• yemek yapmak, eve gelirken eli boş gelmemek hatta yaprak sarması yapması falan. bunlar kesinlikle doğru kişi olduğunu göstermez.

    amına koyayım ayrılık konuşması için bize geldiğinde muz getiren sevgilim vardı benim. hatta şöyle bir diyalog da yaşanmadı değil;

    -muz ne alaka?
    +sana değil annenlere getirdim zaten.
    -o zaman izin verirsen bi' tanesini götüme sokayım sen gittikten sonra.

    ayrıca hala kendisinin getirdiği mevlana şekerleri duruyor falan.

    her neyse; sevgilinin doğru kişi olduğunu öğrendiğiniz an ayrılın. ben önceki ilişkimde öyle yaptım. çünkü ben yanlış kişiydim onun için.

    tanım: o kişinin doğru olması kadar, senin de onun için ne kadar doğru olduğunu hissettiğin andır.
  • erken farketmek sıkıntı yaratıyor. mümkünse 30'dan önce farketmeyin.
  • hani diyor ya sabahattin ali,

    "gözlerimden öptü,
    ellerimden öptü, ellerimden.
    avuç içlerimden öptü.
    unutabilir misin şimdi?
    ben, ölsem unutamam."

    anlarsınız. ölseniz de unutamayacağınızı anladığınız zaman, anlarsınız.
  • zor zamanlarinizda mutlu olmak icin onunla anilarinizi dusundugunuzde o an gelmistir, emin olabilirsiniz.
  • bana göre duyguların en güçlüsü, aşk, öyledir ki olmayan birşeyin bile olduğunu hissettirebilir.. en yanlış adamın en doğru olduğu gibi..

    göğsüne başını koyduğunda ve gözlerini kapattığında sanki dünya yıkılsa sana birşey olmaz gibi gelir ya hani, seni sarmaladığı için dünyanın en güvenli kollarındasındır,

    üzgünsündür, gözünden damlalar süzülür, gözlerinden öper hani, onun da gözleri dolar senin acından..

    hasta olursun, dünya alev alsa umrunda olmaz gelir sana çorba yapar ya hani..

    bi an yolda durur gözlerinin içine bakar 'seviyorum seni kadın' der...

    ellerini öyle sıkı tutar ki sanki bir daha hiç bırakmayacak gibi gelir..

    işte hep 'o' dur! işte hep doğru adamdır..

    sonra gider bi zaman.. biter... sen gidersin... o gider... gideriz, giderler.. sonra 'o' değilmiş deriz! doğru insan değilmiş..

    bu kadar basit işte..

    aslında doğru -insan- yoktur.. hiç olmamıştır..

    sen birine bir misyon yüklemek istiyorsan o senin doğrun olur bi anda.. doğru adamını kendin yaratmışsındır aslında kafanda. sonra bir bakarsın kendi yüklediğin anlam, karşındakinin gerçeği ile uymaz.. o zaman da doğru/yanlış birbirini götürdüğü için koskoca bir sıfır! kalır geriye..

    işte biz hep o doğru adamlar için yanlış adamları da üzdük aslında..

    kim bilir belki o yanlış adamlar daha doğruydu...
  • benim için böyle bir an yok ama can dündar için, karısının silahlı saldırgana karşı kocasına siper olduğu andır.
  • terkedildiğin andır.
  • karşısında otururken sevgisinden asla şüphe etmeyeceğiniz andır.
  • insanı boşu boşuna umutlandıran o zalim anlardan biridir. tamam, işte bu, dersiniz. hayata umutla bakar, yarınlarda artık yalnız olmayacağınızı düşünürsünüz. hayatınızda bir daha ayrılık, hasret, göz yaşı, terk edilmek, bekletilmek, özlemek, umutsuzluğa kapılmak olmayacak sanırsınız. bok olmayacak. öyle zannedin.

    asıl mesele buradan sonra başlıyor sizin için. hani o doğru insandı ya. hani artık ağlamak da yoktu ayrılmak da. en güvendiğiniz insandı artık, belki de sizin için, her şey bitti derken çıkagelen insan oydu.

    sizi temin ederim dostlarım; o an, hayatınız boyunca aklınızdan çıkmayacak. keşke güvenmeseydim, keşke sevmeseydim, keşke inanmasaydım, keşke beklemeseydim, keşke onun için bunca fedakarlığa katlanmasaydım, keşke yıllarımı ona adamasaydım... doğru insan sandığınız, sizin en yanlışınız olacak. onu hep, kırık bir kalp ve parçalanmış ümitlerle hatırlayacaksınız.

    doğru insan diye bir şey yok. insanlardan çok şey beklemeyin. sonra böyle eksik gedik bir hayatta, mecburen yaşamak zorunda kalıyorsunuz. en kötüsü de bu galiba. yaşamak zorunda kalmak.
hesabın var mı? giriş yap