• yirminci yüzyıl başlarında istanbulda gecen, kadın, doğulu ve yahudi olarak doğmanın sıkıntısını akıcı bir dille anlatan brigitte peskine romanı. (bkz: okunası kitaplar)
  • imparotorluk cokerken istanbul'da bir yahudi ailesi

    brigitte peskine'in kaleme aldigi "imparatorluk cokerken istanbul'da bir yahudi ailesi" adli roman, 20. yuzyilin esigine 1492'de ispanya'dan surulen yahudilerin gecen dortyuzyila ragmen kusaklarinin birbirini izledigi ve benzestigi bir 'buena familia'dan (iyi aileden) dunyaya gelen rebecca gatenyo'nun ve ailesinin etrafinda orulmus destansi bir anlatimla okuyucuya sunulmus.
    fransa'da yasayan yazar brigitte peskin, 1893 yillnda kalabalik bir ailenin en kucuk kizi olarak dogan rebecca gatenyo'nun istanbul'un haskoy semtinde baslayan yasam oykusunu romanlastirmis.
    yazar rebecca'nn agzindan olaylari ve kisileri anlatirken, geri planda o yillarda osmanli imparatorlugunda yasanan siyasi calkantilar, mesrutiyet'in ilanini, birinci dunya savasi'ni ve isgal donemlerini de olanca sikntisi ve sancilariyla dile getiriyor.
    annesi tarafindan sevgi gormeyen, onaylanmayan, hor gorulen rebecca aslinda ailenin en parlak zekali cocugu iken, salt yahudi ve kiz olmasi yuzunden surekli kosteklenen, ataerkil ailesi tarafindan yureklendirilmeyen bir genc kiz.
    insana hayat suyu gibi gerekli sevgiyi babalari bir, anneleri ayri ablasindan ve onun kiz yegeni simone'dan alan rebecca, bir yerde kendi hayallerini simone'a da gecirmi;s yine de tuttuklari yol onlari bir sure sonra farkli mecralara suruklemis.
    rebecca 20. yuzyilin ilk ceyreginde henuz filiz vermeye baslayan "kadin haklari" hareketlerini veya feminist ihtilalini, istanbulda bir tur dogaclama ile, el yordami ile yakaliyor ve ablasi haric tum ailesini karsisina aliyor.
    iyi bir ailenin (buena familia) kizi olan rebecca'nin lise okumak, ogretmenlik yapmak uzere paris'e gitme hayali, ailesi tarafindan anarsi ve terbiyesizlik olarak niteleniyor.
    sefarad ailelerinin uygulanmasi en acitici geleneklerinden biri olan olen ablanin yerine gecme mecburiyeti, kabul etmekten ote onun midesini bulandiriyor. kendi sartlarini dayatarak bu evlilige razi oluyor. ama ne pahasina?
    kader zavalli rebecca'ciga daha neler gosterecektir? bu kisilikli genc kiz, olgunlasma doneminde kimsenin dilyemeyecegi bir yasam biciminin icine girecektir.
    bu roman,halic kiyilarinda donmus gibi gorunen zamana karsi bir sabirsizlik cigligidir. dogulu dunyanin ilerisinde olan, onun tarafindan dislanan rebecca, yasamak icin ihtiyac duydugu sevgiye ve kabule ulasmayi basarabilecek mi?
    1900'l yillarin basinda yasayan yahudi bir ailenin fertlerinin yasaminin tum sosyolojik ve psikolojik kesitlerini, bu romanda okurken, tarifi imkansiz lezzette bir tat beyninizden tum ruhunuza akacak.

    imparatorluk cokerken
    istanbul'da bir yahudi ailesi
    yazar: brigitte peskine
    ceviren: ela guntekin
    inkilap yayinevi 2005
    fiyat: 17.00 ytl
    425 sf.*
  • (bkz: les eaux douces d'europe): imparatorluk çökerken istanbulda bir yahudi ailesi
    (bkz: buena familia): ikinci dünya savaşı'nın ateşinde bir yahudi ailesi

    brigitte peskine'in doğuştan feminist, gürbüz, akıllı ama bir o kadar da olumsuz, zor duyguyla dolu bir genç kızı çocukluğundan itibaren gayet başarılı ete kemiğe bürüdüğü, içine inebildiği romanı. 1996 basım tarihli. türkçe çevirisi ve konuları birbiriyle bağlantılı iki cilt olduğundan adlandırma, çeşitli başlıklara yayılmış durumda. ikinci cilt olan ikinci dünya savaşı'nın ateşinde bir yahudi ailesi iç kapak künye bilgilerinde italik buena familia* yazıyor. ilk cildin türkçesi, imparatorluk çökerken istanbulda bir yahudi ailesi* les eaux douces d'europe olan cildin çevirisi ve basım tarihi 2005.

    birinci cilt hakkında konuşmaya başlarsak adeta, peskine bir nesne ilişkileri kuramcısıymış da meramını anlatmak, örneklemek için roman yazmış. fark edilmesi maharet isteyen, itiraf edilip söze dökülmesi ise mangal yüreği gerektiren duygulardan söz ediyor. kıvamında, ölçülü, canlı, anlayışlı.

    bir diğer çok iyi olduğu alan fransa doğumlu yazarın istanbul'un tarihine ve sokaklarına inebilmesi. müthiş bir aile desteği ve/veya özlü özgün metin desteği almış olması gerekir. rahatça tarihte ve insanlar arasında, geleneklerde geziniyor. gelenekler derken bir artısı da sefaradlar'ın istanbul'a istanbul'un sefaradlar'a kültür ve gelenek olarak ne kadar borçlu ve alışverişli olduğunu gösterebilmesi. anlatılan gelenekler hala ortalama istanbul'da yaşamakta veya izleri bulunmakta.

    üçüncü dikkat çekici tarafı bir yazarın, bir kadın yazarın doğum sancılarını resmetme başarısı. yan taraflarda oyalanma, kendini başka insanlar kadar engelleme, ertelemecilik, içindeki ateşten korkma, çuvallama korkusu, yaratıcılık sorumluluğu ve ürküntüsü, kolay yoldan hayat muhasebesini denkleştirebileceğini sanmak hepsi ya açık açık ya örtülü-imalı serilmekte. sonunda adeta zorunlu kaldığında yazmayı ciddiye almak. belki kritik açılma kararını almazsa her şeyin sonsuzca karanlıkta kalabileceğini dehşetle hissetmek.

    orijinali de iki kitapmış öğrendim, türkçesinde ortak payda bir yahudi ailesi, ikinci cilt ikinci dünya savaşı'nın ateşinde bir yahudi ailesi. onun özgün başlığı buena familia. yazmaya (edebiyata), azınlıklara, tarihe, kadınlığa, zor duygulara, kendini ifadeye ilgisi olan herkese öneregeldiğim bir kitap. ilk kitabı denk gele başkasında görüp okuyan ben ikinci kitap ilk cildin gölgesinde kalır mı bilemiyorum.

    kitaptan alıntılar;

    * yazmak ve hastalanmak aşağı yukarı aynı şeydir. yardım, sevgi, aşk çağrısı.

    * arzu etmeyerek erkeklerin arzusunu kamçıladığımın bilincindeyim.

    * bizimkilerde en geçer akçe, insanda suçluluk duygusu uyandırmaktır.

    * sonra, utanç dolu bir yarı uykunun arasında parmaklarımı acıya iyi gelen yerde dolaştırıyordum.

    * "gözlerin karnından büyük olmasın." sefarad atasözü

    * yanlış. denize açılacak gücüm vardı. ama palamarları kesip gözden düşmeyi kabullenecek gücüm var mıydı? (...) halkının dışında kalan yahudi, sonsuz yalnızlığa mahkumdur.

    (bkz: gumball/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap