorum ben, bunalıyorum. beni bi salın. ciysıs.
  • neredeyse yoktur.

    narsist (narsisistik) kişilik bozukluğu tedaviye çok zor yanıt veren bir yapıdadır. bu nedenle kendinizi tüketmemek adına ya uzak durmalısınız ya da bununla yaşamayı öğrenmelisiniz. tavsiyem birincisidir.

    çünkü narsistler, haklılığı öz benlikleri gibi benimserler. sizden alabilecekleri her türlü kazanç, üzerinizdeki her çeşit sömürü onlar için vicdan azabına asla yol açmaz. bilişsel davranışçı tedaviye de en geç yanıt veren kibirli mizaçlar arasındadırlar. zeminden küçüklükten itibaren inşa edilen kuvvetli yanlış inançları vardır. özünde değersizlik hisleri vardır. duygusal yoksunluk, öfkeli çocuk hali ve özgüvensizlik girdabında yüzerler.

    bu nedenle bu oluşumu desteklememek adına çocuklarınızı; paşam, aslanım, ne canlar yakacak şeklinde sevmeniz önerilmez.

    konuyla ilgili verilebilecek ender tavsiye, sizin canınızı yaktıklarında, 'bana bunu nasıl yaparsın, sen şöylesin, sen böylesin' şeklinde asla üzerlerine gitmemenizdir. bu çok fazla ters teper. geri çekilin ve bekleyin. kendini ispat etmek için olay yerine geri döner.

    tanım: boşa kürek çekmekle eşdeğer yöntemler.
  • bu yazıda size narsisti deşifre edeceğim. bazı arkadaşlar narsistlerle ilgili çok iyi analizler yapmış. psikiyatr ya da psikolog değilim. iyi bir narsist avcısı olarak kendi görüşlerimi yazacağım o yüzden istemeyen okumasın lütfen. bu başlıkta yazılanları okuyup kendini modifiye edip daha da gizlenmeye çalışacak narsistler vardır illa ki. hatta beni de manipüle etmeye çalışacaklardır ama yemezler, denemeyin.

    narsist etrafınızda gördüğünüz her bencil, kendini beğenmiş, ukala ya da kibirli kişi değildir. narsist çok özel bir organizmadır, psikiyatri aleminin en profesyonel manipülatörüdür. diğer psikolojik rahatsızlığı olanları dışarıdan baktığınızda tespit edebilme ihtimaliniz vardır belki ama narsisti yakalayabilmek, gerçek bir analiz yapabilme yeteneği ister. narsist kurbanlarının çoğu, onun hakimiyeti altına girdiklerinin farkında değildir hatta anlatmaya çalışsanız bile muhtemelen onu savunacaklardır. birçok kişinin narsist’in ne olduğunu bile bilmediğinden eminim. yaptığım gözlemlere göre kadın narsist bir erkek narsiste göre kendini çok daha iyi gizler. erkek olanlar kendini daha çabuk ele verir.

    narsist çok iyi bir tiyartrocudur. ağlayabilir, gülebilir, can dostunuzmuş gibi hareket edebilir, sırdaş gibi davranabilir, seviyomuş gibi yapar, olayları istediği gibi değiştirip gerçekmiş gibi size yutturabilir. o kadar profesyoneldir ki, genelde gerçeklere dayanan yalanlar söyler. yani bir olayın olduğu gerçektir ama senaryoyu kafasına göre değiştirip gerçekten öyleymiş gibi anlatabilir. kurbanlarını elinde tutabilmek için yapabileceklerinin sınırı hemen hemen yoktur. ilişkide olan insanlar bir gariplik olduğunu çoğu zaman hisseder ama bunun hissedildiğini hisseden narsist de yeni stratejisiyle avını tekrar avlamaya çalışır. narsist avına göre yem takar oltaya. önce sizi analiz eder ve size göre bir strateji uygular. kandırabilmek için sınırsız şovlar yapabilir, hediyeler alabilir, fedakarlıklar yapabilir, intihar etme rolü bile yapabilir. sınırsız şovlar… narsistin gerçek yüzünü ancak ilişki gerçekten bittiğinde görebilirsiniz. bu insan nasıl bu kadar küstah, menfaatçi ve hain olabilir dersiniz. maalesef iş işten geçmiştir.

    içlerindeki değersizlik hissi ve kendilerini asla sevememeleri, diğer insanların enerjilerini emme mecburiyeti doğuruyor. ne kadar saçma ve gereksiz değil mi? aslında büyük bir dram içinde olan, mutsuz ama mutlu gözükmeye çalışan, seviliyor olduğunu göstermeye çabalayan, asla gerçeği yaşayamayan kişilerdir. evet mutsuz ve doyumsuzlardır, sahtelerdir.

    bunun ayrıntılarına pek girmeyeceğim, bu ruh halini derinlemesine açıklayan bazı entryler var. genelleme yaparsak; seviyorum dediği, dost, sevgili, arkadaş, akraba etrafında kim varsa onlara hasar verirler, tuzaklar kurarlar. güzel, başarılı, zeki vs. kim varsa düşmanlık beslerler. amaçları bu kişileri değersizleştirmektir. diyeceksiniz ki bir insan neden bunlarla uğraşsın ki? onu ben de bilmiyorum.

    bir kişinin narsist olduğunu nasıl anlayacağız?
    eğer mutsuz ve huzursuzsanız, içinizde hep bir şüphe varsa, yalanlar yakalıyor ama her seferinde yalanlarına inanmak istiyorsanız, iç sesiniz size hep bu işte bir yanlışlık olduğunu söylüyorsa ilişkiyi sorgulayın. ama gerçek bir kurbanın bunu yapabilme ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyorum açıkçası.

    narsistle baş etmek…
    genelde uzaklaşın, silin, kaçın denmiş. eğer hiçbir bağınız yoksa kesinlikle uzaklaşın. ama zaten uzaklaştığın kişiyle baş etmene gerek de yok. tabi önce o kişinin narsit olup olmadığını anlaman gerekiyor.

    eğer uzaklaşamıyorsanız. bu patronunuz, akrabanız, sevgiliniz, eşiniz ya da iş arkadaşınız olabilir. eğer sağlam bir kişiliğe sahip değilseniz ya da gerçekten kararlı ve emin değilseniz işiniz zor. narsist avlar. yıllar geçse vazgeçmez, ne kadar büyük suçu olsa da bunu isteyerek yapmadığı konusunda sizi ikna etmeye çalışır. dedim ya çok iyi tiyatrocudur. gözünüzün önünde bi ağlar, kendinizi suçlu hissedersiniz. avının gerçeği görebilme yetisini ve algılarını bozar. sizi yeteri kadar sömüremediyse ve sizinle işi bitmediyse asla vazgeçmez.

    kararlı davranıp uzaklaştınız diyelim ama hala aynı ortamda bulunmak zorundasınız. saldırıya hazır olun. sizi değersizleştirmek için elinden geleni yapacaktır. tek tek yazmaya gerek yok, bu konuda da sınırsız olabilir.

    empati kuramayan, duyguları gerçek olmayan, menfaati için yapacaklarının sınırları olmayan biriyle nasıl baş edilebilir?
    burada kişinin size olan yakınlık durumuna göre davranmanız gerekiyor. mesela kardeşinizse ya da yakın akrabanızsa idare edip ilişkinizi minimuma indireceksiniz. sevgilinizse ya terk edin ya da başınıza gelecekleri kabullenin. ne yapacağınız size kalmış ama ilişki devam ettikçe huzurunuz asla olmayacak ve size yüklenen suçluluk duygusuyla baş etmekle uğraşacaksınız.

    eğer sevgi beslemediğiniz ve aynı ortamda olmanız gereken biriyse görmezden gelin, umursamayın. en sevmedikleri şey bu. ama bunu yaparken dikkat edin çünkü görmezden geliyomuş gibi yaptığınızı anlarsa bu narsist için bir oyundur. narsistler oyunu sever ve bu onun için aslında hala irtibatta olmaktır. onu gerçekten görmezden gelin.

    tekrar bi türlü iletişime geçmek için hakkınızda konuşur, etrafındakilere kötüler, iftiralar atabilir, yalanlar söyleyebilir. sinirlenip yüzüne söylediğiniz bir söz, yazdığınız bir mesaj bile onu mutlu eder. irtibatta olmak; kötü bir şekilde bile olsa, görmezden gelinmekten çok daha iyidir onun için, gidip sövseniz bile. siz de profesyonel olmalısınız. bu gibi durumlarda sizin için çok değersiz biri olduğunu, zaten yalancı olduğu için sözlerine inanılmaması gerektiğini, ona bu sözleri ulaştıracak birilerine sakince söyleyin. bunu duyduğunda gereken hasarı kendi kendine verecektir.

    patronunuzsa huyuna gitmeye çalışın, kendinizi ezdirmeyin ama saldırıya da geçmeyin. konuşma sürenizi minimumda tutmaya çalışın. narsistler genelde başarılı, zeki, yakışıklı, popüler vb. iyi özellikleri olan kişilere saldırırlar. güçlü kişilerden alacakları enerji onları tatmin edebilir çünkü. diğerleri ise sadece oyuncaktır onlar için.

    narsistler korkaktır. dik duruşlarının altında aşırı kırılgan, özgüveni düşük, kendini sevemeyen bir yapılanma mevcuttur. sizin ondan korktuğunuzu anlarsa daha fazla saldırır. saldırmayın ama aba altından sopayı gösterin, korkarlar.

    son olarak narsistin en sevmediği şey deşifre olmaktır. gerçek bir eleştiri yıkıcıdır. gizlediği bir ayıbının bir kusurunun bilinmesi, ya da burnunun yamuk olduğunun söylenmesi gibi. belki işinize yarar…
  • narsistliğin bir kişilik bozukluğu olduğunu hiç unutmamaktan geçer.

    narsist, "özgüveni yüksek, kartları açık oynayan insanlarla anlaşabilen" kişi değildir. dürüstlük de dahil olmak üzere hiçbir erdemi takdir etmez zaten.

    narsistin kendine aşık olduğu da bir mittir. mitolojideki yakışıklı narcissus ile kendilerini eşleştiren herkes kendine "ben narsistim" diyor. bu insanların çoğu narsist değil zaten. bambaşka bir şey. eser miktarda zeka içeren.

    sonsuza kadar hatırlatacağım:

    baş etmeye çalıştığınız narsist dediğiniz kişi, narsistik kişilik bozukluğuna sahip patolojik bir bireydir. sizi, duygularınızı, enerjinizi sömürür. bunu da tam da özgüveni yüksek pırıl pırıl bir birey olduğunuz için yapar. kendinden içten içe ettiği nefretle sizi soldurmak ister.

    bu başlık altında makalelerden ve derslerden çeviriler yapan güzel insanlar var. onlara yakın, "ben narsistim" diyenden uzak durun.

    bu da benim literatür derlemem. buyrun
  • bu entryimin amacı narsistlerle başa çıkmanız için değil ama 'dark psychology'nin ne olduğunu az çok bilirseniz, manipülasyonların farkında olup kendinizi onların kurbanı olmaktan kurtarabilirsiniz.

    burada herkesin dediği gibi onlarla başa çıkamazsınız çünkü toplumun en hasta ve en karanlık ruhlu insanlar kategorisine girebilirler bu kişiler.

    farkındalık yaratacak o bilgileri sizinle paylaşıyorum;

    rollercoster effect: bu narsist arkadaşlar ilk önce size harika bir profil çizdikten sonra sizde obsesyon yaratmak için birden ortalıktan kaybolurlar. haftalar boyunca lovebombing dediğimiz olayı gerçekleştirdikten sonra hiçbir açıklama yapmadan ansızın giderler. kurban ise çaresiz ve merak içerisinde kalıp savunmasızlaşır. birden beklemediğiniz anda çok makul bir sebep sunarak neden gittiğinin açıklamasını yapıp ortaya çıkarlar. bunu ilişkinin başında birkaç kez yapmalarının sebebi kurbanı kendisine karşı takıntılı hale getirmeyi hedeflemeleridir.

    mirroring: narsist kişisi insanları analiz etmede çok iyi olduğu için kurbanının zaaflarını ölçüp biçmiştir. kurbandan topladığı iyi-kötü verileri sanki kendisinde de o özellikler varmış gibi bir taklide girer. kurban da zavallı, ruh eşini bulduğunu falan sanır. narsist kişisi sadece kurbanı özel ve değerli hissettirmek için maske taktığı kısım bu evredir.

    harmless rejection: bu evrede narsist kişisi size çok sevdiğini ve değer verdiğini ama neden birlikte olamayacağınız hakkında senaryolar üretir. bu da kurbanda büyük bir obsesyon yaratır çünkü sevgi varsa her şey çözülebilir diye düşünür kurban kişisi. narsisti bir o kadar fedakar aynı zamanda da ulaşılmaz görür.

    endless lying: yalan zaten olmazsa olmazı bu dark side yolcusu narsist kişiliklerin. sesleri bile titremeden bir cümlede onlarca yalan söyleyebilirler. hayatları yalan dediğimiz kişiler kategorisine kolayca girebilirler. her şeylerinden şüphe duymak en akıllıca hareket olabilir.

    seeking others validation: sürekli kendini överler, çocukluk evresinde ebeveynlerinden(özellikle anne) sevgi, onay, değer alamamış narsist
    kişisi içindeki onu yutan sevgisizlik hissini bastırmak adına başkasının onayı ve değerine muhtaçtır.

    narsistlerle baş etmeye sakın kalkışmayın, çok geç olmadan ailenizden birisi değilse hemen hayatınızdan çıkarın. yoksa geçmiş olsun.
  • yaptığının birebir aynısını yapmak. en büyük hata, "böyle yapmana çok kırıldım çünkü xyz" diye konuşmaya çalışmak olur çünkü sizi aslında kırılmadığınıza veya kırıldıysanız da bunun çok saçma olduğuna, zaten hep onu böyle "kırıldım" diyerek üzdüğünüze yüzde yüz ikna eder, onun da hatalı olabileceğine dair en ufak kuşkunuz kalmaz.

    özür ve pişmanlık beklediğiniz her konuşmanın sonu, sizin ondan özür dilemenizle biter.
    çünkü bu kişiler duygusal empatiden yoksun ve manipülasyon yeteneklerini hayal bile edemezsiniz.

    bilişsel anlamda empati yetenekleri çok iyidir aslında.
    yani kim neyi neden, ne amaçla yapmış, beklentileri nedir, ne duymak istiyor, bunları adeta hayran kalınacak düzeyde iyi anlarlar.
    sizi en çok neyin kıracağını ve nasıl kıracağını açık bir kitap gibi okuyabilirler.
    ama sizin hissedeceğiniz duyguların küçük de olsa bir parçasını dahi hissetmezler.

    yani sizi üzecek olmaları onlara herhangi bir şey hissettirmez.
    sadece çok üzücü bir durum olduğunu bilirler, bir fact gibi.

    bu yüzden kendi perspektifinizi ona açıklamaya çalışarak falan bir şey elde edemezsiniz.
    aksine zeytinyağı gibi üste çıkar ve kendi yaptığı her şeyi sanki siz yapıyorsunuz gibi hissettirir size.

    flörtöz davranmasından rahatsız olduğunuzu mu söylediniz?
    kendinizi onu aldatmıyor olduğunuza ikna ederken bulursunuz.

    düşüncesizliğinden, bencilliğinden mi rahatsızsınız?
    kendinizi 500 yıl önce ona karşı yaptığınız ufacık bir hata yüzünden özür dilerken bulursunuz.

    en favori cümleleri "sen beni bununla nasıl suçlarsın?", "benim böyle bir olduğumu nasıl düşünürsün?" ve "bunu konuşuyor olmamız bile bana hakaret!" tir.

    o yüzden, flörtöz davranmasından rahatsızsanız bunun çözümü karşı cins sineğe bile selam vermeyecek hale gelmek değil.
    sen de flörtöz ol.

    seni flörtöz olmakla mı suçladı?
    "bana güvenmiyor olmana inanamıyorum beni çok incittin" de.
    ancak o zaman sizin nasıl hissettiğinizi hissedebilir.

    bu arada bunun misilleme olduğunu da gayet iyi bilir.
    ama bunu asla dile getirmez çünkü o zaman kabul etmiş olur.
    siz de sakın "e hani geçen sen de bilmemkime öyle yaptın?" şeklinde dile getirmeyin.
    "inanamıyorum, ilişkimiz bu hale mi geldi, sen onu yaptın ben bunu yaptım diye birbirimizin davranışlarını mi hesaplıyoruz" bıdı bıdı bıdı diye kafa s.ker, hiç gerek yok.

    onun yaptığını aynaladığınız zaman zaten o davranışın bir anda kesildiğini göreceksiniz.

    asla alttan almayın.
    asla özür dilemeyin.
    sürekli kaybetme korkusunu canlı tutun.
    çünkü ancak o kişiyi kaybedecekleri noktada düzeliyorlar.
    tabii ki bu kalıcı değil ve ara ara sizi cepte misiniz diye yoklayacaktır.

    saygısızlık olabilir, kavga çıkarabilir, bir şekilde sınırlarınızı test eder.
    tolere mi ettiniz?
    bir sonrakinde bir tık daha arttırır.
    giderek sınırları genişletir.

    saygısızlık yaptığı zaman kavga etmeyin, iletişimden yoksun bırakın.
    hiç cevap vermeyin, en olmadı "peki", "tamam" gibi tek cümlelik cevaplar verin.
    kaşımaya devam ederse cevap vermeyin.
    yüzyüzeyseniz bir bahane uydurup ortamı terk edin.
    "sen x yaptığın için gidiyorum!" diye bir malzeme vermeyin eline.
    yarım saat sonra kendinizi onun kalması için yalvarırken bulursunuz.

    "başım/karnım ağrıyor", "çok yorgunum" vs...
    bunlar yeterli.
    "bahane uyduruyorsun" derse de "neye istersen ona inan" dersiniz olur biter.

    bu arada ciddi manada tehlikeli narsistler gizli oluyor bence.
    yani açık açık kendini öven biri olmaz.
    onun yerine sürekli kendini gereğinden fazla alçakgönüllü göstermeye çalışır.
    örneğin çok büyük bir başarı elde eder, ama iltifat ettiğinizde "estağfurullah, yok canım, ben hiçbir şey yapmadım ki" falan der.
    dışarıdan nasıl algılandığı en önemli şeydir.
    bir sürü başka şey de var ama şimdi gerçekten uzun uzun anlatmak istemiyorum.

    şu entrydeki her şeyin neredeyse tamamını yaşadım, abartısız.
    (bkz: bir kadını tamamen ele geçirmenin yolları/@baseskool)
    bunları ciddi anlamda hayatımı mahveden 2 yıllık ilişki yaşamış biri olarak yazıyorum.
    (o ilişki bitti tabii ki)

    ne yazık ki onca terapi, onca kitap, onca farkındalık...
    hâlâ narsist insanlara çekim duyuyorum.
    insan bunu seçemiyor.
    o yüzden ya bu diyardan gidecektim, ya da bu deveyi güdecektim.

    şimdi en azından deveyi gütmeyi öğrendim.
hesabın var mı? giriş yap