ursula k. le guin

• uzunca zamandır sevmek ve sevilmekten daha önemli olan duygunun, kişinin kendisini sevilebilecek birisi olarak hissetmesi olduğunu düşünüyorum. sevmek ve sevilmek kavramlarını küçümsemiyorum. uğruna yapılmadık pek az şey kalmış bu duyguların kıymetini elbette biliyorum. asıl çaba ve iknanın kişinin ruhsal olarak sevilebilir biri olduğu üzerine olması gerektiğine inanıyorum.
  kitaplarda bu tip karşılaşmaları sıkça yaşıyorum, gülümsüyorum. risksiz. ursula k. le guin ve benzeri büyük kalemleri okumayı bu yüzden seviyorum. sevmek ve sevilmek kavramları üzerine, şahsen düşünmemiş olduğum "sevdiğini söyleme hakkı" ve "sevildiğini bilme hakkı" gibi tuğlalar ekledi. ve bunu hikaye içerisine öyle ustalıkla yediriyor ki zihnim, eserleri okuduktan önce ve sonra düşündüklerinin sıralamasını karıştırıyor. :)
  
  "geçen kıştan önceki kış sana aşık olduğumu fark ettim," dedi. "bu konuda hiç sesimi çıkarmayacaktım... şey yani biliyorsun ya. eğer sen de bana karşı öyle bir şey hissetseydin, benim duygularımı anlardın. ama bu karşılıklı değilmiş. bir faydası yoktu. ama sonra, gideceğini söylediğin zaman... bir şey söylememek için daha büyük bir bahane diye düşündüm. ama sonra bunun adil olmayacağı geldi aklıma. biraz da kendime aslında. aşkın söylenme hakkı vardır. ayrıca senin de birisinin seni sevdiğini bilme hakkın var. yani birinin bizi sevdiğini, bizi sevebileceğini bilmeliyiz. hepimiz bunu bilmeliyiz. belki de en çok ihtiyacımız olan şey budur. o yüzden sana söylemek istedim. ayrıca senin, seni sevmediğim ya da seni umursamadığım için senden uzak durduğumu düşünmenden korktum. öyle anlaşılıyor olabilirdi. ama öyle değildi."
  
  içdeniz balıkçısı