hesabın var mı? giriş yap

  • mülakatın tersine dönmesi muhtemeldir, siz onun şartlarını kabule zorlanırsınız
    - ben istediğim zamanlarda sevip okşayabilirsin. uykuda rahatsız edilmekten hoşlanmam.
    +tamam, makul. başka?
    - eve gelecek misafirleri iyi seç. öyle yok kedi manyağı olup üstüme atlayanlar, yok efendim benden tırsanlar gelmesin istemem. efendi efendi oturacak adam çağır evine.
    +ehem nası yane?
    - valla diyeceğimi dedim ben, rezil ederim sonra, demedi deme
    +eee, başka?
    - valla senin sevgilin benim sevgilim. gider yavşarım, kucağına falan otururum yane. kıskanmak yok. martta falan coşuyo hormonlar, haliyle değişiyo dengemiz ama aslında hiç hazzetmem öyle kuyruklu, kıl yumağı yaratıklardan, baştan söyleyim sonra bozuşmayalım. kapiş?
    +bi dakka yaa?
    - biri ikisi yok. budur. yemek en az üç çeşit olacak. artıkları oturur kendin yersin. menüyü ben belirliycem. öyle her allahın günü aynı şeyi yemem.
    +anlaşıldı!! kapı ilerde sağdaydı..
    - aa hayırdır? gidiyo musun insancım? sen de kalsaydın benimle, bi kenara kıvrılır yatardın?..

  • durumu olmayan vatandaşı daha rahat skin diye değil mi?
    kırtasiyeler basit bir ürünü bile ne kadar farkla satıyor biliyoruz.

  • küba lideri raul castro'nun, barrack obama'ya yaptığı nefis vücut çalımıdır.

    bilen bilir, obama vücut dilini iyi kullanan bir lider. (bizimkinden iyi olmasın) hâl böyle olunca görüştüğü tüm liderlere üstünlük sağlamak, 'ben abd başkanı'yım, senin ağabeyin sayılırım' demek için elini temas sonrası, karşısındakinin omzuna koyar, kafasına sever, başını okşar vs.

    raul castro reyis bunu bildiği için havana'daki basın toplantısı sonrası obama'nın elini ince bir hareketle alıyor, kündeye getiriyor ve sayı!

    obama önce bozuntuya vermese de, bayağı saçma bir görüntü çıktığı için birkaç saniye sonra tepesinin attığını belli ediyor. yine de kürsüden inerken gazetecilere bildik gülüşünü atmadan etmiyor.

    ancak castro durmuyor ve hem kendini kollamaya devam ediyor hem de ayar üstüne ayar veriyor.

    bazı dünya liderlerine duyurulur. ev sahibi olduğu g20'de müsamere çocuğu gibi ortada pişmiş kelle misali sırıtarak, sen oraya, sen şuraya geç diyerekten, yer göstericiden öteye gidemeyenlerden kastım.

    http://www.npr.org/…-in-cuba-after-historic-meeting

  • emre'nin saha dışında ki davranışları kamuya açık olmamakla beraber sadece emre'yi ilgilendirir. yeryüzünün en iyi insanı da olsa bunu sadece hususi hayatında göstermek ve kamuya tam tersi bir karakterde kendini sunmak en hafif tabiri ile dengesizliktir ve tıbbi müdahale gerektirir. onun saha dışı davranışlarını örnek gösterip saha içinde yaptıklarını meşrulaştırmaya çalışmaksa en yerinde tabir ile geri zekalılıktır ve bu da diğeri gibi tıbbi müdahale gerektirir.

  • "siz bir şey yapmazsanız köpekler size durup dururken saldırmaz" diyen gevşek ağızlılar henüz gelmedi mi başlığa? ben bu tarz videoları empati yapmadan izleyemiyorum ve içim parçalanıyor. başıboş sokak köpeklerine karşıyım.nokta.

  • barış akarsu'ya bir parçada bas çaldım, aynı motosiklette yolculuk ettim, sahne arkasında viski içtim, aynı yatakta yattım (evde başka yatak yoktu lan) .
    http://www.youtube.com/watch?v=sitmgzz5vwy

    not : adam yaşarken seni kullanıp üzerinden prim yapacağım alınmak yok demiştim. yüz vermeyenleri bana yönlendir demişti.

    edit: düşündükçe hatırlıyorum

    gelip öğrenci evinde yatıya kalabilecek mütevazilikte bir adam olduğu için son görüşmemizde hep böyle kal bozma hiç demiştim (ukalalığa gel) bozarım lan sanane demişti. şimdi hiç bozmadı öyle kaldı. yaşasaydı da bozsaydı keşke.
    hayat kısa, toprağı bol olsun

  • sozlukte ne kadar boktan insanlarin oldugunu gosteren patlamadir. istanbul'da tanidigi ailesi olup sehir disinda yasayan bir suru adam var. panikle basliga bakiyosun nerde olmus ne olmus diye, yok efendim surdan duymus, buradan duymamis, bize ne... gelip espri kasiyor bir de yok izmir'den duyulmamis da bilmemne.

    butun ulke diken ustunde, daha bir ay olmadi ankara'da 100 kisi oldu, adam gelip burda futursuzca espri yapabiliyor ya, insanliginiza tukureyim.

    edit: patlamayla ilgili bilgiler bu entri'de yeterince mevcut (bkz: #56642929)

  • adim adim su sekilde gerceklesir:

    1.) once kredi verecek bir banka veya mortgage sirketi bulunur ve "pre-approval" icin basvurulur. dolduracaginiz bir formda yillik gelirinizi, masrafinizi, mevcut borc ve mal varliginizi yazarsiniz. bazi mortgage sirketleri calistiginiz isyerini arayip bilgileri teyit etse de bazilari etmez. size verilen pre-approval mektubunda bilgilerinizin teyit edilip edilmedigi not olarak dusulecektir. bu pre-approval mektubunda sizin butcenizin ne oldugunu ogrenirsiniz. mesela "verdiginiz gelir, gider, varlik ve borc tablosuna gore kredi limitiniz 270,000 dolar" yazar.

    2.) bundan sonraki adim emlakci bulmaktir. biz genelde turk akliyla "internet caginda emlakciya ne gerek var" deriz ama emlakci cok onemli. emlakcilar iki turludur: 1) satici emlakcisi 2) alici emlakcisi. bu emlakcilari futbolcularin menejeri gibi dusunun. emlakcisiniz alis-satis islemleri boyunca sizi "temsil" eder ve saticinin emlakcisi da onu temsil eder. emlakci olmadan ev alip satmak mumkundur ama basa bir suru bela getirebilir. emlakcilar calistiklari bolgedeki ev alis-satis kanunlarini iyi bildikleri icin basinizi bir cok beladan korurlar. malum, abd'de emlak kanunlari cok karisiktir ve bir suru dikkat edilmesi gereken nokta bulunur. yine malum, abd'de kisiler en ufak bir sorunda mahkemeye gidip digerinden siringayla kan alabilir. bu yuzden emlakci tutmak cok onemlidir.

    3.) emlakci size her gun guncellenen bir liste yollayacaktir. bu listeden (veya internetten kendi imkanlarinizla buldugunuz bir listeden) gormek istediginiz evleri secip emlakciya haber verin. o da randevu alip evlerin hepsini mumkun olan en kisa zamanda gormenizi saglayacaktir.

    4.) begendiginiz bir ev olursa teklif yapabilirsiniz. burada emlakcinin onemi ortaya cikiyor. iyi bir emlakci sizin icin pazarlik edebilir ve kagitlari hazirlarken yardimci olur. abd'de sozlu teklifler gecersiz kabul edilir. her turlu teklif yazili olarak verilmelidir. karsi taraf teklifi degistirmek isterse bu da yazili olacaktir ve teklifin kabulu de yazili olacaktir. ornegin siz satis fiyati 280 bin olan bir ev icin 270 bin dolar teklif ettiniz ve ev sahibi "270 olmaz ama 275 olur" dedi. o anda yaptiginiz teklif iptal olur ve ev sahibi size yazili bir sekilde 275'lik teklif iletir. bunu kabul etmezseniz yazili olarak yeni bir teklif iletmeniz gerekir. teklifte sadece fiyat degil her turlu ayrinti belirtilmelidir. ornegin buzdolabi evde mi kalacak yoksa evi satan yaninda mi goturecek? genelde emlakcilarin onceden hazirladigi formlarda bu konulara onceden deginilmistir. emlakci bulmayanlar bu asamada cok sorun yasayabilirler.

    5.) teklif kabul edilirse daha pre-approval mektubu kullanilarak kredi icin basvurulur. kredi icin son 3-4 yilki gelirleriniz, vergileriniz, mal varliginizin kaniti, borclarinizin belgelendirilmesi gibi seyler istenir. oldukca yorucu bir asamadir. bu asamada kredi skoru da kontrol edilecektir.

    6.) bir yandan banka krediyle ugrasirken bir yandan da evin ici denetimden gececektir. buna "inspection" deniyor. sizin sececeginiz bir denetimci evin en ince ayrintisina kadar inceler, onlarca fotograf ceker ve sonunda size 40-50 sayfalik bir rapor verir. bu rapor size son bir pazarlik sansi verir. ornegin "klimanin 9 yillik oldugunu bilmiyordum, fiyatta indirim yapmazsaniz evi almam" turu blofler bu asamada yapilir. bu asama sorunsuz gecilirse artik evi almanizla aranizda cok az sey kalmis demektir.

    7.) survey: burada da evin sahip oldugu arazi belirlenir. bunu da sizin sectiginiz veya emlakciya sectirdiginiz bir memur yapar. genelde bu asama sorunsuz gececektir.

    8.) appraisal: bunu daha cok banka icin yapiyorsunuz. yine bir memur tutuluyor ve memur evin her yerini didik didik edip komsu evlerle karsilastiriyor ve evin makul fiyatinin ne olacagini soyluyor. eger siz bir ev icin 270 bin dolarlik kredi almaya calisiyorsaniz ve evin degeri 250 bin dolar cikmissa banka "evin fiyatini 250'ye indir yoksa krediyi unut" diyebilir. bu durum cok nadiren yasanir.

    9.) kredinin onaylanmasi ve evin satisinin gerceklesmesi.

    tabi bu saydigim seyler eyaletten eyalete degisebilir ama asagi yukari cogu eyalette olaylarin gerceklesme sirasi boyledir.

  • istanbul yenibosna'daki bimeks'te piskopat bir hanım kızımızın bana ima ettiği sinir bozucu olay.

    26/02/2016 günü saat 13:13'de "71" tl ödeyerek bimeks'ten "addison" marka laptop çantası satın aldım.

    26/02/2016- 05/03/2016 tarihleri arasında almış olduğum çantayı sadece 2 kere kullandım.
    bu kullanımlarda askısının çıkmasında dolayı içerisinde laptopum varken 3 kere çantanın yerlerde sürünmesini izledim.

    birde üstüne fermuarının bozulması eklenince soluğu yenibosna bimeks'te aldım.

    ürünün sıkıntılarını, bana verdiği zararı anlattım ve değişim istediğimi söyledim.

    şubedeki bayan arkadaş, değişim gibi bir hakkımın olmadığını, ürünü "teknik servise" göndericeklerini söyledi.

    teknik servis ne alaka ürünü neden değiştirmiyormusunuz diye sorduğumda hanım kızımız, süper bir açıklama ile konuya açıklık getirdi.

    -beyfendi ürünü değiştirememizin sebebi, getirdiğiniz ürünün sıkıntılı olmasıdır.

    beynim henüz teknik servis olayını kabullenemezken hanım kızımızın verdiği bu cevap ile iyice dumur oldum. kendisine, ürün sıkıntılı olduğu için değişime geldiğimi tekrardan hatırlattım.

    hanım kızımız ona verdiğim cevabı beğenmemiş olacak ki,
    -siz ürünü buradan böylemi aldınız? neden denemeden aldınız? diyerek 2. aydınlatıcı cümleyi kurdu.

    hanım kızımıza,
    -tam olarak ürünü alırken ne yapmam gerekiyordu, laptop ile buraya gelip, laptopu çantanın içine koyup, acaba askısı kopacak mı diye firmanın içinde dolaşıp durmam mı gerekiyordu? diye sorduğumda bana 3. aydınlatıcı cümleyi kurdu.

    -beyfendi bu ürünü alarak hata yapmışsınız, 71 tl lik ürün yerine daha pahalı bir ürün alsaydınız herhangi bir sıkıntı yaşamazdınız. pahalı ürünlerde sorunlar az yaşanır. dedi ve 4. aydınlatıcı cümleyi yapıştırıverdi.

    -ben herzaman bir ürün alırken en kalitelisini alırım.

    hanım kızımızı durdurabilene aşk olsun, her zaman kalitesi ürünler aldığını kanıtlamak için 5. aydınlatıcı hareketini yaparak bana ıphone s6 telefonu gösterdi. böyle altın renkli alacalı bulacalı bişey.

    sonra başladı hayatının her anlamında kaliteye önem verdiğini ve benimde kaliteye önem vermem gerektiğini, 71 tl'lik bir ürün alırsam bu tarz şeylerin yaşanacağını durmadan belirtti.
    ağzından çıkan her 3 cümleden 2'si benim ucuz ürün aldığım üzerine kuruluydu.

    olayın şoku ve şaşkınlığı içerisinde hanım kızımıza, benimle dalga geçip geçmediğini sordum.
    hanım kızımız bana, kendisinin de emir kulu olduğunu kendisine ne söylenirse onu yaptığı söyledi.

    yani tüm bu saçmalığı bana kendi hür iradesi ile yaşatmadığını bizzat firmanın doğrultusunda beni aşağıladığını söylemiş oldu.ve ağzından 6. aydınlatıcı cümle çıktı.

    biz dandik ürün satabiliriz, ama siz almak zorunda değilsiniz. dedi

    sonra çantamı "teknik servise" göndermek için gerekli işlemleri yaptığı söyledi. ismini sorduğumda, beni şikayet edecekseniz adımı bir kağıda yazıp verebilirim dedi.
    hanım kızımızın ciddi sorunları olduğunu düşünerek oradan ayrıldım. tam olarak nasıl bir şikayet polikası yürüteceğime karar verme aşamasındayım.