hesabın var mı? giriş yap

  • arab’ın amcaoğlu israil nasıl oldukları ortada.
    filistin’li müslüman arab’ın kardeşi suudi arap şu an festivalde.
    bi zahmet bu toksik aileden uzak kalalım.
    ne şam’ın şekeri ne arab’ın yüzü diyenler boşuna dememiş

  • uzun mesafeden ilk keskin nişancı düellosu çanakkale savaşında gelibolu'da olmuştur.

    avustralyalı billy sing ve almanlar tarafından eğitilen osmanlı askeri korkunç abdül girer düelloya.

    korkunç adbül, onlarca türk askerini vuran bu keskin nişancının olası yerini belirlemek için başından isabet almış her askeri inceler ve merminin olası yönünü hesaplamaya çalışır. abdül geceleyin kendine chatham garnizonu'na bakan tek kişilik bir yatma çukuru kazar. şafaktan önce çukura girer ve tüm gün orada uzanır ve diğer tüm açık hedefleri görmezden gelir. sessizce billy'yi tespit etmeyi bekler.

    sonunda birbirlerini farkederler. abdül, sing'i omuzundan vurmayı başarır. cepheye geri dönmesini beklediği rakibinin yerini belli etmesini beklemeye başlar. sonunda sing'i görür ama sing daha hızlı davranarak korkunç abdül'ü vurmayı başarmıştır.

    korkunç abdül çanakkale savaşının az bilinen kahramanlarındandır. er'den generale onlarca düşman askerini etkisiz hale getirmiş olup kendisi için en iyi keskin nişancılarına özel emir verilmiştir. gerçek kimliği tespit edilememiştir.

    billy, çanakkale'den sonra 1916'da ingiliz üstün davranış madalyası alır. 1918'de almanların karşısında savaşır. kahraman görülmesine ve ödüller almasına rağmen billy sing hiçbir zaman halkı tarafından genişçe tanınmamıştır. yarı çinli yarı avustralyalıydı ve yaşadığı akıl hastalığı nedeniyle 1943'te avustralya'da bir pansiyonda son derece fakir bir şekilde ölmüştür.

    kaynak: çanakkale savaşında cephede bulunan gazeteci ion idriess'in yazdığı "lurking death; the stories of snipers in gallipoli, sinai and palestine" kitabı.

  • duman'ın değil tgb'nin halt yemesidir. adamlar fiyatlarını söylemiş senin işine gelmezse cagirmazsin. sanki zorla aldilar parayi. yine tgb'nin bok edip suçu başkasına attigi bir başka olay. bir işiniz düzgün olsun arkadaş ya.

    edit:olay hiç tgb'nin anlattigi gibi degilmis. adamlar soma kazasindan önce planlayip anlasmis dumanla. zaten tgb'den de bu beklenirdi. bu adamlara inanip gaza gelmeyin amk işleri güçleri dezenformasyon.
    (bkz: #44945415)

  • gamze merhabalar,

    kusura bakma, böyle yırtık dondan fırlar gibi mesaj atıyorum ama inan bana niyetim kötü değil.

    siyasi görüşüm kemalizm demişsin, ben de vardar ovasını çok severim mesela:) ortak yanlarımızın olması, gelecekteki ilişkimiz için bence çok önemli.

    peki ya sence?

    profilime bakarsan, bir çok kız arkadaşım olduğunu göreceksin. ama tek gecelik, geçici, ateşli ve sonunda mutlaka övgüler aldığım ilişkilerden sıkıldım, artık daha kalıcı şeyler arıyorum. (mesela 2 gecelik. hahahaha espri yaptım kız, hemen bozulma:)) esprilerime alışmak zorunda kalacaksın, hepsi birer bombadır, uyarmadı deme:))))))

    mesajını bekliyorum

    mustafa
    (jeoloji müh.)

  • koreli dayı bu bölüm mahsun kırmızıgül'e selam falan değil bayağı çakmıştır..

    -kızım bir film izlemiş çok duygulanmış, aldı beni huzur evinden buraya getirdi. orada her şey ayağıma geliyordu, burada her haltı ben yapıyorum..

  • aydaki monolith

    bu sahneler cok gorkemli ve uzundur. uzun olmasinin nedeni kubrickin kafaniza sokmaya calistigi gorusudur. o gorus ki bir tek bana malum olmadi elbet, internet sitelerinden de yardim aldim veee: insan alet yapiminda cok ileri gitmistir (yani evrimi bu yonde degismektedir) ve havada suzulen kemikten uzayda suzulen gemilere gelmistir surec. nitekim uzayin korkunc sessizligi ve boslugu arka plan olarak kullanilarak burada insanin bu aletlere iyice bagimli olmus oldugu, onlarsiz bir halt yiyemeyecegi anlatilir. dahasi kemigin geri gelecegi noktayi bilmemize karsin, gemilerin suzulmesi, suruklenmesi on plana cikarilmis, yani kontrolun eskisi kadar insan da olmadigi vurgulanmis. (buralarda yazar almis basini gitmistir, ciddiye almayiniz)

    ayrica uzay sahnelerin bu kadar uzun gorunmelerinin bir nedeni de, sacma sapan ses efektlerinin kullanilmamis olmasidir. gercekten de bu bilimkurgu filmleri oyle bir hava yaratti ki, uzay gemisi gorunce motorlarindan ve lazer toplarindan soyle esasli sesler gelmesi gerektigini dusunuruz. oysa ses havanin titresimiyle olusur; klasik muzik haricinde uzayda birsey duyulmaz.

    bu noktada ayrintilar mukemmeldir. ornegin uzay gemisinde tuvaletlerin nasil kullanilacagi anlatilir, koca koca adamlar bebek mamasi yer, yurumeyi bile yeni ogrenirler, vs. yani dunyayi tamamen kontrol altina almis olan insan, uzayda ise daha macerasina yeni baslamaktadir, hala bir bebektir.

    ay gezisinde baska bir monolite rastlanir. geride birakilmis olan bu tasin gorevi insanligin gelisimini kontrol etmek, bilinc gelimisini incelemek ve romanda da anlatildigi gibi zararli otlari ayiklamaktir. gercekten de insanlarin burnu buyumus, uzayda daha bebek olduklari gercegini unutmuslardir. dikkat ediniz, ilk tasa dokunan maymun cok korkmus ve kafasi karismis iken, insanlar o kadar rahat ve umarsizdirlar ki, isi eglenceye vurup fotograf cektirirler. o anda filmin kopmasi, insanlarin hala gidecek cok yolu oldugunu ve onlara yapilmis bir uyariyi temsil eder.

    bu uyari sonucunda kisa bir sure gecmesi gereklidir, o jupiter yolculugu baslayana dek.

  • kışın bulduğumda sevineyim diye montumun cebine 10tl koydum. 3 gündür aklımdan çıkmıyor... geceleri uyku uyuyamıyorum. ne biçim fakirim lan ben...