ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
otobüste kaptan orta kapı diye bağırabilen yiğit
-
öyle ya da böyle. kafası son derece rahat. ne istediğini biliyor. oldukça kararlı. ikinci uyarısını sadece "kaptaaaaağğn" şeklinde yapabiliyor. ziyadesiyle net. bence öyle aval aval bakacağınıza yol verin geçsin. şahsen ürktüm çünkü.
mauro icardi
-
türkiye'ye gelince terkedildiği için türk statüsünde oynaması gereken futbolcu.
konya ssk hastanesi hasta sırası
-
yıllar önce konya'da saray çarşısı'nın oradaki akbank'ta sıra bekliyordum. bankada inanılmaz bir kuyruk vardı. müthiş sıcak bir yaz günüydü. bankada klima çalışmıyordu, leş gibiydi ortalık. en az 4-5 vezne olmasına rağmen, 1 veya 2'si aktifti. işin en çileden çıkartıcı tarafı ise, şubede mevcut q-matik denen sistem kurulu olmasına rağmen, banka yönetimi niyeyse sistemi çalıştırmıyordu. herkes ayakta, kıç kıça bu kuyruğu bekliyorduk. artık sabredemediğim ve önümdeki ihtiyarın epey zorlandığını anladığım bir an, "ne biçim iş bu, şu q-matiği bari çalıştırın, neden bütün vezneler çalışmıyor" minvalinden söylenmeye sesimi yükseltmeye başladım. anında bütün yüzler, tüm içerideki insanlar, hepsi birer mirket refleksiyle bana döndü. gişe memuru vızırdanırken, "yok mu senin müdürün?!?" dedim, hay huy falan bir tartışmadır sürerken ve bu mirket konya insanları yüzüme bön bön bakıp hiç bir söylemde bulunmazken:
sırada arkamda bulunan bir karabıyıklı 35-40 yaş adamı "ne var birader? bi sen mi sıra bekliyon? bak hepimiz bekliyoruz, ne gonuşup duruyon??" diyerek bana çıkıştı. bu gücetapan kardeşimize dönüp "birader soyadın sabancı mı?" diye sordum. "yııoo" diye karşılık verdi. "lan o zaman asdaicaaewadazxc!!!!!" şeklinde çıkışmaya başlamıştım ki, önümdeki ihtiyar kolumu tuttu, "diklenme, dik dur. hoo diyecen altını kürüyüverecen" nasihatlarine girişti ve ben de bu kalabalıkta hak aramanın manasızlığını gördüm...
işte o insanların beklediği sıradır. anlayamazsınız.
ümit özdağ'ı haydi ekiplerinin karşılaması
-
belki içerden çıkacaklar için oradadır o arabalar. hemen şeyedmeyelim. kimin köpek kimin adam olduğu belli.
dominos'un yeni pizzasının adını sen koy
-
hic malzemos
kumar
-
bu konuda daha önce yazmıştım.
burada kumar bağımlısı olmuş arkadaşlara, bırakamayacağını düşünenlere, özgüvenini yitirenlere birşeyler daha söylemek isterim, umarım faydam dokunur:
1. para
---------
elbette kaybettiğiniz ilk şey. aslında kumar bağımlısı olmanın tek bir yolu vardır: "bir kereye mahsus sizin için hatırı sayılır bir para kazanmak". "ne alaka?" diyenleri duyar gibiyim. kumardan para kazanmamış, bunun tadını almamış kimse kumar bağımlısı olmaz. bağımlı olmanız için önce para kazanmanız gerekir. beyin, "bu işten para kazanılıyor" demeli herşeyden önce. zamanla o kazandığınız paradan fazlasını batırırsınız. bir süre için "batırdığım çıksın bırakıcam"lar başlar. batırılan para artık çıkmayacak noktalara geldiğinde, algı "bi 10luk vursam şu borcu öderim"e döner. ama aslında olan tek şey kaybetmeye devam ediliyor olmasıdır. bu boka uzun dönem bulaşan herkes "zarar eder". bunun profösyönel poker oyuncuları haricinde hiç ama hiç alternatif örneği yoktur. kumar oynar ve oynamaya devam ederseniz, para kaybeder ve kaybetmeye devam edersiniz.
2. zaman
------------
para kadar önemli bir başka şey ise zamandır. sanal casino, idda, gerçek casino farketmez. saatleriniz, günleriniz o ekran yada makinanın başında geçer. aklınızda her zaman kumar vardır. ah o "j 5'in yanına bir kağıt daha çekseydim", "ah o kupona son maçı yazmasaydım". alakası yok biliyormusunuz? çünkü bir sonraki, olmadı ondan sonrakinde gene kaybedecektiniz. geçmişe dönüp baktığınızda, kaybettiğiniz parayı bir kenara koyun, kaybettiğiniz zamanda neler yapabileceğinizi düşündüğünüzde kendinize bir kere daha kızacaksınız.
3. özgüven
--------------
bu döngü içerisinde alternatifsiz yitirdiğiniz birşey vardır. özgüveniniz. "ben ne yaptım?", "ben bu boku bırakamam", "oynamadığımda kötü hissediyorum"... say say bitmez. kendinize olan güveniniz yavaş yavaş kaybolur. bir süre sonra bırakamayacağınızdan okadar emin olursunuz ki, "bırakmak" konusunu bir kenara koyar, "ben artık böyle bir adamım" der hale gelirsiniz. halbuki büyük bir gerçek var: bıraktığınız andan itibaren her geçen gün o kaybettiğiniz özgüven yerine gelecek, bir süre sonra "kumar mı? aptal mısın oğlum?" diyen adam olacaksınız.
4. fizyolojik ve psikolojik bağımlılık
-----------------------------------------------
kumar bağımlılarının bir çoğu aslında bilmese de, "dürtü kontrol bozukluğu"na sahiptir. içinden gelen "oyna lan ne olacak" dürtüsünü kontrol edememesinin sebeplerinden biri de budur. sadece kumar oynarken değil hayatın bir çok alanında bu dürtü kontrol sorununu yaşarlar.
psikolojik tarafını bir kenara koyar, fizyolojik tarafına bakarsanız da dopamin i görürsünüz. beyindeki bu salak saçma mutluluk hormonu, sigara, kumar, uyuşturucu gibi alışkanlıklarla tetiklenir ve salgılandıkça sizi iyi hissettirir, eksikliğinde mutsuz kılar. yani o huzursuzluklarınızın, kötü hissetmenizin, oynamak istemenizin altında psikolojik ve biyolojik sebeplerde vardır.
5. kumardan sonrası
---------------------------
düne baktığınız, dünü düşündüğünüz her an dünde kalırsınız. atıyorum kumardan önce 50.000 tl birikimi olan, ayda 5.000 tl kazanan bir bireydiniz. şimdi ise birikiminiz yok ve 100.000 tl borcunuz var. bunların hepsi kumar yüzünden. çıkış yolu ne? tekrar oynamak mı? hayır.
dünü unutun. şunu çok iyi biliyoruz, kaybettiğiniz paralar hayatınızı etkileyecek kadar büyük. zaten kimse kazandığında haz almayacağı bir para için oynamaz. bu yüzden de riske atılan para her zaman kişiye göre büyük olur. önünüzde ödemeniz gereken bir borç ve yaşamanız gereken bir hayat var.
iki alternatifinizin biri oynayarak bu parayı çıkarmak. bunu yaparsanız ne olur? %1 ihtimalle 150 bin vurur, hem borcunuzu kapar hem birikiminizi geri alırsınız. sonrasında yine oynar aynı noktaya yine gelirsiniz. %99 ihtimalle ise borcunuz büyümeye devam eder. kendinizi kötü hissetmeye, aklınızı yitirmeye devam edersiniz. özet: oynadıkça her zaman kaybedilir.
ikinci alternatifiniz (net olarak yapılması gereken tek şey) çalışarak borcunuzu 1,2,3 kaç seneyse o dönemde ödemek, geçmişe çizgi çekmektir. bir çok insan yanlış yatırımla para batırıyor, dolandırılıyor, soyuluyor. siz de kumar oynayıp batırdınız. artık bunu düşünmeyi bırakın.
çıkın şu bok çukurundan dışarı, hayatınızı geri kazanın.
bunları okuyan sana söylüyorum, "ne diyor bu adam?" diyorsan, bağımlı değilsin, sadece olursan neler olacağını okudun. "hasiktir aynı ben" diyorsan, çözümü de yazdım sana. "artık çok geç" diyorsan da, sakın deme. kendine güven. hemen şimdi şuan bırak.
saygılar.
edit: imla ve düzenlemeler.
edit2: bu yazıyı yazdıktan sonra bırakmalı başlamalı bir süre daha oynadım. en son artık tamam deyip üstünü çizdiğimden sonra 1 sene olmuş. ben ki sadece slot oynuyordum, ofiste evde, cep telefonundan tuvallette bile. (tuvalette 45 bin vurmuştum vermemişlerdi, hesabı kapamışlardı. verseler de zaten ertesi gün batırırdım sıkıntı değildi. :) 2-3 senelik bu boktan serüvenim bittiğinden beri hesabımı kitabımı biliyorum. herşey çok daha güzel. 100 tl nin değeri var. bir gecede 5000 i 200 bin yapıp ertesi gün batırmış adamım. 200 bin birşey ifade etmezken şuan 100 tl benim için alın teri olduğundan çok değerli. geçmişe bakmıyorum. arkanıza bakarak koşarsanız düşerseniz. özetle ben bıraktım siz de bırakabilirsiniz. ancak unutmayın, aynı sigara gibi. asla bir kere bile denemeyin. o dopamin endofrin gel baba gel diyor ve sizi geri içine çekiyor. bırakın, bırakabilirsiniz!
edit3: 2 seneyi geçmiş oynamayalı. bu da size ümit/motivasyon olsun.
game of thrones'un tek cümlelik özeti
-
o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler demirin tuncuna insanın piçine kaldık.
evlilik teklifi için e-5'i kapatan öküz
-
daha bu hafta asker uğurlaması için göztepe (medical park önü)e5 trafiğini tam önümde durdurup halay çeken dallamalarla aynı kafadır.
bunlar için durum böyledir. karşıdaki kişinin beğeneceği bir jest yapmak yerine "`bak senin için kaç kişinin hayatını zorlaştırıyorum`" mesajı vermektir. o kafa bundan anlar.
kadına daha az miras verilmesi daha adil
-
2015 yılında söylenmiş utanç dolu ifade.
söyleyene de bir mesajım var:
o paraları sizden çatır çatır geri alırız sümeyye, ama kalan 3 - 5 de sen böyle düşündükçe burak ve bilal'e gidecek, tehlikenin farkında mısın?
96. saatte ses veren aslan
-
son edit: maalesef aslan ve anne babası hayatlarını kaybetti.
edit 5: sitenin müteahhiti gözaltına alındı.
edit 4: enkaz altında garaja düşerek sağ kalan aslan'ın annesi ceren dinç ve babası oğulcan dinç için iple çekecek dağcı ekip gerekiyor. enkazın başında olan kişilerin numaraları
gizem dinç 0538 394 31 74
sevil yılmaz 0532 724 20 18
arkadaşlar benim aileyle doğrudan bir bağlantım yok dolayısıyla son güncellemeleri sizler gibi twitter üzerinden takip edebiliyorum. güncel bilgi yukarda yazdığım gibiymiş. çok fazla mesaj aldım, dönemediklerim varsa kusura bakmayın.
edit 3: aslan bodrum kata düşmüş, bu nedenle dağcı-kurtarıcı ekibe ihtiyaç varmış. lütfen destek verelim!!
edit 2: aynı binada köpeğiyle birlikte enkazda olan üniversite öğrencisi egemen de var, acilen madenci desteği gerekiyor. lütfen yardım lütfen!!! (bkz: egemen için madenci desteği)
edit : malzeme eksiği var çalışma yapılamıyor bölgeye çok acil termal kamera, ses tarama gibi cihazlar gerek nolur yardım edin!!!
güncel, teyitli, acil
2,5 yaşındaki aslan 96. saatte hala ses veriyormuş! o hayata tutunuyor, bir el de siz uzatın, tutsun!
açık adres: atatürk mahallesi, naci topçuoğlu caddesi, ayşe mehmet polat sitesi a blok şehitkamil/gaziantep
link
teyit için: şeyma yoldaş 0507 184 50 42
xiaomi'nin 160 milyar dolar değer kaybetmesi
-
darısı niye huawei'nin başına anlayamadım. apple fan olarak korkuyor musunuz la yoksa?
tanım: telefon piyasasının apple'ın tekelinde olmasını isteyenlerin hayallerini içeren haber.
bambu
-
el kadar bir bambu parçası. görsel sence en fazla ne kadar pahalı olabilir dostum? üstelik bu bambu parçasının onbinlerce hatta yüzbinlerce dolara el değiştirdiğini duysan tepkin ne olurdu?
petrolü, altın madeni, elmas madeni, kısaca yer altı yer üstü kaynakları bol bir ülke endonezya. ama sadece belirli bir zümre ve devlet zengin, halk fakir. endonezya halkı, bütün bu fakirliğine rağmen bıkmadan usanmadan mitlere, efsanelere ve adetlere fazlasıyla bağlı şekilde hayatını sürdürüyor. kimi inanışları yüzünden akla hayale gelmeyecek şeylere, akla hayale gelmeyecek paralar ödüyorlar. bambu petuk ismi verilen anomali sonucu oluşmuş bir bambu parçası da bu şeylerden bir tanesi.
" bambu petuk, basit bir bambu parçası değil!" diyor endonezyalılar. milyonlarca endonezyalı, bambu petuk'un sahibine servet sağlama gücü olan bir "miras tılsımı" olduğuna inanıyor. görünüş olarak diğer bambulardan biraz değişik. doğadaki milyonlarca bambudan farkı, bambularda anomali olarak adlandırılan nadir bir durum yüzünden, bu bambunun gövdesinde iki küçük kolun filiz verip büyüyerek v harfi şeklini alıp birbirlerine kavuşması. görsel net olarak resimde görebileceğiniz gibi...
petuk bambusunun sahibinin servetine servet katmaktan başka mistik güçleri olduğuna da inanılıyor.
endonezya'da milyonlarca insan var ki bu bambunun tozunun sahibinin karizmatik görünmesini ve kişisel tanıtımını zahmetsizce yapmasını sağladığına inanıyorlar.
bambu pethuk senopati isimli bir çeşit petuk bambu, kişilerin hastalıklara karşı bağışıklığını sağlayıp, onları gizli saldırılara karşı koruyan bir panzehirmiş.
bu videodaki saçma bambu dalı bir petuk bambusu çeşidi olan bambu pethuk gunung. sorunları temizleme, insanları kendine bağlama ve ticari miras elde etme özellikleri olduğuna inanıyorlar.
bambu pethuk singkir ismi verilen bu petuk bambusu da sahibine neler neler vaad ediyor bir bilsen! sana karşı yapılan kara büyüleri bertaraf ediyorsun, cinlerden ve diğer yaratıklardan gelen parazitleri temizliyorsun. bu bambuya sahipsen her türlü güvendesin yani.
bambu pethuk langkah ismi verilen petuk bambu çeşidi ise, bütün bu mistik özelliklere sahip olduğu inanılan bambu parçalarının en üst seviyede olanı. eğer 100 yılın üzerinde bir mazisi var ise 1 milyar endonezya rupiahı , türkçesi ile 462 bin tl, amerikancası ile 68 bin dolar öneriyorsunuz sahibine ama adam fiyatı beğenmiyor. sonunda 462 bin tl + bir ev + bir arabaya razı oluyor ve ticaret gerçekleşiyor. çünkü sahibine toplumdaki en yüksek sosyal statüleri ve zenginliği vadediyor. bu bambu bir bakıma işe yarıyor gözüküyor. habere baksanıza, eski sahibine 100 binlerce dolar para kazandırdı bile.
ister inanın ister inanmayın , endonezya'da politikacılar ya da politikaya atılmaya karar verenler bu bambulara yüzbinlerce dolar para ödüyorlar. endonezya devlet başkanı joko widodo bu politikacılardan birisi değil ama ona da bu bambuyu yolunu kesen hayranları hediye ettiler 2019 başkanlık seçimlerini kazansın diye. olacağı bu ya, çok zorlu geçen ve oy sayımı bile 3 ay süren zorlu başkanlık seçimlerinin ardından başkan joko widodo seçimleri kazandı ve sonra çok yere bu bambu ile gitmeye başladı.