• 80'lerin ortasına dek synth-pop'a yakın müzikler üreten talk talk'un müziği, the colour of spring* ile değişmeye ve gelişmeye başlar. spirit of eden* ile evrim tepe noktasına ulaşmıştır; albüm doğmak üzere olan post-rock'ın ambient'a yakın kolunun başyapıtıdır. ta ki son talk talk albümü laughing stock'a* kadar. grubun olağanüstü kariyerinin bu en iyi albümü, talk talk'un müziğini müzik olmaktan çıkarıp kutsal bir ayine dönüştürür adeta.
    günümüz post-rock müziğini sevenlerin şüphesiz ki talk talk'dan öğreneceği çok şey vardır.
  • ingiliz grup. 80 lerin en önemli, ardından gelenleri en çok etkilemiş gruplarından biridir kanımca. such a shame, life's what you make it, its my life yıllardır dinlemekten sıkılmadığım şarkılardır.
  • son 5 yıldır sık sık kendilerine geri döndüğümü olduğunu fark ettim için, artık en sevdiğim grup olduklarını söylemekte bir beis görmüyorum. ilk dinlediğimde yatağımda yatıyor ve şarkının başlamasını bekliyordum spirit of eden'da, içine yavaş yavaş girdim ve birden tıpkı bob dylan'ın aslında mırıl mırıl şarkılar bağıran keçi olmadığını anlanan an gibi bir an yaşayıp o andan itibaren adeta stendhal sendromuna tutulmuşcasına donup kaldım. bunun edebiyat versiyonu yani "bunu hak edecek ne yaptım!" düşüncesini de hasan ali toptaş için hissetmiştim. onun hakkında da bir entry'm var olması lazım. (bkz: hasan ali toptaş/@sanal hayvan) mark hollis'in 98'deki solo albümünü de dahil ediyorum tabii ki buna.

    daha kolay sindirilen parçalarından biri olan renée'nin canlı kaydını paylaşmakta fayda görüyorum.

    http://www.youtube.com/watch?v=llb-h-haigy
  • hayatımda gördüğüm en güzel video kliplerden birini yapmış grup.

    üstelik ne milyon dolarlık ürünler var bu klipte, ne de son derece makyajlı starlar falan. sadece ve sadece yaşam haklarına sarılmış ve ''yaşamak'' için doğduğunu bilen canlılar var. şarkılarının mükemmelliğini anlatmaya sözler yetmez kanımca. adı geçen klip:

    http://www.youtube.com/watch?v=nxqyykzydae&ob=av2e
  • aptal aptal,ne yaptığı belli olmayan,müzik yaptığını sanan kişilere sayfalarca entry girilirken,burada sadece 2 sayfa entry olması üzücü.ya da yok ya iyiyiz bence böyle. *
  • son 3-4 yılı düşündüğümde, çünkü keşfim geç de olsa o zaman aralığına dayanıyor, talk talk'tan iyi bir oluşum keşfetmedim. işin bir ilginç yanı da, en sevdiğim albümleri her zaman değişiyor. ve bu harika bir şey. hani bazı grupları tek bir (allaaahu ekber) albümü, hatta şarkısı için seversin mesela, güdüklük yaratır bu da ister istemez. talk talk tam tersi bir düzlemi sunuyor dinleyicisine.

    ilk önce en iyi albümleri spirit of eden diyordum, laughing stock girdi sonra hayatıma. hem de ne girme... tersten başlamıştım onlara (niyeyse çoğu şeye tersten başlamayı seviyorum zaten); son zamanlarını çok ayrı, ilk zamanlarını daha bir ayrı sevdim bu süreç içerisinde.

    şu an en sevdiğim albümü it's my life. renée de magnum opus'ları şarkı bazında. eminim bu yargılarım da değişecek, bunu bilmek de çok güzel bir yerde. mark hollis de tarihin en değer altı olarak kalacak müzisyeni. herifin ne yaptığını bilen eden yok uzun zamandır. elini eteğini de çekti çoğu şeyden kendisi.
  • tomorrow started adinda cok guzel bir sarkiya sahip olan grup
  • alka seltzer'in müzikal karşılığı.
  • niye bu kadar az entry girildigini anlamadığım güzel 80ler grubu.faysal cok severdi tavsiye etmişti zamanında
  • setlist.fm'e göre son konserlerini 1986'da vermiş grup. tüm elemanlar hayatta, adlarına tribute albümler yayınlanıyor ama artık müzik yapmıyorlar. 1992'de kapattık diyip ellerini ayaklarını çekiyorlar.
    çoğu zaman mark hollis'e lanet olsun sebebi neydi ki? diye sormak geliyor içimden.
hesabın var mı? giriş yap