hesabın var mı? giriş yap

  • süveyş kanalından geçebilecek gemi limitleri ağırlık max 240.000 dwt, 20metre de draft. yani gemi üç aşağı beş yukarı 250bin ton olabilir, suya batma limiti 20metre olabilir, ve hemen hemen max 22.000 teu yani konteyner taşıyabilir.

    bu yolu tıkayan gemi nerdeyse limit ölçütlerde. 400metre uzunluğunda, 220.000 dwt ve 15,9 metre draft.

    içinde 20.000 konteynır var. süveyş kanalından geçen gemilerin geçiş ücretleri konteynır başına 67 dolar. yani o geminin geçiş ücreti 1.340.000 dolar, tl bazında 10milyon tl. bu sadece tek gemi.
    yıllardır böyle bir muhabbet konuşuluyordu zaten. kanalın ortasındaki derinlik 24 metre, kenarlardaki derinlik 11 metre. dünyada 14 gemi var kanalın içinden dönemeyecek kadar büyüklüğe sahip. bunların biri şuan kanalı tıkamış durumda. 20000 teu kapasitesine sahip ilk gemi zaten 2017de üretildi. 13 gemi daha üretildi. bunların hepsi 400 uzunluğunda ve 20.000 teu yani konteynır kapasitesinin üstünde.
    kanalın en geniş yeri 323 metre zaten. gemi ise 400 metre, full dolu, suya 15 metre batmış durumda ve kanalın kenar derinliği 11 metre. gemi, kenarlara saplanmış olabilir.
    niye dönmeye çalışmış, rüzgar mı çevirmiş, başka bir şey mi olmuş bilmiyorum ama o gemi ordan zor çıkar. işleri daha da zorlaştıran şey ise gemi 200bin ağırlığında.

    edit; gemi karaya oturmuş evet tahmin ettiğim gibi. onu ordan çıkarmak zor. çıkarıncaya kadar kanal trafiği inanılmaz aksayacak, çünkü zaten şimdiden tıkanmış. şuradan kanal trafiğini takip edebilirsiniz; https://www.marinetraffic.com/…/centery:30.1/zoom:7

  • 2002 dünya kupası dendiği zaman 3 şey anılarımda canlanıyor

    1. annem hayati bir ameliyat olmuştu, yoğun bakımda yarı baygınken bir tek beni aldılar yanına, bana ilk cümlesi şu olmuştu, "brezilya maçı noldu, yendik mi?"
    2. ilhan mansız'ın enfes çalımı ki biz bunu sokaklarda bol bol yapardık, sıkıysa o maçta yap derler adama...
    3. hasan şaş'ın içinde uranyum varmışçasına durmaksızın koşması...

    dikkat ettimde hepsi aynı gün ve aynı maç ile ilgili :)

  • çok üzüldüğümüz zaman boğazımızda bir yumru hissi oluşur. yutkunmakta zorlanırız. sanki boğazımızı bir şeyler tıkamışlar gibi. boğazımızdaki bu tıkanıklık hissinin nedeni globus hissi olarak bilinen hededir. nefes borusu ağzındaki yani glotisteki karşıt güçler arasındaki savaşın sonucudur. ağlamaktan kaçınmak için üzgün olduğumuzda veya yutkunduğumuzda veya nefesimizi tuttuğumuzda kendini gösterme eğilimindedir.

    vücutta iki otonom sinir sistemi vardır. sempatik ve parasempatik. sempatik sistem, savaş ya da kaç sinir sistemimizdir. vücudu tehlikelere karşı uyarır, tetikte tutar. parasempatik sistem ise, vücudu sakinleştirmekten sorumludur. üzgün hissetmeye başladığımızda veya herhangi bir stresli deneyim yaşadığımızda hipofiz bezi kan dolaşımımıza hormonları salgılayarak kalp atış hızı, kan basıncı ve metabolizma hızının artmasına neden olur. sonucunda daha fazla oksijene ihtiyacı ortaya çıkar. bir tehlike sezen sempatik sinir sistemi devreye girer. daha fazla oksijen alabilmek için glotisimize olabildiğince açık kal sinyalini gönderir. gırtlağımız yapısında bulunan arka krikoariteniod ve tiroaritenoid kasları nefes borusu ağzını açarak bu sempatik güce yanıt verir. sonucunda, oksijenin ciğerlerinize girmesi için daha büyük bir açıklık sağlanır. gün içerisinde de her yutkunmamızda glotis açılıp kapanır. bu hareket yemek ve havanın ayrı yollardan gitmesini ve birbirine karışmamasını sağlar. ancak üzüntü durumunda glotis sürekli açık kalmaya çalışır ve her yutkunmamızda da yanal krikoaritenoid, aryepiglotik ve tiroepiglot tarafından da kapanmaya zorlanır. bu karşıt güçler yani kaslar boğazımızda dev bir yumru hissine neden olur. bu yumru hissi globus sensation yani globus hissi olarak isimlendirilir ve stresli anlardaki hemen hemen herkeste görülür. bu his normale döndüğümüz ise glotisimiz fonksiyonel haline geri döner.

  • böyle kurumsal şirketlerde bu işin çözümü basit. gerekli mercilere şikayette bulunun, olayın kamera görüntüleri vs. zaten mevcuttur. bu tarz kurumlar özellikle müşteri ilişkilerine önem vermek zorunda. aptal müdürenin gerekli cezayı alması, belki işine son verilmesi çok olası.

  • bugunlerde harikulade bir yasa geciyor danimarka parlementosu'ndan. halk, bundan sonra kendi arasinda uygun gordugu/istedigi bir seyi, 50bin imza toplama kosulu ile mecliste gorusulmesi icin kanun teklifi verebilecek.

    dusunsenize. biz daha internette bile "devletin bize uygun gordugu" sitelere girebiliyoruz sadece. haha sinirim bozuldu, adamlar kanun teklifi veriyor meclise. ne hakla ya? kimsin sen? halksin hepi topu...

    sozum ona, ulkesinde "ileri demokrasi" oldugunu dusunenlere cok yabanci gelecek uygulama gercekten.

    k: http://m.t24.com.tr/…nun-teklifi-sunabilecek,306338

  • muhtemelen ıstırapların en büyüğünü çeken kızdır. sen o kadar süslen şıkır şıkır giyin bavul gibi çantanı da koluna tak, hatta elindeki o cep telefonuyla arkadaşınla kafa kafaya verip bir sürü fotoğraf çek, sonunda "ablacım ışığı geçene kadar bi çökebilir miyiz sana zahmet" diye şöförün talimatıyla "emmi oturuşu" yap. nerde o havaların? nerde o karizman? yakıştı mı a gül yüzlüm!! bmwli sevgiliden cam kenarında sıçar pozisyonda şöförün "tamam" demesini bekliyorsun. hayatın sümsüğü en şiddetli haliyle kafana kafana iniyor.... oh olsun!