hesabın var mı? giriş yap

  • yarın itibariyle ulu önderimiz mustafa kemal atatürk'ün vefatının 84. yılını üzüntüyle anacağımız bu günde. atamızın ebedi istirahatgâhını ziyaret eder iyi dileklerimizi ve dualarımızı sunarız. şahsımın da ankara'da okurken sayısız kere ziyaret ettiği bu yer hakkında bildiğimce bir şeyler anlatmaya çalışacağım.

    bu sayede sizin de yapacağınız ziyaret daha bir başka ve güzel geçmiş olur.görsel
    hemen başlayalım o zaman :
    ilk başta anıt bölgesine giriş sırasında önümüze merdivenler gelmektedir bu merdivenlerin sayısı ise 26 adettir, bunun nedeni büyük taarruz'un başladığı tarih olan 26 ağustos 1922 gününe atfen 26 basamaklı olmasıdır. daha sonra aslanlı yoldan önce anıt bölgesinde kaşımıza iki büyük kule çıkmaktadır. sağ tarafta bulunan istiklal kulesi sol tarafta bulunan hürriyet kulesidir.

    1-istiklal kulesi: adı üstünde bağımsızlık anlamına gelen bu kulenin iç süslemesinde kabartma şeklinde ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. türk mitolojisine göre kartal, gücün ve bağımsızlığı temsil ederken; erkek figürü ise türk milletinin gücü ve kudreti olan savaşçı yanını yani türk ordusunu temsil eder.
    yine ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak atatürk'ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır ki tüek ulusu için bağımsızlığın önemi bir kez daha vurgulanmaktadır:

    "ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son kurtuluş savaşı'na çağırdı." (1921)

    "hayat demek savaşma, çarpışma demektir. hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür." (1927)

    "biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız." (1921)

    "insaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. türk ulusu, türkiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." (1927)

    "bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır, ya istiklal ya ölüm." (1919)

    2-hürriyet kulesi:bağımsızlık özgürlük olmadan düşünülemez onun için kule hemen istiklal kulesinin karşısındadır. kulesi içindeki kabartmada; elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. türklerdeki kut anlayışı gibi özgürlüğün de ilelebet tanrı tarafından türk milletine verilmiş olduğu simgeler, yine meleğin elindeki kağıt ise bu armağanın kanıtı olan hürriyet beyannamesini sembolize etmektedir. türklere göre atlar güneşten yeryüzüne inmiş varlıklardır ve bundan dolayı at da özgürlük ve bağımsızlığın bir sembolüdür. kule duvarlarında atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.

    "esas, türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz." (1927)

    "bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür."

    "özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir."

    "bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz."

    3-kadın heykel grubu-erkek heykel grubu: istiklal kulesi ve hürriyet kulesinin önlerinde bu bulunan heykellerdir. grup halinde bulunan bu heykeller ulusal giysiler giymiş üç kadından ve üç erkekten oluşmaktadır. temel olarak heykeller aynı sayıda olduklarından dolayı kadın erkek eşitliğini temsil ederler. kadınların bulunduğu grup, türk kadınlarının atatürk'ün ölümünden duydukları derin acıyı ifade ederken. kenarlarda bulunan ikisi, yere kadar uzanan ve türkiye'nin bereketini bolluğunu temsil eden, başak demetlerinden meydana gelen birer çelenk tutar. sağdaki heykel, ileri uzattığı elindeki tasla atatürk'e tanrıdan rahmet dilerken ortadaki heykeldeki kadın ise atatürk'ün ölümünden duyduğu büyük acıyı temsil ettiğinden ağladığı yüzünü bir eliyle kapatır. yaşadıkları acı bu kadar fazla ve derin olsa da dik duruşları gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir

    erkek grubuna baktığımızda sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile türk askeri ve ordusunu temsil ederken, onun yanında elinde kitabı ile türk gençliğini ve aydın insanımızı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle köylümüzü temsil etmektedir. aynı kadın grubundaki gibi derin acı içerisinde olmalarına rağmen dik duruşları türk milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirmektedir.

    4-aslanlı yol: giriş kulelerinden tören alanına kadar uzanan bu yol, atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmıştır ve tam 262 metre uzunluğundadır. yolda ince bir detay gizlidir yere döşenen döşeme taşlarının araları belli bir açıklığa sahiptir, bu açıklık sizin başınız aşağıda önünüze bakarak yürümenizi sağlar. yine bu yol üzerinde hitit’lerde ve türk mitolojisinde kudreti,kuvveti temsil eden 24 adet aslan heykeli bulunmaktadır. heykellerin yatar pozisyonda olması sükunet, telkin eden bir durumdur. aslan heykellerin sayısı ise oğuz boyunun 24 adet boyunu temsil etmektedir.

    5-mehmetçik kulesi:aslanlı yol'un tören meydanına ulaştığı bölümün sağında yer alan kuledir. türk ordusunun her bir ferdine ithafen yapılmış bu kulenin dışında bulunan kabartmalarda cepheye gitmekte olan mehmetçiğimizin evinden ayrılışı tasvir edilmektedir. oluşturulan kompozisyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış ve onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne, türk kadını tasvir edilmiştir. ve yine kulenin duvarlarında kulenin duvarlarında, atatürk'ün türk askeri ve kadınları hakkındaki şu sözleri yazılıdır:

    "kahraman türk neferi anadolu muharebelerinin manasını anlamış, yeni bir mefkûre ile muharebe etmiştir." (1921)

    "dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde anadolu köylü kadının fevkinde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur." (1923)

    "bu milletin evlatlarının fedakârlıkları, kahramanlıkları için vahidi kıyası bulunamaz."

    6-müdafaa-i hukuk kulesi:aslanlı yol'un tören meydanına ulaştığı bölümün solunda yer alan kuledir. isminden de anlaşılacağı üzere kurtuluş savaşımızda oluşturduğumuz ulusal birliğimizin temeli olan müdafaa-i hukuk dile getirilmektedir. yine dış duvarındaki kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana "dur!" diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. ileri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç büyüyen ve olgunlaşan yurdumuzu temsil ederken, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşip, tek yürek olan olan milletimizi temsil etmektedir. yine kulenin duvarlarında atatürk'ün müdafaa-i hukuk hakkında söylediği sözler yer almaktadır:

    "ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919)

    "ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır." (1923)

    "tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." (1919)

    "türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: kurtuluş." (1927)

    7-zafer kulesi: aslanlı yol tarafındaki sağ köşesinde yer alan zafer kulesi atatürk ve türk ordusunun kazandığı zaferlere ithafen yapılmıştır. içinde ise atatürk'ün naaşını 19 kasım 1938'de dolmabahçe sarayı'ndan alarak sarayburnu'ndaki donanmaya teslim eden top ve arabası sergilenir. yine duvarlarında ise atatürk'ün kazandığı bazı askerî zaferlerle ilgili şu sözleri yazılıdır:

    "zaferlerin payidar neticeler vermesi ancak irfan ordusu ile kaimdir." (1923)

    "bu vatan evlât ve ahfadımız için cennet yapılmaya layık, elyak bir vatandır." (1923)

    "hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. o satıh bütün vatandır. vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." (1921)

    8-barış kulesi: atatürk'ün "yurtta barış, dünyada barış" sözüne itafen yapılmış olan bu kule zafer kulesinin tam karşısındadır. duvarın iç kısmında dünyanın bile bildiği bu sözü tasvir eden şu kabartma kompozisyonu yer almaktadır; çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını ileri doğru uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan türk ordusunu sembolizme ederken, şekildeki insanlar ise türk ordusunun sağladığı bu huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler.duvarlarında ise atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yazılıdır:

    "yurtta sulh cihanda sulh"

    "dünya vatandaşları haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir." (1935)

    "hayatı millet tehlikeye maruz kalmadıkça harp bir cinayettir." (1923)

    9-23 nisan kulesi: bayrak direğinin sağında bulunan bu kulenin iç duvarında adından da anlaşılacağına üzere 23 nisan 1920'de türkiye büyük millet meclisi'nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 nisan 1920 yazılıdır. kadının diğer elinde millet meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. ayrıca meclisimizin doğumunu anlatmak için kadın figürü kullanılmıştır. kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili atatürk'ün özlü sözleri yer almaktadır:

    "bir tek karar vardı: o da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir türk devleti kurmak." (1919)

    "türkiye devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak türkiye büyük millet meclisi'dir."

    "bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır."

    10-misak-ı millî kulesi: bayrak direğinin sol kısmında bulunan kuledir. içinde bulunan kabartmada bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört el bulunmaktadır ve milletimizin misak-ı milli etrafında tek bir vücut olarak kenetlenmemizi ve türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir.kulenin duvarlarında atatürk'ün milli misak ile ilgili şu sözleri yazılıdır:

    "kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir." (1923)

    "ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz." (1921)

    "ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır." (1923)

    11-inkılâp kulesi: yapılan inkılaplara ithafen kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşaleyi görmekteyiz bu tasvir çökmekte olan osmanlı imparatorluğu'nu simgelerken güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer diğer meşale ise, yeni türkiye cumhuriyeti ve atatürk'ün türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı inkılâpları simgelemektedir.kule duvarlarında atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:

    "bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur."

    "biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."

    12-cumhuriyet kulesi: görselde de görebileceğiniz üzere inkılap kulesinin tam karşısındaki kuledir kendisi.kulenin yan duvarının dış kısmında bir kuş sarayı yer alır. duvarlarının iç kısmında ise atatürk'ün cumhuriyet ile ilgili şu sözü yazılıdır:

    "en büyük kuvvetimiz, en şayanı emniyet mesnedimiz, hakimiyeti milliyetimizi idrak etmiş ve onu bilfiil halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi fiilen ispat eylemiş olduğumuzdur."

    13-tören alanı:aslanlı yol ile bayrak direği arasında yer alan geniş bölgedir kendisi. 15.000 kişi kapasiteli tören alanı, 129 * 84,25 m ölçülerinde dikdörtgen şeklindedir ve zemini 373 adet ayrı dikdörtgene gene bölünmüş şekilde kültürmüzü temsil eden türk halı ve kilim motifleri oluşturacak şekilde döşenmiştir.

    14-sakarya meydan muharebesi konulu kabartma: mozoleye çıkarken sağda tarafta bulunan kabartmalardır. oluşturulan tasvirin sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadır. bu figürler, savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt savunması için yollara düşmüştür. sağdaki delikanlı arkaya dönmüş, sol elini kaldırıp yumruğunu sıkarak düşmanlara; "bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız" demektedir.
    bu grubun önünde, muharebe öncesini temsil eden çamura batmış bir kağnı, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir erkek ve diz çökmüş vaziyette ona, kınından sıyrılmış bir kılıç sunan bir kadın vardır. bu grubun solunda yer alan yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk figürü, istila altında olan ve türk ordusunu bekleyen halkı simgeler. halkın yukarısında, uçar vaziyette ve atatürk'e çelenk sunarak tasvir edilen bir zafer meleği figürü yine kut anlayışını temsil eder. en solda ise vatan ana"yı temsil eden yere oturur hâldeki kadın, muharebeyi kazanan türk ordusunu temsil eden diz çökmüş hâldeki genç erkek ve yine türk mitolojisinde bulunan meşe figürü zaferi türkiye cumhuriyetinin sonsuzluğunu simgelemektedir.

    15- başkomutanlık meydan muharebesi : mozoleye çıkan merdivenlerin sol tarafından bulunan kabartmalardır. kabarmanın solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini bütünlüğü, birliği temsil etmektedir. sonraki bölümde; atatürk bir elini ileri uzatmıştır ve "ordular ilk hedefiniz akdeniz'dir, ileri!" diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir. öndeki melek, ata'nın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir ki yine kut anlayışını burada görmekteyiz. bundan sonraki bölümde, emri yerine getiren türk ordusunun zorluklar karşısındaki fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden bu bölümde vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde ellerinde kalkan ve kılıçlı bir asker türk ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir. önlerinde ise elindeki türk bayrağı ile türk ordusunu çağıran bir zafer meleği vardır ki buda türk ulusunun kutsanmışlığını dile getirmektedir.

    16-mozole ve mezar odası: anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "hitabet kürsüsü" yer almaktadır. mermer olan bu kürsüde dairesel geometrik motiflerle süslü olup, tam ortasında atatürk'ün "hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözü yazılıdır. buradan yukarı doru çıktığınızda girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, atatürk'ün sembolik lahdi bulunmaktadır. lahit taşı tek parça kırmızı mermer yapılmış olup tam tamına 40 ton ağırlığındadır ve tam altında mezar odası bulunmaktadır. işte atamızın aziz naaşı bu mezar odasının ortasında gömülüdür ve mermer sandukanın çevresinde içlerinde bulunan bütün illerden ve kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır. bu topraklara daha sonradan azerbaycan, selanikteki doğduğu ev, güney koredeki tür şehitliğinden ve de süleyman şah türbesinden alınan topraklarda eklenmiştir. mezar odası tam anlamıyla selçuklu mimarisine göre yapılmış olup tam bir sekizgen şeklindedir ve tavanda yine piramidal bir külah şeklindedir, ayrıca mezar odası birçok türk ve geometrik motifle süslenmiştir.

    kendisini saygı ve özlemle anıyoruz saygılarımla....

    kaynak ve ileri okumalar için:123456

    bonus:(bkz: taksim cumhuriyet aniti/@zagalar)(bkz: zafer anıtı/@zagalar)

  • 2006 senesinde gerçekleşmiştir. anne televizyon karşısında zap yapmaktadır. aniden duraklar.

    a: enchanter, gel çabuk (ekranda sibel can)
    e: ne oldu? (ekrandaki sibel can leopr desenli elbisesinin içinde göbek atıyor. göbeği bağımsız hareket ediyor gibi)
    a: ekrana bak bakayım.
    e: ee?
    a: şimdi ben şu kadar yaşındayım, iki çocuk annesiyim, safra kesesi ameliyatı oldum, falan filan. son 30 yıldır aynı kilodayım.
    e: ee anne?
    a: söyle bakalım, hangimize daha çok benziyorsun?
    e: ?!?!?!
    a: boğazını tut biraz evladım. çok gençsin daha. aa...

    diyete girip 10 kilo verdim sonra evet. zalımsın hayat.

    debe editi: aiyy ilk defa debeye giriyorum. ne mesaj vereceğimi şaşırdım. hayat bayram olsun, dünya barışı, bir de mantı diliyorum. bol soslu.

  • "potemkin zırhlısı'nda, ünlü "branda bezi kurşuna dizilecek hükümlüleri ayırır" sahnesi, şaşırtıcı bir anlatım gücü taşır. yönetmen bu oluntuda, "hükümlülerin gözlerini bağlayan devasa bir çatkı imgesini, yani canlı varlıklar üzerine serilen muazzam bir kefen imgesini" görüyordu. oysa ki, gemilerde, ölüme hüküm giymiş kimseler hiçbir zaman böyle büyük bir bezle örtülmemişlerdi;örtü, yalnız güverteyi kan lekelerinden korumak için kullanılmaktaydı. filmin askeri danışmanı, bilgisizliğini açığa vurarak ele güne kendini gülünç göstermemesi için aynsenştayn'a yakarır; çünkü bu, gemideki yaşamı körcesine çarpıtmak demekti; ne var ki yönetmen bile bile bu gerçeğe boş verdi; ama, bununla yaşamı hiç de bozup değiştirmiş olmadı; sonunda bu küçük olay böylece bir yoğunluk kazanarak, derin, simgesel bir anlama ulaştı. diderot, sanatta hakikate-uygunluğun gerekçesini açıklarken şöyle yazar: "övgüye değer her kompozisyon, her şeyde ve her yerde doğa ile uyuşma içindedir; şöyle diyebilmeliyim: böyle bir olay hiç görmedim, ama varmış demek" diderot'nun bu düşüncesi her zaman için geçerlidir. aynsenştayn'ın filmindeki branda örtülü sahne, seyircilerde hiçbir kuşku uyandırmadı; çünkü, olayın derin hakikatine inanmışlardı."
    http://www.halksahnesi.org/…iss_sanatta_hakikat.htm

    ancak usta'nın örtünün altında kendisinin de bulunduğunu yazmakta olan er'in davranışından kendi kuramı açısından çıkardığı sonuç biraz fazla iyimser geliyor bana. "film, görgü tanığını bile güçlü bir empati ile etkileyip onun anılarındaki gerçek olayı değiştirebilmektedir." demek yerine, sözkonusu askerin basit bir şarlatan olduğunu düşünmek daha mantıklı görünüyor nedense. ama bu yine de sıradan izleyici gözünde sahnenin yumruk etkisini değiştirmez elbette.

  • "milyarder olduğunu sandığı sevgilisi ile ayrılması" diye düzeltilmesi gereken haber(?) tanımlaması.
    şeyma'nın şu aşağıdaki başlığı açan arkadaşa teşekkür etmesi lazım;
    (bkz: şeyma subaşı'nın sevgilisinin milyarder olmaması)

    ayrıca şu belli oldu ki şeyma'dan kurtuluş yok, birileri illa gündemimize sokacak bu kadını.
    bu arada acun da ne kadar sevinmiştir nafakadan yırtacağım diye. gerçi böyle olmasına da sevindim, şeyma'yı hayatımıza soktuğu için o nafakayı son nefesine kadar ödemek de onun cezası olmalı.

  • siz meyve sularının o reklamlarda gösterdikleri tazecik, pırıl pırıl parlayan meyvelerden üretildiğini mi düşünüyorsunuz? *

  • benim yüzümden gelen zamdır arkadaşlar, özür diliyorum hepinizden.

    üç sene evvel tüplü araba aldığımda lpg 3 liraları gördüydü. arabayı sattım lpg 2 oldu.

    ondan sonra dizel bir araba aldım, mazot fiyatları uçtu, 4.80 liraları gördü, sattım 3.30'lara kadar düştü.

    şimdi iki hafta evvel motor aldım, 4.20'leri görmüş olan benzin 5'e doğru emin adımlarla ilerliyor.

    kısacası benim yüzümden hepiniz silkiliyorsunuz arkadaşlar. kusuruma bakmayın n'olur.

    hayır desem ki akbile döneyim tekrar, ona da zam gelir diye korkuyorum. hükümet ben yürüyeyim, kilo vereyim istiyor galiba. ne kadar da düşünceliler, sağolsunlar.

  • uyandırdığı nefret duygularının artması üzerine açıklama ve çağrı yapma gereği hissettim.
    yaz boyunca istanbul - gümüşyaka civarında scolari'yi görürseniz saldırmayın, o adam scolari değil, tıpatıp aynısı olan benim babamdır. kendisine mahalle maçlarında scolari deriz. artık demeyeceğiz zira teknik taktik bilgisi bu dingilden on kat iyidir.
    teşekkürler.

  • --- spoiler ---

    - çengin (ceyn de diyor olabilir)
    - efendim tatlığam
    - geçen konuştuğumuz şeyi yapalığm mıa?
    - hangısi ?
    - hıni şu arkımızdan kaç kişi baktırıyoruz olayı vardığ

    --- spoiler ---

    ulan yeminle kadınlardan soğuttunuz beni. katıksız moronlar sizi.