• dünya tarihinin (özellikle doğusunun) en önemli, en çılgın konularından.

    yedi kat yabancı olsam, tarih konusunda akademik kariyer yapıyor olsam, ilk tercihim olurdu. o kadar dallı, o kadar budaklı, o kadar yayılımcı bir serüvene sahiptir ki, kendi tarihçilerimizin bile tam olarak konuya hakim olduğundan şüpheliyiz.

    son günlerde moda olan bir soru var. "neden osmanlıya türk devleti ya da türkiye demiyoruz?"
    bu soruya cevap verebilmeyi hedefleyen 10'dan fazla kitap yazıldı son dönemde. yine de yeterli olmadı.
    her şeyden önce o kadar çok devlet kurmuşuz ki çetelesini kimse bilmiyor. ak saray'daki efsanevi mahmud abbas karşılaması da bize bir kez daha gösterdi ki, "karman çorman" çapraz eşleşmelerin sık görüldüğü bir tarihi yüzeyimiz var.
    nüfusumuzu öyle dağınık kullanmışız ki, bir gün amerikalıların da türk olabileceğini, bir diğer gün afrikayı türklerin kurduğunu tartışabiliyoruz. tuhaf olanı bunların bize tuhaf gelmemesi.
    avrupa tarihi de kendi çapında dağınıktır ama ağırlıklı olarak belli bir coğrafyayı kapsar.
    oysa bizler, milattan çok önce orta asya'da varız, çin kültürüyle harmanlanmışız, birazımız asimile olup çinli kalmış, birazımız esir olup çin'de kalmış. günlerden bir gün (masal gibi oldu) bir yiğit çıkmış, en büyük hobim yeni yerler keşfetmek falan filan hobilerini sayarken, bir bakmışız kitlelerle harekete geçip anadoluya gelmişiz, birazımız yolda ayrılıp, sibirya'ya, avrupa'ya orta doğuya serpilip oraları da karıştırmış. daha fenası bir kısmımız gelmemiş, bir kısmımız sonradan gelmiş.
    anadoluya gelenler, araplardan etkilenip arap kültürüyle harmanlanmış, hem islam öncesi hem islam dönemi kültürün işine gelen kısmına sarılmış ama aynı zamanda bizans kültürünü de harmanlamış, zamanla balkanlara uzanıp avrupa kültürünü de hiç etmişiz.
    zamanla hem uzak doğulu, hem orta doğulu, hem avrupalı, hem şaman, hem budist, hem müslüman, hem halifeyi, hem patriği, hahamı, süryaniyi, ermeniyi harman üstüne harman etmişiz. aynı anda aynı coğrafya'da hem sünni, hem şii 2 ayrı devlet kurmuşuz.
    aynı anda farsça'yı, arapça'yı, eski türkçeyi yeni türkçe'yi iç içe geçirip ayrı ayrı bir arada kullanmışız.
    tarihin neredeyse her anında birbirinden binlerce kilometrelerce uzak, aralarında çok temel farklılıklar barındıran en az 2 devlete aynı anda sahip olmuşuz.
    yetmiş mi? yetmemiş..
    birazımız komünist olmuş(komünizm hegamonyasına girmek zorunda kalanlarımızın kültürlerini yok etmek için büyük çaba harcanmış). birazımız avrupalı takılmış, birazımız orta asya'da kalmış.
    şimdi iki bin yıl sonra akp-chp atışacak diye, yok tek devletmişiz, hanedanlarımız değişmiş tezine bir çırpıda "aa doğru ya" dememiz bekleniyor.
    hadi biz anadolu türkleri mevzuyu çözdük,
    kazakları kim ikna edecek?
    kırgızları?
    çin'deki uygurları?
    bilmem kaç yüz yıldır kosova'da yaşayan adamla, iki bin yıldır orta asya'da yaşayan adamı neye göre nasıl ikna edeceğiz.
    aynı millet olduğumuzu, soyumuzu sopumuzu kimse ikna etmiyor (haa macarlar bulgarlar var bir de neyse hadi görmezden gelelim) ama yozgat'ta oturan adamla izmir'de oturan adamı aynı paydada buluşturamazken, bu kadar farklı insanı aynı devlet diye anabilmek, osmanlıya türkiye diyelim hadi bitsin anlaşalım fikrini kabul ettirmek zor iş. çok zor iş.
  • tarihi sosyal medyada algı operasyonu ve dezenformasyonlarla değiştirmeye çalışan don kişotların mesnetsiz iftiralarla çarpıtmaya çalıştığı kutlu tarihimiz.

    türk tarihi, var oluşumuzdan bugüne kadar ne gerçekte hiç var olmamış iddialar üzerinden var olmuştur ne de bazı masalar üzerinde bir "senaryo" şeklinde yazılmıştır.

    tarihteki ilk türk devleti olan asya hun imparatorluğu'ndan bugün üzerinde yaşamakta olduğumuz türkiye cumhuriyeti'ne kadar olan bütün devletlerin sınırları, birilerinin türklere merhamet edip toprak bırakmasıyla çizilmemiş; kanla çizilmiştir.

    türklerin savaş tarihinde ilk olarak kabul edilen baideng savaşıyla (m.ö 200) türk milleti'nin savaş tarihi başlamıştır. bu savaşta asya hun imparatorluğu'nun lideri mete han, kendi ordusunun neredeyse 10 katı büyüklüğünde bir orduya sahip olan çin'i bozguna uğratmış, bu zafer sonucunda çinliler yıllarca vergiye bağlanmıştır. ayrıca bu savaşın tarihi, kara kuvvetleri komutanlığı'mızın kuruluş yılı olarak sayılır.

    bu savaşın başlangıcından günümüze kadar yaşanan binlerce savaşta türk milleti varlığını korumuş; muzaffer olmuştur. türklerin 1683'te 2. viyana kuşatmasından sonra başlayan savunma pozisyonu süreci, 238 sene sonra sakarya meydan muharebesi ile sonra ermiştir. işte böyle savaşlarla, türk milleti varlığını korumayı bilmiştir.

    şimdi gelelim yazının başında bahsettiğimiz "don kişotların" çeşitli saçmalıklarına.

    bir milletin tarihindeki en belirgin izler, o milletin bıraktığı çeşitli nesnelerdir. halılar, mezar taşları (bizim için balballar), paralar, yazıtlar bunlara örnek verilebilir.

    buna çeşitli örnekler vermek gerekirse, geçtiğimiz aylarda konya'da içinde grek alfabesiyle "türk" ifadesi geçen bir yazıt keşfedilmiştir.

    yine hatay'da, hassa'da bulunan karapınar türkmen mezarlıklarının içerisinde kayı boyu damgalı mezar taşları bulunmuştur.

    suriye'nin kuzeyinde bulunan rakka'da, hun imparatorluğu'nun komutanlarından apa kurçik'in ölümüne dair yazıtlar bulunmuştur.

    göktürklerin paralarında ayyıldız figürleri de buradan görülebilir.

    sadece bunlarla kalmamakla beraber, geçmişte türk toprağı olmuş yerlerde kalan türkler; hâlen burada türk kültürlerini sürdürmektedir.

    fakat bu bahsettiğimiz "don kişotlar", geçmişte inanılmaz devasa imparatorluklara(!) sahip olmalarını iddia etmelerine ve bu sınırların içinde türkiye cumhuriyeti'nin de olduğunu zırvalamalarına rağmen, ne dünya üzerinde hiçbir saygın tarihçi tarafından doğrulanmış şekilde yukarıda verdiğim örnekler gibi sağlam ve rasyonel tarihi nesnelere sahip olamamış ne de bu bahsettikleri devletler hiçbir tarihi kaynağa geçmemiştir.

    tarih, basit dezenformasyonlarla manipüle edilebilecek kadar sığ bir kavram değildir. twitter'da hashtag açarak "bizim imparatorluğumuz şurası, tarih şöyle oldu böyle oldu" diyerek de tarihi bilgiler doğrulanmış olmaz.

    benim bir blog sayfası açıp, oraya samanyolu galaksisi'nin görselini koyup "burası rustdelisiadam'ın sahip olduğu sınırlardır" demem ne denli inandırıcı ya da ne denli gülünçse, bu olay da aynen o kadar inandırıcı ya da gülünçtür.
  • çocuklarınıza türk tarihini anlatırken sadece osmanlı tarihinden başlamayın.

    teoman'dan, mete han'dan başlayın.
    bilge kağan'ı anlatın, atilla'yı öğretin.

    mesela kız çocuklarına dünyanın ilk kadın hükümdarı olan tomris katun'u ve onun kurduğu sadece kadınlardan oluşan orduları anlatın. anlatın ki kendisini sarayda cariye olarak değil, devletin başına ulu kağan olarak hayal etsin.

    mesela erkek çocuklarına türklerde cinsiyet ayrımının olmadığını, türk dilinde diğer dünya dillerinde olduğu gibi cinsiyet ifade eden kelimelerin bulunmadığını, devletin kağan ve katun ile eşit yönetildiğini anlatın.

    öğretin efendim.
    bu milletin yeniden dirilmesi buna bağlıdır.

    evlatlarımıza milli şuur aşılayalım. onları vatan ve millet sevgisi üzerine dosdoğru yetiştirelim.

    ulu önder atatürk der ki; “türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendisinde kuvvet bulacaktır.”

    ve tarih der ki; “türk balası kurt olur, bastığı yer yurt olur.”
  • kökeni asya'nın derinliklerinde başlayan ve insanlık tarihinin önemli ve ciddi bir bölümünü oluşturan günümüzdeki türk topluluklarının ihtişamlı ancak bozkır hayatının bir yansıması gibi sade ve mütevazi tarihi.

    türk tarihinin genel seyrini her türk insanının bilmesi gerekir. bunu atatürk şu şekilde ifade etmiştir: "büyük devletler kuran atalarımız büyük ve geniş uygarlıklara sahip olmuşlardır. bunu aramak, tetkik etmek türklüğe ve dünyaya bildirmek bizler için bir borçtur. türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
  • askeri acidan cok basarilidir, lakin sansli olunan noktalar da coktur. tabii biz tarihi devletten ogrendigimiz icin biri bes yapmalar, yalanlar, carpitmalar da coktur. hep turk tarafi haklidir adildir (topragi isgale ugrayan bizans direndigi icin kahpe ilan ediliyor hesap et), savas meydaninda sayica azdir ama kazanir (ozellikle selcuklu osmanli doneminde tam tersidir aslinda), imkansizi basarir vs vs.

    basta da belirttim senin basarilarin var zaten abartiya gerek yok ama buna ragmen yapiliyor. acaba neden? bu da ayri kurcalanmasi gereken bir konu, neyse.

    ozellikle daha somut bilgiye ulasma imkani olan selcuklulardan alip gelelim. evvela baruta kadar savas meydanlarinin en ileri "teknolojisi" olan atli okcu, kompozit yay, gocebe savas ve lojistik organizasyonu var zaten elinde bu buyuk arti. göçebeler boluk porcuk iken yagmalar giderler ama tek sancak altinda birlesince fethetmeye baslarlar.

    selcuklularin irana inisine bakinca bunu goruyoruz. ayrica batidaki buveyhiler haric iran parcali bir yapida. ıki sehir tutan devlet diyor kendine. rahatlikla teker teker dusmus veya teslim olmuslar. buveyhiler ise baba ogul amca arasinda uc farkli devlet aslinda. onlari da rahatca tepeliyor selcukiler.

    sam (kent degil bolge) mezopotamya ise ciddi bir engel olmuyor, misira dogru fatimiler var otorite namina. bu tarafta ise halifenin de "favor"ini alan selcuklular rahat genisliyorlar. 1071 malazgirtte ise cok onceden levant ve misiri kaybedince manpower ticaret ve bugdaydan olmus, komaya girmis bir bizans var. 71'de yenilse iki uc sene sonra zaten yenecek. gerci alparslanin derdi anadolu da degil suriye ve fatimiler ama diyojenin artistligi tutuyor, neyse.

    osmanli genislemesinde ise bizansin koma hali daha da derinlesmis durumda, artik taht kavgalarinda taraf oluyorlar, bunun icin toprak aliyorlar. geiboluya gecisleri de dolayli olarak boyle bir mevzuyla alakali.

    balkanlar desen birbiriyle kavgali slav kabileleri ve ic savaslardan tukenmis zayif bizans egemenligi soz konusu. bunlar kolay avlar.

    kurtulus savasinda ciddi olarak bir tek yunan ordusuyla savasiliyor. devaminda ingilizlerle anlasamadiklari icin italyan ve fransizlarin istihbarat ve silah destegi bile var turklere. zaten isgal sevr vb gecis doneminden baska bir sey degil. bunlari dayatanlar irak ve suriyede alacaklarini almislar, anadolu umurlarinda degil. her yer gul bahcesi degil tabii ama anlatildigi kadar sefil bir durum da yok orduda. zaten cabucak toparlaniyorlar. sovyet yardimi meselesi de var tabii.

    bize bayern munih - catladikkapispor maci gibi olan istanbulun fethini bile sanki imkansiz bir seymis, bizanslilar bayernmis ikinci mehmet catladikkapispormus gibi anlatan (ornekler cogaltilabilir) resmi tarihin tezgahindan gecmis olanlarin yukaridaki bazi kritik noktalarda tam tersi dusunduklerini biliyorum. zaten ikna yazisi da degil bu. birilerinin yazmasi gerekiyordu o kadar.
  • türk tarihi, islamiyetle tanışılan dönemden itibaren anlatılır ısrarla.
    bu en çok batılıların işine gelir. çünkü bunun özeti şudur: türkler anadolu'ya ilk kez 1071'de geldi.

    nedenlerini ingiliz istihbaratının, ingiliz bürokratlar için hazırladığı
    a manuel on the turanians and pan turanism adlı raporda çok net görebilirsiniz.
    https://www.amazon.com/…-intelligence/dp/1332154492

    bu da türkçesi:
    https://www.kitapyurdu.com/…i-m15-e-gore/65041.html

    çünkü tarih aslında politiktir. biz alışık değiliz ama dünyada diplomatik ilişkiler büyük bir entelektüel birikimle iler. tarih tezleri önemlidir ve bugünü şekillendiren batı tarih tezleri ırklar ve etnisiteye dayanır. 1. dünya savaşı öncesinde ve savaş sırasında gelişmiş devletlerin dünyanın dört bir yanında askeri korumalarla arkeolojik kazılar yapması, bir tesadüf değildi.

    çünkü herkes kendi işgaline "haklılık" getirecek tarihi kanıtlar da arıyordu. mesela anadolu'nun aslında greklere ait olduğu, greklerin burayı işgal ederlerse haklı olacakları, burada yaşayan türklerin "beyaz ırkla" alakası olmadığı ve asya'ya sürülmesi gerektiğini ve dolaylı bir soykırımı ima eden siyasetçiler hatta tarihçiler vardı. atatürk ise türklerin aslında "beyaz" ırkla akraba olduğunu ortaya koymak için türk tarih tezini destekledi. bir yanda cephede, bir yanda arşivlerde entelektüel bir savaş verildi. yoksa ciddi bir soykırım tehlikesi vardı bizim için.

    bir üst paragrafı şu bilgiyle okuduğunuzda daha anlaşılır gelecektir. türkler bizansla savaşmaya başladığında, avrupa entelektüelleri arasında türklerin vaktiyle greklerden kaçan truvalıların torunları olabileceği tezi yayıldı. bu şu demekti avrupalılar için türkler anadolu'yu işgal etmekte haklı olabilirler... ve fatih sultan mehmet'in buna nazire yaparcasına "hectorun intikamı alındı" dediği iddiası vardır.
    https://www.quora.com/…t-the-revenge-hector-of-troy

    hatta montaigne'in yazdığına göre fatih papa'ya yazdığı mektupta "türklerin ve italyanların aynı kökenden yani truvadan geldiğini, ortak atalarının intikamını aldığını, italyanların neden grekleri savunduğunu anlamadığını" söyler.
    ama bunlar biraz rivayettir. yine de 2. mehmet'in engin tarih bilgisi düşünüldüğünde böyle bir tezi duyduğu anda kullanmaktan çekinmeyeceği aşikar.

    yani aslında bugün dalga geçilen türk tarih tezi, 1. dünya savaşında bizim hayatımızı kurtardı bir yerde. üstelik bu tez sanıldığı gibi türk devleti'nin değil, avrupalı tarihçilerin ortaya attığı bir tezdir. aslında o tezde bahsedilen turani kavimlerdir. türkler de turani kavimlerden biridir. ingilizler de yukardaki kitapta turani kavimleri, türkler, moğollar, macarlar, finler vb olarak ayırırlar. turanismin temelleri böyle atılır ve iş japonları ve korelileri de işin içine katarak büyür.
    https://en.wikipedia.org/wiki/turanism

    yani tarihi tezler dünya siyaseti için çok önemli. hiç alakasız görünen konular, çok alakasız niyetler için yontulabilir. avrupalıların-indo avrupa tezleri buna örnektir.

    şimdi gelelim asıl meseleye. türklerin medeniyet sahnesine çıkışının islamiyetle başlatılması, günümüz siyasi niyetlerine çok uygun. türk tarih tezi proto türklerin daha doğrusu turani uygarlıkların, kuzey kafkasya, anadolu ve mezopotomya dolaylarında da yaşadığını iddia eder. bu da bütün tezlerini etnik tarihi haklar üzerine kuran batı dünyası için kolay kabul edilecek bir tez değildir.

    ne enteresandır ki, avrupalıların "aryan" ırk olarak hindistan'dan çıkıp, anadolu ve kafkasya üzerinden avrupa'ya yayılması, ya da afrika'dan gelmeleri hiç gülünç gelmez kimseye.

    ama orta asya'da iranın kuzeyinde yaşayan insanlar, biraz güneye inip burada yaşayanlarla karışmış ve sümer uygarlığının temelini atmış olabilir, ya da biraz batıya ilerleyip karadeniz'in kuzeyindeki sakalarla kültürel ve etnik akrabalık kurmuş olabilir dendiğinde kahkahalar havada uçuşuyor.

    bugünkü türkiye'yi sadece selçuklu ve osmanlı'ya dayandırmak, öncesini muğlak bir bulut bırakmak bizi köksüz ve aidiyetsiz bırakır. yani bir anda isfahan dolaylarında "belirdik" ve ilk defa anadolu'ya geldik. ondan öncesinde yokuz. o bahsi geçen diğer uygarlıklar hunlar falan ayrı medeniyetler.

    hadi kabul etmiş gibi yapalım bunu. yani hunların ve turanik kavimler diye sayılan diğer kavimlerin bizle hiç alakası yok. biz orta asya'da boş boş geziyorduk. islamla tanışana kadar bir uygarlığımız yoktu. bir anda selçuklular ile "türk medeniyeti" başladı. ee bu adamların öncesi yok mu?

    yani bu iddiaya göre hunların bizle hiç alakası yok. ama hunlar çin'in dibinden kalkıp geliyor, bugünkü macaristan'a yerleşiyor. ama selçuklunun atasını oluşturan kavim yanından geçip gidenleri görüyor ve batıya veya güneye gitmek hiç aklına gelmiyor. biz de bunu yedik! ha pardon ama biz zaten bir anda selçuklu döneminde belirdik. öncemiz yok...

    bak adam amerian yerlilerinin ataları 14.000 yıl önce sibirya'dan göç edenler olabilir diyor.
    https://en.m.wikipedia.org/…%20'first%20americans'.

    ama bazı turk kabilelerinin ataları sibiryadan gelsi ve dilleri kizilderililerle benzesiyor dediginde "yok daha neler" oluyor.

    işte bu yüzden türk islam tarihi öne çıkarılıyor. çünkü türklerin anadolu'da yeri yok, hatta asya'da bile yeri yok demek istiyorlar. medeni dünyayla alakaları tezinin altını doldurmak için.

    o yüzden türkiye türkleri, azeriler, kırgızlar, kazaklar, hunlar yani macarlar, iskitler, bulgarlar vb sanki birbirinden ayrı uygarlıklarmış, köken birliği yokmuş gibi davranılıyor. bu aynı zamanda rusların da işine geliyor çünkü rusların güneye inmelerini engelleyen tampon bölge aslında bizim de bulunduğumuz bu bölge. haliyle bu bölgenin birlikte hareket etmesi, avrupa gibi tarihi ve kültürel bir birlik içinde olması rusya için de avrupa için de kabul edilebilir bir durum değil.

    o yüzden turani kavimlerle ilgili tezler her zaman "komik" bulunmaya devam edecek.
  • kim ne derse desin dünyanın en köklü ve en zengin tarihidir. şimdi kimileri türk tarihi dendiğinde burun kıvırıyor, yine de görünen odur ki günahıyla sevabıyla en şanlı tarih bizimkidir. övünülecek şeyler de yaptık utanılacak şeyler de çünkü insandık ve tarihin gördüğü en güzel insanlardık.
  • türk aydınının, başka milletlerin tarihine, başka milletlerin başarılarına ilgi göstermeden önce, ilk araştırması, öğrenmesi gereken olgudur. türkiye muhkim türk halkının içersinde yer alan tüm unsurlar birden türk tarihini oluşturur. bu da içersine orta asya tarihi, dinler tarihi, fırat ve dicle bölgesi tarihini ve daha nicesini alır. türk halkı, islamla birlikte var olmadı. islamla da ayakta kalmadı. günümüzdeki egemen politika, her ne kadar türk islam kardeşliği diye bir olayı medyaya yansıtsada böyle bir kardeşlik yoktur. kardeşlik, tarih ve coğrafya bağıyla birbirine bağlı hudutlarımız içinde yaşayan millet arasında vardır. tarih bu insanların tarihidir. her zaman parlak olmasa da, her zaman çok olumlu olaylar yaşanmasa da, öncelikli sahip çıkılması gereken budur.

    tarihimiz kökeni anav, andromeda uygarlıklarından gelen, birden fazla milletle ilintili, eski dünya coğrafyasının neredeyse tamamında yaşanmış olan koca bir tarihtir.
  • atı ehlileştiren türkler; dünyaya ata binme sanatını öğretmişlerdir. çin kaynaklarında geçen ifadeye göre; çinliler ata binmeyi m.ö 300'lerde asya hunlarından öğrendiği yazmaktadır. mahir oldukları başka bir alan da demirciliktir.
  • öncelikle (bkz: sözlükteki faydalı başlıklar ve terimler havuzu) başlığı ile sözlüğü güzelleştiren kolombre'ye ve düzenlemede ona büyük katkıları olan uzumun sapi 'na teşekkürler. sözlüğün bu yozlaşmış zamanlarında, kutsal bilgi kaynağı olmaktan iyice uzaklaşan haline, olumlu yönde katkıları olan nice faydalı ve önemli başlıkları bir araya getirip sözlüğe işlevini hatırlatan bu havuz ile türk tarihi genel başlığı aşağıdaki gibidir. zamanla yeni ek başlıklarla daha da zengin hale gelecektir ve bu başlıklara katkıları olan yazarlara da sonsuz teşekkürler.

    (bkz: adana katliamı)
    (bkz: adalet name)
    (bkz: akıncı ocağı)
    (bkz: ali macar reis)
    (bkz: anadolu selçukluları)
    (bkz: anadolu'da kurulan türk beylikleri)
    (bkz: ateşli silahların tarihi)
    (bkz: babailer isyanı)
    (bkz: banja luka muharebesi)
    (bkz: belgrad kuşatması)
    (bkz: bozkurt lotus davası)
    (bkz: breslau)
    (bkz: budin kuşatması)
    (bkz: cerbe deniz savaşı)
    (bkz: cezayir seferi)
    (bkz: ciğerdelen muharebesi)
    (bkz: curcan katliamı)
    (bkz: çaka bey)
    (bkz: çapanoğlu)
    (bkz: deutsche mittelmeer division)
    (bkz: ertuğrul bey)
    (bkz: ertuğrul faciası)
    (bkz: ertuğrul fırkateyni)
    (bkz: etimesgut tank müzesi)
    (bkz: fahrettin türkkan)
    (bkz: fetret devri)
    (bkz: filori)
    (bkz: fülane hatun)
    (bkz: gazi osman paşa)
    (bkz: giorgio basta)
    (bkz: girit savaşı)
    (bkz: güns kuşatması)
    (bkz: hacim muhittin çarıklı)
    (bkz: haçova meydan muharebesi)
    (bkz: haliç tersanesi)
    (bkz: inebahtı deniz savaşı)
    (bkz: istanbul'un fethi)
    (bkz: kafkas cephesi)
    (bkz: kahlenberg meydan savaşı)
    (bkz: karamanlidis)
    (bkz: kartal ovası meydan savaşı)
    (bkz: kazan/@anglachelm)
    (bkz: kıbrıs barış harekatı/@anglachelm)
    (bkz: kıbrıs barış harekatı/@uzumun sapi)
    (bkz: kırıkkale tüfeği)
    (bkz: koyunhisar savaşı)
    (bkz: köprü faciası)
    (bkz: köprülü fazıl ahmet paşa)
    (bkz: kurtuluş savaşı)
    (bkz: kutsal ittifak savaşları)
    (bkz: lale devri)
    (bkz: maestro jacobo)
    (bkz: malazgirt meydan muharebesi/@sorg)
    (bkz: malta kuşatması)
    (bkz: mete han)
    (bkz: mısır hidivliği)
    (bkz: mihai viteazul)
    (ara: mohaç muharebesi)
    (bkz: mora savaşları)
    (bkz: mostaganem savaşı)
    (bkz: muhadiye muharebesi)
    (bkz: navarin deniz muharebesi)
    (bkz: nazlıgül daştanoğlu)
    (bkz: nice kuşatması)
    (bkz: niğbolu savaşı)
    (bkz: ogier ghislain de busbecq)
    (bkz: oğuz yenen)
    (bkz: orta asya türkleri)
    (bkz: osmanlı-habsburg savaşları)
    (bkz: osmanlı denizciliği)
    (bkz: osmanlı donanması)
    (bkz: osmanlı imparatorluğu'nda paranın tarihi)
    (bkz: osmanlı imparatorluğu'nun çöküş nedeni)
    (bkz: osmanlı ordusu/@anglachelm)
    (bkz: petrovaradin muharebesi)
    (bkz: preveze deniz muharebesi)
    (bkz: rodos'un fethi)
    (bkz: rudolf von sebottendorf)
    (bkz: saint gotthard muharebesi)
    (bkz: sakarya meydan muharebesi)
    (bkz: salankamen muharebesi)
    (bkz: salih özbaran)
    (bkz: sapienza deniz muharebesi)
    (bkz: sebeş savaşı)
    (bkz: semerkant)
    (bkz: starina novak)
    (bkz: süleyman askeri)
    (bkz: sümer mitolojisi)
    (bkz: şahi)
    (bkz: şamanizm kökenli türk adetleri)
    (bkz: şehzade mustafa)
    (bkz: tabgaç)
    (bkz: talas savaşı)
    (bkz: talkan katliamı)
    (bkz: tan baskını)
    (bkz: töregene hatun)
    (bkz: trablus kuşatması)
    (bkz: tripoli katliamı)
    (bkz: türgiş devleti)
    (bkz: türk kahvesinin yanındaki su)
    (bkz: türk mitolojisi)
    (bkz: türkiye'nin gömülü savaş uçakları/@lantirn161)
    (bkz: türklerin orta asya'dan göç etmesinin nedeni)
    (bkz: türkopol)
    (bkz: uluğ bey)
    (ara: viyana kuşatması)
    (bkz: yakup ağa)
    (bkz: yakup cemil)
    (bkz: yollar için buz eritme robotu ihtiyacı)
    (bkz: zağanos paşa)
    (bkz: zenta muharebesi)
    (bkz: zigetvar)
hesabın var mı? giriş yap