• stuart little'i michael j fox'un seslendirdigi film .
  • bu hayvancağızı maya'yla modellemişlerdi, güzel de olmuşdu. programa yün diyorsun yün, ateş diyorsun ateş yapıyor...
  • hugh laurie'nin stuart'ın babasını ya da öyle bir şeyini oynadığı film.. sırf bu yüzden görülebilirdi aslında.

    (bkz: stuart little 2)
  • dünyanın en sevimli faresi. stuartı oluşturmak pek zahmetli bir iş olmuş bütün animasyon filmlerinde olduğu gibi ince ayrıntılarda yoğun çalışmalar yapılmış. bilmem kaç yüz bin tüyü ile teker teker uğraşılmış. sonuç: böyle kardeşim olsun tam yüz lira borcum olsun.
  • e.b. white'in ayni adli nefis cocuk kitabindan uyarlanmis korku filmi.
  • stuart little 2'yle birlikte hugh laurie, house'tan önce neymiş ne değilmiş diye görmek için izlenebilecek film.
  • christian oscars'a layık görülen filmlerden biri.

    ...

    yönetmen başarısını "being embraced by the community" diye yorumluyor, "toplum tarafından kucaklanıyor olmak."
    ne güzel değil mi? iyi de, toplumun kucakladığı filmin kahramanı "stuart" isimli bir faredir. izleyiciler bu fare ile özdeşleşirler, çünkü, stuart, başlıca hıristiyan değeri olan "tolerance"ı temsil eder; kendisinden hazzetmeyen kediyi bile sevmeye kurgulanmıştır.
    (bkz: hollywood'u kapattığım gün)
  • bunun oyunu vardı playstationda,oynardım ben.işin garibi,türlü zorlu bölümleri geçsem de ortada bir düşman ya da hedefin,amacın olmamasıydı.masadan lavaboya atla,kitapları şekilli diz üstünden top yuvarla...küçükken geliştiremedik refleksleri.sonra da counter oynarken klavyeyi yan çevrip duvardan sıkan arkadaşlar tarafından vurulmaya başlandık işte.
  • yıllar yıllar önce, yatılı kaldığım lise yurdundan izinli olarak eve gittiğim bir haftasonunda show tv'de akşam vakti ailecek izlemiştik, hatta annem o gün akşam yemeği niyetine kahvaltı hazırlamıştı. lacivert kareli bir sofra örtüsü vardı, mevsim kıştı, dışarısı ayazdı. okuldan beraberimde necdet ekici'nin yüreğimi sana bıraktım kitabını getirmiştim okumak için ama filmi beğenince kitabı sonraya bırakmıştım. reklam arasında babam şuan hatırlamadığım bir maçın skorunu öğrenmek için trt'nin teletextini açmıştı, sonrasında da gündeme dair haberleri okuyup süreyi uzatınca kızıp, filmi açtırmıştık alelacele.

    işte kanallarda gördüğüm kıyıda köşede kalmış küçücük bir başlık gecenin bi vaktinde aklıma bunca detayı bi anda getirdi, bana ‘unuttuğumu sandığım nice anıyı bir lahzada iade etti.’
hesabın var mı? giriş yap