hesabın var mı? giriş yap

  • çok iyi yapan çalışandır. adı üstünde mesai saati ve bitmiş, ne yapsın gitmeyip. ben mesela her gün 16.59'a alarm kuruyorum ki dalgınlığıma gelip de fazladan oturmayayım.

  • gerçek gs gurmeleri bilir ki, rakibi uça kaça gidiyorum havasında iken kendi rolantide giden gs rakibi tökezleyince yılın topunu oynar ve rakiplere ızdırap olur öyle bi akşam bekliyorum.

  • twitter kullanmayanlar için haberin içeriği;

    36 yaşındaki sevinç çelik, 2014 yılında sağlık bakanı fahrettin koca'nın sahibi olduğu medipolitan sağlık ve eğitim hizmetleri aş’ye bağlı medipol koşuyolu hastanesi’nde burun estetiği ameliyatı oldu.

    ameliyat sonrası şiddetli ağrı ve yüksek ateş başlayınca sevinç tekrar hastaneye gitti. doktorlar ameliyat nedeniyle bunun normal olduğunu, sadece "canının çok tatlı olduğunu" söyleyerek geri gönderdi.

    ne var ki çelik'in ağrıları giderek daha da arttı. durumu kötüleşen çelik devlet hastanesi acil servisine kaldırıldı.

    devlet hastanesinde yapılan incelemede çelik'in kanına mikrop karıştığı ve mikrobun tüm vücuduna yayıldığı tespit edildi. yoğun bakıma kaldırılan kadının ailesine doktorlar iki seçenek sundu: "ya hayatı ya ayakları..."

    aile çaresizlik içinde onay vermek zorunda kaldı, çelik'in bacakları diz altından kesildi.

    çelik, burun ameliyatının yapıldığı hastaneye 300 bin tl maddi, 700 bin tl manevi tazminat talebi ile dava açtı.

    açılan dava 10 yıl sonra sonuçlandı. mahkeme, sağlık bakanı fahrettin koca'nın sahibi olduğu hastanenin bir kusuru olmadığına hükmedip sevinç’in açtığı davanın reddine karar verdi. kararla birlikte avukatların vekâlet ücretinin de iki ayağını kaybeden çelik’in ödemesine karar verildi.

    hastane, kararda belirtilen tutarın ödenmesi için çelik hakkında icra takibi başlattı.

    haber linki kaynak

    olayla ilgili en can alıcı detay,hastanenin sahibi sağlık bakanımız fahrettin koca….filistinli,gazzeli yaralıların uçağını karşılayan,öpüp koklayan fahrettin bey,ben miyim öz yurdumda garip?yavuz hırsızlık yapmayın,kadın cehennemi yaşamış daha fazla çektirmeyin.

  • gezici bir arkadaş olarak asla sırrı'ya oy vermeyeceğim tek gerçek bu...adam ne zaman ki muhalefete değil iktidara gider yapmayı öğrenir o zaman bakarız ve şu unutulmasın ki yetmez ama evetçiler gibi sırrı ya oy verenler de gün gelecek başlarını vuracak yer arayacaklar tarihe not düşülsün ben demiştim demek için yazılmıştır

  • orjinali "you have two cows" diye baslayan politik espri silsilesi.

    ornek:

    sosyalizm - "iki ineginiz varsa, devlet birini alir baskasina verir"
    komunizm - "iki ineginiz varsa, devlet ikisini de alir size sut verir"
    kapitalizm - "iki ineginiz varsa, birini satip boga alirsiniz"
    demokrasi - "iki ineginiz varsa, sutu kimin alacagina komsular karar verir"
    ek$i sozluk - "iki ineginiz varsa, devlet sutu 'bozulabilir' gerekcesiyle doker, sizi de ciftlikten kovar"

  • ne giyeceğimi bilemediğim günler aynanın karşısına geçip bu cümleyi söylüyorum kendime. işe yarıyor. ben serenay'ım lan, ne giyersem o amk.

    (bkz: serenay olmak)

  • seste mukemmelligin pesinde kosan, en gercek, en saf sesi uretecek bir sistem kurmak icin onbinlerce dolar harcayan, bu ise gonul vermis insanlar. bilgi, kultur, emek, zaman ve para isteyen bir tutkudur bu
    (bkz: high end)

  • sonunda gerçekleri açıkça konuşup, bu kadar perdeden sıkıldım toptan yakıyorum diyen bir lider görmüş olduk ölmeden. kısaca putin'in konuşmasının maddelerini tercüme ediyorum.

    1. rusya artık oyunlar oynamayacak ve kapalı kapılar ardında yapılan ıvır zıvırlar üzerine müzekkereler ile meşgul olmayacak. rusya bundan sonra sadece ciddi konuşmaları ve anlaşmaları tercih ediyor, eğer bunlar kollektif güvenliğe yardımcı olacak ve her iki tarafından çıkarlarına uygun ve adil anlaşmalar ise.

    2. tüm global kollektif güvenlik sistemleri şuanda harap olmuş durumda. artık her şeyi garanti eden bir uluslararası güvenlik yok. bu oluşum ismi : amerika birleşik devletleri olan bir varlık tarafından yok edildi.

    3. yeni dünya düzeni'nin (bkz: nwo) kurucuları kumdan bir kale yapmada başarısız oldu. yeni bir dünya düzeni kurulacak olsa ya da olmasa bu sadece rusya'nın kararları ile gerçekleşemez, fakat rusya olmadan da böyle bir karar alınamaz.

    4. rusya toplumsal düzenin içinde yapılacak yeniliklere karşı daha muhafazakar bir tutuma sahip, eğer bunları yapmakta haklılık payı görürse, bunların araştırılmasına ve bu tür gelişimlerin tartışılmasına da karşı değil.

    5. rusya'nın ne amerika'nın sürekli genişleyen "kaos imparatorluğu"un çamurlu, bulanık sularında balık tutmak gibi bir niyeti ve kendisine ait böyle yeni bir imparatorluk kurma gibi isteği var, ne de geçmişte olduğu gibi dünya'nın kurtarıcısı rolünü üstlenme isteği var.

    6. rusya dünya'yı kendi yansıması gibi bir şekle sokma çabası (reformat) yok, fakat hiç kimsenin onun imgesini yeniden şekle sokmasına tahammülü de yoktur. rusya kendini dünya'ya kapatmamıştır, fakat her kim ki onu dümya'dan soyutlamaya çalışırsa sadece fırtına biçecektir.

    7. rusya kaosun yayılmasını dilemiyor, savaş da istemiyor ve yeni bir savaş başlatma gibi niyeti de yok. ancakbugün rusya küresel bir savaşın artık kaçınılmaz olduğunun farkında (bkz: 3. dünya savaşı için tüm şartların uygun olması), bunun için hazırlanıyor ve hazırlanmaya devam edecek. rusya ne savaş ister ne de savaştan kaçar.

    şimdilik bunları biraz sindirin diğer iki maddeyi de çevirip link ile güncelleme yapacağım. erzak stoklamaya başlayın yarın ihtiyacınız olduğunda ya okuduğum zaman çok eğlenmiştim demeniz yardımcı olmayacak.

    ekleme:

    konuşmanın diğer satır başlarını çeviriyorum

    8. rusya yeni dünya düzeni'ni kurmaya çalışanları engellemede aktif rol alma niyetinde değildir, ta ki onların yeni dünya düzeni çabaları rusya'nın hayati çıkarlarına çarpana kadar. rusya beklemede kalmayı ve onların kendi kendilerine zavallı kafaların alabildiği kadar zarar vermesini izleyecektir ("russia would prefer to stand by and watch them give themselves as many lumps as their poor heads can take: daha düzgün bir tercüme ile değiştebilirim"). fakat kim ki rusya'yı bu sürecin içine çekmeye çalışırsa, çıkarlarını gözetmeksizin, onlara gerçek acının ne olduğunu öğretiriz.

    9. rusya iç ve dış politikasındaki gücü bir grup elitin kapalı kapılar ardındaki anlaşmalarından değil, kendi insanlarının iradesindeki güçten gelir.

    batılı elitler oyun bitti

    http://eng.news.kremlin.ru/news/23137

    konu ile ilgili kendi yorumum kısaca (bkz: #46694768)

  • bizimkiler, her zaman güncelliğini korumaya devam edecek bir dizidir. çünkü konusunu hayatın içinden alır. her kesim bu dizide az veya çok izleyiciye yansıtılır. her karakter incelikle işlenmiştir. hayatta olduğu gibi bizimkiler'deki her karakterin takıntıları, sürekli tekrar ettikleri sözleri ve davranışları vardır. hayatın olağan akışı içinde bunlarla devam eder yaşamaya. işte bazı izleyicilerin kendini tekrar ettiğine ilişkin yanılsaması da burada daha dikkatle incelenmeli. çünkü dizi dikkatle tekrar izlenirse kendini tekrar etmiyor. hayat ne kadar durağan veya akıcı geçiyorsa o kadar akıcı halde geçiyor bizimkiler dizisi de.

    içkinin çok içildiğine ve kötü örnek oluşturduğuna ilişkin eleştirileri de o yılları hatırlayan çocuklardan biri olarak çok doğru bulmuyorum. çünkü 90'larda da daha önceki on yıllarda olduğu gibi "ortalama" yaşayan ailelerin pek çoğunda alkol tüketimi zaten vardı. memur ailelerinde özellikle ayın 15'i akşamı, işçi ailelerinde ayın 1'inde baba o günün lüks yemek ve yiyecekleri ile birlikte bir de 35'lik veya 70'lik rakı ile gelir, ev ahalisi ayın 15'inde eve gelen lüks yiyecekleri tüketirken evin babası da rakısı ile o yemeklerden ve mezesinden alarak zigon sehpasında içkisini içerdi. bu ortalama yaşayan hemen her evde bu şekildeydi. bazı evlerde ise içince sapıtanlar yok değildi. işte onları tüm mahalle ayıplar, eşinin yüzündeki, gözündeki morlukları görenler yazık kadına derlerdi. emniyet ve halk arasında kadına şiddet konusu malesef henüz hassasiyet kazanmamıştı. bu hassasiyet de her ne kadar eleştirilse de 2000'lerin başındaki serap ezgü'lü, yasemin bozkurt'lu kadının sesi programlarıyla olacaktı.

    bizimkiler'e yeniden dönecek olursak, karakterlerden bazıları daha fazla ön planda olsa da bir star dizisi olmadığı için izleyici bu diziyi tüm karakterler ve oyuncular için izler. bugün de günümüzün yaşam düzeni içinde yeniden çekmek mümkün olurdu. olurdu diyorum çünkü malesef oyuncularının yarısı artık hayata veda etti. onların apartmandan taşındığından yola çıkarak, yeni karakterlerle ve yeni aileleri ekleyerek çekseler dahi artık tutması mümkün değildir. çünkü aile üyelerimizden biri gibi olan yani içselleştirmiş olduğumuz her bir karakterin ve oyuncunun acısı, izleyicinin diziyi keyifle takip etmesini engelleyecek ve diziyi izlemekten vazgeçecektir. bir de 20 yıldır ekranda olmayan veya başka rollerle yoluna devam eden oyuncuların o karakterlerle son ilişkileri o yıllardaki halleriyle aklımızda kaldığından, bugün hayal kırıklıkları ile karşılaşmak olasıdır. yine o dönem hepimiz birbirimizi tanıdığımız öyle apartmanlarda, müstakil evlerin olduğu mahallelerde yaşıyorduk. artık kapı komşumuzu bile tanımadığımız sitelerde ve apartmanlarda yaşayanlar olarak o sıcaklığı yeniden hissetmek zor. bir de sözlük camiasındaki pek çok kişi bizimkiler'i en son izlediğimizde henüz ilköğretim çağında çocuklardık. annelerimizin, babalarımızın en genç yıllarında, kardeşlerimizin çocukluklarında hep birlikte izlediğimiz bir diziydi. bugün ya tek başımıza ya da eşimizle, arkadaşımızla izleyecek çağdayız. hayatımızın en güzel yılları olan çocukluğumuza ve ailelerimizin en güzel günlerine özlemin simgesi olan bizimkiler'in 465 bölümlük haliyle kalmaya devam etmesi önemlidir.

    bizimkiler hep yaşayacaktır. son 20 yılda yetişen kuşak içindeki küçük bir kitle bunu kabul etmese de bizimkiler bizdendir, bizi anlatmıştır. zaman geçtikçe arşivden açıp yeniden ve yeniden izleyerek güncelliğini ve anılarını, anılarımızı yaşatmaya devam edeceğiz...

  • aksini iddia eden bir kisiye dahi rastlamadigim dunyada, ortaya cikan sacma bir feminizm atari.

    elbette almak zorunda degilsin. kilo vermek zorunda da degilsin. guzel olmaya calismak zorunda degilsin. toplumun belirledigi "guzel kadin" imgesine benzemeye calismak zorunda hic degilsin.

    tam olarak neye karsi verilen bir mucadele bu, cozemiyorum acikcasi.

    edit: mesaj atan kadinlarin cogu "o zaman neden killi kadinlari begenmiyorsun" diye soruyor. sen killarini alip almamak konusunda %100 ozgursun. ben de hangi tip ozelliklerini barindiran kadinlari begenip begenmeyecegim konusunda ozgurum. bu kadar ahmak nasil oluyorsunuz anlamak mumkun degil.