hesabın var mı? giriş yap

  • 9 gag giflerini anlamıyorum bazen, yetmiyor ingilizcem. bazen twitter geyiklerini de anlamıyorum. işte tam orada bi kahraman çıkıp anlamadım yazıyor, başka bi kahraman da cevaplıyor. ben egoma bok sürdürmeden konuya hakim oluyorum. seni seviyorum anlamayan adam, anlamayıp dile getirmekten korkmayan adam.

  • geçenlerde deutsche bank 2019'da özellikle borsalar açısından en büyük riskin algoritmalar olduğunu belirtmişti. link algoritmaların bilinenin aksine fiyatlardan çok işlem hacmine göre programlılar ve dün gece olduğu gibi yüksek hacim> algoritmik işlem> daha yüksek hacim> daha büyük algoritmik işlem... döngüsüne girebiliyorlar; biz bugün benzer bir durumu türk lirasında yaşadık.

    dün gece apple çöktükten japon piyasası kapalı iken tl satışları gelmeye başlayınca(riskli varlıkları sat; altın, abd tahvili, japon yeni al) türk lirasında oluşan yetersiz likidite nispeten yüksek hacmin algoritmalar tarafından devamlı beslenmesi sonucunda dünkü fiyatlama oluştu. uzun süredir dış piyasalarda likiditeyi düşük tutmanın faydasını görüyorduk ama bu defa bunun dezavantajını yaşadık.

    gece yaşadığımız sıkıntının benzerinin 2019'da borsalarda yaşanmasından korkuluyor.

  • günün en güzel haberidir.

    --- spoiler ---

    taksilere arap turist kıyafetiyle denetim yapıldı, taksimetre açmayan şoför isyan etti: böyle tuzak kurulmaz, hakkımı helal etmiyorum
    --- kaynak ---

    652 lira ceza vermişler. miktar az ama yine de canlarını yakacaktır. bir de "bana tuzak kuruldu" diyorlar. sizin insanlara kurduğunuz tuzaklar ne olacak utanmazlar?

  • "reina ispanyolca'da kralice demek o nedenle mesaj ingiltere kralicesineydi."

    yani kimsenin isine karismak gibi olmasin ama ingiltere kralicesine mesaj gondermek isteyen neden bunu turkiye'de ispanyolca kodlu bir sekilde yapsin ki? bir de ispanyol kralicesinin basi kel mi? onun elizabeth'den nesi eksik?

    bu mantiga gore bir sonraki hedef queen grubunun uyeleri olacak diye dusunuyorum, freddie oldu de kurtuldu, brian may kendisini korusun bari.

    cok fantastik bir ulkeyiz gercekten, boyleleri bir de ulusal gazetelerin genel yayin yonetmeni oluyorlar.

  • şunu destekleyen herkes kendi cebinden çalışamayan arkadaşlara destek olacaksa kabul ediyorum bende. kim ne hale düşer diye düşünmeden kapanma da kapanma. kardeşim siz kapanın evinize tutan mı var? zaten işe gidiş geliş dışında diğer saatler ve hafta sonu herkes evinde. daha ne istiyorsunuz? insanların açlıktan ölmesini mi ?

  • öncelikle bu pedro alonso (berlin) gerçekten de vefalı ve karakterli bir adammış. ülkemize geldiğinde gördüğü sevgi karşısında, on milyonlarca dolar versek dahi yapamayacağımız reklamı, tüm dünyada izlenen popüler bir dizide bizler için doğaçlama olarak yapmıştır. dizinin en sevilen karakterlerinden biri olarak, romantik bir akşam yemeğinde, aşık olduğu kadına "hayatımıza renk katmak için istanbul'a gideriz" demesi gerçekten de paha biçilemez bir selam bizler için. çünkü dizinin orjinal metninde istanbul geçmiyor.

    eğer bu dizi abd veya fransız dizisi olsaydı, istanbul ismi anca bir terör saldırısı haberinde duyulurdu. işte bu yüzden bu adamın yaptığı şey çok değerli.

  • bu paylaşımdan sonra misvak dergisi almamaya karar verdim. bundan böyle papia ya da selpak gibi markaları tercih edeceğim.

  • insanın dikkatini dağıtacak özelliklere sahip bir evdir. bir masanın üstünde değişik türlerde dergilerin bulunduğu bir küme olabilir mesela. oturduğun an bunlardan birini açıp okumak istersin. ama içlerinde dvd filan olduğunu da görüp şaşırırsın.

    az sayıda kitabın sıralandığı güzel bir kitaplık rafı vardır. biblolar ve tablolar eve hakimdir. bu evlerde yazın balkonda sigara içip yatılabilir. evde pulp fiction, the good, the bad and the ugly benzeri kült filmlerin afişlerinne rastlamak mümkündür.

    entelektüel evleri sürprizlere açıktır. öyle akraba ziyareti gibi gidip armut koltuğa oturduğun bile olabilir.

  • amaçlarının ne olduğunu anlamadığım ruh hastası topluluğu.

    kardeşim istemiyorum senin boktan yazılarını görmek? manyak mısın amk, yazılarını görmek istemiyorum ve kişiselleştirilebilir bir özellikle senin yazılarını görmüyorum. şimdi buradaki sıkıntı tam olarak nerede?

    yani seni kimse sevmiyor, hoşlanmıyor, varlığın rahatsız ediyor ve sen diyorsun ki yok illa beni oku. ne amaçlıyorsunuz tam olarak cinnet getirip kendimizi mi keselim nedir yani?

    seni seven senin yazılarını takip eder, sevmeyen etmez sen nasıl bir zorbasın ki bana zorla yazılarını okutuyorsun?

    14 sene aynı şeyi bana yap, bir gün sözlük sana onbinde birini yaşatsın hemen bildiri yayınla. sizin amacınız kötülük içeriyor olum, sizde bir pislik var da dur bakalım.

  • "kız olmuş 90 kilo, hala facete, twitterda eski sevgilisine laf sokma çabasında. neymiş, intikam soğuk yenen bi yemekmiş. ye lan onu da ye."