hesabın var mı? giriş yap

  • bol alkol tuketilen gecenin sonunda sizmi$ erkek kankanin kicinda yumurta kirip ertesi gun kanka kuruyan yumurtayi farkedip anlam vemeye cali$irken :abi ya kusura bakma dun gece seninle fazla ileri gitmi$iz, oldu bi kere, bi sigara ister misin?...demek.

  • sokaktaki köpeklere bir çözüm bulunmazsa, önümüzdeki günlerde çok daha fazla taraftar toplayacağını düşündüğüm temenni.

    siz sokakta gördüğünüz her köpeği beslemeye devam edin. bakın bakalım, köpekler yüzünden ölen insanların haberleri geldikçe sonu nereye varıyor.

  • bu zihniyete
    "hocaların kendi öğrencilerini kayırması bence son derece normal bir şey"
    diyorsan bakanlarin kendi yegenlerini danisman yapmasina susup oturman lazim.

  • "ilk üç gün akp'nin sonrasında da ananın suçu evlat" şeklinde cevaplandırılması gereken vitaminsiz suali!

  • ehliyet kursuna gidiyorum. olabileceğin en kötüsüyüm. debriyaj olayını anlayamadım, arabayı bağırtarak kaldırıyor, park edemiyor, türlü hatalar yapıyorum. işin kötüsü yakın arkadaşımla gidiyoruz o benden de fena. biz kursa gidince direksiyon hocalarımızın suratı asılıyor, çaktırmamaya çalışıyorlar. yine böyle bir ders günü bir köprünün üzerindeyiz ve geri döneceğiz.
    hoca: şimdi napacağız?
    ben: geri döneceğiz.
    hoca: geri döneceğimizi kim biliyor?
    ben: (noluyo lan, ne demek istiyor acaba? öldürüp beni köprüden atmasın bu!!!) ben biliyorum hocam.
    hoca (yükselmiş ses tonu ve sinirli bir ifadeyle): başka kim biliyor?
    ben (demek benim sonum da böyleymiş): siz biliyorsunuz.
    hoca: başka kim biliyor?
    ben (eşhedü enlaa…): başka kimse bilmiyor hocam.
    hoca artık sabrı tükenmiş ve sinir katsayısı tavan yapmış bir şekilde : sinyal veer herkes bilsin, sinyal ver herkes bilsin!!!

    o gün bu gündür ıssız dağ başında şerit değiştirsem sinyal veririm.

  • kilosu 18895 lira 35 kuruşa gelen bir aleti satın almaktır.

    ortaokulda coğrafya öğretmenim demişti ki bir ülkenin gelişmişliği bir malın kilosunu kaça sattığı ile ölçülür. sonra bol bol örnek vermişti. ham pamuk satarsanız 2,10 dolar, onu iplik yaparsanız 2,38 doalr, ipliği havlu yaparsanız 9,23 dolar, gömlek yaparsanız 31,25 dolara gelir kilosu diye. (kutsal bilgi olsun diye güncel rakamları buldum)

    biz kilosu 31 dolara gömlek satamazken, adamlar kilosu 8628 dolara telefon satıyor beyler. bize de tespit sıçmak kalıyor.

  • bu adam büyük adam be. geçenlerde iz tv de bir belgesel izliyorum, yeşilçam ile ilgili.. röportaj yapıyorlar yeşilçam'ın emektarlarıyla, tarık akan'a sıra geldi, ben hayatımda böyle mütevazı bir adam görmedim. konuşması şu şekildeydi;

    komedi oyuncusu olmak çok zor, ben hiçbir zaman bir komedi oyuncusu olamadım, etrafımdakiler, kadroda bulunan arkadaşlarım iyi birer komedi oyuncusuydu, kemal sunal, zeki alasya, metin akpınar, adile naşit, münir özkul. ben onların sayesinde bu kadrolarda parladım.
    yani adam demiyor ki ben olmasam bunlar hikaye, ben başrol oyuncusuyum, benim egom tavan vs. tarık akan'ın oynadığı yüzlerce başrol filmi vardır ama adamdaki saygıya bakarmısın, eski devrin filmleri bir başka olduğu gibi, oyuncuları da çok kıymetli ve çok efendi. tarık akan hala yaşıyor ve yaşıyorken bu adamın kıymetini bilelim.

  • haklı bir açıklamadır. halkın yarısı işsiz olduğundan öğleden sonra uyanıyor zaten. yaz saati-kış saati ayrımı yapamıyorlar haliyle.

  • şimdilerde yeni çevrimi izlenen batı cephesinde yeni bir şey yok filminin 1930 yapımı ilk filmi, cumhuriyetin ilk yıllarında siyasete küçük de olsa şekil vermiştir. filmin savaş karşıtı yapısı dönemin alman ve türk siyasi hayatının ve türk-alman ikili ilişkilerinin bir şekilde özeti gibidir.

    1930 yapımı filmi mustafa kemal atatürk istanbul elhamra sinemasında izlemiş. görsel
    1930 yılında almanya'da naziler iktidarda değilken bile önemli bir nufuza sahipti. militarist söylemi eleştiren film, nazilerin karşı çıkmasına rağmen almanya'da gösterime girdi. ama tepkileri de beraberinde getirdi tabi. cumhuriyet gazetesinin haberine göre "milliyetçi sosyalistlerin şiddetle faaliyete geçmiş olmaları nedeniyle film gösterimden kaldırıldı. salonlarda büyük gürültüler yaptılar ve dışarıdan getirdikleri yüzlerce beyaz sıçanı salona bıraktılar. bu yaşananlardan sonra hükümet için geri adım atmaktan başka çare kalmamıştır"

    filmi ülkeye kemal seden getirdi. hatta mustafa kemal atatürk'e özel gösterimi de kendisi yaptı. henüz sansür kurulundan onay süreci devam ederken izletti filmi. osman f. seden'in babasıdır. atatürk filmi çok beğenir ama gerçekçi olması nedeniyle türkiye'de gösterilmesinin sakıncalığı olabileceğini söyler. yanında oturan dahiliye vekili şükrü kaya'ya filmi çok beğendiğini, savaşın getirdiği felaketleri en iyi biçimde anlatan bir belge niteliği taşıdığını, fakat savaştan yeni çıkmış türk halkına bu filmin gösterilmesini sakıncalı bulduğunu, bunun için vaktin henüz erken olduğunu söyler.

    mustafa kemal'in film hakkındaki düşünceleri kemal seden'in filmi gösterime sokma düşüncesini etkiler. ama asıl sebebi, almanlarla olan ilişkilerin yeni yeni düzelmeye başlaması. diplomatik kriz çıkmaması için sansür kurulu filme izin vermeyecekti zaten. adamlar kendi ülkelerinde filmi yasaklayınca biz komple gösterime sokmuyoruz yani. almanlar yenilince biz de yenilmeye devam ediyoruz yani bir şekilde.

    o dönemin bir başka savaş karıştı filmi "batı cephesi dört piyade" filmi almanya'da yasaklı olmadığı için (naziler iktidara henüz gelmediği ve filmle uğraşmadığı için) ülkemizde gösterime girdi. ama naziler iktidara gelir gelmez yasaklamıştı filmi.

    kaynak: gazi'nin sineması kitabı.

  • şu aşık olduğun üst sınıfların ahmet yok mu? hani bana bakmaz diye yanına bile yaklaşmayıp uzaktan mel mel izlediğin. heh işte o 10 sene sonra seni facebooktan bulup "ya ben sana çok aşıktım ama sen hep beni tersliyodun hiç açılamadım biliyo musun" diye bomba bir itirafta bulunacak. ne ters yapıyosun çocuğa salak! salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya..