ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir kitabın tırt olduğunu anlama yöntemleri
-
kapak tasarımı araksa tırttır. böyle rengarenk şemsiyler falan...
jean valjean
-
ağlayarak bitirdiğim romanın baş kahramanıdır,en yüce duygunun insanıdır.romanı okuduktan sonra kendisine hayran olmamak elde değildir.kendisini düşündükçe insan sevgisinin,tanrı sevgisinin ,iyi insan olmanın ne kadar yüce bir erdem olduğunu anlıyorum.öl de ölelim mösyö jan.
yaran başlıklar
ilk buluşmada masaya iphone 6 koyan erkek
-
sizin iphone'u kafanızda fazla büyüttüğünüzü gösterir. ne yapsın, üstüne mi otursun?
finansal kuruluşların türk lirasına saldırısı
-
vay be, birkaç sene öncesine kadar hürriyet takip ettiğim başlıca haber siteleri arasında geliyordu. şu an bakınca bu köklü gazetenin bile aciz bir hale geldiğini üzüntüyle görüp kapattım haberi.
yazık.
büyük sığınmacı protestosu
-
acilen biseyler yapılması gerekiyor. ülke gözümüzün önünde yok oluyor.
edit: tüm bu olaylara sessiz kalan, halkı örgütlemeyi başaramayan ve ülkeden mültecileri göndermeyi vaat etmeyen hiçbir partiye oy yok.
edit2: arkadaşlar sürekli mesaj geliyor. ne yapabiliriz diye. bireysel olarak çok yapabileceğimiz birsey yok. sokağa çıkıp 10 kişi protesto yapmaya kalksanız bile hasmetlimizin gazabına ugrarsiniz. siyasi partilerin bu konuda öncü olması gerekiyor. mitingler yapıp halkı organize etmesi gerek.
baba kız diyalogları
-
yıllarca değişmeyen diyalogtur, hiç bitmesin istenen:
ortaokul-lise:
z- ya baba uyuyamıorum sesini kısar mısın tv'nin!
b-tamam tamam kısıyorum..
üniversite:
z- offf baba yaa şu maçın sesini kısar mısın, ya sınavım var sabah!
b- tamam uyu kızım sen kısıyorum.
uzamış akademik kariyer:
z- ya baba şu adamların sesini keser misin artık
b- ya zel ama saat daha 22.00!
z- valla baba onu ilkokuldayken uykudan önceden hemen sonra uyumak zorunda bırakıp, alıştırmadan önce düşüncektiniz, uyuyamıyorum ya bu evde, uyuma özgürlüğüm yok!
kendi eviniz olduğunda:
z- baba... (sırıtır)
b- (gülümser) tamam kısıom evladım, uyu sen sabah erken gidicen!
dünyada çocuklarına hizmet etmekten keyif alan ender insanlarından biriyse, kalbinize sokmak istediğiniz bir baba ile gerçekleştirilen diyaloglardır...
edit: o kadar oylandı ki buradan sesleniyorum kendisine “ seni seviyorum baba”....
yaran fıkralar
-
hakim: cumhurbaşkanına neden hakaret ettin?
sanık: süleyman soyu hakaret etti bakan oldu
numan kurtulmuş hakaret etti yardımcısı oldu. devlet bahçeli hakaret etti ortağı oldu. savcı sayan hakaret etti belediye başkanı oldu. benim de kendimce bir kariyer planım var.
müşteri memnuniyetinin sıfır olduğu şirketler
-
sanki hayrina hizmet ediyormuscasina musteriyi essek yerine koyan sirketlerdir. ornek vermek gerekirse (bkz: yurtici kargo)
yalnızlığın en çok koyduğu zaman
-
insanlara karşı sevgi dolu bir insan olarak sevgi göstermeye aç öyle güzel duygular tatmaya aç bir insan olarak insanların sizinle işi bittikten sonra sizi bir daha aramadığını fark ettiğin an
yumuşak g'nin gereksiz bir harf olması
-
yıllarca bu düşünceyi savundum. türkçecilerle çatıştım hatta konu hakkında dergilerde uzun yazılar yazdım.
gagavuzca'da modern diller arasında "ğ" sesinin olmadığı konusu ile iddialarımı delillendirmeye çalıştım.
ne işe yarıyordu aslında g sesi ile alakası olmadığı halde adına yumuşak g dedilen bu ses ya da sessiz? ne yapıyordu bu densiz?
kendinden önce gelen sesli harfi ikiletiyor ya da iki buçuk nefes uzatıyordu. peki biz de bunu yapsak olmaz mıydı?
mesela daaa, yazsak dağ yerine.
ya da yaaamur, yazsak.
aaaa, yazsak ağ yerine...
saaalık, yazsak sağlık yerine.
aaaalama yazsak ağlama yerine...
olmadı. yıllar sonra anladım ki "ğ" arap harflerinden vazgeçerken türk dilcileri tarafından bulunmuş en müthiş ses ya da sessizliktir. söylemekten çok yazmayla ilişkilidir. gagavuzca yerine anadolu türkçesi ile ilintilidir. orta asyadan getirtdiğimiz gırtlağın türküyle, deyişle harmanlanmış halini yazıya geçirirken sağlıklı geçirme biçimidir.
çölün hırıltılı sert gırtlağından yumuşak gırtlağa geçişin, dil evriminin kanıtıdır. kendinden önce gelen sesli harfi uzatmakla kalmaz hafifçe de keser. hiç bir zaman daaa ile dağ aynı yumuşaklık ve kesinlikte değildir mesela.
selçuksportshd
-
bu ülkenin ikiyüzlü ahlaksızlığı asla değişmez!
adam kaçak yayınını izlediği yayıncıya fenerbahçeli diye sövüyor. (bkz: ahahaha)
ulan çok komik ya. buna bir açıklama da yapılamaz. tespit falan da olmaz yani bu duruma. çok garip bir olay bu.
bu arada haftaya gene izlersiniz lan! hiç öyle sinirinizi çıkaracak yer aramayın yalandan. ahahaha
debe edit :
(bkz: sma hastası ayaz bebeğin 5 ayı kalması)
banach tarski teoremi
-
matematik ilminin en sasirtici teoremlerinden biridir. bildigimiz uc boyutlu uzayda, farkli caplarda ve ici dolu a ve b kureleri verilmis olsun. banach-tarski teoremi der ki, a kuresini sonlu sayida parcaya bolup, parcalari (hic esnetip buzusturmeden) degisik sekilde tekrar biraraya getirerek b kuresini olusturabiliriz. yani: bezelye buyuklugunde bir kureyi sonlu sayida parcaya bolup, parcalari tekrar birlestirerek gunes buyuklugunde bir kure yaratmak mumkundur! (bu meshur bir ornektir, bu yuzden banach-tarski teoremine bazen bezelye-gunes teoremi de denir.) tabii fiziksel olarak boyle bir olay mumkun degildir, bahsedilen parcalar "hacimsiz" parcalardir cunku -- sifir hacimli degil, hacimsiz, yani hacmi tanimlanamayan parcalar...
oyle sasirtici bir teoremdir ki bazen paradoks da denir buna (misal: http://en.wikipedia.org/wiki/banach-tarski_paradox), ama aslinda paradoks falan degildir, dogrulugu bal gibi kanitlanmis bir onermedir. kanitin gecerliligi secme aksiyomunun dogruluguna dayanir. sirf bu teorem yuzunden secme aksiyomunu reddeden matematikciler vardir. ama cogunluk yine de secme aksiyomunu (ve dolayisiyla banach-tarski teoremini) dogru kabul eder.
insani gercekligin ve matematigin dogasi uzerine dusunmeye zorlayan bir teoremdir, oha dedirtir.