• ne içindeyim zamanın,
    ne de büsbütün dışında;
    yekpare, geniş bir anın
    parçalanmaz akışında.

    bir garip rüya rengiyle
    uyuşmuş gibi her şekil,
    rüzgarda uçan tüy bile
    benim kadar hafif değil.

    başım sükutu öğüten
    uçsuz bucaksız değirmen;
    içim muradına ermiş
    abasız, postsuz bir derviş.

    kökü bende bir sarmaşık
    olmuş dünya sezmekteyim,
    mavi, masmavi bir ışık
    ortasında yüzmekteyim.

    ahmet hamdi tanpinar
  • kuantum şiiri.. schrodinger şair olsaydı ancak bu kadarını yazabilirdi.. fiziğin şairane ifadesinin şahikası…
  • ahmet hamdi tanpınar'ın vazgeçişinin hikâyesini de omuzlamış şiiri.

    kısaca hikâyesine değinecek olursak tanpınar şiirlerinin toplanacağı kitabın adını "ne içindeyim zamanın" olarak belirler ve bu isim üzerinden yapılan anlaşma yeditepe dergisinde ilan edilir. yeditepe yayınları ve dergisinin sahibi hüsamettin bozok, ünlü yazarın ölümünün ardından "bir kitabın hikâyesi" başlıklı yazıyı kaleme alarak tanpınar'ın şiirlerinin sadece "şiirler" adıyla yayımlanmasının arka planına değinir.
    saatleri ayarlama enstitüsü, yaşadığım gibi, huzur, mahur beste, beş şehir gibi edebiyatımızda iz bırakan eserlerin sahibi olan bir yazarın eserlerine isim bulurken de estetikten hiç vazgeçmediğini görmek mümkündür. peki, "ne içindeyim zamanın" gibi bir isimden neden vazgeçmiştir şair? kitabının isminin açıklanmasının ardından ali püsküllüoğlu, şiirimizin dört ahmedi adlı bir antoloji hazırlamış ve ahmet haşim, ahmet muhip dıranas, ahmet kutsi tecer ile ahmet hamdi tanpınar'a yer verdiği bu kitabın tanpınar bölümüne "ne içindeyim zamanın" adını vermiştir. belli ki bu durum tanpınar'ın hiç hoşuna gitmemiş ve çok sevdiği bu isimden vazgeçmekle beraber şiirlerine yeni bir isim vermekten de uzak durarak kuru, yavan bir adlandırmayla sadece "şiirler" adını tercih etmiştir.
    aslında tam da tanpınarlık bir tercih.

    edebiyat tarihimizin eşelendiğinde bunun gibi nice hikâyeyi barındırdığı görülecektir. kitabın hikâyesi mustafa kurt'un kâğıttan bir dünya* * adlı kitabında geçiyor.
  • fizik acısından baksan kara deliği bilinçli veya bilinçsiz midir? bilinmez.. görmüş icine girmiş gibi tarif etmiştir.
    psikanaliz acıdan rüya tasviridir, psikolojik acıdan ruhsal durumun özetidir. dini açidan vecd durumunun anlatisidir, edebi yönden benzersiz bir şiirdir.
  • şiir, tanpınar'ın genç türkiye cumhuriyetinin tarihe bakış açısıyla hesaplaşmasının şiiridir. şair bunu da en çok etkilendiği isimlerden biri olan bergson'un zaman kuramı üzerinden yapar:

    bilindiği üzre cumhuriyetin ilk yıllarında bazı resmi tarihçiler (cumhuriyet ideologları )osmanlı'yı ve onun medeniyetini türk tarihinin akışında bir kopukluk olarak görüyordu. buna karşın tanpınar ve hocası yahya kemal resmi tarihçilerin türk tarihinden ve kültüründen osmanlı'nın atılmak istenmesine karşı çıkıyor ve kendi tezlerini de bergson'un "parçalanamayan zaman" tezi üzerinden savunuyorlardı. nitekim şair şiire bergson'un zamanla ilgili düşüncelerini neredeyse aynen yazarak başlar:
    "yekpare, geniş bir anın
    parçalanmaz akışında"
    ve şiiri bitiriken de ustası yahya kemal'in türk tarihine bakış açısının bir özeti olan:" kökü mazide olan ati" cümlesini anıştırarak bitirir.
  • üstat ahmet hamdi tanpınarın insanı kafadan çarpan şiiri. ilk dört dizenin sihrine gereğinden fazla kapılanların hayata loser olarak devam etmesi pekala mümkündür.
  • ustadin mezar tasinda "ne icindeyim zamanin, ne de busbutun disinda" yazmasi tabi ki pek sasirtici degildir.
  • şiir'in 1933'deki varlık dergisi'nde yayınlanan versiyonunda, 7.satırdaki dize "rüzgârdaki yaprak bile" şeklindedir...
  • her satırı tasavvufun ayrı bir teline dokunan muhtesem siir...
  • serbest çağrışım:

    "çoğumuz için var olan ancak yapayalnız
    bir andır, bir an, içinde ve dışında zamanın."

    (t. s. eliot, "bütün şiirleri"nden)
hesabın var mı? giriş yap