ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ümit özdağ'ın %100 iç savaş çıkacak açıklaması
-
ırkçı değil gerçekçi yaklaşım.
ırak'a, suriye'ye ve afganistan'a bakıp da aynı tehlikenin türkiye'ye sıçramasından endişe ettiği ve buna bir önlem alınması gerektiği için ümit özdağ böyle konuşmaktadır.
arda turan
-
yaşıtları kek kalıbına girerken kendisi real madrid'e gol atan futbolcu.
3 mayıs 2023 nasa'nın astronomlara gönderdiği mail
-
merhaba, ben nijerya prensesi kwsttah oulare. ülkemde bir ayaklanma oldu ve hesaplarımdaki 500 milyon dolar bloke edildi.
bana yardımcı olursanız bu paranın yüzde 20'si sizin olacak. lütfen yardımcı olun.
cern'deki 300 tb'lik veri
-
indirmeye gerek yok, kuran'da yazıyor zaten hepsi.
30 yaşında hala metal dinleyen insan
-
lisedeyken edebiyat hocası "17 yaşında herkes şiir yazar 30'unda da yazan gerçek şairdir" derdi.
onu hatırladım. sanırım tam tanım şu oluyor:
gerçek metalci.
kadın pompacıyı ağlatan mercedes
-
kaza yapıp ölür umarım içindeki.
böyle insanlara acımam ve tahammülüm sıfır artık, sıfır.. ölün hepiniz amk.
otel sahipleri zararlarını nasıl tazmin etsin
-
gitsinler çin cumhurbaşkanından talep etsinler. ama adam makatlarına yarasa şiş sokarsa karışmam. ytd.
edit: gene başa kalan bir başlık. cesur yürek(ler) kaçmış.
laz kit
-
454tl hasılat elde etmiş. hepsini oyuncular paylaşsa 16tl eder. filmden kazandıkları parayla filme gidemezler. ya da belki promosyon ile hafta içi gidebilirler.
ludovico einaudi
-
hani insanın turistken 5 duyusu birden on kaplan gücünde çalışır ya... gözleriniz fıldır fıldır ilginç bir manzara arar, hayatınızda 5 kuruş vermeyeceğiniz şarapları tatmak için dünyanın parasını bayılırsınız... en basit küçücük bir şehri bile ilgi çekici hâle getirebilir turist bünyesi. işte bu adam da benim turist kulağıma aynen bu şekilde çalınmıştı. berlin'de bir kitapçıda gezinirken kendisinin müziğini duyar duymaz takıldım kaldım. en sonunda dayanamayıp görevli bayana bunun kim olduğunu sordum kırık dökük almancamla -aslında hiç de kırık dökük değil ama böyle söyleyince daha melankolik bir atmosfer oluyor. kendisi de cd kutusunu çıkarıp üzerine yapıştırdığı bir post-it'e aynen şöyle yazdı: "ludovico einaudi - i giorni. istanbul'a dönüşte edindiğim o ilk cd ve daha sonrasında aşağıdaki diskografinin tamamı ile einaudi, yann tiersen'dan sonra başıma gelen en güzel sürpriz olmayı başarmıştır. kendisiyle tanışıklığımı -çok matah bir hikâyesi varmış gibi- ballandıra ballandıra anlatmam da ondandır.
le onde (1996)
stanze (1997)
eden roc (1999)
i giorni (2002)
echoes: the einaudi collection (2004)
una mattina (2004)
diario mali (2006)
divenire (2007)
tospiğin niloyayı terk etmesi
-
çok acıklıdır ama tospik de yaptıklarını çekmeden ölmez
her 10 kasım'da put gibi dikilen insan
-
1 dakika dik durmak,
sürekli eğilmeye alışanlar için
çok zordur !
köpek
-
köpeğimiz asla tut getir oyununu öğrenemedi. attığımız şeyi yakalıyor ama bize getirmiyor. tam tersine alıp kaçıyor bizim onu kovalamamızı istiyor. "getir!" diyorsun getirmiyor. "gel!" diyorsun attığın topu bırakıp geliyor. biz de "herhalde aptal biraz ondan" diye düşünüyorduk.
aptal olduğunu düşünmemizin bir diğer sebebi de topunu sürekli tv sehpasının altına kaçırması. sürekli salonda tv sehpasının orada oynuyor ve illa ki bir noktada top sehpanın altına kaçıyor. sonra başlıyor ağlamaya. biz de mecburen her seferinde işimizi bırakıp gidip topu çıkarıp ona geri veriyoruz. ama üzülüyoruz tabi bir yandan "ne kadar aptal köpeğimiz var şunun sehpa altına kaçacağını öğrenemedi" diye.
bugün fark ettim ki köpek bizle tut getir oynuyo lan. o topu atıyo biz getiriyoruz. bunu da bir tek top sehpa altına kaçtığında yaptığımızdan bilerek hep orada oynuyor. biraz oynar gibi yapıp topu ittiriveriyo sehpa altına. sonra iki üç ağlama sonrası biz getiriyoruz. resmen bizim ona öğretemediğimiz şeyi o bize öğretti. sadece tut getir de öğretmedi bir şey nasıl öğretilir konusunda iyi de bir ders verdi şerefsiz köpek.
şimdi kendimi baya aptal hissediyorum. adi köpek.