ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ambulansa yol vermeyen sürücünün yakalanması
-
819 tl çok olmuş. “bir daha olmasın” deyip parmak sallamak yeterdi.
sevgilisiyle aynı gün ikea ve mango'ya giden erkek
-
ikea ile başlaması gerekmektedir.
keza mango'da her an mızıkçılık yapıp kendinizi dışarı atma şansınız vardır.
ancak ikea'da kapıyı bulup dışarı çıkabilmeniz için gereken yürüme süresi, minimum iki saattir.
(bkz: zayıflama merkezi olarak ikea)
great filter
-
1998 yılında robin hanson tarafından ortaya atılmış bir hipotez. evrende bizden başka akıllı canlıların varlığına dair kanıt yok ve hala böyle bir kanıt bulamadık. o zaman evren -dünya hariç- ölü durumda. hem zaten dünyamızı daha önce akıllı varlıklar ziyaret etmiş olsa bunu bilirdik. bizden başka bir canlının olduğuna dair kanıt olmadığına göre bir yıldızın oluşumuyla başlayan ve güneş sistemi dışındaki başka sistemlerin kolonizasyonuyla neticelenmesi beklenen "hayat döngüsünün" evrim akışı içinde bir yerlerde büyük bir filtresi veya engeli var ki bizim bu son adıma ulaşmamız mümkün olmuyor.
hanson'ın listesi şöyle:
* yaşanabilir yıldız sistemi
* üretken moleküller (rna)
* tek hücreli yaşam
* kompleks tek hücreli yaşam
* üreme
* çok hücreli yaşam
* alet kullanabilen büyük beyin sahibi hayvanlar
* şu an bulunduğumuz nokta
* dış uzayın kolonizasyonu
hanson'ın hipotezine göre hala uzay kolonizasyonu gerçekleşmediğine göre bu listedeki adımlardan en az bir tanesi mümkün değil ya da bi yerlerde bi eksiklik bi yanlışlık oldu, işler ters gitti o yüzden böyle dımdızlak kaldık.
sedat peker'in gerçek yeğeni
-
(bkz: woody woodpecker)
suratsız olmaları kanıksanmış meslek mensupları
-
öğrenci işleri memuru.
rabbimiz sizi biraz korku ve açlıkla sınar
-
fransız devrimi, rönesans ve aydınlanma dönemlerine az kaldığını bize gösteren demeçtir. teşekkürler erdoğan. bu ülke sana çok şey borçlu(!) türkiye tarihinin ortaçağı da böylece tarih sahnesinden kapanmış oluyor. sırada pozitivizm ile birlikte din ve bilimin ayrılması var.
edit: bakalım altın vuruşu yapacak türk descartes'ımız ne zaman çıkacak*
hetty green
-
çok zengin olmasına rağmen emlak vergisi vermemek adına evde kalmayıp ucuz ve varoş hotellerde yaşamını sürdürmüş, her gün aynı siyah elbiseyi giymiş insan. bu kadın o kadar cimriymiş ki dediklerine göre elbisesinin yalnızca alt kısmını, yani yerle temas ederek kirlenen kısmını arada bir temizlermiş. sebebi de sabuna para vermek istememesiymiş.
ned adındaki oğlu dizini sakatlayınca para vermemek için tedavisi yaptrmamış, daha sonra doktorlar kangren olması yüzünden çocuğun bacağını kesmek zorunda kalmışlar.
hetty green 81 yaşındayken marketteki bir satıcı ile 1 şişe sütün fiyatı için tartışmaya girişmiş. kadın o kadar sinirlenmiş ki kalbi buna dayanamamış ve kalp krizi geçirip orada ölüvermiş.
sonra ne mi olmuş? ned giden bacağının intikamını alırcasına miras kalan tüm parayı partilerde, tatillerde ve pahalı mücevheratlarda harcamış.
üvey baba
-
bir nesli telef etmiş dizidir. küçücük çocuklara izlettiler bu diziyi.
arada lamia'nın dayak yemesini kabul edilebilir görüyordum, tam dayaklık hareketleri vardı cidden, gel beni döv diye bağırıyordu. 7 yaşımdan sonra kimseyi dövmüşlüğüm, kimseden de dayak yemişliğim yoktur, ama lamia şu gün karşıma çıksa o aptalca hareketleri benim karşımda yapsa bi düşünürüm, yine dövmem ama bi düşünürüm yani. o kadar pisliğin, dayağın içinde hala pollyana gibi geziyorsun. adam senin ağzını burnunu dağıtıyor, 2 dk sonra rakının yanında kavun kesmemi ister misiniz babacım diye geliyorsun adama, halil güneşli seni dövmesin de kimi dövsün lan ? biricik kızı semiha'yı mı dövsün, gerçi semiha'yı da az dövmedi, 3 kere lamia'ya vursa değişiklik olsun diye 2 tokat da semiha'ya çıkarırdı.
biz yine şanslıymışız, bu diziden pek bi hasar almadan kurtarmışız kendimizi, bakın araştırın bugün 20 li yaşlarda olup da gazetelerin 3. sayfa haberlerini süsleyen gençlerin yüzde 56'sı çocukluğunda üvey baba izlemiştir.
(bkz: küsuratlı sayı vereyim de salladığım anlaşılmasın)
edit: pollyana değil pollyanna olacakmış.
ay'da beton atınca kaç günde kurur
-
kendimize göre bazı projelerimiz olduğundan, cevabını merak ettiğim soru. mantıken hemen kurur diyorum ama, bir astronot arkadaş kafamı karıştırdı. "sekiz on senede anca kurur, hiç girme bu işlere..." diyor. ya bir şey biliyor da söylüyor ya da hasedinden önümü kesmek istiyor. sanki biz bu işin fizibilitesine bakmıycaz, sanki bizim nasacı olsun, yapı denetimci olsun, hiç ahbabımız yok...
arda turan
-
''milli takım için doksan küsur maç oynadım, beş tane kötü oynadığım maçı söyleyene tüm servetimi veririm.''
beyler üç tanesi bu turnuvada oynadıkları. iki tanesine de siz yardım edin, zengin oluyorum amk.
edit: maçları buldum:
(bkz: 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçı)
(bkz: 15 ekim 2013 türkiye hollanda maçı)
(bkz: 12 haziran 2016 türkiye hırvatistan maçı)
(bkz: 17 haziran 2016 ispanya türkiye maçı)
(bkz: 21 haziran 2016 türkiye çek cumhuriyeti maçı)
son çek cumhuriyeti maçını kazandık diye çamura yatarsa da bir tane bonus ekliyorum:
(bkz: 9 eylül 2014 izlanda türkiye maçı)
evet arda, hesap bilgileri için özelden ulaş lütfen.