• yaklaşık 11 senedir içerisinde arkeolojik kazılar yürütülen ve komnenos hanedanı'na mensup son büyük imparator olan manuel komnenos döneminde inşa edildiği tahmin edilen tarihî kale.

    halk arasında "ceneviz kalesi" ismiyle de biliniyor olsa da aslında kalenin aşağı yukarı yedi asırlık kullanım tarihi boyunca iki asra yakınsayan bir süre boyunca doğu roma, dört asır kadar osmanlı ve sadece kırk sene civarında cenova hakimiyetinde kaldığını belirtmekte de yarar görmekteyim.

    aralarında yuşa tepesi'nin de yer aldığı ve anadolu yakasının boğaz ile karadeniz'in kesişim noktasında bulunan bu coğrafyasında aslında m.ö. 6'ncı asırdan kalma buluntular da mevcuttur. zeus dahil olmak kaydıyla pek çok antik yunan panteonu mensubu tanrıya ait tapınak kalıntıları bulunan bölgenin, ticarî ve politik anlamda esas ehemmiyet kazanmaya başladığı dönem ise kabaca 12'nci asra rastlamaktadır.

    bu dönemde bilhassa ticarî olarak dünyanın merkezi haline gelmiş olan konstantinopolis'e karadeniz tarafından erişim açısından stratejik olarak önem arz eden iki noktaya karşılıklı olarak gözcülük maksatlı kaleler inşa etme fikri ortaya çıkmış ve 12'nci asrın ikinci yarısının sonlarına doğru manuel komnenos döneminde de yoros ve imros kalelelerinin inşaatları tamamlanmıştır.

    bu arada, antik dönemde burada bulunan tapınak kalıntıları sebebiyle bölgeye doğu romalılar tarafından anakronistik bir şekilde "hieron"* adı verilmiş olup kalenin ismi de bu sözcüğün türkçe sesletimi olarak yoros şeklinde söylenegelmiştir.

    1204 senesinde konstantinopolis'in haçlılar tarafından yağmalanıp latin imparatorluğu'nun tesis edilmesinden sonra ise bir süre haçlı idaresinde kalan ama kısmen de kaderine terk edilen kalenin yeniden yükselişi de 1261 senesinde konstantinopolis'i ele geçirip doğu roma imparatorluğu'nu yeniden hayata döndürmüş olan viii. mihail paleologos dönemine rastlamaktadır. 1270'lerde onarılan ve güçlendirilen yapı, otuz sene kadar daha stratejik olarak önemli bir bizans kalesi işlevi görmüş olup 1305 senesinde kısa bir süreliğine ve ardından da 1339 senesinde tamamen osmanlı denetimine girmiştir.

    yıldırım bayezid'in 1390'lar boyunca süren istanbul kuşatması boyunca osmanlılar tarafından kıymetli bir lojistik noktası olarak kullanılan kale, 1414 senesinde cenevizliler'e kaybedilmiş olup istanbul'un fethi'nden takriben dört ay sonra ise yeniden osmanlı toprağı haline getirilmiştir. bununla da yetinmeyen fatih, kaleyi savunma işlevinin yanı sıra tam bir gümrük tesisi olarak kullanmaya başlamıştır ve yapıya bugün de iç kısımlarında kalıntılarını gördüğümüz ve aralarında vergi dairesi, gümrük ve sınır geçiş noktası gibi pek çok bina eklemek suretiyle kale kompleksinin bugün kapladığı tepelik alana tamamen yayılmasını sağlamıştır.

    1621 ve 1624 senelerinde, günümüzde ukrayna sınırları içerisinde kalmakta olan zaporojye yöresinde yaşamakta olan kazak kökenli akıncıların osmanlı'daki yönetimsel boşluğu ve geçtiğimiz günlerde 400'üncü sene-i devriyesi olan hotin seferi sonrasında meydana gelen karışıklıkları fırsat bilerek istanbul boğazı'nın kuzey kesimlerine kadar denizden yağma akınları gerçekleştirmesi üzerine dördüncü murat, yoros kalesi'ni tahkim ettirmiştir ve bölgenin bu minvaldeki akınlardan korunması hususunda kayda değer bir başarı sağlamıştır.

    18'inci asrın ikinci yarısında bilhassa üçüncü mustafa ve ardından tahta çıkan birinci abdülhamit dönemlerinde yeni kulelerin eklenmesi ve günümüze dek büyük ölçüde ayakta kalmış olan kale girişindeki yapıların tahkim edilmesiyle tarihte bilinen son onarım ve güçlendirme çalışmasını geçiren kale, 19'uncu asrın ortalarından itibaren ise tamamen kaderine terk edilmiştir.

    10 temmuz 1894 istanbul depremi olarak da bilinen izmit körfezi merkezli 7.0 şiddetindeki depremin etkisiyle zaten uzunca bir süredir terk edilmiş olan kalenin içerisindeki pek çok yapı kısmen ya da tamamen yıkıma uğramıştır.

    kalenin dış cephesinde hâlen paleologos hanedanı'na ait armaya benzetilen mermer işlemeler gözle görülebilmektedir.
  • geçtiğimiz hafta gittiğimde kapatıldığını gördüğüm kale.

    kalenin dibine üşüşüvermiş rantçı kafeler insandan geçilmiyor. kalenin etrafı pislik içinde ve hiçbir cazibesi kalmamış. çünkü hayvan oğlu hayvanlar içine kakalarını yaptıkları için kapatılmış.

    ayrıca 600 küsür yıllık kalenin üstünde enver ile ayşe'nin aşkının spreyle ölümsüzleştiğini de görmüş olduk. aşkını dünyaya haykırdığın için teşekkürler sayın .mınakoydumunun köylüsü.
  • türkiye'deki bütün tarihi eserlerin kaderi olan talan edilme ve zarar verilmeden kurtulamamış muhteşem manzaralı kale.

    kaleyi yapan cenevizliler midir yoksa doğu roma mıdır bilemiyorum ama işin içinde bir stratejik deha olduğu kesin.öyle bir bir yere konumlandırmışlar ki hem karadeniz'e hem boğaz'a hem marmara'ya hakim olurken karadan da saldırılıp ele geçirilmesi bulunduğu tepenin sapalığı sebebiyle çok zor olacaktır diye düşünüyorum. en ucuna kadar gidip inanılmaz geniş bir perspektifte boğazı görebilirsiniz.

    içi harabe durumunda ve sazlıklar hüküm sürüyor. hadi orjinalliği korumak için bu kabûlüm. lan dış duvarlarındaki a (kalp) e yazıları nedir olm? ne tür medeniyetsiz maymunlarsınız ki öyle bir esere defalarca yazı yazabiliyorsunuz. sizin aşkınızı sikeyim. tarih düşmanı orospu çocukları.
  • daha düne kadar beykoz belediye başkanı bu yer için şu minvalde bi açıklama yapmıştı:

    ''valla biz burayı askeri alan içinde biliyorduk, fakat tam sınırdaymış. kullanabiliyomuşuz yani. en kısa zamanda gerekli düzenlemeleri (!) yaparak burayı halkın hizmetine sokacağız.''**

    (bkz: ya ben lan neyse bi sey demiyorum)
  • karadeniz'in kapısında bütün görkemiyle bekleyen bu kaleye, anadolu kavağı'nın merkezinden otobüs durağının arkasında başlayan ve mezarlıktan geçilen patika yoluyla ulaşılır. kış günleri (yazın hiç gitmedim ondan bilmiyorum) felaket gotik bir atmosferi vardır: uçsuz-bucaksız gri karadeniz ve üstüne inen ince sis, uçurumlar, yamaçları kaplayan defne ve diğer herdem yeşil ağaç/çalıların oluşturduğu ormanlar, usul usul akan yine gri renkli boğaz, sağa sola gizlenmiş kulübeler ve (sanırım) askeri tesisler. bu arada kale iki parçadan oluşur; alt duvarları (yamaçta kurulmuş olan kalenin daha kıyıya yakın kesimleri) daha yüksektir ve alt duvarların çevrelediği alanın orta yerine "bilmemne a.ş.'nin malıdır izinsiz girilmez" tabelası konmuş; ama ne bekçi var ne tel örgü (tabii böyle olması da daha iyi). asfalttan tırmanmazsanız küçük çapta bir dağcılık deneyimi de yaşayabilirsiniz. ayrıca kalenin sağında solunda yunanca yazıtlar falan da bulunur. bu arada çoğu kale gibi pek burçlara tırmanma, atlayıp zıplama aktivitesi yoktur o tip bölümlerinin azlığı ve o az sayıdaki bölümlere çıkan merdivenlerinin yok olması sebebiyle.
  • muhteşem bir manzaraya sahip olmasına rağmen, memleketim insanın çöplük, tuvalet ve yazı panosu olarak kullanmayı tercih ettiği tarihi ceneviz kalesi.
  • istanbul'un en güzel manzaralarından birine sahip olan yer. ancak 2013 itibariyle görmek için son şansınız var. zira karadeniz girişi yavaş yavaş 3. köprü şantiyesine dönüşüyor.
    belki ilerde köprü manzarası da güzel olur, ancak doğal manzarası kadar olamayacağı kesin.
    belki 4-5 ay sonrası bile çok geç olacak... gidin!
  • kendisine kadıköy'den bisikletle de ulaşılması mümkün olan inanılmaz manzaralı kale.

    kaleden 3. köprü inşaatını ve inşaatın yarattığı tahribatı da gözlemlemek mümkün.

    bir gidenden dinleyelim, yoros'a yolculuk
  • nuri bilge ceylan ın üç maymun filminde bir kaç sahneye ev sahipliği yapmış ürkiye nin en güzel manzaralarından birine sahip olan yer.
  • game of thrones istanbul'da vuku buluyor olsa idi, gerek şehrin en kuzeyinde bulunuşu gerekse coğrafi korunaklılığı ile winterfell burası olurdu.
hesabın var mı? giriş yap