hesabın var mı? giriş yap

  • turk futboluna efendilik ve centilmenlikleriyle damgasini vurmus uc efsane baskana bir yaklasik sonuc.

    edit: baslik ustume kalmis isbu entry bu basliktaki "turk futboluna efendilik ve centilmenlikleriyle damgasini vurmus uc efsane baskan" seklindeki entry'e cevap amacli yazilmistir.

  • anadolu yiğidi bir arkadaşımın taksim'de yanağından travestinin teki makas aldığında kaskatı kesilmişti çocuk, inme indi sanmıştık 10 dakika kendine gelememişti.

    o yüzden kızın bayılması, ayılması, delirmesi normaldir.

    kızı eleştirenleri, erkek ya da kadın, taciz edilirken görmek lazım.

  • sabah uyandım evdeki saati bir saat geri aldım, kardeşim kimse almamıştır diye geri almış, zaten saat otomatik geri almış. şuan temmuz ayındayız. telde 8 duvarda 9 arabada 10 evde 15

  • mükemmel sırada nafaka var. bu konuyu da çözdük mü tertemiz oluruz.

    edit: geçin bunları sayın kadınlar, kimseye düşmanlık yok herkes eşit.

    edit 2 : kadınların linç girişimi devam ediyor mesaj kutumu şişirmenizin hiç manası yok, boşuna kendinizi kasmayın. çocuğa biz bakarız, nafakaya gerek yok. haydi ikileyin , az biraz ayaklarınız üstünde durun kezbanlar.

    edit 3: mesaj kutum hakaret dolu, işte siz bu kadarsınız, yaprağı yerken kırt kırt sapına gelince meeeee. bundan öteye geçemeyeceksiniz, size gülüyorum ama ağzım ile değil.

    edit 4: burada sayın kadınlar diye mevzuya girmişiz, uvv hakaretin biri bin para , gelen elinde satır ile atlamış mesaj kutuma. sakin olun hakarete mahal yok , paranızı almaya devam edeceksiniz siz. tamam hadi güldük eğlendik dağılın.

  • muhteşem yüzyıl başlığında, bire bir hatırlamamakla birlikte, şu mealde bir entry vardı:

    “şehzade mustafa halk tarafından o kadar seviliyordu ve vefatı halk arasında öyle üzüntüye sebep olmuştu ki, tüm yurtta uzun yıllar aileler çocuklarına mustafa ismini vermeye devam ettiler. ve bir gün o mustafalardan biri, selanikli yetim mustafa, tüm osmanlı hanedanından şehzade mustafanın ahını soracaktı”.

    filmde ali rıza efendi’yi mehmet günsür’ün canlandırdığını görünce aklıma bu entry geldi.

    tanım: yetim mustafa’nın, şehzade mustafa’nın ahını sorma ve şanlı türk milletine ata olma sürecini anlatan film.

  • diyelim ki ne bir nevi matrixte olabileceginiz , ne kendinizi sartlandiriyor olabileceginiz, ne de olasi fiziksel dengesizlikler sizi ikna etmedi, "yok kardesim, ben hakkaten de birseyler hissediyorum; yani bir guc var, bir baglanti var, kozmostur, allahtir, gaiadir, enerjidir, siriuslulardir, bir sey var sonucta" dediniz.

    olmadi, yine olmadi. dunyanin en kil adami olarak tarif edeceginiz her turlu tecrubenizi yalanlayabilirim ve sizin tanri tasvirinizden farkli ama herseye gucu yetebilen bir tanrinin, herkesle birlikte sizi de 5 saniye once yaratmis olabilecegini, tum anilarinizi, egilimlerinizi, onyargilarinizi ve bilgilerinizi de 5 saniye once kafanizin icine koydugunu iddia edebilirim. yani o cok emin oldugunuz tecrubenin hayal degil gercek * olup olmamasi bir yana, bunu hic yasamamis olmaniz fakat sadece onunla ilgili bir aniya sahip olmaniz -ki bu ani da disardan yapay olarak yerlestirilmis- da olasi. bu tanrinin gucu herseye yettigine gore, olan bitenden suphelenmeniz de imkansiz.

    simdi bu bize cok absurd bir alternatif olarak gelse de burada savunmada olan bilinemezcinin amaci, varliginiza herhangi bir mantikli aciklama getirmek degil. zira tanrinin bizi 5 saniye once yaratmis olmasi her ne kadar curutulemez bir ihtimalse de pek olasi degil. bunun yerine, tecrubelerinden ve bilgilerinden son derece emin olan insanlarin ayaklarinin yere basmasini saglamaktir. her turlu son derece olasi aciklamayi hice saysak bile [kimyasal dengesizlikler, travmalar, sartlandirilmalar, mantik hatalari, tesadufler, konformizm] bir sonraki adimda karsimiza daha az olasi ama yanlislanamayan aciklamalar cikacak [tupteki beyin, uzaylilarin deneyi, sanal gerceklik, ruya] ve en sonunda en asilmaz bariyere gelecegiz: descartesin bahsettigi, bizi surekli yaniltmak isteyen seytani varlik gibi bir gucun bizi bu sekilde dusunmeye -artik her neye inaniyor ve dusunuyorsak- zorlamasi, ikna etmesi, hatta bastan oyle yaratmasi.

    bilinemezciler manyak gibi bunlarin hepsine ayni olasiligi atayip gulunc duruma dusmezler yahut gunluk hayatlarini da surekli bir paranoyayla yasamazlar ama bilgilerinin kesin oldugunu iddia eden insanlarin da yukarda belirtilen engellerden muaf olmadiklarini bilirler. iste bu yuzden de guvenle, hicbir art niyet veya asagilama olmadan, suratiniza nanik yapma geregi duymadan "tanrinin var olup olmadigini, varsa da dogasini bilemezsiniz" diyebilirler. [artik burasi iyice suphecilik koktu]

    nitekim diyorum, bilemezsiniz iste bilemezsiniz, canima degsin *.