hesabın var mı? giriş yap

  • al işte bitiyor. şimdi git, yeni biriyle tanışmaya çalış, olmasın, çok çalış ve bir şekilde tanış. ona daha önce anlattığın komik anıları bir daha anlat, çok sevdiğin anıları bir daha anlat. kendini çok düzgün onun hayatına saygılı biri gibi göster, samimiyet duvarı yıkılana kadar sofra adabına uygun yemek yemeye dikkat et. "dur fazla arayıp sormayayım da eskisinde olduğu gibi yüz göz olmayayım" diye düşün, sonra çok ara, hep ara, cebi kapalıysa kıllanıp evden ara. ilişkinin başında kıllandığın adam isimlerini, ilk kavgada yüzüne çarp, onu bütün arkadaşlarından soğutmaya çalış, kendi arkadaşlarının ne kadar süper insanlar olduğunu anlat. dayanamasın, ayrılmak istesin, debelen dur, yeniden süper bir ilişkiniz olacağını anlatarak bir sürü söz ver. insan olduğun için tutama, yeniden kavga çıksın. ayrılmaya karar versin. kim uğraşacak. yok artık valla ben gelemem bu kadar külfete.

    (bkz: bilemem ilgilenmem de)
    (bkz: umut sarıkaya)

  • anayasal hak olmasına rağmen başaramayacağımız şey. düşün işte hakkın olmasına rağmen kapıda önünü kesip içeri almayacaklar. "burası işletmenin kardeş" diyecekler. istediğin kadar durumu anlat "burası işletmenin"den öteye gitmeyecek konu.

    jandarma ya da polisi aradığında normalde işin çözülmesi gerekecek ama öyle de olmayacak. çünkü polis işini yapmayacak. "10 lira için ne ayak yapıyorsun kardeşim" diye bir de seni suçlu çıkartacak. değil 10 isterse 1 lira olsun, bu senin hakkın ama kafalar çok başka.

    özetle; her alanda olduğu gibi burada da güçlü hakkı olmayan şeyleri senden benden alacak, seni koruması gerekenler de s*kine takmayacak. o iş yaş.

  • benzer bir öküz sürüsüyle manisa'da ben de karşılaştım. düğün konvoyuydu benimkisi yolu kapattılar başladılar araba döndürmeye falan, arabadan inip oynamaya başladılar. yolda yüzlerce arabadan oluşan kuyruk oldu. aradım 155'i ihbarda bulundum. bekledim bir bok olmadı. nasıl bir sinirlendiysem artık yol açılınca gittim gelin arabasının önünü kestim, "hastası olan var, acelesi olan var, işi gücü var milletin, ne yapıyorsun sen mal!!!" diye bağırdım arabanın camlarını açıp. arabada hanım var, çocuk var. adamlar belki 20 30 araba konvoy... neyime güvenip de girdim böyle bir aksiyona ben de bilmiyorum. en son hatırladığım arkadaki arabalardan inen adamlar ve damadın gelin arabasının camından beline kadar çıkıp ağzından salyalar saçmasıydı. sonra 1. vitese takıp lastiklerimden dumanlar çıkararak uzaklaştım oradan. arkamdan uzun süre takip ettiler. kendi güvenli bölgeme geldiğimde indim arabadan ve kimsenin gelmediğini görünce derin bir nefes aldım. bu da böyle bir anımdır.

  • fatih eminönü’nde, baklava ve tatlı üreticileri derneği'nin düzenlediği 'baklava festivali'nde vatandaşlara 3 ton baklava dağıtıması sonucu oluşan görüntülerdir. dağıtım sırasında baklava almak için birbiriyle yarışan vatandaşlar, beyin görmüş zombi gibi baklavaları talan etmekte ve ortaya şu iğrenç görüntüler çıkmaktadır. yazıktır, kişiliksiz ve görgüsüzlükte dünya liderliğine oynamaktayız.
    (bkz: başkaları adına utanmak)

  • g.tten g.te değişen durum. tamamen kişisel bi sorundur bence. yok askerde ilk 3 gün sıçamayacaksın, yok yurt dışında sıçamayacaksın. b.kunu çıkarmayın oğlum, ben askerde de sıçtım her gün, uçak aktarması yapacakken 2 saatlik arada italya'da da sıçtım. eğer uslu bir çocuk olursanız siz de sıçabilirsiniz.

  • https://www.facebook.com/watch/?v=718087485255553

    youtube linki: https://youtu.be/xumvkf9q29i

    adamın söylediği tek şey: bir düğün için mi?

    sonra olanları görüyorsunuz.

    iddia edilen, cumhurbaşkanına hakaret (son yılların moda suç tipi, bir de fetöcülük var)

    sonuç: savcılığın tutuklama istemi, avukata lütufta bulunan sulh ceza'nın verdiği ev hapsi kararı.

    olaya bak: mikrokozmik türkiye.

    edit: buna gözaltı diyen, saldırı değildir diyen şerefsiz. şu linke, avukatın işkenceyle ne hale getirildiğine iyi bak:

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…ata_dugun_dayagi.html

    bu insanın gözaltına alınması suçtur. gözaltı şartları oluşmadığından buna gözaltı bile denemez. kişiyi hürriyetinden yoksun kılma denir. sonrasında işlenen suçlarla birlikte düşünüldüğünde, bunun işkence suçunun başlangıcı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

    neymiş? gözaltı mıymış yavşak herif seni. utanmaz rezil.

  • vedat bey'in başına gelen düpedüz zorbalık. bunun iyicil bir açıklaması olamaz. bir ihtimal karşıdaki mizah yaptığını düşünüyor olabilir ama yapamamış, hem nobranlık yapmış hem de komik değil. ama bunun dışında da sosyal medya üzerinde yaşanan kabalıklar, kırıcı tutumlar, hakaretler birçoğumuz için yabancı değil.
    şimdi size bunun neden böyle olduğu hakkında fikir vermek için başta ilgisiz bulacağınız iki senaryo yazacağım.

    birinci senaryoda yoğun bir insan kalabalığı olan bir kaldırımda yürürken, önünüzde bir insan yere düşüyor ve yürüme yolu tıkanıyor. ne yaparsınız? yardım etmeye çalışır ya da kalkmasını beklersiniz. adama/kadına bağıran, hadi kardeşim diyen, küfreden olmaz (bunları yaparım diyen varsa tebrikler: sosyopati testini tam puanla geçtiniz)

    ikinci senaryoda trafikte seyir halindesiniz, yolun ortasında bir araba yavaşlayıp durdu ve trafik tıkandı. insanların yüzde doksanı (iyimser oran) kornaya basar, bir kısmı arabasının içinde bir kısmı kafasını camdan çıkarıp bağırır, bir kısmı bunların üstüne bir de küfreder.

    bunun önemli bir nedeni, insanı form olarak ve daha da iyisi yüz ifadesiyle görmenin karşısındaki kişinin empati duygusunu tetikleyen ayna nöronları aktive etmesi. aracın içinde bir insan olduğunu bilsek bile bunu görmediğimiz, o kişinin sıkıntılı yüz ifadesini okuyamadığımız zaman o insanı, insan olarak algılamamız kısmi oluyor. empati yoksa acıma, merhamet, ılımlı davranış azalıyor; öfke, zorbalık artıyor.

    internet üzerinden insanî ilişki kurulmaz demiyorum. ama burada gördüğünüz insanları gerçek birer kişi olarak algılamanız için birebir bir ilişkiniz olması gerekir. bir insanı tanımak onun hayatına şahit olmak, acısını sevincini paylaşmak, karanlık ve aydınlık yanlarını bilmek demektir, onun dışında sadece birinin gölgesini görüyor ve onunla muhatap oluyorsunuzdur ve gölgelerin üstüne basmak vaka-i adiyedendir insan için.

    burada unutması kolay ama hatırlaması elzem olan şey, her gölgenin bir sahibi, o sahibin bir yüzü ve o yüzün ardında bir kalp ile koskoca bir dünya olduğu.