hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul sıcağı falan değildir. adana mı, antalya mı artık kiminse gelip alsın lütfen.

  • yüzmede, kollar kadar ayakların da önemi büyüktür. birbirini dengeleyen iki ayak arasında, başka bir ayak daha varsa tabii ki başarı elde edemezsin.

  • öncelikle --> http://www.kivahan.com.tr/…um/showthread.php?p=3697

    bu da tıpkı bunun bir başka versiyonu olan brazil jacu bird kahvesi gibi bu hayvanların kahve ağaçlarına dadanması ve mahsulü talan etmesi ile ortaya çıkmıştır. yani basitçe anlatmak gerekirse. bugday ektiniz, 1/4'ünü kuşlar yedi büyük zarardasınız. sonra bir gün bir baktınız ki tarla ve civarı buğday tanelerinden örülmüş kuş pisliği ile dolu. dörtte bir zarar mı yoksa bunları ayıklayıp diğerlerine karıştırıp satmak mı? yoksaaa...

    - bok oldu mahsül bok!
    - abi üzülme bi çare buluruz..
    - lan nerde çare bulucaz bok oldu diyorum sana! tam anlamıyla bok! aha bak bok! cıvık afedersin...
    - abi celallenme, biz bunu allayıp pullayıp 100 katına bile satarız
    - bok kokusu ovalardan önce burnuna yayılıp aklını aldı senin heralde
    - abi bana güven.
    - ne güvenicem sana lan!? korkuluk dikelim dedim gerek yok dedin. bok ye ulan!
    - abi benim de planım o zaten. dinle şimdi.....

    ve böylece kopi luwak ile jacu bird coffee doğar. insanın tükettiği herhangi bir maddeye hayvan dilini uzatmayagörsün, allah gelecekte kahve yemeye niyetlenen tüm hayvanları korusun zira öyle bir patladı ki bu saçmalık, bu kedileri kafeslere tıkıp, daha iri, daha yağlı, daha çok foie gras elde etmek için boğazlarından aşağı boruyla mısır tıktıkları kazlar gibi bunları da kafesliyorlar artık --> http://img59.imageshack.us/…59/7837/attachmentr.jpg

    haa pazarlama açısından başarı mıdır? şöyle düşünüldüğünde başarıdır, endonezya kahvesinin (sumatra, sulawesi, java vs) diğer kahvelere oranla fiyatı daha düşüktür. tatsal açıdan topraksı ve çamurludur, asiditesi yok gibidir gövdesi oldukça güçlüdür. benim şahsen en babasını bile sevmekte zorlandığım bir kahvedir endonezyadan gelen kahveler. bu kahveleri bu fiyata satmayı başarmaları için anca bokun içinden ayıklamaları gerekiyordu.

    bir tarafta da şöyle bir gerçek var. bu hayvanlar kahveyi yediklerinde, tıpkı bizim ve diğer canlıların çekirdekli herhangi bir bitkiyi yemelerinde olduğu gibi, çekirdeği bozulmadan olduğu şekilde dışarı atmaktalar. yani kahve meyvesinin kiraz kısmı sindiriliyor, bizim tükettiğimiz çekirdek kısmına gelene kadar üzerinde parşomeni ve pelerini kalmış oluyor (bkz: çiğ çekirdek kahve) pelerin* zaten kavurma sırasında atılır ve ısı ile çekirdek yuzeyinden ayrılan zar gibi ince bir kabuktur. parşomen ise çok daha kalın bir kabuktur, çiğ çekirdek kahve çuvallara konulmadan önce bu kısım ayıklanarak atılır. daha net anlatmak gerekirse, bu hayvanlar çekidekleri ile beraber kabak yiyor diye düşünün, sonra kabak çekirdekleri dışkı ile çıkıyor, üreticiler bunları topladıktan sonra kabak çekirdeklerinin kabuklarını ayıklıyor atıyor kabak çekirdeğinin içini ya çiğ paketliyorlar yada kavurup paketliyorlar. bundan farklı değildir kopi luwak yada jacu bird kahvesi. yok o lab testiymiş bu lab testiymiş, gerçekten bir fermantasyon oluyor muymuş o kısımları bilemem, çekirdek yapısı düşünüldüğünde oldukça zor geliyor bana zira tüm bitkilerin çekirdekleri kendilerini erozyona karşı maksimum korumaya programlıdır. yine de dediğim gibi net ve emin konuşamıyorum zira belkide kahve ile ilgili daha detaylı araştırmayacağım tek şey bu hayvan kahvesi (ve elbette tüketmeyeceğim de)

    kopi luwak ve jacu bird benim gözümde tıpkı çocukken dinlediğimiz o masalda olduğu gibi, içinde daha altın yumurta var mı diye kesilen tavuktur.

  • 2019 yılında ibrahim tatlıses denen şahsın nasıl bir kişilik olduğunu daha yeni öğrenen kişiye kalben denir.

    'gözlüklü feminist' olduğundan artık haydi söyle şarkısını sahnede söylemeyecekmiş. sofrada en çok yiyen ve yemek bittiğinde 'yemek de pek kötüymüş' diyen insan gibisin kalben.

  • türkiye’nin görüp göreceği en iyi komedi dizilerinden biridir. ama asıl üzücü olan farkında olmadan eski türkiye’nin son anlarını yaşadıklarımızdan, türkiye’nin biraz da olsa yaşanılabilir olduğu zamanlardan olması. dizinin karakterleri ve hikayeleri de hep bu yönde gelişmiştir o yüzden.

    mesela tahsin bey son derece ataerkil, taşralı bir zengindir. kızının akşam çıkmalarına, oğlunun/yeğeninin içip eve gelmelerine karşı çıkar. ramazan’da oruç tutar. ama milli bayram kutlamalarında şampanya içer. bu arada doğum günü 29 ekim’dir.

    bülent onaran ortalama bir türk profiline göre oldukça aykırı, elitist, avrupai, zamanın şartlarına göre fazla özgürlükçü bir karakterdir. ama fransa’nın ermeni soykırımını tanıdığı zaman “fransızlara kızıyorum azizim” diyerek tepkisini göstermiştir. çakma solcu değil gerçek bir aydındır.

    burhan dizinin en sahtekar, çıkarcı, paragöz, güvenilmez karakteridir. izzet’in makbule’yi dövdüğü sahneden sonra makbule “dağlısın sen, o beğenmediğin burhan bey saçımın teline bile dokunmaz” der. sonrasında evdekilere morarmış suratıyla yakalanmamak için burhan’ın evine gider. hatta burhan ortalık karışmasın diye makbule’yi dövdüğünü iddia edip sacit’ten dayak yemeyi göze alır.

    sacit demişken, kumarbazın tekidir. sertaç ve tacettin ile arkadaş olduğu sahnede sokaktan geçen iki adam fatoş’a açık giyindiği için laf eder, onlara size ne oluyor deyip kavga ederler.

    kubilay dünyadaki gelişmelerden son derece uzak, aileden varlıklı bir iş adamıdır. apolitiktir. o bile sacit ve osman’ın kara çarşaflı kadın kılığına girip sokak röportajı yaptıkları sahnede fatoş bir kadın olarak buna karşı çıktığını söylerken, kubilay, yuh artık, pes dedirten yakışıklılık, “belki o da kendini öyle rahat hissediyor, niye karışıyoruz ki” der.

    avrupa yakası’nda ramazanda eğlenceler düzenlenir, bayram ziyaretleri son derece önemlidir ama bir yandan yılbaşılarında dansöz çıkartılır, 29 ekim kutlanır. bizim çocukluğumuzdan beri gördüğümüz türk kültürünün televizyondaki son örneklerindendir. kapıcı ailesinden sütçüoğlu rezidansına, taşralı burhan’dan iş adamı kubilay’ına kadar bugün tamamen kutuplaştırılmış laik-müslüman kültürünü bir potada eritmiştir.

    oyuncuların performansı, senaryonun mükemmelliği bir yana, şu an içinde bulunulan toplum şartlarından dolayı bir benzerinin gelmesi imkansızdır. bugün “bizimkiler” den nasıl bahsediliyorsa bir 20 sene sonra da ondan benzer şekilde bahsedilecektir.

  • bir enstrumanist ve ses mühendisliği öğrencisiyim. ayrıca kompozisyon alanında yüksek lisans için çalışmalarım var. yani sektörden ekmek yahut bok yeme ihtimali fazlasıyla yüksek biriyim. iki saat kadar evvel güngören'de ailemle yaşadığım evime dönmek için kullandığım zincirlikuyu metrobüs istasyonuna, indirimli taşıma kartımda tek bir aktarma ücreti kalmaması ve cebimde para olmamasından mütevellit, levent'ten yürüyerek ulaştım. hak verileceği üzere bu korkunç bir garibanlık hikayesi değil. pek çoğumuz belki haftanın çoğu günü böyle takılıyor bile olabilir, sadece az evvel oldu diye söyleme gereği duydum.

    enstrumanistliğimi biraz açacak olursak, pek fazla bilinmeyen bir enstrümanın icracısıyım ve yurt dışında onlarca farklı ülkede onlarca netlabel tarafından yayınlanmış bir de solo albümüm var,

    aha da ilk bulduklarımın linki;
    http://magyar.walltapper.com/?page_id=410
    http://www.bfwrecordings.com/…urgatoryspendulum.php
    http://verynicenoise.com/release/vnn-028

    devam edeyim, babam oto boyacısı, evin hemen karşısında dükkan. küçükken okumam, adam olmam için kendini örnek gösterirdi. zımpara yapmaktan bütünüyle nasır tutmuş sağ elini ve diğerine oranla daha yumuşak olan yahut öyle sandığı sol elini yüzüme sürter, okumazsam benim de ellerimin böyle olacağını söyleyip dururdu. yaptığım işlere hala akıl sır erdiremiyor. geçenlerde satın aldığım lisanslı albümlere göz atarken kabaca bir hesap yaptım, çoğu underground müzisyen ve grupların kendi piyasasını kurduğu kanada'dan gelme 2500 liralık cd ve kafayı drone, noise işleriyle kırdığımdan ötürü günümüz deneysel müzik sanatçılarının toplamda en az 1000 lira eden plakları var. benim, yani 35 kuruş aktarma ücreti olmayan adamın...

    söylediklerime bakılacak olursa bi dolu ajitasyon yapıp, "korsan cd almayın, mp3 kullanmayın, emek hırsızlığı bikbikbik edeceğim sanılabilir. lakin tam tersi, korsan'ı mp3ü çıldırmış gibi savunuyorum. öyle ki netlabel'a beleş yayınlamalarını istiyor, etkinliklerimde kendi albümümü korsan satıyorum.

    okuduğum konservatuvara düzenli olarak mezunlar gelip para kazanamadıklarını, piyasanın battığını, iş yapamadıklarını yahut çok ucuza bir yerlerde çaldıklarını büyük bir patırtıyla anlatıyorlar. kendine has duruşu, icrası olmayan ya da üretim, yaratım, fikir eserleri sergilemeyen bu tiplerin her birinin altında araba var, halk oyuncusunun bile... bir ekmek kapısı olarak tahayyül etmediğim müzik işi üzerine tahsil yapan bu insanların açgözlülüğünden tiksiniyorum ki az biraz sesi, duruşu güzel diye albüm yapılan kişinin zırlamasına hiç tahammül edemiyorum. toplumumuz müzikle ilgilenen kişinin lüks içinde yaşaması gerektiği gibi fantastik yargılara sahip. eğer geçmişte değilse bile şimdi böyle olmalı; herkes bazen aktarma ücretinden yoksun kalıp yürümeli.

    korsan böyle giderse albümler daha az çıkar, giderek daha da azalır, giderek daha da, giderek... ancak çok iyi, çok kitleli müzisyenler sayıları binlerle ifade edilen kalabalıklara konser verebilecektir. öyle de olmalı zaten! kendisini yere göğe sığdıramayan kof starların açgözlülüğü ile körüklenen müzik piyasası maddi kaygılardan arınmış gerçek seslere kalır böylece.

    ben, yani garip gureba bir çalgının icracısı, ses mühendisi adayı, kendi albümünü bedava dağıtan sanatçı, boyacının oğlu, bazen otobüs biletine para bulamayan adam... 2 tb üzerinde illegal mp3 var harddiskimde, gelin tutuklayın beni!

  • celal şengör: sayın başkan biz emrinizdeyiz.

    imamoğlu: celal hocam biz de sizin emrinizdeyiz. bilimin karşısında boynumuzu bükeriz.

    istanbul'a faydalı olacak sözler verilen yayın.

  • adam resmen problem oğlum. gittiği yerde problem yaratıyor.

    getirirseniz başımıza otobüs şoförünü diplomasiyi 20 senede öğretemezsiniz.

    kalitesizlikten midemin bulantısı dinmiyor artık

    edit: çaylak troller mesaja boğuyor, sövüyorum bilginize

  • "mevlana gibi benim de her lafa verilecek cevabım var.
    amma ve lakin; olay anında değilde gece yattığımda aklıma geliyor sinir oluyorum!:)"

  • yıllar içinde sevgili kız arkadaşımla deneyimlediğim harika 10 pasta tarifi!

    lütfen verilen ölçülere uyunuz.
    tarifler 8 -10 kişi içindir.
    bazı pastalara görsel eklenmiştir.
    afiyet & mutluluk olsun!

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    1. biberiyeli pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    malzemeler:
    - 55 gram beyaz ekmek
    - 100 gram badem
    - 2 yemek kaşığı öğütülmüş biberiye
    - 200 gram şeker
    - 2 çay kaşığı kabartma tozu
    - 200 ml zeytinyağı
    - 1 limon rendesi
    - 4 yumurta

    şurubu için:
    - 2 sıkılmış limonun suyu
    - 125 ml su
    - 60 gram şeker
    - 2 dal biberiye

    yapılışı:
    fırını 175 derece ısıtın. beyaz ekmeği, biberiye ve bademleri elektrikli mutfak robotunda iyice çekin. bir kaba koyun ve içine şeker, kabartma tozu, limon rendesi, zeytinyağı ve çırpılmış yumurtaları ilave edin, karıştırın. 22 cm çapında kelepçeli kek kabına dökün. 175 derece önceden ısıtılmış fırına verin. 45 dakika/ 1 saat pişirin. bir çubuk ile kontrol edin piştiğini. şerbeti hazırlayın, şerbeti biberiye dalları ile birlikte kaynatın.
    pasta çıkınca üzerine delikler açın çubuk ile ve şerbeti gezdirerek dökün. bırakın soğusun. üzerine şurup ile birlikte pişirdiğiniz biberiye dallarını yayın. görüntü enfes.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    2. hollanda'nın klasik elmalı pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    malzemeler:
    - 200 gram tereyağı
    - 200 gram beyaz pudra şekeri
    - 400 gram un
    - 1 yumurta (yarısı hamur için, yarısı en son üzerine sürmek için)
    - bir paket vanilya şekeri
    - bir paket kabartma tozu
    - bir tutam tuz
    - 1 ya da 1, 5 kilo mayhoş elma (soyulmamış)
    - 75 gram toz şeker
    - 3 çay kaşığı tarçın
    - bir çay bardağı ılık su da beklemiş kuru üzüm
    ----------------------------------------
    yapılışı:
    - yumurtayı çırpın, yarısı hamura, diğer yarısı üzerine sürmek içindir.
    tereyağı, pudra şekeri, unu (eleyerek), kabartma tozunu (eleyerek), yumurtanın yarısı, vanilya şekerini ve bir tutam tuzu güzelce hamur haline getirin ve dinlenmesi için yarım saat buzdolabına koyun.

    - elmaları soyun ve dilimler halinde kesin, bir kapta bekletin. şekeri tarçınla karıştırın ve elmaların üzerine serpin ve en son üzümleri (suyu iyi sıkılmış) katın, karıştırın.

    - fırını 170 derece ısıtın.

    - yuvarlak kelepçeli kek kalıbı kullanın. kalıbı yuvarlak pişirme kağıdı ile kaplayın.
    hamuru 3’e bölün. hamurun birinci kısmını açın, kalıbın altına yayın.
    ikinci kısmını açın, bununla kalıbın kenarlarını dönerek kaplayın.
    tarçın şeker üzüm karışımlı elmaları ortaya yerleştirin.
    hamurun üçüncü kısmını şeritler halinde ince açın, kesin, çapraz olarak elmalı turta üzerine yerleştirin. en son hamur şeritleri ile kenarları bitirirsiniz.
    şeritlerin üzerine yumurtanın yarısını sürün.

    görsel
    görsel

    - pastayı fırının merkezinin biraz altına yerleştirin.
    170 derecede (fırınına bağlı, ilk sefer kontrol edin) 60 dakika rengi pembe olana kadar pişirin. fırından çıkınca önce biraz soğusun.

    not: bir gün sonra çok daha leziz olan bir pastadır.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    3. parmak yediren çikolatalı pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    malzemeler:
    - 200 gram bitter çikolata
    - 200 gram tereyağ
    - 200 gram şeker
    - 4 yumurta
    - 2 çorba kaşığı un
    - bir tutam tuz
    - yuvarlak kelepçeli kek kalıbı (20 cm)

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın.(her fırın farklı olduğundan ilk sefer kontrol edin ısıyı)
    - küçük bir tencereye çikolatayı kırın, çok kısık ateşte eritin. dikkat edin, yanmasın.
    - tereyağını katın, usul usul karıştırın.
    - ateşten alın, şekeri katın ve aynı tencerede karıştırın.
    - sonra yumurtaları katın, karıştırın.
    - en sonunda un ve bir tutam tuz, yine karıştırın. sıvımsı bir harç olması gerek.
    - kek kalıbını yağlayın (pişirme kağıdı da kullanabilirsiniz), çikolatalı harcı dökün.
    - fırında 30 dakika gibi pişirin.

    çıkınca fırından dış tarafı hafif sert gibi dursada, içi yumuşacıktır.
    yanlarını kek kalıbına çok yapışmaması için bir bıçak ile hafif dönün, bırakın soğusun.
    üzerini ister süsleyin, ister sade kalsın.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    4. limonlu pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 55 gram tereyağı
    -175 gram zencefilli kurabiye (küçük ufalanmış)
    - 3 limon
    - 300 gram ricotta peyniri
    - 200 gram yoğurt
    - 4 yumurta
    - 1 yemek kaşığı nişasta
    - 100 gram şeker
    - üzerini süslemek için limon kabukları ve pudra şekeri

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın. 20 cm çapında yuvarlak kelepçeli kek kabını yağlayın, tabana pişirme kağıdı koyun.
    -tereyağını eritin, ufaladığınız kurabiyeler ile karışıtırıp, iyice ezip kek kalıbına koyun, güzelce düzleyin. sonra bunu buzdolabına koyun, dinlensin.
    - limon kabuğunu rendeleyin ve limonları sıkın. buna ricotta peyniri, yoğurt, yumurtalar, nişasta ve şekeri ilave edip iyice çırpın.
    - bu harcı çok itina ve yavaşça ile kek kalıbına dökün.
    - 40-45 dakika üzeri pembeleşinceye kadar pişirin.
    - pastayı kendi kek kalınbında soğumaya bırakın.
    - kek kalıbının kenarından bir bıçak ile hafif dönün.
    - üzerini ince limon kabuklarıyla ve pudra şekeri ile süsleyin.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    5. kahveli cevizli pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    -175 gram tereyağ
    -175 gram esmer şeker
    - 3 büyük çırpılmış yumurta
    - 3 yemek kaşığı filitre kahve
    - 175 gram un
    - 1.5 çay kaşığı kabartma tozu
    - 125 gram ceviz + üzerini süslemek için ceviz
    - 2 aynı eşitlikte kek kalıbı

    iç ve dış kreması:
    - 100 gram tereyağı
    -200 gram pudra şekeri
    -1 yemek kaşığı filitre kahve
    - 1/2 çay kaşığı vanilya esansı

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın. iki yuvarlak 20 cm çapında kek kalıbını pişirme kağıdı ile kaplayın.
    - tereyağı ve şekeri çırpın. teker teker yumurtaları ilave edin ve her yumurta sonrası iyice çırpın. kahveyi ilave edin, çırpın.
    -kabartma tozunu ve unu bir süzgeç yardımı ile harcı üzerine dökün ve metal bir kaşık ile hafif karıştırın. sonra cevizleri serpin ve hafif karıştırın.
    -bu harcı iki kek kalıbına paylaştırın ve pastaları esmer olana kadar 20-25 dakika pişirin. çıkınca fırından kek kabından 5-10 dakika sonra çıkartıp soğumaya bırakın.
    - iç ve dış kreması için tereyağını, pudra şekerini, kahve ve vanilya esansını güzelce çırpın.
    - bir kekin üzerine bu harcın yarısını sürün. diğer keki üzerine koyun ve bununda üzerine geri kalan harcı sürün. cevizlerle süsleyin.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    6. enfes new york cheesecake (amsterdam'ın meşhur stek isimli restoranının şef aşçısının tarifidir)
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler
    alt taban için:
    - 180 gram bastogne bisküvisi (ve ya burçak bisküvi)
    - 25 gram şeker
    - 90 gram eritilmiş tereyağı

    içi:
    -900 ml kremalı/kaymak peynir
    -250 gram şeker
    -½ çay kaşığı tuz
    -75 gram un
    -1 limonun suyu ve rendesi
    -600 gram crème fraîche peyniri
    -8 yumurta
    -1 çay kaşığı vanilya esansı

    -28 cm çapında yuvarlak kelepçeli kek kalıbı

    üzeri için:
    - marketten yaz meyveleri (bir kutu) ya da yaban mersini

    yapılışı:
    - fırını 175 derece ısıtın.
    - alt tabanı hazırlayın, bisküvileri yağ ve şeker ile rondodan geçirin. kek kalıbına pişirme kağıdı yayın ve üzerine bu harcı eşit yayın.
    - bunu 10 dakika fırında pişirin.
    - fırından çıkartın ve fırının derecesini 225c'ye yükseltin.

    içinin yapılışı:
    - tüm malzemeleri karıştırın.
    - kek kalıbına dökün. pastayı 225c dereceli fırına sadece 10 dakikalığına koyun. tam 10 dakika sonra fırını 90c dereceye düşürün. ve 45 dakika pişirin. çıkınca ortasının hafif 'titremesi' lazım. soğumaya bırakın ve sonra buzdolabında kendine gelmesi için bırakın (5 ila 7 saat).

    üzerine sos arzuya göre:
    - marketten dondurulmuş kutu yaz meyveleri alın ve bir tencerede biraz şeker ile koyulaşana kadar kaynatın. pastanın üzerine servisten önce dökün ve öyle ikram edin.

    - sosu kendinizde yapabilirsiniz:
    bir küçük tencerenin içine 2 yemek kaşığı soğuk su ile seker ekleyip eritin. yaban mersini ilave edin ve kapağı kapatın, yüksek ateşte hafif meyveler yumuşayana kadar kaynatın. mısır nişastası ile kalan 2 yemek kaşığı suyu karıştırın ve sosa ilave edin ve tabii limon suyunuda katın. hafif koyulaşınca ocaktan alın ve soğumaya bırakın.
    soğuyan sos soğuk olan cheesecaken üzerine dökün.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    7. tiramisu pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 154 gram oreo biküvileri
    - 50 gram tereyağı
    - 2.5 yemek kaşığı hazır espresso kahve
    - 200 ml amaretto kokteyl
    - 4 jelatin
    - 250 gram krema
    - 4 yemek kaşığı esmer şeker
    - 500 gram mascarpone peyniri
    - 20 adet kedi dili biküvi
    - 100 gram bitter çikolata
    - 100 ml su
    - 2 çay kaşığı kakao
    - 18 cm çapında yuvarlak kelepçeli kek kalıbı

    yapılışı:
    - kek kalıbını pişirme kağıdı ile kaplayın.
    - oreo bisküvilerini ufaltın, üzerine eritilmiş tereyağı ile kek kalıbına güzelce yayın.
    - 100 ml suyu ısıtın + espresso kahvenin yarısı ile karıştırın ve amaretto'nun 100 ml'sini katın.
    - jelatinleri soğuk suda bekletin.
    - kremayı + esmer şekeri + geri kalan espresso kahveyi bir kapta karıştırın. bu karışıma kaşık kaşık mascarponeyi katın.
    - amaretto'nun geri kalan 100 ml'sini ısıtın hafif. ıslattığınız jelatinleri bu sıvıya katın ve bu harcı mascarponeli harca katın, karıştırın.
    - kek kalıbında oreo bisküvili harcın üzerine 1/3 mascarponeli harcı yayın. üzerine teker teker kahveli su harcına batıp çıkmış kedi dili biküvilerini bir sıra koyun. dikkat: biküviler kahveli su da ıslansın ama kendini koyverecek tarzda değil.
    - tekrar üzerine 1/3 mascarponeli harç + geri kalan -gene kahveli suya batırılımış - kedi dili bisküvilerini dizin. uzerine geri kalan mascarponlu harcı yayın. buzdolabında 4 saat bekletin.
    - bitter çikolatayı au bain-marie tarzı eritin.
    - buzdolabından kek kalıbını çıkartın. bir kurulama bezini sıcak su ile ıslatıp, kek kalıbının çevresini sarın. bu şekilde kelepçeli kek kalıbı açıldığında pasta yapışmadan çıkar.
    - erittiğini çikolatayı kıvırdığınız kağıt külah sayesinde kenarlara akıtınız.
    -bir kağıttan yıldızlar kesin. bunları pastanın üzerine yayın. kakao serpin ve yıldızları kaldırın. görüntü enfes!

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    8. portakallı haşhaşlı tulbant pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 200 gram tereyağı
    -300 gram un
    -200 gram esmer şeker
    -3 büyük çırpılmış yumurta
    - rendelenmiş 1 portakal kabuğu
    -50 gram haşhaş
    -2 çay kaşığı kabartma tozu
    - 150 ml süt
    - 125 ml portakal
    - üzerini süslemek için ince dilimlenmiş portakal kabukları

    şerbeti:
    - 140 gram esmer şeker
    - 150 ml portakal suyu

    yapılışı:
    - fırını 160 derece ısıtın. tulband şekil kek kalıbını (24 cm çapında-2 litre içi) yağlayıp hafif unlayın.
    -yağ ve şekeri çırpın ve yavaş yavaş yumurtaları ilave edin. her yumurtadan sonra iyice çırpın. rendelenmiş portakal kabuklarını ve haşhaşı koyun. unu eleyin, üzerine kabartma tozunu eleyin, kaşıkla karıştırın. sütü ve portakal suyunu yavaş yavaş karıştırın.
    - harcı kek kalıbına koyun ve 40-45 dakika pişirin. çıkınca 10 dakika kabında soğusun. sonra çıkartın kaptan kendi halinde soğusun.
    - şerbeti için portakal suyu ve şekeri karıştırın ve pişirin, biraz ağdamsı bir sıvı olması lazım.
    - kek daha sıcakken bu şerbeti üzerine yayın. üzerine ince portakal kabuklarını yayıp süsleyin.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    9. peynirli pasta ( käsekuchen almanya usulü)
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    -750 gr quark (labne peynir)
    - 6 yumurta
    - 150 gr şeker
    -2 paket vanilya
    -1 paket vanilya pudding
    -1 krema
    -100 gram un
    - 250 gram margarin
    - 1/2 paket kabartma tozu
    - biraz limon suyu

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın.
    - labne peyniri bir kaseye alın ve 5 dakika karıştırın.
    - diğer bütün malzemeleri katın ve 10 dakika karıştırın, pütürleşmemesine dikkat edin ve sonra mikserle karıştırın. yağlanmış ve unlanmış pasta kalıbına hamuru dökün.
    - 1 saat pişirin.
    - önemli: pişince fırında kalsın ve fırının kapağını açmayın, fırında soğusun, dışarıda hemen çöker yoksa. soğuduktan sonra servise hazır.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    10. bounty (hindistan cevizi) pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 200 gram hurma
    - 300 gram badem (kabukları alınmış)
    - 4 yemek kaşığı yulaf lapası
    - 1 kutu/konserve hindistan cevizi sütü
    - 100 gram hindistan cevizi
    - 3 yemek kaşığı çok iyi kaliteli hindistan cevizi yağı
    - 1 çay kaşığı vanilya esansı
    - 1 tutam tuz
    - 1 yemek kaşığı pekmez
    - 150 gram bitter çikolata
    - 1 yemek kaşığı tarçın
    - üzerine serpmek için kakao

    yapılışı:
    - hurmaları makinede çekiniz. 150 gram bademi, yulafı ilave edip onuda çekiniz.
    yapışkan bir harç olacaktır.

    - bir küçük yuvarlak kek kalıbına pişirme kağıdını bu harcı bir kaşıkla yayın üzerine bastırarak yayın. buzdolabına koyun.

    - diğer 150 gram bademi 10 dakika pişirin.

    - bademleri, 250 ml hindistan cevizi sütünü, hindistan cevizi yağını, vanilya esansını, pekmezi ve hindistan cevizini makineye koyun ve çekin. bu harcı kek kalıbınındaki harcın üzerine yayın.

    - diğer geri kalan hindistan cevizi sütünü ısıtın, çikolatayı ilave edin. eriyene kadar karıştırın. tarçın ve tuzu katın. soğumaya bırakın. sonra bu harcı diğer harcın üzerine yayın. 1 gece buzdolabında bekletin.

    - ertesi gün üzerine kakao serpip (ve ya hindistan cevizi, kırılmış çikolata parçacıkları, böğürtlen v.s) servise sunun.

    afiyet & mutluluk olsun!