• (bkz: masum değiliz hiç birimiz)
    edit: bildiğin içerde her maça giden bir cimbom taraftarıyım ve eski bir milli futbolcunun çocuğuyum. hiç kimse benim takımım sütten çıkmış ak kaşık diyemez, dünya kupası elemelerinde herkesin izlediği bir maçta bile göz göre göre elle atılan bir gol veriliyor ise, o zaman söylenecek tek şey vardır: "futbol asla sadece futbol değildir..."
  • sezonun son maçıydı ve galatasaray'ın şampiyon olması için kazanması gerekiyordu ve sonuçta onlarda kazandı.bu kadar.bu maça şike diyenler önce açarlar türkiye futbol liglerinin tarihine bakarlar o kadar sezon içinde ligin son maçına çıkmadan önce önde olan hangi takım şampiyonluğu kaybetmiş.açın bakın ligin 51 yıllık tarihinde sadece bir defa olmuş bu olay, bunun haricinde her seferinde kazanması gereken kazanmış.şimdi böyle bir gerçek var elinizde sadece bir takımında değil şampiyonluk yaşayan hepsinin başına gelmiş bu durum.

    bu maç özelinde konuşalım, yanılmıyorsam televizyondan canlı yayınlanmamıştı maçlar diye hatırlıyorum ya da en azından ben radyodan dinlemiştim.bir önceki hafta inönü'de berabere kalınca zaten şampiyon olmuştuk, ankara'da ki maç formaliteydi.bu inançla maçı dinliyordum ve beklediğim gibi gelişti oyun.baskılı başlayan galatasaray golleride erken bulunca zaten geçtiğimiz haftalarda küme düşmemeyi garantileyen ve rahatlayan ankaragücü karşısında farka gitmesi kaçınılmaz olmuştu.maç da rahatça kazanıldı.

    şimdi başta sorduğumuz soruya gelelim niye her seferinde son hafta kazanması gereken kazanıyor.hepsinde şike mi oluyor, bütün lig tarihimiz, şanlı şampiyonluklarımız şikeler üstüne mi kurulu.buna inanmak daha mı iyi hissettiriyor sizi.ya da siz son maçta kazandığınızda büyük zafer diye anıyorken, rakip kazandığında şike demek ahlaki bir tavır mı?

    bir de ne olur birisi, zalad'ın nerede ve ne zaman şike yapıldığını itiraf ettiğini açıklasın.çünkü ben bu abiyi televizyonda en son gördüğümde şike olmadığını dile getiriyordu.
  • şöyle bir toparlayalım :

    1. öncelikle atlanmış bir bilgiyle başlayalım : maçın hakemi ünsal çimen’di

    2. maçta şike var mıdır, yok mudur bilemem. bir maçın 8-0 bitmiş olması, o maç şampiyonun averajla belireneceği son hafta maçı da olsa, o maçta şike olduğunu başlı başına kanıtlamaya yeterli olmamalı.

    3. öte yandan ankaragücü’nün aynı sezonda beşiktaş’tan 6 yemesi, bu maçta şike olmadığının nasıl kanıtı olur, anlamakta güçlük çekiyorum. neyse ki, futbol argüman sahiplerinin tahayyülündeki gibi maç sonuçlarının alt alta toplanıp bir sonraki maç skorunun kestirilebileceği sıkıcı bir oyun değil. “senin 6 attığın takıma ben 8 atmışım, ne var yani?” demek, “o sezon senin deplasmanda 1, evinde 5 attığın konyaspor’a 8 atmış takıma 8 atman şikedir !” demek kadar futbol dışıdır.

    4. türkiye'yi teşvik primiyle tanıştırmaktan, yine şampiyonluğun son hafta belirlendiği bir sezonda şampiyonluk için çekiştiği takımın rakibinin futbolcularına para yedirmekten utanmamış bir camianın (bkz: 24 mayıs 1987 malatyaspor beşiktaş maçı) mensuplarının şampiyonluklarına “leke sürdürmemek” için bu denli gayret göstermelerini göz yaşartırıcı bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.

    5. maçın oynandığı sezon ve hafta futbol tarihine parantez içinde galatasaray yazılmak suretiyle bir kara leke olarak geçmiştir evet. ama 0-8 yüzünden değil. galatasaray’ın ve beşiktaş’ın maçlarının oynanacağı 30 mayıs’a gelene kadar günlerce beşiktaş’a her türlü iftirayı atmaktan çekinmeyen, maçtan günler önce “maçın sonucu ne olursa olsun beşiktaş’ı uefa’ya şikayet edeceğiz” diyebilecek kadar gözü dönmüş bir futbol şube sorumlusuna gıklarını çıkarmadıkları için.. maçlar es kaza galatasaray : 3 ankaragücü:1, beşiktaş:8 gençlerbirliği: 0 şeklinde bitseydi, bugün olmadık argümanları “temizliğin karineleri” olarak gösterenlerin neler yapabileceklerini tahmin edebilmek için maç öncesi yaptıkları kara propagandaya bakmak yeterlidir sanırım.

    eğer senin tiynetin ve futbol ahlakın maçlar oynanmadan 4 gün önce rakibini şike ithamıyla yüz yüze bırakmayı sindirebiliyorsa, sen 8 attığında da (maçta en ufak bir şaibe olmasa bile) birilerinin çıkıp senin tiynetini sorgulamasına bozulmayacaksın. kendi 8-0’ına gölge düşüren bizatihi senin futbol şube sorumlundur, biz değiliz.

    6. peki kemalettin şentürk'ün "maçı beşiktaş satın almıştı ama biz bırakmadık o yüzden de hoca beni ikinci yarı oyundan aldı" dediği şeklindeki yalana ne demeli?

    kemalettin henüz bunamadıysa böyle bir açıklama yapmış olamaz, zira o günkü maçın kadrosunda kemalettin yoktu :

    http://www.tff.org/…ault.aspx?pageid=29&macid=57795

    7. “ama adnan polat o açıklamaları ilhan cavcav maç haftasında 4 as futbolcusunu kadrodışı bıraktığı için yaptı” şeklinde karşı argüman üretenler olduğu kulağıma geliyor sağda solda (bkz: bir kedi gördüm sanki); ona da değinelim elhak.

    tarih : 23.05.1993
    stad : ankara 19 mayıs stadı
    gençlerbirliği – kocaelispor

    gençlerbirliği ilk 11’i :
    goran gavriloviç
    erkan sözeri
    ergün penbe
    taner taşkin
    rahim zafer
    erkut çağdaş
    metin diyadin
    kemalettin şentürk
    engin özdemir
    hayrettin aksoy
    rövşen türkmen

    tarih : 30.05.1993
    stad : istanbul inönü stadı
    beşiktaş – gençlerbirliği
    gençlerbirliği ilk 11’i :
    ümit levent zorluer
    erkan sözeri
    erkut çağdaş
    taner taşkin
    rahim zafer
    ergün penbe
    engin özdemir
    aleksei kozlov
    mehmet altiparmak
    metin diyadin
    rövşen türkmen

    toplama çıkarmayı seviyorsunuz madem, sizin için ben yapayım bu sefer; bir önceki maça çıkan kadrodan 4 değil 3 isim farklıdır beşiktaş maçı kadrosundan :

    29. hafta gençlerbirliği ilk 11’inde yer alıp 30. hafta yer almayan oyuncular : goran gavriloviç, kemalettin şentürk, hayrettin aksoy.
    30. hafta gençlerbirliği ilk 11’inde yer alıp 29. hafta yer almayan oyuncular : ümit levent zorluer, aleksei kozlov, mehmet altıparmak.

    hemen göze gençlerbirliği’nin sezonun son haftasına bir önceki kalecisini değiştirerek çıkması çarpıyor; “ulan 4 as futbolcudan biri kaleci gavriloviç miydi?” denebilir; bir önceki hafta kimlerin kart gördüğüne bakmadan demeyin bence: http://www.tff.org/…ault.aspx?pageid=29&macid=57651
    elimizde kalıyor kemalettin şentürk, hayrettin aksoy – aleksei kozlov, mehmet altıparmak değişikliği.

    peki aleksei kozlov’un o sezon 22’si lig maçı olmak üzere 24 resmi maça, mehmet altıparmak’ın 26’sı lig maçı olmak üzere 28 maça çıktığını öğrendiğinize beşiktaş’a camianız tarafından atılan iftiralar için özür dileyecek misiniz?
  • bu mac uzerine daha once yeteri kadar soz sarf etmis oldugumuzu dusundugumuzden (bkz: #14758048), arada aklimiza anmayi unuttugumuz kimi konular gelse de, "birak oyle kalsin" deyip geciyorduk; "biri o konulara girerse, o zaman konusuruz". simdi goruyorum ki, hem daha once anlattiklarimizdan bir kismi ve neyi, neden andigimiz anlasilmadigi gibi, yavas yavas bu konulara da girilmeye baslanmis (bkz: #17958702). o yuzden, hazir boyle de bir imkan sunulmusken, istedigimiz sorudan baslayip, soru/cevap seklinde hem anlasilmayan noktalara hem de yeni konulara deginelim.

    oncelikle, "ankaragücü’nün aynı sezonda beşiktaş’tan 6 yemesi, bu maçta şike olmadığının nasıl kanıtı olur, anlamakta güçlük çeki"lmis; hemen izah edelim; anlamakta gucluk cekersiniz, cunku degildir! bu kadar basit; "ankaragücü’nün aynı sezonda beşiktaş’tan 6 yemesi, bu maçta şike olmadığının" "kanıtı" degildir. "ankaragücü’nün aynı sezonda beşiktaş’tan 6 yemesi", ilave edersek, lig besincisi fenerbahce'den 4 yemesi, hatta dusme hattindaki karsiyaka'dan 5 yemesi, galatasaray'dan 8 yemesinde sasilacak hicbir sey olmadiginin kanitidir; baska bir seyin degil. siz, hazir kendiniz "bir maçın 8-0 bitmiş olması, o maç şampiyonun averajla belireneceği son hafta maçı da olsa, o maçta şike olduğunu başlı başına kanıtlamaya yeterli olmamalı" demisken, o konuyu, yildirim demiroren ile, tugrul yenidogan ile, sinan engin ile, bu macin skorunu agzina sakiz eden kim varsa, onun ile konusun. bu gozler, adana demirspor'un besiktas'tan 10, galatasaray'dan -farkli sezonda- 9 yedigini gormusken; besiktas'in liverpool'dan 8, galatasaray'in fenerbahce'den 6 yedigini gormusken, bir macta skor ne zaman inanilmaz olmaya baslar, ne zaman -kinayeli bir sekilde- basketbol macina doner, 6 ile 8 sayilarindan ilkini reel ikincisini imajiner yapan o buyuk fark nedir, biri bize izah etsin, cunku biz, ayni sezon oynadiklari 6 macta galatasaray'i hic yenememis, aksine 4 kez yenilmis besiktas'in 6; kume dusme hattindaki karsiyaka'nin 5 gol attigi ankaragucu'ne, 8 gol atmasinin galatasaray'a neden reva gorulmedigini hicbir zaman anlayamacagiz; old trafford'da manchester united'a 3 gol atan kadronun, neden 19 mayis'ta 8 gol atamayacagini hic cozemeyecegiz. kac atmaliydi ankaragucu'ne galatasaray? bu kadar agizlara sakiz olmamak icin kac atmaliydi? 7? 6? 5? 4? 3? 2? 1? size kac lazim? kac atmaliydi da besiktas sampiyon olmaliydi; onu soyleyin... konu macin 0-8 bitmesi degil; konu, cikarin agzinizdaki baklayi, galatasaray'in sampiyon olmasi...

    devam edelim; demistik ya, konusulmasi zamani gelen baska konular da var diye, ona gelelim. denmis ki, "maçın oynandığı sezon ve hafta futbol tarihine parantez içinde galatasaray yazılmak suretiyle bir kara leke olarak geçmiştir evet. ama 0-8 yüzünden değil. galatasaray’ın ve beşiktaş’ın maçlarının oynanacağı 30 mayıs’a gelene kadar günlerce beşiktaş’a her türlü iftirayı atmaktan çekinmeyen, maçtan günler önce “maçın sonucu ne olursa olsun beşiktaş’ı uefa’ya şikayet edeceğiz” diyebilecek kadar gözü dönmüş bir futbol şube sorumlusuna gıklarını çıkarmadıkları için.." hah! iste besiktasli taraftarlar, yazarlar, yoneticiler, eski futbolcular ve diger futbolseverler bundan dem vursunlar; bundan sikayet etsinler. cunku, macin skoru uzerinden yaptiklari yorumlarin aksine, burada hakli olduklari noktalar var. ancak hakli olduklari noktalari izah edebilmek icin, once kronolojik olarak olaylari incelemek gerekir.

    bahsedilen haftada islerin cirkin bir noktaya gelmesinde fitili ilk atesleyen ihsan kalkavan'dir. hafta, ihsan kalkavan'in ankaragucu'ne tesvik primi verecegini ilan etmesi ile acilir. buna suleyman seba'nin cevabi gecikmez; hem ihsan kalkavan'in sozlerinin yanlis oldugunu, hem de besiktas yonetim kurulunu baglamadigini soyler. galatasararay cephesi sessiz ve bu tepkiden memnundur, ancak ihsan kalkavan susmaz; beyanlarina devam eder; "ben yonetici degilim; besiktasli bir isadami olarak, ozgur irademle, gidip ankaragucu'ne tesvik primi verecegim" diye gazetelere aciklamalar yapar. bu esnada federasyon ve spordan sorumlu devlet bakani, tesvik primi verme niyetinde olanlara gozdagi vermekle mesguldur.

    esas kiyamet ise, ilhan cavcav'in kazim konak, kemalettin senturk ve hayrettin aksoy'u kadro disi birakip, metin diyadin'e 25 milyon tl para cezasi vermesi ile kopar. konunun onemi iyice anlasilsin diye soylemek gerekir ki, bu dort oyuncu besiktas macindan 2 hafta onceki fenerbahce deplasmaninda sahaya ilk 11'de cikmislardir ve genclerbirligi'nin 3-4 galip ayrildigi o macta 3 gol, hayrettin ve kemalettin'den gelmistir. kadro disi kalan 3 futbolcu, basina yansidigi hali ile, "cavcav bu hareketi ile maci saibeye sokmus, sampiyonluk yarisina golge dusurmus, kulubu sabote etmistir"; 25 milyon tl ceza yedikten sonra besiktas macina ilk 11'de cikartilacak olan metin diyadin ise, "genclerbirligi kulubu benim icin bitmistir. son macim olacak." diye konusurlar ve olayin akabinde federasyon ilhan cavcav hakkinda sorusturma baslatir.

    elde var iki; sampiyonun genel averajla belirlenecegi bir sezonun son haftasinda, bir yanda, galatasaray ile oynayacak olan ve tesvik primi alacagi soylenen ankaragucu, diger yanda besiktas ile oynayacak olan ve kadrosundan 4 oyuncu bertaraf edilmis genclerbirligi... gazetelerde, her iki ankara takiminin oyuncularinin serefleri icin oynayacaklarini beyan ettikleri haberler... federasyondan, ilki icin carsaf carsaf "ayaginizi denk alin" aciklamalari, ikincisi icin kulup baskani hakkinda sorusturma... ...ve siz, galatasaray kulubu futbol subesi sorumlususunuz...

    manset:

    "besiktas bu lekeyi temizlesin"

    1. kadro disi olayinin icyuzu aciklansin.
    2. besiktas resmi bir tepki gostermeli.
    3. genclerbirligi'ni yakin takibe alacagiz.

    merak eden, adnan polat'in o gunlerdeki roportajlarini arar bulur ve besiktas'a ve genclerbirligi'ne yonelttigi suclamalarin ayrintilarini ogrenir; 27 mayis 1993 tarihli milliyet gazetesi bu konuda referans gosterilebilir.

    biz iki yonunu de okumak icin, olayi bugune tasiyalim. bugun, her sey, herkese bu kadar acikken ve olaylar yalnizca bizim kendi kucuk dunyamizda degil, tum dunyada yankilaniyor ve degerlendiriliyorken, yukarida anlattigimiz gelismeler, bu sezonun son haftasinda yasansa, 30 mayis 1993 besiktas genclerbirligi maci'nin dunya uzerindeki tum bahis firmalari tarafindan bahislerden cikartilacagina bahse girebiliriz; daha dusuk bir ihtimalle ve karsilik olarak 30 mayis 1993 ankaragucu galatasaray maci da cikartilabilir; cunku bir yarista bir mac tek basina kirlenmez. ancak bu kirlenmenin sorumlusu, adnan polat degildir. olaylari, yukarida anlattigimiz ve besiktas taraftarlarinin sikayet ettigi noktaya getiren, ihsan kalkavan ve ilhan cavcav'dir. o haftalarda, galatasaray'in sike yapacagina ya da tesvik verecegine dair hicbir haber bulamazsiniz; hepsi besiktas ile ilgilidir. bugun ayni olaylar olsa, besiktas taraftari, takiminin bu soylencelere konu olmasindan dolayi yildirim demiroren'i suclayacak, hatta belki yildirim demiroren'den suphe edecekken, adnan polat'in baltayi tasa vurdugu nokta, olaylarin dun olmasi ve karsisindakinin suleyman seba olmasidir; hangi takimin olursa olsun, baska hicbir baskanin yonetiminde adnan polat'in aciklamalari kimseye batmazdi; soyledigi hicbir seyde haksiz olmazdi. ancak genc adnan polat, suleyman seba'ya ragmen yapilmasindan cekindigi seylerden dolayi - ki kimse emareleri kucumseyemez, besiktas'a haddinden fazla yuklenir. zaten suleyman seba da, galatasaray yonetimine, "genclerin kulagini cekin; ne dediklerini bilsinler" minvalinde mesajlar gonderir.

    burada, "derdini ilhan cavcav ile, ihsan kalkavan ile halletseydi; neden besiktas'a yuklenmis ki o kadar?" diyecekler olabilir, ancak bu neden/sonuc iliskilerinden bihaber bir yorum olurdu. bir kez genclerbirligi'nin besiktas'a yatmaya hazirlaniyor oldugu hayali akliniza dusmusse, genclerbirligi'nin buna uygun olarak yaptigina kanaat getirdiginiz isler ancak sonuctur ve nihai sonucu, neden ile ilgilenmediginiz surece degistiremezsiniz. burada neden besiktas'in sampiyon olabilme ihtimalidir; yani besiktas'tir.

    daha kolay anlayabilmeniz icin, basit bir deney yapalim. 100 fenerbahce taraftarindan, haksizliga ugradiklarini dusundukleri, 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçında olanlarda sorumlulugu bulunduguna inandiklarini siraya koymalarini isteyin; denizlispor kulubu, takimi ve taraftari, galatasaray kulubu, merkez hakem kurulu, selcuk dereli, turkiye futbol federasyonu alfabetik sirali listesini, kendilerince sorumluluk sirasina gore siralasinlar bakalim; denizlispor kulubu kendisine hangi sirada yer bulacak? emin olun, kimileri "7 mayıs 2006 beşiktaş galatasaray maçı galatasaray'in galibiyeti ile bitmeseydi, is zaten denizlispor macina kalmazdi" deyip, besiktas'i dahi sorumluluk sirasinda denizlispor'un ustune koyacak olanlar cikacaktir. cunku, bu bir motivasyon ve guc meselesi... eger akliniza boyle bir tezgah gelmisse, once boyle bir tezgahi hazirlamak icin kimin daha saglam bir motivasyona sahip olduguna bakarsiniz; verdigimiz ornekte bu galatasaray'dir, ornek ile aciklamaya calistigimiz olayda besiktas... sonra, bu tezgaha alet olanlari guc sirasina gore siralarsiniz; verdigimiz ornekte listenin sonundaki denizlispor'dur, ornek ile aciklamaya calistigimiz olayda genclerbirligi... denizlispor ve genclerbirligi, boyle bir tezgah muhtemel goruldugunde, sadece alet olmama inisiyatifine sahip olanlardir; daha fazlasi degil. bunun yaninda, denizlispor'un ve taraftarinin ligde kalmak gibi bir motivasyonu varken, genclerbirligi icin bu dahi yoktur. denizlispor ve taraftari, kendi motivasyonlarindan haric, bir tezgaha alet olduklarina dair hicbir belirti gostermezken, ama buna ragmen fenerbahce taraftarinca yaftalanmisken, genclerbirligi baskani hakkinda sorusturma acilmasina sebep olacak kadar simsekleri uzerine cekmistir. simdi, bunlar isiginda, neden galatasaray spor kulubu futbol subesi sorumlusu, boyle bir tezgah ihtimalini gormezden gelsin? isler gormezden gelinemeyecek kadar ayyuka cikmisken, neden tek basina tezgahi kurma gucune sahip olmayan ile hesaplasmaya kalksin? suleyman seba isminden baskaca, galatasaray spor kulubu futbol subesi sorumlusunu, eylemlerinde ve eylemlerinin biciminde haksiz cikartacak ne var?

    konuya daha once soylemis olduklarimiza cevaben soylenen seyler uzerine girdik ve cevaben soylenenler arasindan eksik biraktiklarimiz ile toparlayalim.

    denmis ki, "türkiye'yi teşvik primiyle tanıştırmaktan, yine şampiyonluğun son hafta belirlendiği bir sezonda şampiyonluk için çekiştiği takımın rakibinin futbolcularına para yedirmekten utanmamış bir camianın (bkz: 24 mayıs 1987 malatyaspor beşiktaş maçı) mensuplarının şampiyonluklarına “leke sürdürmemek” için bu denli gayret göstermelerini göz yaşartırıcı bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim."

    oncelikle, silin gozyaslarinizi; galatasaray taraftari durduk yerde "benim sampiyonlugum akca pakca" demiyor, ama sampiyonluguna mesnetsizce leke surulmeye calisilan her yerde karsiniza cikip bir "dur!" diyecek elbet; biliyoruz, aciniz buyuk, ama mateminize duydugumuz sayginin 17 yil surmesini beklemeyin. is matemden cikip, propagandaya donusunce, biz de sessizligimizi bozariz. propaganda tabi; 30 mayıs 1993 ankaragücü galatasaray maçı hakkinda bunca yazi yazan, galatasaray nefreti ile buyutulen bu besiktaslilar'in, sormasi ayip, tevellutu kac? ben, tum bu olaylar olurken, 17 yasimdaydim; doneme sahit oldugum gibi, sikenin, tesvik priminin anlamini biliyordum, cok sukur; doneme ne derece sahit olduklari, hatta bir kisminin o zaman henuz "anne" demeyi cozmus olup olmadiklari tartismali genclerin kendilerinden bu kadar emin konusmalarini saglayan sey, propagandadan baskaca ne olabilir? peki, olaylari 6 yil geriye sarip, is 24 mayıs 1987 malatyaspor beşiktaş maçı hakkinda konusmaya gelince, ben, bu kez 11 yasimda oldugum icin, kendimden emin konusmaktan imtina edecekken, besiktas jimnastik kulubu'nun "milli tarih" kitabina iman edip, bu kadar kendinden emin konusmak neden? onu birakin, zaten delil olmadigini soyledik ya; siz, ayni sezonda, henuz birkac hafta once besiktas'in ankaragucu'ne 6 atmasini, bu macta galatasaray'in ayni takima 8 atabilmesi icin bir delil kabul edemezken, nasil olup da 6 sene oncesinde, baska baskan, baska futbol subesi sorumlusu, baska teknik direktor, baska kadro, baska rakip ile ve baska bir minvalde yasanan bir olayi, delil gibi, degil gibi, kesin gibi, nasil gibi, mirildanip da cekiliveriyorsunuz? bu en hafifinden celiski degil mi? hem neden sikeden konusulurken, 6 yil oncesinin tesvik primine girdiniz ki? "sikede tutmayan dikisi, tesvik priminde tuttururuz" diye mi? her ne kadar bu baslik altinda tesvik primi iddialari ortaya atilan bir diger maci detaylandirmayacaksak da, size beyin jimnastigi yaptirmaktan geri durmayalim; siyaset ile futbolun her zamankinden fazla ic ice girdigi yillarda, es durumundan besiktasli oldugunu bildigimiz turgut ozal'in basbakanligi zamaninda, turgut ozal'in memleketi ve secim bolgesi olan malatya sehrinin takimi ile oynanan bir macta, oyle olduguna inaniyorsaniz, bu kadar kolay tesvik primi verilebilmesinin altinda, galatasaray'in sampiyon olmasindan baskaca hesaplar bulunmasin sakin? oyle oldugunu soylemiyorum; "oyle olmadigini nereden biliyorsunuz?" diyorum sadece; "kendinizden nasil bu kadar eminsiniz?" cunku, dogru olan yerinde de, yanlis olan yerinde de besiktas jimnastik kulubu'nun resmi tarih anlayisi ve propagandasi ile zehirlendiniz. boyle zehirlenen genclerin agzindan soyleniyor, ''92-93 sezonunda / iki takım şampiyonluk yolunda / hatırlayın ne oldu ankara'da / 8-0'ı unutma" besteleri; macin skorundan baskaca hicbir seyi bilmiyor besiktas'in gencleri; yoksa, gencleri kadar bir galatasaray nefreti tasimiyor besiktas'in kidemlileri. magduru oynamak icin, skora sukredenlere, onlar kadar sig bir cevap verip bastan savmak en iyisi belki de; sampiyonluk yolundaki rakibinizin, o haftaki rakibinize tesvik primi verecegi ve kendisinin rakibi ile sike tezgahi kurdugu yolunda soylentiler ayyuka cikmissa ve bu yolla kendi gobeginizi kendiniz kesmek durumunda kalmissaniz, o motivasyonla 8 de atarsiniz 10 da; besiktas, malatyaspor karsisinda kendi gobegini neden kesemedigine baksin; tipki fenerbahce'nin denizlispor karsisinda kendi gobegini neden kesemedigine bakmasi gereketigi gibi.

    son olarak, buralarin oyle "toplama çıkarmayı seviyorsunuz madem" ile ayar almadigini soylemem lazim; toplama/cikarma sizin yaptiginiza denir ve sizin yaptiginiz gibi vektorel buyuklukleri, skaler buyukluklermiscesine toplayip cikartinca da yanlis sonuclar verir. madem konuya onceden vakif degilsiniz, bari dersinize iyi calisin. soyle ki;

    - genclerbirligi'nin kadro disi birakilan oyunculari, kazim konak, kemalettin senturk ve hayrettin aksoy'dur; metin diyadin'e ceza verilmistir.
    - ceza verilen metin diyadin, besiktas karsisinda ilk 11'dedir.
    - bu dort oyuncunun hepsi, iki hafta once fenerbahce karsisinda ilk 11'dedir.
    - bu dort oyuncudan, kemalettin senturk, hayrettin aksoy ve metin diyadin, bir onceki hafta kocaelispor karsisinda ilk 11'dedir; kazim konak 35. dakikada atilan goran gavrilovic'in yerine kaleye gecmistir.
    - hal boyleyken, yani goran gavrilovic kirmizi kart cezalisi iken ve kazim konak kadro disi birakilmisken, besiktas karsisina ilk 11'de cikacak olan umit levent zorluer, genclerbirligi'nin kacinci kalecisidir? ilgili sezonda, yedeklik dahil, kac kez genclerbirligi kadrosuna girmistir? yedegi var midir? simdi anladiniz mi?
  • kendi evinde beşiktaş'tan 6, karşıyaka'dan 5 yiyen ankaragücü bu maçta da kendi evinde 8 yemiştir.
  • 14.03.1993 13:30 mke ankaragucu 0 - 6 beşiktaş

    30.05.1993 15:30 mke ankaragucu 0 - 8 galatasaray

    ankaragücü'nün aynı sezon içersinde karşıyaka'ya 5-0, beşiktaş'a 4-0 ve 6-0 yenilmesinin ardından galatasaray'dan neden 8 yediğinin anlaşılamadığı mücadele. galatasaray'ın 1-0 galibiyetinin şampiyonluğuna da yetmesi ayrı bir mesele.

    2050 yılında tekrar tartışmak istiyorum bunları, lütfen unutma unutturma!
  • ne zaman fenerbahçe ile bir şike olayı ortaya çıksa, haberler gezinse medyada tak diye bu başlığa entry girilir. he bir de haluk ulusoy var ki zaten bizi 4 sene üst üste o şampiyon yaptı, uefa'yı onun gücüyle kazandık, süper kupayı da şansa kazandık. tarihin en iyi kadrosu falan yoktu bizde.

    sözün kısası, ağlak melislerin uğrak yeri.
  • yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen geyiktir. iyice efsane haline geldi arkadas. yok neymis gs 7-0 yense sampiyon olamiyormus da falan fisman. acin bir bakın arkadas konusmadan once tff arsivine. buyrun burdan yakın. ezbere konusmayın:

    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageid=560
hesabın var mı? giriş yap