• kendi disinda birine faydasi olmak, sadece ailesine, esine, dostuna degil hic tanimadigin birine de icinden geldigi icin maddi-manevi yardimda bulunmak.
  • kendine ve sevdiklerine ayırabilecek zamanın olup olmamasıdır. sevdiklerine zaman ayırabilme özgürlüğünün olup olmamasıdır.
  • her gün işten eve giderken 3 bira alabilen insan bence zengindir. mesela ben zenginim kendi hesabıma göre. tam bir sefa pezevengiyim. fakir adamın sefası olur mu hiç?

    bir de bu 8'li, 250 ml'lik coca cola paketleri oluyor ya, mesela ondan alınca da çok zengin hissediyorum kendimi. galiba zenginim ben ya, şimdi düşününce yine zengin hissettim kendimi. zengin olmak çok kolay olm, niye abartıyonuz bu kadar?
  • bi' mekanı havaya uçurmak için zippo çakmağı feda etmektir.

    zippo lan bu nereye atıyorsun öyle. eş dost çarpmasın diye cepten çıkarmıyoruz adam önce sigarasını yakıyor sonra 'yakarım lan bu gezegeni' diyip fırlatıyor koskoca zippoyu.

    velhasıl zenginlik güzel şey efenim.
  • kafayı yastığa koyar koymaz endişesiz, tasasız horul horul uyumaktır. o milyon dolarları yönetenler rahat uyuyamadıktan sonra zengin olmuşlar ne fayda!
  • menüde fiyattan önce yemeklere bakmak..
  • maddiyattan öte maneviyat doyumu içermesi gerektiğine inandığım kıstastır.

    1-sağlıklı bir benden ve ruh,
    2-sevdiğin ve sevildiğin insanlarla sahip olmak,
    3-ay sonunu getirebilecek kadar para

    sağlıklı değilsem, yanımda o parayı beraber harcayabileceğim sevdiğim insanlar yoksa tirilyoner olsam kaç yazar?
  • maddi anlamda soruluyorsa bu soru;
    her akşam kordon'da uzanıp 2 bira içebildiğim ve aşırıya kaçtığımda taksiyle eve dönebildiğim zamanlarda kendimi zengin sayarım. fazlasında gözüm olmadı hiçbir zaman.
  • zaman ve sağlık
    zenginlik = para olsaydı ve eğer her şeyi satınalabilseydi her koşulda bunları satın almalıydı.
  • ulaştıkça değişen kıstaslardır.

    5 yaşındayken her istediğinde kola alabilmek benim için zenginlikti. düşün adam her istediğinde kola alabiliyor, daha büyük bir zenginlik olamaz. çünkü her istediğinde kola alabilen her istediğinde cips de alabilir, ve dünyadaki en büyük lüksler bunlar.

    17 yaşındayken bmw alabilmekti. ben taksi çıkması doğan almayı geçtim, daha taksiden çıkmamış haline binemediğim için, bmw sahibi insanlar zenginlikten ölüyor olmalıydılar. dolmuşlar yeni yeni mercedes olmaya başlamışlardı, o yüzden onların öyle bir ayrıcalığı yoktu, 1 lira veren biniyordu mercedes'e ama bmw öyle miydi, bir bmw alacak param olsa artık hayatımın geri kalanında çalışmama gerek yoktu.

    22 yaşındayken işe istediğin saatte gidip istediği saatte çıkabilmekti. öğlen canın mı sıkıldı, yemeğe çıkıp oradan kafana göre gezmeye gidebiliyosun lan, 2-3 gün bir yere tatile gidip kafanı toplayıp gelebiliyorsun, kimse de sana nereye birader demiyor. tamamen özgürsün, iş senin için hobi gibi bir şey neredeyse. kimseye hesap vermeden, kafana göre yaşamaktan daha büyük zenginlik olamazdı.

    27 yaşındayken sikerim lan işini gücünü dediğinde hayatının geri kalanında sıkıntı çekmeyeceğin kadar pasif gelirin olmasıydı. tabi burada sıkıntı çekmeyeceğin derken bahsettiğim asgari ücret değil, memur maaşı ile milletvekili maaşı arası bir rakam. ne her gece pavyona gidebileceğin kadar çok ne de dışarıda yemek anlayışını simit sarayı ile kısıtlayacak kadar az. hobilerinle uğraşıp onlardan para kazanmasan bile temel lükslerden geri kalmayacağın kadar bir miktar.

    30 yaşındayım, şimdiki zenginlik kriterim ise araba alırken filo indirimine girsin diye eşine dostuna araba alabilmek. adam resmen 10 liralık malı 9 liraya almak için 5 tane aldı. aradı bir kaç arkadaşını, istediği rengi sordu, 5 tane aldı arabadan filo indirimi olsun diye. 4 tane arkadaşına her biri ev parasına araba aldı adam gözlerimin önünde. ardiyeciymiş bir de adam, öyle sanayici falan da değil. bu son kritere kendimi siktirsem yine ulaşamam herhalde, o yüzden nihayi kriterim bu kalacak zannediyorum.
hesabın var mı? giriş yap