hesabın var mı? giriş yap

  • acil durumla karşılaşıncaya kadar keyiflidir. faizle geçinen adamın mutlaka bir sosyal güvencesi de olmalı. ha türkiye'de ne kadar faydalıdır, tartışılır ama yine de faydası olur.

    ne kadar paran olursa olsun (yüz milyonlardan bahsetmiyorum - 5 milyona kadar diyelim) gelen faizin tamamını yememen ve anaparayı beslemen lazım. bu bir önlemdir ancak herhangi bir sağlık probleminde veya daha başka toplu para gereken bir durumda hem faiz gelirin hem de anaparan düşecek.

    özel sağlık sigortası bi çözümdür ama uzayan bir hastalık durumunda o da çözüm değildir. hem her zaman ekstra masraflar çıkması durumu da devam ediyor.

    emaaan kenarda 1.000 lirası bile olmayan adamım ne dert ettiysem. ne yarram yerse yesin bu kadar parası olanlar.

  • marka değerini yükseltmek için müşteri memnuniyetini arttırmak yerine müşteri memnuniyetini ve tepkilerini hasır altı etmeye çalışmak araçtaki sorundan daha büyük rezalet. umarım servis ve genel merkezdeki çalışanlar yerine yönetimden aklı başında birisi sizinle iletişime geçer ve sorınunuz çözülür.

    rezalet puanım 10.

  • türkiye aslında kız açısından kaynakları kendi kendine yetebilen 7 ülkeden birisi. ama malesef bazı dış güçler kızlarımızı kaynağından çıkarmamıza müsade etmiyor. bakın komşu yunanistan çatır çatır kız çıkarırken iki adım ötede bizim topraklarımızda hiç kız yetişmiyormuş gibi bir hava yaratılıyor. bu teknik olarak mümkün mü? hayır, değil. ancak malesef dış güçler ve onun yerli işbirlikçileri kaynakları işlememize müsade etmiyor. ne zaman ki kendi kaynakları sona erecek; ancak o zaman bizim kaynaklara sıra gelecek ama o zamana kadar çoktan bu kızlar birilerine peşkeş çekilmiş olur bile. biz de sağ elimizle başbaşa kalırız.
    vatanını ve vatanının kızlarını seviyorsan acil listendeki herkese forwardla!

    edit: şimdi aklıma geldi; geçenlerde banu avar manisa-izmir arasında bugüne dek görülmemiş büyüklükte bir kız cevherinin keşfedildiğini, ama ulusal basında buna hiç yer verilmediğini, hemen ardından bu bölgedeki işletme hakkının 49 yıllığına uluslararası bir konsorsiyuma devredildiğini yazdı. hangimizin bundan haberi var?

    gerçek edit: başlık başıma kaldı. bu haliyle de çok anlamsız oldu. üstte türkiye'de kız yokluğundan bahseden bir entry vardı, ondan şeyetmiştim.

  • bu aralar siirleriyle beni cesaretlendirendir..

    bana öğüt verenler
    zamanla delirdiler
    iyiki dediklerine hiç aldırmadım
    beceriksizliklerim onları öyle üzdü ki
    saçları ağardı ve buruştular
    mideleri de artık kestaneleri öğütemez oldu
    nihayet bir sonbahar çökkünlüğü
    onlarda akıl bırakmadı
    şimdi ne yapacağımı bilmiyorum
    unutkan ve saygılı mı olayım?
    ya da ne olduklarını açıkça söyleyeyim mi?
    beni yalnız bıraksalar tüm kimliğimi değiştireceğim
    derimden sıyrılacak
    başka bir ağız edineceğim
    ve bambaşka biri olunca da
    en, en başta ne idiysem
    ben ona dönüşeceğim
    yoluma işte böyle devam edeceğim.

    pablo neruda

  • az önce milliyet'te kendisi ile ilgili, beni şaşırtan bir habere rastladım:

    recep ivedik'in galasındaki izdihamdan şikayetçi olan bir bayan gazeteci, şahan gökbakar'a;

    "bir daha gala yapmamanızı rica ediyoruz" demiş.

    şahan gökbakar, buna karşılık;

    "sana özel bir gösterim yapacağım... ama film değil; sana başka bir şey göstereceğim. sana özel." yanıtını vermiş.

    sevgilisi merve sevi ve çevresindekiler de bu cevap sonrasında kahkaha atmışlar, zeka seviyeleri ile ters orantılı olarak.

    http://www.milliyet.com.tr/…8496/default.htm?ver=07

    ***

    söz konusu iğrenç cevap, aşağıdaki videoda mevcut. 1:50'den itibaren:
    http://www.habershow.com/…sil-keciye-benzetti-video (video linki için hegemonya'ya teşekkürler)

  • daha önce yazılmış ama ben de şunu şuraya koymak istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=up0tis6jvse

    "aganigi naganigi" ikilemesini dilimize (dilimize derken günlük konuşma dilimize arkadaşlar, güzel türkçemize değil) sokmuştu bu reklam ilk çıktığında. ilginç şekilde; etrafımda kimsenin duymadığı, kullanmadığı, sözlükte de yazmayan ama kimsenin de ne anlama geldiğini anlamakta da hiçbir zorluk çekmediği bir ikilemeydi. o zamana kadar duyan bilen yoktu ama bu reklamda duyduktan sonra herkes neyi ifade ettiğini bir çırpıda anlamıştı. ve reklamdan sonra da bir süre de ağzımıza takılmıştı. muhtemelen kuru yemişin direkt mala gittiği(bkz: direk mala gider) bilgisini halk arasında yaygınlaştıran reklam budur. hatta daha da abartıyorum, bu reklamdan sonra artık bir daha fındığın reklamının yapılmasına ihtiyaç kalmamıştır çünkü fındık kolektif hafızanın derinliklerine direkt mala giden gıda olarak kazınmıştır. reklam sektörünün kendi çapında en büyük başarılarındandır.