• allah'ın evinde miting yapan siyasetçi. normalde mütedeyyin bir müslüman bundan rahatsız olmaz mı? müslümanım diyenler bu soruyu kendilerine sorsunlar ve bu siyasetçi ile partisinin dine nasıl bir zarar verdiğini düşünsünler...
  • benim en sinirimi bozan, en nefret ettiğim yorumlardan biriside “tayyipin amacı şöyle yapmak, böyle yapmak...” gibi söylemler. arkadaşlar amaç yalnızca malı götürmek, ne kadar çok olursa o kadar... yani yaptıkları bütün stratejiler falan direk paraya odaklı. öyle ideolojik sebepler falan değil. ne ideolojisi yahu? bugün canhıraş savunduğu şeyi yarın tam tersi hiç söylememiş gibi davranabiliyo. bunun sayısız örneğini yaşadık. hatta “açılım” dönemi bunun en iyi örneklerinden birisidir. yani ortada bi devlet aklı, bi strateji falan yok. hedef seçim kazanmak ve çeşmenin başında durmak. erdoğan gittiği gün ortada akp diye bir parti bile kalmayacak.
  • hüsapar ın çok sesi çıkıyor bu ara
    onun yerinde olsam adamları sessize alır ausun azınlıksınız midelerini bulandırmayın insanların derdim

    seçimi kazanmak istemiyor belli ki zaar
  • kazanmasını beklediğim şahıs. başladığı işi bitirmeden bırakacağını sanmıyorum.

    ha başladığı iş ne diye soracak olursanız onu da sizin hayal gücünüze bırakıyorum. ben yazarsam hoş olmaz. cumhurbaşkanına hakaret bahanesini uydururlar yine.
  • -üniversite ikinci sınıftaydım sanırım. kadıköyken eminönüne gitmek için kadıköy meydanına indim bir de ne göreyim, apo teröristinin bayrakları açılmış, kürdistan sloganları atılıyor, pkklılar halay çekiyorlar kadıköy meydanında ve çözüm sürecinden dolayı ülkenin polisi yapılan gösterilerin güvenliğini sağlıyor! o zamana kadar muhafazakar ailenin apolitik kızıydım. gördüklerim çok kanıma dokundu sinirimden ağlayacaktım nerdeyse. o günden sonra akp karşıtı olmuştum.

    -daha sonra üniversiteden mezun olunca o zaman cemaatçi olarak bildiğimiz arkadaşlarımız kolayca iş, burs bulurken bizim ortalamamız ya da sınav sonuçlarımız daha yüksek olmasına rağmen ne iş bulabiliyorduk ne burs. bu durum kanıma dokunuyordu çünkü torpille işe giren bu insanlar senin hakkını yememiş gibi bir de en dindar kendileriymiş de siz onlardan olmadığınız için cehenneme gidecekmişsiniz gibi bir tavır içindeydiler o dönem. çok yoksulluk, yokluk çektim o dönem, çok çalışmanın hiç bir yararını görmemiştim. benim gibi binlerce genç bu torpil olayına çok sinirliydi sesimizi duyurmak istiyorduk sonra gezi parkı olayları çıktı. olay artık oradaki ağaçlar değildi sesinin duyulmamasına, hakkının yenmesine sinirli bir gençlik vardı orada. hakkımızı istiyorduk. o büyük protestoların sebebini dinlemek ve olayları yatıştırmak yerine üzerimize günlerce biber gazı sıkıldı ve olaylar bastırıldı. o sıra şu an doların 20 lira olmasına ses çıkarmayan akp yandaşları dolar 17 kuruş arttı diye ortalığı velveleye verip bizleri vatan hainliğiyle suçladılar.

    -daha sonra bizim torpille bir yerlere girmelerine karşı çıktığımız o canları ciğerleri fethullahçılar ülkeye “darbe” girişiminde bulundular. kendileri bunları ülkenin her yerine sokmamış gibi bir de bu durumdan mağdur oldurlar ve bir sonraki seçimde halk bunların mağduriyetine inanıp ak partisine daha çok oy verdi.

    işte bu olaydan sonra türkiye'den umudumu kesip yurtdışına doktora yapmaya gittim. yurtdışında sıfırdan yaşamaya başlamak da öyle sandığınız kadar kolay değildir. sürekli bir vize, kağıt, kalem işleriyle uğraştırırlar sizi. yeni kültürlere alışmaya çalışırsınız, yeni dillere..

    recep tayyip erdoğan'a bütün yaşadıklarımdan sonra hakkım varsa da helal değil. umarım bize çektirdiklerini kendisi de çeker bir gün. şu hayatta herkesi affetsem kendisini affetmem. öteki tarafta da yenilen haklarımdan dolayı denk gelirsek hakkımı helal etmeyeceğim. biliyorum benim gibi düşünen milyonlar var.
  • amerikan destekli proje lideri. menderesin,çavuşeskunun halinden de ibret almazki bu cumhuriyet düşmanı pezevenk.
  • dönemindeki önemli siyasal gelişmelerden biri hdp çizgisinin olgunlaşması ve türkiye siyasetinde kalıcı yerini almasıdır.

    muhalefeti tek aday altında birleşmeye zorlamış, böylece hdpnin de bu oyuna girmesini sağlamıştır. daha da çıkmaz artık. ha adı değişir, iskelet aynıdır.

    ayrıca pkknın adayı olarak gösterdiği rakibi %44,5 oy almış, böylece türkiye siyasetinde farklı bir aşamanın başlamasına ister istemez vesile olmuştur.
  • terminolojik anlamda cok büyük bir "siyasi münafik"tir, yani onu hedefe götüren her yol kendisi icin mübahtir. bu baglamda katiksiz bir makyevelist oldugunu söyleyebiliriz. iste tamda bu yüzden kendisinin en büyük rakipleri bile onu taniyamayip;"seriati getirecek,cumhuriyeti yikma hedefi var" diye hatali tespitler yapiyorlar.

    gercek olan su ki,erdogan icin önemli olan tek sey para ve daha fazla paraya sahip olmasi icin ihtiyaci olan devlet gücüdür,bunu disinda ne bir ideolojisi, ne de inandigi bir degerler manzumesi yoktur.

    iste tamda bu yüzden, pkk lilarla bir anda cözüm süreci baslatir, akabinde muhalif herkesi pkkli ilan eder. bahceliy`e "zürriyetsiz" der arkasindan ortak olur. bir yandan ayasofyayi acar, diger yandan yahudi üstün hizmet madalyasi alir.

    kisacasi para icin satamayacagi kimse, dönemeyecegi hicbir söz yoktur.
  • türk siyasetinde hiç bu kadar çaresiz bırakılmış bir politik figürün olmaması çok manidar bir durumdur. ne muhalifleri tarafından ne de destekçileri tarafından anlaşılamamıştır. üzerine milliyetçi, islamcı, muhafazakar, neo osmanlıcı gibi bir çok kurgu kurulmasına rağmen, bu kurguların hepsi açmazlara sürüklenmiştir. bu açmazların sonucu da güç zehirlenmesidir ve kaçınılmaz bir gerçektir. bu gerçekliği kimse yadırgayamaz. mustafa kemal nasıl entelektüeller tarafından ilahlaştırıldıysa recep tayyip erdoğan'da cahil kesim tarafından ilahlaştırılmıştır. öte yandan, oluşturmak istediği sosyo kültürel alt yapıyı her ne kadar çabalasa da kuramamış, bir türlü istediği kurmay çevreyi elde edememiştir. çevresindeki destekçilerinin hepsinin motivasyonu paradır. ve kendisi de bunun farkındadır. yukarıda yazdığım gibi bu farkındalık onu en büyük açmazlara sürükleyen gerçekliklerden birisidir. eğer kurmak istediği sosyo kültürel alt yapıyı kurabilseydi, şu an bu durumda olmayacaktı. zannımca bunun da farkındadır. bir tespit daha yapayım size, kendisi gitmek istese de gidemez, zira çevresindekiler buna izin vermezler. çevresindekilerin izin vermemesi faktörünün yanı sıra, ülkenin bulunmuş olduğu politik açmazı çözebilecek bir konjonktüre sahip değiliz. bu durumu oluşturan da 90 öncesi doğan nesil ve tek parti döneminden devralınan elitist bakış açısıdır. ama su akacak yolunu bulacaktır merak etmeyin, kimin ne zaman ne yaptığını unutmayın yeter. bakış açısını değiştirebilmek gerçeklikleri aydınlatabilecek tek ışıktır.
    not. kendisini günahım kadar sevmem.
  • demokrasi bir trendi bindi, bayağı da yol gitti.
hesabın var mı? giriş yap