• gördüğüm en zevksiz kitap kapağı tasarımlarından birine toprak ana gibi eşsiz bir eserin kapağında imza atmış yayınevi. sanki tasarımcı yayınevine kitap ne anlatıyor diye sormuş, yayınevi de tarım var traktör var tank var bomba var demiş, o da bunları paintte boca etmiş gibi bir tasarım.
  • günlerdir twitter'da dönen tartışmaya, genel yayın yönetmeni (bkz: göktürk ömer çakır) 'ın pişkin pişkin hiçbir şey olmamış gibi davranması tam anlamıyla aymazlıktır. hem insanların emeğini çalıp hem de insanlarla alay ediyor. paylaştığı 23 krş görseli vs ise utanç kaynağı. adam tam bir yüzsüz, nasıl olsa yeni mezun bir sürü kişi var ortalıkta, ucuza ucuza çalıştırırım kafasında. şöyle bir durum oluşuyor. derler ki, arsızın götüne kazığı sokmuşlar, bu çıtırtı nereden geliyor demiş.
  • mehmet genç, beşir ayvazoğlu, ahmet turan alkan, ahmed güner sayar, yılmaz öztuna, nevzat kösoğlu, erol güngör gibi önemli sağ entelektüellerin metinleri başta olmak üzere mutlaka okunması gereken bir çok eser yayınlamış, bunun dışında bünyesinde bildiğim kadarıyla peyami safa külliyatını bulunduran çok önemli bir yayınevi. yayınladığı kitaplar kadar, kendi düşünsel çizgisiyle de belirli bir yayın geleneği oluşturmayı başarmış bir kurum, bir figür.

    dergah yayınları ile birlikte sağ fikriyatın hafızasının aktığı mecralardan biri...
  • herhangi bir tartışmada bir yayınevi varsa, karşı taraf haklıdır. bunu tecrübe edecek kadar çok örneğe tanık olduk.

    ister sağcı/muhafazakar, ister solcu/radikal, isterse de ılımlı/liberal olsun, hemen hemen tüm yayınevleri editör, çevirmen, redaktör emeğinin sömürülmesi üzerine kuruludur. yukarılarda birkaç entry'yi de okudum. kuşkusuz burada da "adamları" var her birinin.

    bu uyanıklar, herhangi bir mağazada bile, etiket fiyatı ile kasa fiyatı 20 lira farklı olan bir ürün olsa, ortalığı ayağa kaldırırlar, vay efendim ben ne gördüysem ona göre alırım, yok hata sizin hatanız vb.vs. kasiyer de dese ki, beyefendi bu ürünün o fiyat olacağına nasıl inanırsınız?" kasiyerin yedi sülalesini şikayet ederler.

    neyse, bu yayınevi adına bu konuşmayı yapan her kim ise, kurumunu da bağlar. ama muhtemelen iktidara yakın olduklarından, dava açılsa bile pek bir sonuca ulaşılamayacaktır.
  • genel yayın yönetmeni göktürk ömer çakır'ın ve avanesinin (bazıları arkadaşları bazıları sempati besleyenler), hem yazarlarını hem okurlarını zor durumda bıraktığı yayınevi. artık insanlar, konudan çıkıp yayınevinin tüm yazarlarına hatta okurlarına bile laf atmaya başladılar. firmayı temsil eden genel yayın yönetmeni böyle olunca, bütün bir ekip töhmet altında kalıyor işte.

    bu dizgici meselesinde mahkeme süreci işletilebilirdi, ötüken neşriyat resmi profilinden "yanlış anlaşılma giderilecek, orta yol bulunacak.." gibi bir açıklama yapılabilirdi (bu, ortalığı yatıştırırdı biraz), farklı çözümler denenebilirdi; bunların yerine göktürk bey ve yayınevinden başka bir editör ayşegül büşra paksoy kendi aralarında "23 kuruşluk tişört yaa ahahaha çok iyi yaa nasıl da skimize takmıyoruz yaa" şeklinde goygoy çevirmeyi tercih ettiler. şimdi de "linçleniyoruz" mağduriyetine oynuyorlar. sadece solcuların tepkili olduğunu ima ediyorlar ama hem ötüken'in hem göktürk bey'in paylaşımlarına gelen yorumlara bakarsanız, milliyetçi camiadan da tepkiler var. herkesi peşlerine takamadılar yani. kimse, birkaç editörün egosunu pekiştirmek, ergence tavırlarını desteklemek zorunda değil.

    hata, yanlış anlama, iletişim kopukluğu her iş yerinde olur. normal şeyler bunlar. bunları gidermek, yönetici olarak senin görevin. idareciysen, genel yayın yönetmeniysen yöneteceksin kardeşim. adam kaç gündür ergenliğini yaşıyor twitter'da sbhddhkjdhd arkadaşı filan olsam utanırdım, insanlar bir de destekliyor bu tavırları.

    ötüken'e gelince, gerçekten kaliteli işleri, yayınları olan güzide bir yayınevi. en sık alışveriş yaptığım yayınevlerinden biridir. ancak göktürk bey'in tavırlarından dolayı, özellikle onun kitaplarıyla ve editörlüğünü yaptığı/yapacağı kitaplarla arama mesafe koymayı düşünüyorum. umarım egosunu bir kenara bırakır da yürüttüğü işin, konumunun hakkını verir.

    edit: imla.
  • gözümde 23 kuruşluk dahi değeri olmayan bir yayınevi. vasat altı bir tip tarafından yönetilmesi, bu denli ticaretten ve iş etiğinden nasibini almamaları bir yana bir de bu olayla dalga geçmeleri gerçekten çok acayip. beni rahatsız eden husus o 23 kuruş sürecinden sonraki hal ve hareketleri. bu denli aşağı bir yaklaşım, bu denli insanlıktan nasibini alamama hali ve bu durumu dalgaya vurma gerçekten mide bulandırıcı. bundan sonra tek bir kitabını dahi para verip almam, kendi çevremdeki insanlara da aldırmam. emek sömürüsünü normalleştiren üstüne bir de bununla dalga geçen insanlara kazandıracak 23 kuruşum dahi yok.
  • bu rezaleti nasıl nasıl yönetecekler diye bakıyorum. resmi hesaptan bir açıklama yok. genel yayın yönetmeni olan göktürk ömer çakır da bir açıklama yapmamış.

    aferin.
  • bir yayınevi. twitter'da denk geldim, iddiaya göre kendileri 0,0023 tl'yi 23 kuruş sanıyorlar. henüz türk lirasını öğrenememiş olmaları mı, mağdur kişiye yönelik tavırları mı daha kötü, karar veremedim.

    edit: otomatik düzelten klavye kaynaklı azizlik giderildi.
  • yazılı teyit edilmiş bedeli emekçiye ödememek için şekilden şekle giren yayınevi.

    her işin piyasası vardır, ortalaması vardır vs eyvallah. ama o ortalamadır, bir işe beş veren de çıkar on veren de, bu ucu açık bir konudur aslında yani.
    bu yüzden de hiç laf ebeliğine gerek yok, anlaştıkları ücreti teslim aldıkları işin karşılığında ödememeleri emek sömürüsüdür.

    editörlerinize öğretirsiniz bundan sonra tl üzerinden anlaşma yaparken “kuruş” dendiğinde ne anlaşılacağını.

    umarım ülkede düzgün hakim kalmıştır da o parayı söke söke alırlar sizden.
  • peyami safa'nın bütün eserleri dizisinde yayımladıkları ve 32'nci baskısını yaptıkları bir tereddüdün romanı, -bu tabiri kullanmaya tereddüt ediyorum ama- tam bir editoryal felaket. bütün kitap boyunca "vaz geçmek", " karma karışık", "baka kalmak", " bir takım" yazmak nedir yahu, kaynana mısınız, niye her gördüğünüz birleşik kelimeyi ayırmaya çalışıyorsunuz?
hesabın var mı? giriş yap