hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: hani nickimden anlamadıysanız doktor olduğumu)

    edit: sık sık favlanıyor bu entry. nicki drxxyyy gibi bir formatta olan bir arkadaşın hastalarından duyduğu kendince komik anılarını anlattığı bir entry vardı, bu entry silindiği için benim entrym anlamsız görünüyor ama sözlük ahalisi yine de çakmış olayı *. hekimlere diğer insanlardan çok daha büyük saygı duyarım. ancak hekim olmayan insanların, vücut sistemlerine, anatomiye, hastalıklara entelektüel bir ilgi duyması nedense bazı hekimlerde son derece gereksiz bir alerji yaratabiliyor. vücudumda bir anormallik hissettiğimde doktora gidip yaşadıklarımı detaylı şekilde açıklıyor, olası hastalıkları hekim gözüyle değerlendirmesini istiyorum. pek çok doktor kendisine yardımcı olan bu bilgilere ilgi gösterirken bazıları sığ bir bakışla "googlecı bu" tavrı takınıyor. burada eleştirdiğim şey de bu.

  • topluca değerlendirmek istediğim bilgi kirliliğidir. madde madde ele alalım;

    - dip çekimi şarttır, balık dışkıları nitrat yapar amonyak yapar.
    cevab; nah yapar. balıklar protein sentezi sonucu oluşan amonyağı böbrek yoluyla ve solungaçlarından atar. %5 kadarı dışkıda bulunur, bu da tamamen göz ardı edilebilecek bir orandır. sen üreyi sıçarken mi atıyorsun birader demek lazım bok nitrat yapar diyene. ayrıca; aşırı yemleme yapmıyorsak, yani dipte saatlerce yenmemiş yemler kalmıyorsa ve sistemimiz kumlu ise, dip çekimi yapmazsak sistemimiz çok daha sağlıklı çalışır. bunun sebebi dışkının ve bitki çürüklerinin nitrifikasyon bakterileri için mükemmel bir organik gıda olması, ayrıca yüzey alanları itibariyle ev olmasıdır. nitrat mitrat yapan dip kirliliği aşırı yemleme sonucu uzun süre dipte kalıp çürüyen yemlerdir. ayrıca balıklara da haddinden fazla yem verirseniz o da nitratı artırır sindirim sonucu solungaçtan atılan amonyak ile. son not da şu olsun; kalitesiz yemdeki, balıklara uygun olmayan aminoasitler de protein sentezinde tam randımanlı işe yaramayarak daha fazla amonyak halinde atılır. yani yemlemeyi düzgün yaparsanız (yapmıyorsanız da akvaryum ile işiniz ne lan) dip çekimi değil, üstten gereğince su değişimi esastır.

    - kum yerine çakıl kullanalım daha güzel görüküyor, hem de şu renkli boyalı çakıllar nefis olüyuor.
    cevab; taban malzemesinde ne kadar ince materyal kullanırsanız o kadar iyi. tabi bunun da bir sınırı var. pudra şekeri kıvamındaki toz gibi kum bitki köklerinin su ile alışverişini engeller, bitkileri boğar. bitki olmayan tanganika falan gibi sert su balıklarının akvaryumunda aşırı ince kum kullanılabilir tabi, hatta daha iyi olur bu kum kazıcı balıklar için. bitkili, standart bir akvaryumda 0,5 mm silis kumu mükemmel sonuç verecektir hem nitrifikasyon bakterilerine, hem denitrifikasyon bakterilerine hem de bitkilere. oksijensiz ortam oluşması sonucu anaerob bakteriler de nitrifikasyon sonucu oluşan nitratı sentezleyecek, azot gazı halinde sistemden atacaktır. buradaki kritik nokta, dipte oksijensiz ortam oluştuğunda hidrojen sülfür gibi zehirli bileşikler de çıkabilecektir (balık için zehirli, sizin için değil), bunu engellemenin iki yöntemi var, birisi kumu mümkün olduğunca karıştırmamak, kurcalayıp oksijensiz yerlerin oksijen almasına sebep olmamak (özellikle bol bol yeni bitki dikerken yavaş hareket etmek, bitki sökerken aşırı köklenmişse, bitkiyi hafifçe vida gibi oynatarak kaldırmak ve tüm kökleri çıkartmadan, bitkinin kıçında 2 cm kök kalacak şekilde makasla kesip kökleri dipte bırakmak önemlidir). ikincisi ise kendi kendiliğine gelişen bir süreç; minare salyangozları bir şekilde akvaryumunuzda üreyecektir, bunlar dipteki yem artıklarını da yerler sistem bakterilerini şoklamayacak kadar yavaş olarak oksijensiz bölgelerde sirkülasyon sağlarlar ve zehirli atıkların oluşmasını engellerler. aşırı yemleme yapmadığınız sürece de kolay kolay aşırı üremezler.

    - yavru discus kumlu-bitkili akvaryumda yanık kalır, hastalanıp ölür. kumlu akvaryumda gereğince su değişimi yapılamaz (discusçular günde %50 civarı su değiştirirler), nitrat patlar balık hastalanır, yanık kalır, büyümez, şekli bozulur vs.
    cevab; discusun doğası asidik su, ince kum, bol organik tortu, çok hafif akıntı ve loş ağaç kökleri içerir. eğer sisteminizi sıkça yapılan yanlışlar ve ezberlenmiş yanlış genel kanılar ile kurarsanız, bu önyargılara bir taş da siz eklemiş olursunuz. nispeten ince kum kullanmış, takribi 3-5 ay başka balıklarla çalışarak bakteri kolonisi güçlenmiş(discuslar eklenmeden 3-5 gün önce diğer balıkları çıkartmak akıllıca olacaktır hastalıklar açısından, ama bu süreyi abartmayın, atık bulamayan bakterileriniz de azalabilir, sıkıntı olabilir, uzun süre bekleyecek ise akvaryum, her gün çok çok az yem atın balık varmış gibi, idare eder), dipte organik atık tortuları oluşmuş sağlıklı yürüyen bir akvaryuma haddini aşmayacak şekilde discus koyarsanız (burada sayı vermek zor, her sistem kendi sınırını yaratır, iyi gözlemlenmeli), dana yüreği gibi ticari kaygılarla keşfedilmiş, ortalama ömrü 15 sene olan discusunuzu 3-4 senede onlarca kere yumurtlayıp sonra karaciğer yağlanmasından ölecek obez 20 cm lik şişkolar haline getirecek yemleri kullanmazsanız, börtü böcek, meyve falan ile desteklenmiş bir new life spectrum diyeti (artemia yemeyi bıraktıktan sonra nls grow formula ilk 4 ay, sonra nls thera +a 6 ay, sonra nls discus formula ile. başka yeme para harcamamanızı öneririm. piyasadaki en muhteşem yem firmasıdır nls) ile tosuncuklarınızı uzun yıllar besleyebilirsiniz. yeter ki ezber akvaryumcu ve üretici bilgilerine aldanmayıp bol araştırın, gözlemleyin, doğayı kavramaya çalışın. su değişimleri de discuslarınız yavru iken sisteminizi çökertmeyecek, sistem bakterilerini ve balıklarınızı ph şokuna sokmayacak en yüksek oranda yapıp(çok kabaca atıyorum, 3 günde bir %25) 1. yaşlarından sonra da kafanıza göre yapabilirsiniz (nitrat durumunu öngörerek, zaten öğrenmiş olursunuz bir şekilde, test kiti falan filan). kısaca; olmaz dememek lazım, balıkları almadan önce işin özünü kavramak lazım.

    - balıkları sevemeyiz.
    cevab; kim demiş!
    http://a1107.hizliresim.com/11/7/22/3532.jpg
    http://b1107.hizliresim.com/11/7/22/3563.jpg

    son olarak en büyük akvaryumumun dandik telefonla çekilmiş son halinin resimleri ve diğer bir resmi paylaşmak istiyorum; balıklar şu an 15 aylık, 2 aylıkken yerli üreticiden alınıp, yukarıda bahsettiğim dinamiklerle bu hale geldiler. beni de hiç yormadılar. 3 aydır su değiştirmiyorum, takır tukur yumurtluyorlar, üretmeye üşendiğim için de yumurtaları çıkarttırmıyorum :) ne değiştirecem lan her gün 200 litre su. hem böyle bitkili kumlu daha güzel, hem onlar mutlu hem ben. utanmasam koynuma alıp sevicem ama dışarıda ölüyorlar :/

    3 ay önceki hali, çiftim yumurtaların başında;
    http://a1107.hizliresim.com/11/7/22/3623.jpg

    demin çektim;
    http://a1107.hizliresim.com/11/7/22/3603.jpg
    http://b1107.hizliresim.com/11/7/22/3608.jpg

    yanlış ezbere hayır ve sağlıklı balıklar...

    not: resimler ilk tıklanınca bende internal server error veriyor. yenileyince çıkıyor.

  • sürekli filmin uzunluğuna vurgu yapıp, vay be, o kadar da sıkıcı değilmiş, diyen sinemaseverler sanırım hep kısa metraj izliyorlardı.

    birçok sinefilin yere göğe koyamadığı the godfather 175, devam filmi 200, once upon a time in america'nın director's cut versiyonu ise 229 dakikadır. daha tonla örnek verebilirim!

    demek ki neymiş, uzun filmler de çekiliyormuş! artık papağan gibi aynı şeyi tekrarlamayın da filmi okuyun, iki orijinal bir şey söyleyin!

    edit: imla

  • bbc human instinct belgeselinde penguen-taş örneğiyle açıklanan olgu. penguenlerde erkekler kuluçkaya yatıyor. bu erkekler önceden karaya çıkıp taş topluyor. kimin ne kadar taşı olursa yuva o kadar yüksek, dolayısıyla da yumurtadaki yavrunun soğuktan zarar görme ihtimali o kadar düşük oluyor. sonradan karaya çıkan dişi penguenlerde de çiftleşilecek erkeği seçerken yuvası büyük yani taşı çok olanı seçme eğilimi oluyor... taş = para.

    bir de meşhur bir video vardı, milletin topladığı taşları çalan hırsız penguen :) tanıdık geldi, değil mi? :)

  • koskoca digiturk. türkiye'nin en büyük dijital platformu. cep telefonumuzdan bile faturalarımızı ödeyebildiğimiz, uçak bileti alabildiğimiz, telefon tarifelerimizi değiştirebildiğimiz, yemek söyleyebildiğimiz dönemde üyelik iptalini sadece faks yoluyla kabul ediyor. sebep?

  • burhan altıntop gibi yerli dizi tarihinin en başarılı karakterlerinden birine sahip olmakla birlikte dizinin bir çok sahnesi yabancı dizilerden ufak değişikliklerle alınmış örneğin
    friends'ten:
    ziyarete gelecek sivilceli eski arkadaşın dönüşüm geçirmiş olması (bkz: tan sağtürk)
    ziyarete gelecek şişman eski arkadaşın dönüşüm geçirmiş olması (bkz: brad pitt)
    burhan'ın masaj salonunu yanlış anlaması, phoebe'nin kardeşinin masaj salonunu yanlış anlaması.
    gaffur ve burhan'ın ingilizce, burhan'ın fransızca konuşmaları, joe'nin fransızca konuşması.
    aslı'nın burhan'ı yanlışlıkla banyoda görmesi friends'te yanlışlıkla banyoda görme sahnesi. cem'in hipnozla sigarayı bırakırken yanlış hipnoz olması, chandler'ın hipnozla sigarayı bırakırken yanlış hipnoz olması.
    joe'nin açık artırmadan yanlışlıkla tekne alması. burhan'ın açık artırmadan yanlışlıkla vazo alması.

    seinfeld'dan en aklımda kalan: el mankeni george costanza, el mankeni burhan altıntop.

    bunlar aklıma gelenler tabi izlemediğim bir çok yabancı komedi dizisi var.

    hatırlatma üzerine edit: aslı cem'de kaldığında üzerinde gecelikle cem'in ailesine yakalanması, rachel joshua'da kaldığında gecelikle joshua'nın ailesine yakalanması.
    aslı cem'i eve davet edince cem'in yanlış anlayıp soyunup beklemesi, monica ve joe ilk tanıştığında monica'nın eve davet etmesi, joe'nin yanlış anlayıp soyunup beklemesi.

  • kur'an'da 42 yerde allah,elçisi ve diniyle alay etmek geçer.hüküm şu:oradan uzaklaş, orada oturma (6/en'am 68). nasıl öldürürsünüz?

  • dün geceki maçtan sonra mikrofonlara: "boateng sol ayağımla vuracağımı düşündüğü için o tarafı kapattı, ben de diğer tarafa doğru gittim." demiş, büyük ayıp etmiştir.

    bizde ölenin arkasından konuşulmaz.

  • bir araç sürücüsü sağ şeritte iken sağını kontrol etmek zorunda değildir. bu nedenle nere boşsa oradan gitmeye çalışan motorcu bariz suçludur. taksici müşterisini sol şeritte mi indirsin kask kafalı?