• netflix sayesinde 10 puan verecegim muhtesem bir filmi ilk defa izleyecegimi hic tahmin etmezdim. keske romain gavras beni ise alsaydi, su sahneler cekilirken orada olsaydim diyecegimi... senaryo, oyunculuk, sahneler hepsi kusursuz. bir yerde film degil, belgesel izliyormus gibiydim. ilk 35 dakikasi nefes bile aldirmadi. muzikler o kadar basarili ki, sadece muzik icin bile izlenecek bir yapima donmus.
    filmin sonunda isimleri bitmek bilmeyen figuran oyunculari cok kiskandim.

    --- spoiler ---
    elestirenler tahmin ediyorum sadece finalden rahatsiz olacak. aslinda filmin basi gibi sonu da aci gerceklerle vuruyor. house of the dragon izleyenlerin gecen haftaki bolumden hatirlayacagi bir replik var: "gercegin bir onemi yok, algi onemli." filmde de athena tarafi kendisine "ne zamandan beri sosyal medyaya inaniyor, haberlere guveniyoruz?" sorusunu sorarken, polis tarafina "olum mu istemiyorsun, skandal mi?" sorusu soruluyor. gercegi bilmek, cagimizin en buyuk luksu. gercegi gorenler, birilerinin kargasa cikmasini istedigini bilenleri bekleyense sadece daha cok aci.

    olen kardesinin odasindan abdel penceresini kapatip, duvardaki resimlerine soyle bakip cikarken, karim kardesinin fotografina baktiginda gozyaslarini tutamiyor. ve surekli onlari arayan, acisi hepsinden daha buyuk anne. anne, kardes oldugumuzu ve insanligin en cok sevgiye ihtiyaci oldugunu hatirlatan alarm gibi geldi.
    --- spoiler ---
  • cok sevdigim filmin, yarim saatlik netflix belgeseli ile "su sahneler nasil cekilmis?" merakimi giderdigim gibi, her gun dinledigim muziklerinin uluslararasi oykusunu de izlemis oldum. film muzikleri ile butunlesmis vaziyette ve bu etki icin buyuk emek verilmis. kiskandigim figuran, karakol baskininda saksiyi kapan ve kucaginda yesillikle kosusturandi. onun gibi yuzlerce figuranin oykusunu izlerken, karim rolundeki sami slimane deneyimsizmis, sasirdim. guveni bosa cikartmamak icin, kendisini epey zorlamis. filmin kamera arkasini izlemek de guzeldi. romain gavras, bastan sona diken ustunde bir film yapmak istemis ve bunu basardi. ilk entrymde, sonu elestirilir demistim ama cok kotulenmis. athena sakinleri ve polisler arasinda, iyiler ve kotuler filmi degil. bir tarafi guzellemiyor. sevmemek normal ama sonunu begenmemek icin, basini da anlamamis ve haberleri izlemiyor olmak lazim.

    --- spoiler ---
    film kardesini kaybetmis abinin "sakin kalalim" sozu ile basliyor. sonunda ise ayni karakteri sakinligini kaybetmis goruyoruz. en dogru olani yapmak istegi ile acisini bastiriyor ama oldurulen kardesinin odasindaki pencereyi kapattigi gibi kolaylikla olaylari kontrol edemiyor. kardesi kardese dusman eden ve huzurlu bir dunya isteyen insani caresizlige iten olaylar, nefret soylemleri, manipulasyon haberler, galeyana gelmeye hazir kitleler... ters kose degil, gercek dunya. sucla mucadele ekibi, kacakci kardes ile uyusturucu isinde. iki tarafda da suclu zaten var. ayrica kacacak delik arayan abinin tv izledigi sahne cok onemliydi. tvde konusma yapan sanirim bir siyasetci halki " onlar, biz" seklinde ayirarak kutuplastirirken, polise daha cok yetki verilsin gibilerinden konusuyordu. bu ates ilk nasil basladi, onceki olumlerde kimin payi var bilmiyoruz. ama o kaskin arkasinda da birisinin sevdigi var. ve dunyada evlatlarini merak eden milyonlarca anne var. ama dunyayi anneler yonetmiyor, ates her zaman dustugu yeri yakiyor. film, kardeslik ve sevgi gozuyle izlenmeli. dunyanin en cok ihtiyaci olan ve hizla kaybolan degerleri ile...
    --- spoiler ---
  • fransız yönetmen (bkz: romain gavras)’ın aksiyon ve dram temalı destansı filmi.
    estetiği, atmosferi ve temposuyla on numara film olmuş. hele on bir dakika süren tek plan çekilmiş o açılış sekansı neydi arkadaş...
    karim liderliğinde gerçekleşen karakol baskını ve el konulan silahlarla athena isimli konutlara dönmeleri saniye saniye anlatıyor yönetmen.
    görsel efektler olmadan bu kadar büyük bir kaos ortamı oluşturmasıı, başarılı oyunculuklar ve müziklerle kesinlikle alkışı hak ediyor romain gavras ve athena.
  • acilen yapım süreciyle ilgili bir belgesel veya prodüksiyon notlarının yayınlanması gereken film.

    --- spoiler ---

    oğlum siz bu filmi nasıl çektiniz lan?

    o upuzun ve farklı mekanlarda geçen tek plan sahnelerde yüzlerce insanı o senkronizasyonda nasıl oynatabildiniz? o patlama ve ateş efektlerini, hareketleri, canlılığı nasıl bu kadar iyi bir uyumla kaydedebildiniz? o sahnelerde kamera önünde kaç kişi vardı, kamera arkasında kaç kişi vardı? bu kadar iyi olması için kaç prova yaptınız, kaç ayda mükemmelleştirebildiniz? sadece aynı sahne içerisinde değil, başka bir filmde en az 2-3 farklı sahne olarak kurgulanabilecek bölümlerin de birleştirildiği tek planları nasıl bu kadar organik şekilde bağlayabildiniz? zannedersem efektlerde cgi vb. de yok gibi, bu kadar harala gürele içerisinde bu oyuncuları nasıl bu kadar iyi oynatabildiniz? figüranına kadar oynadığı role uyumsuz olan veya kötü rol yapan bir kişi dahi olmamasını nasıl başarabildiniz?

    içerisinde başka tek plan sahneler (bazıları savaş sahnesi) olan filmler ve dizi bölümleri mevcut evet ama izlediklerimden hiç birisi bu kadar çok elementi bu kadar büyük ölçekte bu kadar içine çeken bir atmosferde bir araya getirmemişti (1917’yi henüz izleyemediğim için onun hakkında yorum yapamıyorum)

    --- spoiler ---
  • şu haliyle bence zaten başka bir klasmanda zirveye yerleşmiş ama senaryosu bir kere daha yazılıp çekilse çok başka bir baş yapıta evrilecek film. derhal backstage'inin yayınlanması lazım.

    --- spoiler ---

    ilk 10 dakikalık plan sekans açılışını cutları bulmak için 3 kez izledik, kameranın arabadan inip devam edip arabaya tekrar girdiği yerin bana açıklamasını borçlusunuz lan!

    ilk 60 dk teknik show yapmış, tamamen kaosu ve filmin anlatımını plan sekanslara bırakıp “anlamayan da eşşektir” denmiş. bu kısımlar komple sol taraftan oluşuyor (mizansen) neredeyse 10 sayfa dialog var yada yok.

    60. dakikadan sonra polislerin avluya girişi ve fişeklerle çevrilmesi (allahsızlar bu sahne gerçekten çok iyiydi), bir polisin kaçırılması diğerlerinin kaçması üzerine drama kısmı nihayet başlıyor.
    aranan katarsis seviye seviye geliyorum dedi ve geldi. son yarım saatte bu gerginlikle su gibi aktı geçti.

    ilk 10 dakikalık plandan sonra athena'nın içine girdiğimiz yerlerde bazı tek planlar seyirci için yorucu ve gereksizdi bana göre. madem iyiyiz bu konuda bokunu çıkaralım olmuşlar. beni bi müddet yordu. ki ben plan sekans hastasıyımdır. ama adamla beni 6 dk boyunca da merdiven indirme yaa :/

    senaryosu eksik diyemem, anlamam gerekeni anladım mı? evet. aile dramını, kardeş karakter farklarını, diğer karakterleri, polisin korkusunu - çaresiz plansız yenilişini, muslim grubun bu topluluğun içindeki yerini, baş kaldırıyı, toplumların manipülasyona sürüklenme hızlarını, kimsenin sabrı kalmayışını.
    okey anlaşılıyor ama konu o kadar zenginki aslında teknik showu bi kenara bırakıp gerrrrçek bir drama çıkarmak isteseler baştan yazılsa başka bişi olur. izlerken ulan hadi şuda şöyle olsa ya, şunu dese ya, şunu yapsa ya diye içimden geçirdiğim çok yer var.

    tıpkı 1917 gibi ciddi kamera - ışık- reji provası gerektiren bir film. naptılar meraklar içerindeyim.

    bittiğinde seyirci olarak da yorgundum ekip adına da yorgundum öyle söyleyeyim.ama ertesi günden yazıyorum hala etkisindeyim bazı sahneleri açıp açıp izlemek istiyorum.

    --- spoiler ---

    fransız netflix'e backstage videosu yüklenmiş koşuuuuun

    https://youtu.be/4vh79jvnjte
  • film muhtemelen bir gonderme;
    2005 yilinda paris banliyolerinin birinde polis kontrolunden kacan 3 cocuk bir elektrik kabinine saklanir, cocuklardan ikisi akima kapilip vefat eder. yarali olarak kurtulan ve hastaneye kaldirilan (bkz: muhittin altun) soyle der "10 kadar arkadas mahallede top oynuyorduk, polisin geldigini gorunce saga sola dagildik cunku sebep ne olursa olsun polis sorgusu saatler surebiliyor"

    fransa'nin azinliklarla olan problemi uzun ve derin. ozellikle 11 eylul olaylarindan sonra musluman azinliklara karsi artan bu irkcilik, donemin icisleri bakani sarkozy'nin azinliklari 'ayak takimi' olarak tanimlamasi ve (bkz: karcher) ile temizleyecegim demesi bardagi tasirmis, paris'in butun banliyolerine sicrayan buyuk bir ayaklanmayi baslatmistir.

    fransiz kulturunun kodlarina hakim olmadan izleyince yasanan hayal kirikligini anlayabiliyorum, ancak "site" yasaminin detaylarini, azinliklarin paris hayatini az biraz gozlemleyince, kullanilan dilin detaylarina kadar ince islenen bir film olmus. bence gayet basarili.
  • netflix'te 23 eylül cuma günü gösterime girmesine rağmen, küreselde geçen haftanın en çok izlenen 7. filmi, türkiye'de geçen haftanın en çok izlenen 9. bugünün en çok izlenen 3. filmi.
    izlemeden önce entryleri okumuştum denildiği kadar varmış.
    aksiyon sahneleri çok başarılı 10 dakika hiç kesilmeden aksiyon sahnesi mi yapılır? işte bu filmde yapılmış gerçekten takdire şayan, müzikler çok başarılı her sahnede o duyguyu dibine kadar yaşatıyor.
    ama o nasıl son öyle abicim ya gerçekten ne mesaj vermiş oldun bize böyle son sunarak merak ediyorum, filmde sanki çok büyük hevesle itinayla yapılmaya başlanmış da sonuna gelince eeh hadi bitirelim şunu bi şekilde denilmiş havası var.
    bu sona rağmen izlemeye değecek bir yapım, izleyin, izlettirin.
    imdb'de 3.369 oy ile 6.8 puana sahip.
    6/10
  • netflix'in yaptığı en temiz işlerden biri. bir buçuk saatlik bir serüvenin içindeymiş gibi hissettim. filmde zaman zaman kullanılan one-take çekimler seyirciyi anlık içine çekmeyi çok iyi becermiş. herkesin dediği gibi finali youtube'a film çeken genç, amatör yönetmen tarzında bittiği için insanlarda müthiş bir tat bırakmadı. ama benim için bir filmde aradığım en önemli şey olan atmosfer ve akıcılığı müthiş başardığı için puanım yüksek. ayrıca filmin yönetmeni romain garvais kanye west ve jay-z düetli müthiş şarkı no church in the wild klibinin yönetmeni. ye abimin güvendiği adamdan zarar gelmez.

    8/10
  • senaryo eh işte
    yönetmenlik bir şahane
    görüntü yönetmenini yerim yerim
  • sonu bambaşka olabilecekken, hiç de iyi olmamış film.

    ayrıca, izlerken, akıllara gezi'yi, ali ismail korkmaz'ı ve özellikle de berkin elvan'ı getirebilecek bir film, bence.

    ancak, sonunda "ya bak işte onlar değilmiş" şeklinde adeta gözümüze sokulan sahneler, filmi" yabancı" kılıyor maalesef.

    sonuyla ilgili bir başka soru ise kardeşlerden birinin yaptığı telefon konuşmalarını "kiminle" yaptığı olarak kaldı bende.

    mesela, o uyuşturucu (ve hatta silah tüccarı) kardeş hangi "yukarı"dakilerle iş yapıyordu da onlardan yardım istiyordu?

    ve o "iş" yaptığı kişiler acaba o "aşırı sağcı"larla da bir bağlantı içinde miydi?

    çünkü, uyuşturucu satıcısına açılan bir "yol" varsa pekala "aşırı sağcı"lar için de bir yol açılmış olamaz mıydı?

    işte "devlet" denen olgu, insanların kafasında bu tür "soru işaretleri"nin olmamasını sağlamakla yükümlüdür.

    o yüzden, iyi başlayan bir senaryo hüsranla bitmiş bence, maalesef.

    ***

    uyuşturucudan uzak, yasalara saygılı bir birey olabilmeniz dileğimle...
hesabın var mı? giriş yap