hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---
    açık açık söylediler dizinin konusunu. beğenirsin beğenmezsin ayrı ama durum belli. verildi cevaplar.

    dizinin konusu ve adanın olayı belli; ab-ı hayat.

    ada; ab-ı hayat'ın saklandığı yer.

    tarih boyunca bir çok kişi tarafından aranılan ab-ı hayat, adanın içinde yer alıyor. ab-ı hayat'ın özelliği insanlara sonsuz bir yaşam ve gençlik vermesidir. bu durumda önce jacob'ın sonra richard'ın içtiğini gördüğümüz şaraba benzeyen koyu renkli o sıvı, ab-ı hayat.

    jacob'ın elinde sınırlı miktarda bulunan sıvının kaynağı muhtemelen ışığın merkezindeki yer. kadını ışığa bakarak şöyle söyledi; bütün insanlar bu ışığın peşinde oysa hepsinin içinde biraz var ama kimseye yetmiyor, yaşam ve ölüm orada. bütün insanlık yüzyıllardı ölümsüzlüğün, sonsuz hayatın peşinde ve aslında gerçekten hepimizde biraz olan tek şey bu; hayat. var ama yetmiyor, fazlasını istiyor insanoğlu. bu ab-ı hayatın kaynağı bulunursa bulan insanlar insanlığı bitirir. pek çok inanç sisteminde inanılan şudur; tanrı, yaşam kaynağı, ışık demeti, evren artık hangisini seçerseniz; büyük güç, enerji, ışık, yaşam herkesin, her canlının içinde vardır.

    bizim hikayemizde bu ab-ı hayat bir adanın içine saklanmış duruyor. gelip geçen bulamasın, hiçbir insan sahip olamasın diye. fakat engellenmek istense de bir şekilde insanların yolu oraya düşüyor. bazen bir gemi kazası bazen bir uçak kazası. teknoloji değiştikçe geliş yolları değişiyor. işte bu insanlar adaya geldiği zaman ab-ı hayatı ele geçiremesinler diye bir bekçiye ihtiyaç duyuluyor.

    bu bekçide aranılan şartlar; tercihen adada doğmuş olması, ab-ı hayat içmiş olması, özünde iyi bir insan olması.

    jacob'ın ve isimsiz evladın annelerini öldüren kadın da aslında bir emanetçiden fazlası değil, öldüğü zaman teşekkür ediyor çünkü artık bu döngünün dışına çıkmış yerine vekil atamış durumda. ada artık o'nun ölmesine izin veriyor ve tıpkı richard gibi o da ölmeyi uzun zamandır istiyor.

    jacob'ın ve desmond'ın ortak bir özelliği var. ikisi de tam sebebini bilmedikleri halde adayı korumak için odaklanıyorlar. desmond 108 dakikada bir deli gibi butona basarken dünyayı kurtardığını düşünüyordu. jacob da, ab-ı hayatı saklarken dünyayı kurtardığını düşünüyor. ikisi de haksız sayılmaz.

    özel ve seçilmiş ölü bedenlerin yerini alan black smoke'un bir özelliği var. bedenine girdiği kişinin bazı hareketlerini ve sözlerini yaşatıyor. locke'un bana ne yapmam gerektiğini söyleme civarında bir lafı vardı ve black smoke, locke'un bedenine girdikten sonra bu sözü kullanmaya devam etti. sahil kenarında oturan ve anası isim vermeden öldüğü için isim açısından piç kalan eleman da, annesinin ve kendisinin sözlerini tekrarlıyor. insanlar gelirler yıkarlar...

    bu ab-ı hayat durumu bize, çok zengin insanların hani sayid'in dünyayı dolaşarak vurduğu insanların ve widmore efendinin aslında neyin peşinde olduğunu anlamamızı da sağlıyor. ilana gibi jacob'a bağlılığı ile bilinen insanlar widmore'un karşısında yer alıyorlar çünkü widmore'un o ışığı gördüğünü ve amacının adayı, jacob'ı kurtarmak değil de black smoke olayına girmeden o sıvının, ışığın kaynağına ulaşmak olduğunu biliyorlar. hatırlayın ilana ekibindekiler minibüste söylemişlerdi yanlış taraftasın diye... öyle değil mi ama bir düşünün tarih boyunca gerçekten çok zengin insanlar, krallar ve widmore gibiler yani elde edebilecekleri her şeyi elde eden insanlar neyin peşinde olurlar? ölümsüzlüğün.

    bu arada tamam jacob'ın yerine biri geçiyor ve o görev devrediliyor da arkadaş harbiden salaksınız ha bu kavuk olayı black smoke geleneğinde yok hala uyanamadınız. dumanın özelliği şu; o ışığı korumakla görevli kimseler ölürse onların bedenlerine yerleşebiliyor. deli teyzenin amacı neydi? adayı koruma görevini piçe vermek, aday o'ydu yani. o ölünce bedenine girebildi black smoke tıpkı, locke gibi bir başka seçilmiş aday ölünce bedenine girebildiği gibi.

    adadaki manyetik alanın özelliği falan filan hep aynı çünkü adanın içinde ab-ı hayat var ve bu enerji kaynağı çok güçlü...

    peki ölüler niye dolanıyor?

    hayatın ve ölümün kaynağı olan yerden bahsediyoruz. bilumum inanışa göre ölen ruh, enerji aslına rücuu eder yanı o kaynağa geri döner. o enerji ise bazılarının öldüğü halde işlerinin bitmediğine inanıyor ve içine almıyor. o kimseler serbest salınıma devam ediyor.

    --- spoiler ---

  • başlık: halifeliği kaldıramıyorum beyler acil

    1.uninstall'ı silinmiş, ekle kaldırda görünmüyor nasıl yapıcaz acil bi el atın la
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:35)

    5. atatürk modunda çalıştır panpa
    (mikaraguaying ?, 18.11.2012 05:39)

    6. saltanat dosyasından önce sildiysen kalkmaz o. meclisi yeniden toplayacan mecbur. üff işin yoksa uğraş dur. ya da cumhuriyet kur kesin çözüm. tasarımı da güzel
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:39)

    10. @6 panpa cumhuriyeti kurmuştum crack bulamadım amk 30 gün sonra uyarı verdi otomatikman halifelik yüklendi kafayı yicem beyler yardım!
    (bozbaykurt ?, 18.11.2012 05:44)

    12.@10 nutuk atmayı denedin mi? çünkü sistemde sorun olabilir. nutuk at bi öyle kur. bakalım nolcak.
    (vay babanin genzine ?, 18.11.2012 05:46)

    16. olm daha dili değiştirceksin bi ton iş lan seninki de
    (kanatsizmarti ?, 18.11.2012 06:14)

    19. görev yöneticisini aç abdülmecit.exe çalışıyosa durdur de
    (sivilceli liseli ?, 19.11.2012 09:17)

    21.yeniceri_32 yi sil
    (syrmana ?, 19.11.2012 09:21)

    27.bilgisayarına tayyip virüsü bulaşmış olabilir
    (olmazsa olmazim ?, 19.11.2012 09:38)

    29. darbe 1980 v2.0 ek paketini yükle olmadı format at pc ye düzelir zaten
    (fatboyselim ?, 19.11.2012 10:02)

    53. boşa kaldırma yakında geri geliyo zaten sistem geri yükleme yap düzelir
    (arkaulog ?, 21.11.2012 14:47)

    http://ccc.incisozluk.cc/…ldıramıyorum-beyler-acil/

  • ulan, "reklam, pr" denilecek korkusundan insanlar iyilik de yapamaz oldular. monster'ı tebrik ediyorum. ne çocuğun kim olduğunu biliyoruz, ne yüzünü gördük, ne de bi video bişey çıktı ortaya. normalde bu gibi durumlarda nasıl olduğunu biliyoruz. firma laptopu verir vermeyi ama, çocuğun 7 ceddini ifşa ederler, milyon tane fotoğraf, acıklı müzikli video falan düşer ortaya.

    monster ise sadece olayın mutlulukla sonuçlandığını gösteren bir fotoğraf ve kısa bir tweet attı. fotoğrafta da çocuğun sadece elleri görünüyor. daha ne yapsın adamlar. eğer laptopu hediye edip, hiç kimseye haber vermeselerdi bu sefer de haksız yere "umarsamadılar, koskoca firmasınız nolurdu bi laptop verseniz" denilecekti.

    daha naapsınlar abi bi deyiverin hele ya.

  • - hesabımdan 9 milyon dolar çekmek istiyorum,
    + ama hesabınızda bu kadar yok malesef,
    - ne kadar var acaba,
    + 550 tl,
    - tamam alayım onu ben.

  • çirkini öpmemişler kendini namuslu sanmış diye bir söz var bizde. orada dayak yiyen bir kadın olsa böyle tepki gösterir miydi acaba sayın namus timsali a. kodumun ahlak bekçisi motorcu...

  • liseyi bitirdikten sonra diplomayı almak için okula tekrar gidilir. diplomayı verme işi de tatile çıkan müdür yardımcısı yerine müdüre kalmıştır. öss türkiye derecesi olan bir arkadaş ve ortalama puana sahip bir arkadaş müdürün odasına girerler. müdür hangi üniversiteye girildiğini sorar ve ona göre diploma parası almayacağını söyler.

    m: söyle bakalım evladım nereye girdin?
    a1: istanbul iktisat hocam.
    m: çok güzel oğlum afferim, buyur diploman. peki sen nereye girdin?
    a2: odtü elektrik elektronik hocam.
    m: ankaradaydı di mi odtü?
    a2: evet hocam
    m: istanbul'a puanın yetmedi demek. neyse sağlık olsun seninki de fena değilmiş.

  • tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
    bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
    popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.

  • okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
    biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
    karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
    okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
    bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
    bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
    birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
    kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
    fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.

  • açılın, pripyat belediye reisi sözcüsü geldi.

    vnimaniye druzya!

    evvelâ yangının 4 nisan’da 20 hektarlık bir alanda başlayarak birkaç gün içerisinde 35 hektardan fazla bir alana yayıldığı açıklandı. 13 nisan’a gelindiğinde ise bu yangının pripyat şehrine oradan da rüzgârın etkisi ile çernobil’e doğru ilerlediği belirtiliyor. aynı zamanda yangının çernobil bölgesinde bulunan son derece aktif olduğunu belirtilen atıkların da bulunduğu depolardan yalnızca 1-2 kilometre uzakta olduğunu söyleyenler var. tüm bunlar yaşanırken kolluk kuvvetleri etraftaki köyleri tahliye ediyorlar. yangının söndürülmesi çalışmalarında 400’e yakın insan ve uçak da dâhil olarak üzere pek çok kişinin çalıştığı belirtiliyor. ukrayna yetkilileri kiev ile etrafındaki radyasyon geçmişinin normal sınırlar için olduğunu ve gama ışını dozunun güç seviyesinde bir değişme yaşanmadığını açıklıyorlar. elbette, bölgedeki radyasyon seviyesinin 16 kat arttığını söyleyen kaynaklar da mevcut. ukrayna kolluk kuvvetleri yangının nedeninin kundaklama olduğunu açıkladılar. yine haberlere göre kimliği de tespit edilmiş ve yakalanmış. kolluk kuvvetlerinin yakaladığı 37 yaşındaki bu yerel sakin, köyünde yaktığı ateşin kalıntılarını el arabasıyla köyün dışına taşıyor ve kuru çimlerin üzerine döküyor. böylece yangın başlıyor. ama bilin bakalım ne oluyor? adam yangının yayıldığını görmesine rağmen görevlileri aramıyor ve yangını kendi başına söndürmeye çalışıyor. elbette başaramıyor. şayet bu hikâye polislerin uydurması değilse.

    tabi bu esnada ülke epey bi’ karışıyor. ukrayna nükleer enerji ve sanayi gazileri derneği (derneğin ismi muazzam), ülkede kritik bir durum olduğunu belirterek devlet yetkililerine bir mektup yazıyorlar. bu mektupta başka bir çernobil tehlikesi olabileceği üzerinde duruyorlar elbette. yine ukrayna devlet ajansı kamu konseyi üyelerinden biri facebook hesabından yangının pripyat şehrine ulaştığını ve atıkların bulunduğu depoya yaklaştığını açıklıyor. fakat içişleri bakanı yardımcısı yangının nükleer atık depolarını tehdit etmediğini belirtiyor. şimdilik haberlere düşenler bunlar.

    spasiba za vnimaniye!

    yangın kontrol altına alındı düzenlenmesi:

    rusya acil durumlar bakanlığı’ndan bir temsilci yangının bulunduğu bölgeden 190 km uzakta bulunan bryansk’ta radyoaktif arka planın normal olduğunu açıkladı bu süreçte. aynı açıklamayı rusya tüketiciyi ve insan sağlığını koruma kurumu da yaparak rusya’daki radyasyon durumunun sabit kaldığını ve kontrollere devam edildiğini açıkladı. elbette bu resmî açıklamalar ne kadar gerçeği yansıtıyor bilemeyiz. yine 86’daki patlama sonrası çalışmalara da katılan isimlerden olan ivan lebedev de devam eden yangınların insan sağlığını etkileyecek büyüklükte olmadığını söyledi.

    tüm bu açıklamalardan sonra çernobil bölgesindeki yangının söndürüldüğü açıklandı. yangının söndürülmesinde yağan yağmurların etkisinin büyük olduğunu söylüyor kaynaklar. yine radyasyon seviyesinin sürekli ölçüldüğünü ve ellerine ulaşan verilerin normal olduğunu vurguluyor ukraynalı yetkililer. kurtarma çalışmaları kapsamında 405 personel ve 96 adet ekipman kullanılmış. ayrıca itfaiye ekiplerinin 227 sorti yapmış ve toplamda 500 ton su kullanılmış. ukrayna acil durumlar servisi başkanı nikolay çeçetkin'in ukrayna cumhurbaşkanı vladimir zelenskiy'e sunduğu raporda yangının kontrol altına alındığını fakat çalışmaların birkaç gün daha devam edeceğini ifade etmiş.

    vladimir zelenskiy de yaptığı açıklamada durumun tamamen kontrol altına alındığını; istasyon ve insanlara yönelik hiçbir tehdidin bulunmadığını belirtti.

    son olarak da nükleer ve radyasyon güvenliği merkezi'nden alınan verilere göre çernobil bölgesindeki yangından dolayı kirlenen havanın güney ve güneydoğu yönünde hareket edeceği belirtiliyor.

    yapılan bu açıklamalar doğru ise şayet olası bir felâketten böylece kurtulmuş oluyoruz, en azından şimdilik.

  • yaşanmış hikayedir. telefonların lisede yaygınlaşmaya başlamasının ardından bu çağrı atma olayı meşhur olmuştu. bir akşam tüm aile yemek yerken montumun cebindeki telefonum çaldı ve sustu. annem ''telefonun çalıyo'' dedi, ben de ''çağrıdır'' dedim.annemden gelen soru mavi ekranlara sebep oldu.

    sinirli bir şekilde ''çağrı kim?''

    bu da böyle bi anı işte.