• olup olmadığını merak ettiğimdir. evet adil ve uygar bir toplum herkesin hayali ama 2-3 hafta yurt dışında kalınca, trafikte magandalar ile yol kavgası yapmayıp, yürürken kafana saksı düşmeyip, aniden bilmem kime hakaretten hapse atılmayıp sakin sakin durarak bunalıyor sanki insan. uzun süre yurt dışını deneyimlemiş süserlerden tecrübelerini paylaşmalarını umuyorum.
  • hacca gidenlerin tamamı geri dönüyor
  • gel, bizim eve yerle$
  • bir süre houston'da yaşadım. oradaki en büyük motivem tekrar dönecek olmam ve orada yaşadıklarımın geçici olması idi. çok güzel anılarım oldu oraya ait. hayat standardım buradakine göre daha yüksekti aldığım maaş ortalama bir hayat için gayet yeterli idi (ek iş de yapıyordum bazen) ama tek bir eksiklik vardı o da yaklaşık 6-7 ay sonra ortaya çıktı. aile özlemi ve kültürel farklılıklar. hani insan istiyor ki eşi dostu da oraya götürebilesin ama olmuyor. kültürel kimlik dediğimiz şeyin her ne kadar geleneksel kültürden gelmesem de bende de olduğunu gördüm. yaptığın esprilerin karşılıksız olması karşı tarafın "seni gerçekten dinliyor mu yoksa konuşmak için sıra mı bekliyor" ikileminde bırakması. belki bir destekçim olsa kalırdım ama tek başına iken bir süre sonra insan kendinden birini arıyor. bulamadığı zaman da yurda dönmek istiyor.
  • sakinlikten bunalırsanız kahvaltıda t24 okuyup, akşam haberlerinde fox tv izleyin, yatmadan önce verilmiş sadakam varmış diyerek misler gibi uyursunuz.
  • üç sene boyunca avrupa'da geçirdiğim kariyer maceramdan sonra (bkz: almanya)(bkz: polonya) "artık yeter bu kadar dolu cv ile türkiye'de her kapı açılır bana" diyerek yaşadığım pişmanlıktır. o pişmanlık sayesinde ülkeye döneli 2 sene oldu fakat asıl şimdi boğazım düğüm düğüm oluyor. bilemedik değerini canım avrupa'm.
  • sakinlikten bunalıyorsanız lütfen dönün zaten. alternatifi bizim çomarlarin avrupaya yaptığı gibi kendi ülkesinin kaosunu oraya götürmek.

    dünyada herkese göre ülke var,kimse sakin memlekette durmak zorunda değil.

    edit : efendim neymiş, insanlar devletlerinin istediğini yapmak zorundaymış o yüzden kötüymüş. şuna insanlar bir arada yaşamı kolaylaştırmak için bir düzene uyuyorlar, ama ben içimdeki çomarı öldüremedim hep sıranın önüne kaynamaya çalıştım desene.
  • entegrasyon denilen olguyu zihinsel ve bedensel olarak gerçekleştiremeyen kişiler pişman olur.

    bu kadar basit aslında.

    kişisel hak ve hürriyetler, yaşam standartları, daha huzurlu bir ortam önemli diyen her birey, bağrına taş basar aile hasretini sineye çeker.

    elbet bir gün türkiye'mize döneriz, fakat o gün bugün değil..
  • mumkundur. uzaktan hersey cok guzel gibi gorunur ama oyle degildir. baska bir ulkeye yerlesip o ulkenin halkiyla esit muamele gormek istediginizde bircok zorlukla karsilasirsiniz. hep "oteki" "disaridan gelen" gocmen"sinizdir. bilincli olarak ya da bilincsizce otekilestirilirsiniz. kendinizi kabul ettirmek cok zordur, 5 yil oldu amerika'ya geleli, ben hala ugrasiyorum, belki bir sure daha ugrasir sonra donerim turkiye'ye. ama o kadar uzun sure turkiye'de yasamayinca oraya da yabancilasiyorsun. ne oraya ait hissediyorsun ne buraya... degisik bir durum, yasamayan bilmez.
hesabın var mı? giriş yap