hesabın var mı? giriş yap

  • dün geceki maçtan sonra mikrofonlara: "boateng sol ayağımla vuracağımı düşündüğü için o tarafı kapattı, ben de diğer tarafa doğru gittim." demiş, büyük ayıp etmiştir.

    bizde ölenin arkasından konuşulmaz.

  • paylaşmayın olsun bitsin. inanın kimse erdil yaşaroğlunun kariktürlerinin yokluğunu da çekmez. profil resmi yapan bireysel kullanıcıya bile dava açmış adam, çıkmış ticari sitelerle işimiz diyor. bu kadar rahat yalan söyleyenden korkarım ve bulaşmam karikatürüne bile.

  • amatör ruhlu bi' uzaylı. yok efendim şurayı işgal edeyim vay efendim dünyayı ele geçireyim demiyor. geliyor efendi gibi tarlaya inip üçgenini dairesini, efendime söyleyeyim beşgenini çizip gidiyor. gerçek bir uzaylı. evet.

  • 90'lı yıllarda mazda her segmentte oldukça bilinir ve tutulan bir markaydı. o yıllarda ülkemize mermerler otomotiv tarafından ithal edilmekteydi. 121, 323, 626 ve 929 modelleri yollarda sıklıkla görülmekte ve tercih edilmekteydi. bugünkü mazda 3 ve mazda 6'nın atası olan mazda 323 ve mazda 626 modelleri heralde rakipleri ile kıyaslandığında ilk 5 arasında yer alırdı.

    distribütör değişikliği sırasında yaşanan problem ve mazda türkiye'nin pazarlama stratejisi mazda'nın çok tercih edilmeyen bir marka haline gelmesine neden oldu.

    ülkemizde bir otomobil asla bir eşya olarak değerlendirilmez. bir otomobile sahip olmanın verdiği prestij hissi bir kenara bırakılsa dahi gelir düzeyi, vergiler, alım gücü sebeplerde otomobile yatırım olarak bakılır. ve finansın beylik kurallarından biridir; bir yatırım aracının ikinci el piyasası zayıfsa birinci el piyasası da olmaz. dolayısıyla ikinci elde güçlü olmayan otomobiller de bizim ülkede tercih edilmez. mazda 90'larda çok güçlü bir ikinci el piyasasına sahip, c ve d segmentlerinde liderliğe oynarken bugün ne yazık ki ülkemizde kaliteli, güzel ama tercih edilmeyen otomobiller üreten bir marka haline gelmiştir.

    edit: sağolsun, (bkz: bana bi birinci salla) hatırlattı, 90'lı yıllarda yine ticari tarafta da mazda çok tercih edilen, satan bir markaydı. 2000'lerden herkesin hatırlayacağı hyundai h100 minibüslerin atası diyebileceğimiz mazda e2200 minbüsler ve mazda b2500 pickupların hatrı sayılır bir pazar payı vardı.

  • akşama doğru mayolu ve bikinili insanların kumlu ayaklarla doldurduğu migros türü.

  • eski türkçede yanmak (geri dönmek, tekrar etmek) diye bir fiil vardı. bunun alev almak olan yanmakla ses benzerliği hâriç bir ilişkisi yoktur.

    bu kökten türeyen yankı, (sesin geri dönmesi), yansıma (ışığın geri dönmesi), yanıt (verilen soruya cevap vermek, dönüt), yeni (geri dönen tekrar eden örneğin: yeni ay yani tekrar görünen geri dönen ay) türemiştir.

    yunus emre: "ben yürürüm yane yane." derken belki de yanarak aramak değil de döne döne aramak, her yere bakmak demek istemiştir.

    edit: kaynak, nişanyan sözlük

  • cımcılık: çok ıslak, sırılsıklam.

    cümle içinde kullanımı: öyle bir terledim ki cımcılık oldum.

    aslında açıklama yapmama bile gerek yoktu. cımcılık diyince insanın aklına anlamını bilmese de otomatik ıslaklık geliyor.

    bir de zorsunmak var, ben kimin önünde söylesem, yüzüme mal mal baktılar sanırım o da bize özgü.

    anarya hakkında açıklama yapmıyorum bile ama, öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaracak bilgisi şu: fransızcadaki geri manasına gelen "en arriere"den geliyormuş.

  • obi van:güçte büyük bir rahatsızlık hissettim. sanki binlerce kişi dehşet içinde bağırdı ve sonra birden sustu. sanırım korkunç birşey oldu

    luke: fener ikinciyi yedi abi maçta son 10 dakika radyodan duydum şimdi