ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kocişim katil almış kesene bereket evimin direyi
-
kettle'a bile bu kadar mutlu olan zavallı bir kadına amma iğrenç tepkiler gelmiş.
bela okuyan olmuş, kocan ölsün diyen olmuş.
dahi anlamındaki de'yi ayıramayan moronlar vurmuş da vurmuş.
kötüsünüz lan. geberin.
girdiği iddia sonucu felç geçiren çocuk
-
bazı aşağılık şahsiyetler doğal seleksiyon yazıyor hala. umarım sizin çocuklarınız ileride "doğal seleksiyona" uğramazlar. keza onlar çocuk. adı üstünde.
askerde çay içilen demir bardak
-
(bkz: full metal tea)
abdülhamid osmanoğlu
-
twitter'den bir alıntı:
"@osmanoglu79 : musul ve kerkük dedem abdülhamid hanın şahsi tapulu malıdır...
? @celal_ :abdulhamidten kalan tek mal sensin gibi duruyor.. "
başıma bir iş gelmeyecekse atatürk'ü sevmiyorum
-
bunu savunan nedense şunları savunmadı:
- başıma bir şey gelmeyecekse islam dışına bir dinin din görevlisi olmak istiyorum...
(bkz: trabzon santa maria kilisesi papazinin oldurulmesi)
- başıma bir şey gelmeyecekse islam dışında bir dinin sempazitanı olmak istiyorum...
(bkz: 18 nisan 2007 malatya yayinevi baskini)
- başıma bir şey gelmeyecekse ramazan ayında gündüz yemek yemek istiyorum...
(bkz: oruc tutmayan genclere dayak)
- başıma bir şey gelmeyecekse saçımı uzatıp küpe takmak istiyorum...
(bkz: universite hocasina uzun sac ve kupe dayagi)
- başıma bir şey gelmeyecekse kısa etek giymek istiyorum...
(bkz: kisa etekli ogrencilere kezzap atilmasi)
- başıma bir şey gelmeyecekse kürek takımına girmek istiyorum...
(bkz: tayt giyen milli kurekciyi dovmek)
- başıma bir şey gelmeyecekse sokakta sevgilime sarılmak istiyorum...
(bkz: sarilarak sohbet eden gencleri uyarma timi)
- başıma bir şey gelmeyecekse laik bir hukukçu olmak istiyorum...
(bkz: 17 mayis 2006 danistay'a yapilan saldiri)
- başıma bir şey gelmeyecekse cumhuriyet gazetesinde yazmak istiyorum...
(bkz: cumhuriyet gazetesine el bombasi atilmasi)
- başıma bir şey gelmeyecekse tayyip erdoğan'ın karikatürünü çizmek istiyorum...
(bkz: tayyip erdogan'in penguen'e tazminat davasi acmasi)
- başıma bir şey gelmeyecekse tayyip erdoğan'ı eleştirmek istiyorum...
(bkz: akp'lilerin basbakani elestiren vatandasi dovmesi)
objektif olma adına aradım ancak atatürk'ü sevmediği için dayak yiyen ya da öldürülen birileriyle ilgili bir bkz bulamadım...
çarşı'nın gezi'de alkol satışını yasaklaması
-
milletin kafası güzelken oraya bir baskın olsa direnecek kimsenin kalmayacağını, cemaatçi tayfaya malzeme çıkacağını, direnişin isminin lekeleneceğini düşünemeyen insanların aksine bunun ihtimalini düşünerek böyle bir şey yapmıştır çarşı. adamlar her yerde tek başına mı savunma yapacak amk. az biraz mantık başka bir şey değil.
uçak kalkarken hissedilen şey
-
g force'tur. vücudunuzun ağırlığının katını hissetmeniz olayıdır.
normalde dünyanın kütlesi nedeni ile şu an üstünüze 1.0g kuvvet uygulanmakta. uçak kalkarken, öylesine süratli bir şekilde bir manevra yapmaya başlıyorsunuz ve bunun da bir etkiye-tepkisi doğacaktır. bu da 1.1 - 1.2 gibi bir rakam diyebiliriz.
bunun dışında iç kulaktaki sinir uçları diyelim, daha uçak hızlanmaya başladığında bile, tırmanış hissini algılayabilir.
bunun yanısıra, ilk kalkış yani rotation'dan sonra bu hissiyatı birkaç kez daha yaşarsınız. bunun da sebebi "climb segments" yani tırmanma aşamalarından dolayıdır. şöyle ki;
http://www.aero-mechanic.com/…ads/2011/03/10-36.gif
burada görüleceği üzere 400ft e acceleration demiş ama, bindiğimiz yolcu uçaklarında 1500ft i kabul edebilirsiniz. buraya kadar dik, eldeki gücün tamamının irtifaya verilmeye çalışıldığı bir tırmanış yapılır. daha sonra 1500ft lerde burun biraz ezilerek artık gücün bir kısmı sürate vermeye başlanır. çok dikkatli dinlerseniz motorun sesinde de azalmayı duyabilirsiniz. bu da kalkış takatinden tırmanış takatine gazı düşürme işlemi diyebiliriz.
tabi bu hızlanma amaçlı burun ezme sonrasında, istenilen sürate erişince tekrar bir tırmanış başlayacak.
tüm bu manevralar esnasında da uçak burun çektikçe kafanızdan birşey bastırıyor gibi; burun ezdikçe de alttan havaya iktiriyor gibi bir hissiyat olacak.
işte uçak kalkarken hissedilen şey veya şeyler böyledir.
sabah uyanıldığında çayın demlenmiş olması
-
eğer yalnızsanız, altınıza sıçırtır.
patiswiss'in ödediği vergi
-
firmanın 3 senede toplam ödediği vergi, maaşlı bir çalışanın 1 senelik ödediği verginin büyük ihtimal yarısı..
öğrenmek ve anlamak için soruyorum. patiswiss veya farklı firmalar nasıl oluyor da dünyanın parasını kazanırken iş vergiye gelince sokaktaki simitçiden, asgari ücretli herhangi birinden bile daha az vergi ödüyorlar?
ne yapıyorlar? evlerine aldıkları çorabı bile şirket yatırımı olarak mı gösteriyorlar? ya da ev, araba, arsa alıp bunları şirket gideri gibi mi gösteriyorlar?
sayın şimşek ,
esnafların iban'a istedikleri paraları takip etmeye gelene kadar öncesinde böyle kurumların vergi matrah doğrulamasını yapmak daha kritik değil midir?
markette yere düşen cüzdanın üzerine yatan kadın
-
soğukkanlılığı dehşete düşürmüştür.
sebebi de şu.
belli ki kadın normal birisi, hırsızlık amacıyla orada değil.
ama cüzdanı gördükten sonra insan en ufak mı bir heyecan yapmaz, falso vermez.
ben görsem zaten kadının peşinden koşarım da diyelim ki şeytana uydum, üstüne yatmaya karar verdim.
yemin ederim elim ayağım birbirine dolaşırdı.
kamera var mı ya da gören oldu mu diye sağı solu kesmekten kendimi ele verirdim.
kadınsa sanki 40 yıllık cüzdanı gibi hayatına devam etti.
cüzdanın asıl sahibi gelse alan kadını haklı bulurdu o derece rahat.
işte sade vatandaşın bu soğukkanlı kötülük potansiyeli esas bu ülkenin kanseridir.
garsona siz diye hitap etmek
-
insanlar tanımadıkları insanlara siz diye hitap eder. bence senin de arkadaşlarına siz deme zamanın gelmiş.
edit: yazar arkadaşla tanıştık merak etmeyin