ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
eşin eski sevgilisini işten çıkarmak
-
fazla yasak elma izlemenin sonuçları bunlar.
zabıta ile tatlıcı ali'nin kavgası
-
allah belanızı versin.
adam aile geçindiriyor. milyonlarla vergiyi cebine indirenlere, kaldırımı gasp edenlere, belediyelere para yedirip iş gördürenlere gücü yetmeyen zabıta gariban bir adama artistlik yapıyor.
aldığınız maaş haram zıkkım olsun size..
ayrıca baston kullanma sebebi 15 temmuz darbe girişiminde yaralanmış olmasıdır.
adaletinizi .....
amirinizi de ayrıca .....
edit: 15 temmuz gazisi değilmiş. dün bütün sosyal medyada bu şekilde bilgi verildi. yanlış bilgi için özür dilerim.
the matrix resurrections
-
hayalimdeki matrix 4 ismi. cuk oturmuyor mu allah için!
zeki olmanın dezavantajları
-
bir gerizekalı olarak gıpta ettiğim dezavantajlar.
ne güzel hepiniz çok zekisiniz, aranızda sırıtıyorum.
(bkz: gerizekalı olmanın dezavantajları)
twitter'da taleplerini paylaşan öğretmen
-
12 adaları istemeyi unutmuş.
hsbc
-
geçen gün tarlabaşı'nda gezerken yerde bir kredi kartlarını buldum. soyadı başarır olan birisine aitti. anında kartı alıp hsbc'nin 444 0 111 numaralı telefonunu aradım. çıkan ince sesli adama dedim ki "kanka bi kart buldum yerde iptal ediyosan et etmiyosan ben tekel bayiye girip bi kasa bira alıyorum". neyse bu adam hemen kart numarasını aldı benden, ismini cismini söyledim, kapattım, dedi.
yalnız telefondaki müşteri temsilcisi çok mutlu oldu. kart sahibi adına defalarca bu duyarlılığımdan dolayı teşekkür etti. o kadar duygulandı ki eminim dudakları da titremiştir konuşurken çünkü sesi de çatallaştı 1-2 yerde.
sonra da benden adımı ve telefon bilgimi istedi ve verdim. kartı kırıp atmamı söyledi, kırdım, 7 parçaya böldüm ve her bir parçasını taksim alt geçit inşaatının farklı bir köşesine attım.
ben de sanıyorum ki bana maddi değeri yüksek, teşekkür babında hediyeler, parfümler filan gönderecekler. beklediğim gibi çıkmadı. sesi titreyen müşteri temsilcisinin de sesi dürüstlüğümden duygulandığı için değil kerizliğimden umutlandığı için heyecandan çatallaşmış.
3 günde bir kredi vermek için arıyorlar.
bu ara krediye ihtiyacı olan olursa mesaj ışığımı yaksın.
bana düşük faizli kredi veriyorlarmış. çeker veririm size, siz ödersiniz bana aydan aya. ne olacak.
the jetsons
-
kesinlikle bir cocugun izleyebilecegi en guzel cizgi filmiydi.
cizgifilm boyunca supersonik teknolojik aletlerle tanisirdi izleyen; ki her cocugun hayellerini susleyip hayal dunyasini gelistirdigini dusunuyorum.
ornegin sabah kalkip bir bant uzerine gecerdi george, icinden gectigi koridor boyunca dusunu alip - daha dogrusu robotik eller onu yakayip - disini fircalar, uzeri giydirilip parfumu sıkıldıktan sonra direk kahvalti masasina oturtulurdu. kahvaltiyi da juke box umsu makineden secer ve tabii saniyesinde onune duserdi. karisi da kuafore gidip kafasini makinaya soktugunda her saniye farkli sac renkleri ve sekillerine sahip olurdu, hatta binlerce model sonrasi normal sacini en cok begenip oyle cikmisti kuaforden.. mal.
görkem şen
-
zeynel abidin cümbüş'ten sonra -kanımca onun enstrümanından yani cümbüş'ten daha fazla övgüye layık olan- önemli bir saz teşkil etmiş türk musikişinas abi.
www.youtube.com/watch?v=kmp2gsx_jxc
fatih terim'e neden tazminat ödedik
-
ne güzel dünya lan. sezon başı gelip milyonlarca euro parayı kiralık ya da bonservisli oyunculara bayıl. 1 tanesi dahi tutmasın. buna bağlı olarak kendi takımın ligin ilk yarısını küme düşme hattında tamamlasın. ama sen sabah akşam fatih terim galatasaray diye algı kas.
bir de bu arkadaşa ülke emanet etmek isteyen romantikler var.
z kuşağının en büyük sorunu
-
dünyaya gelinebilecek en kötü zamanda geldiklerine ciddi ciddi inanmaları. babaları güneydoğu'da zorunlu askerlik yapıp hergün teröristle çatışıyordu. dedeleri iç savaşa dönmüş sağ-sol çatışmalarının ardından bir de askeri darbe gördü. ondan önceki nesil ikinci dünya savaşının getirdiği yokluk ve sefalet içinde yaşadı. daha öncesi birinci dünya savaşı sırasında tüm gençliğini cephede harcadı. daha geriye gittikçe daha da zor yaşam şartlarından bahsedilebilir.
şimdi bu arkadaşlar zannediyor ki onlardan önce herkes gülüp eğleniyor, vur patlasın çal oynasın gününü gün ediyordu. eskiler avrupalı akranlarından eksik kalmıyordu. yok öyle birşey gençler! bakmayın sizi imrendirmek için 90ları 80leri övüp bitiremeyenlere. bu ülkede bir tek siz değil, hiç kimse gençliğini yaşayamadı. bu gerçeği bilmek dertlerinizi çözmeyecek belki ama suni bir şekilde yüreğinize işlemiş adaletsizlik duygusunu söküp atarak az da olsa rahatlatacak.
ceyhan ülkü ocakları bayan birimi ilk yemini
-
bir video. (bayan tabiri onlara aittir)
orijinal kaynak: https://www.facebook.com/…videos/10153334722184910/
silinirse: https://vid.me/ijbz
fb linki de vid.me linki de uçtuğu için:
https://www.youtube.com/watch?v=9plpkpgsagq
link bana ait değil silinmiş olursa haber verin bende bir yerlerde olacak yüklerim.
"en değersiz gurur, milli gururdur. bu, onunla gurur duyandaki bireysel özelliklerin yoksunluğunu ele verir. çünkü insan neden milyonlarca insanlarla paylaştığı bir özelliğe tutunma gereği duyabilir ki başka türlü? dikkate değer kişisel niteliklere sahip olan, sürekli göz önünde bulundurduğu ülkesinin hatalarını açıkça görebilecektir. ama dünyada gurur duyabilecek hiç bir şeyi olmayan her zavallı aptal gurur duyabilmek için son çare olarak ait olduğu ülkesi ile gurur duyar." arthur schopenhauer
düğün istemeyen hatun
-
şimdi burada çok güzel çemkirmişsiniz ya kızlara "hiçbiri böyle değil" diye,
he benim canlarım, şimdi söyleyin bakalım, erkek tarafı olarak sizde "düğün istemiyoruz" dediğinizde kalpten gitmeyecek ana-baba var mı?
kız orada çıksa "ben sadece nikah istiyorum" dese o kayınvalide-kayınbaba onu oracıkta paralar, "modernlik de bir yere kadar(!), ben oğlumun düğününde göbek atamayacak mıyım yelloz!" diye anasından emdiği sütü burnundan getirirler o kızın.
demedi demeyin, bence siz önce bir kendi anne babanızı yoklayın. sonra hem böyle bir kız bulur, hem de kızcağız istemediği halde "ama selma, annemi babamı kıramam ben tağam mı?" pısırıklığı noktasında kalırsanız, o kız da uçar gider elinizden.
not: evladının tercihlerine saygılı olan anne-babaları tenzih ederim. lakin türkiye sınırlarında çok bol bulunan bir maden olduğunu düşünmüyorum.
osmangazi köprüsünün zamdan önce kapatılması
-
sanki koskoca osmangazi köprüsü değil, zamdan önce sigara istifleyen bakkal. o beş dakikalık sürede kaç liralık kâr etmiş olabilirsin - ki aradaki zararını zaten devlet bizden alıp sana veriyor.
küçücük hesapların adamları kocaman yerlere gelmiş memlekette.
3 gün tatil 4 gün iş dönemi başladı
-
türkiye'de uygulanması zor bir uygulama çünkü başımızdakiler genelde yararlı ve verimi yükseltecek adımları atmaktansa, nerde performans düşürücü, insanın ruhunu emen, psikolojik olarak çökerten uygulama varsa onu hayata geçirir.
bütün dünya 3 gün tatil yapıp 4 gün çalışsa türkiye'de durum tam tersine çalışma günü 7 gün olur tatili kaldırırlar öyle garip bir coğrafya burası artık ne sikim şanssa.
mesela (bkz: kış saati uygulamasının kaldırılması)