hesabın var mı? giriş yap

  • yan okulun öğrencilerinden dayak yiyen müdürün, okula gelip 7 öğrenci ile anlaştıktan sonra, yan okulun müdürünü çay içmeye çağırıp,anlaştığı 7 öğrencinin yan okulun müdürünü dövmelerini gülerek izlemesi.

  • bunlardan bir tanesi, hayatım boyunca en unutamadığım sözler kategorisinde ilk üçe giren bir sözdür.. yaptıktan sonra pişman olduğum çok az şeyden bir tanesinin sonucudur..

    lisede aldatılmışsındır, girdiğin depresyon sonucu, bu kötü durumdan kurtulmak için senden hoşlanan random bi kızla, ona karşı hiçbir şey hissetmediğin halde birlikte olursun. sonra da tam bi şerefsiz gibi kızcağızı ortada bırakırsın.. aradan birkaç sene geçer, üniversitede hoşlandığın, hatta aşık olduğun kız, sana umut verip seninle zaman geçirir. sonra seni tek başına bırakır ve gider.. derken bir gün o lisedeki, acı çektirdiğin kızla karşılaşırsın.. "nasılsın" dersin, "çok mutluyum" der.. 1 senelik bi ilişkisi vardır, onu anlatır.. "sen nasılsın?" der; "çok kötüyüm" dersin.. seni bırakıp giden kızı ve hissettiklerini anlatırsın.. dünya üstüme üstüme geliyo dersin, çok sevmiştim.. dersin.. kız hafifçe başını sallar, acı bi tebessüm eder, cevap olarak tek bi kelime söyler ve gider;

    geçer...

  • türkiye'de yapılsa ve youtube kanalına koysa iyi bir kanal yönetimi neticesini hızlı almış olabilecek deneydir.

    amerika'da gösterilen running late programındaki komedyen scott (scott rogowsky) ve asistanı insanların new york metroda müstehcen ve garip kitaplar okuyanlara nasıl tepki verdiğini gözlemlemiş.

    video

  • efendim muhte$em bir muzik, muhte$em karakterler barındıran site. sol ustteki satır menuden "watch episodes" kısmına tıklayarak guzelliklere yakından bakabilirsiniz. muzigin melodik sevimliligini karakterlerin ba$ından gecen kısa oykulerde anlamlandıracaksınız.
    izlemek belki bir$ey katmaz ama izlemediginize sonradan uzuleceginiz bir$ey.

    http://www.happytreefriends.com/

  • 4 kür aldığım kemoterapi( akıllı ilaç) 1 ay kadar nefes almamı sağladı. dayanılmaz karın ağrılarım geçtiği için, aldığım kemoterapiyi bir kez olsun kendime dert etmedim.
    tedavi bittikten sadece bir hafta sonra ağrılarım tekrar başladı. bunun ne anlama geldiğini biliyordum, işe yaramadı.
    yapabilecek hiçbir şeyim yoktu, oturdum ağladım. hıçkıra hıçkıra ağladım. elbet bir çaresini bulacaklar. teşhis konulana kadar 2 ay bu ağrıları çektim, ellerimi ısırdığımı, uluduğumu biliyorum. bir kez daha katlanabilir miyim? çok korkuyorum. çaresizliği yaşamayan bilmiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum. ne dua edecek bir tanrım, ne de oturup anlatabileceğim bir insan var. herkesi kendimden özenle uzaklaştırdım, çünkü çoğu bana "tabuta girmişim" gibi davrandı. sorun değil, kanser, adı bile korkunç. evimi kapattım, anneme taşındım. yanında hep güçlü durmaya çalıştım.
    bugün gidip balkonda sessizce ağladım.

  • bu geceki efsane begüm ayarından aklımda iki cümle kalmış, topluma hizmet amacıyla paylaşıyorum:

    1. öyle 3-5 tane kamyon arkası yazısı ezberlemekle delikanlı olunmuyor.
    2. süper kahraman logosunun içine kendi baş harfini koymakla da süper kahraman olunmuyor.

  • ilginç, ama buradaki dövüş hocasının yaşı biraz ileri ve belli ki refleksleri filan çok zayıflamış. bu maçın galibi olamayacağı baştan belli o yüzden. direk o da tekniği bırakıp yumruk atsa belki daha bile çok dayanırdı.

    bu tür bireysel sporların tamamında, şov için yapılan sahte müsabakalar değil, en önemli şey mesafe tutmaktır. sürekli zıplama veya küçük adımlarla ileri geri gitme ve gard halinde olmanız gerekir, anlık olarak mesafe kısalabilir, uzayabilir, siz şaşırtmak için karşı tarafın mesafesine girebilirsiniz, ya da o sizinkine girebilir, ve bu denemeler taraflardan birinin boş bulunmasıyla biraz uzun sürmüşse, mesela çeyrek saniye yerine 0,75 saniye sürmüşse önce uyanan taraf saldırır. ister boks, ister karate, ister eskrim, ister güreş, hepsi aynıdır.

    buradaki sözde hoca da karşısındaki boksör de bir kere ciddi dövüş tecrübeleri olan tipler değil. açın bir tane ciddi ve resmi karate müsabakası, şovu değil ama, mesela avrupa gençler karate/boks vs şampiyonası yarı final maçı filan diye aratın. bu videodaki eblehlerin profesyonel olmadığını hemen anlarsınız.

    mesela karate championship 2022 diye arattım, ilk çıkan videonun ortasından bakın.

    https://youtu.be/p7dmyy5bp3m?t=272

    o yüzden bu maça bakıp gerçek anlamda karşılaştırmak çok zor. ama bir düşünce deneyi yaparsak gerçekten iyi ve pro bir karateci, kungfucu, tekvandocu ile benzer kilodaki iyi ve pro bir boksörün maçında şu olur. uzakdoğu sporu yapan bir kere çok daha uzak mesafe oynar, yani tekme mesafesinde. boksör ise kendi tekniği gereği yumruk mesafesine yaklaşmak zorundadır, ki bu mesafe tekme yiyeceği mesafedir, girdiği anda tekmeyi yer. bu anlamda uzakdoğu sporcusu daha avantajlıdır.

    fakat bu yetmez, çünkü uzakdoğu sporlarında tekme de atsan ne yaparsan yap, hemen geri çekilip gard pozisyonunda zıplamaya mesafe tutmaya devam etmen lazım. ve yeterince net vurabildiysen puanını alırsın. o yüzden bu sporları yapanlar adamın bağırsaklarını deşecek şekilde değil puanı hızlıca alacak şekilde vururlar. yaradana sığınıp uçan tekme atma diye bir olay yok, o sadece filmlerde var. amaç gerçekten dövmek değil.

    işte ama boks burada biraz farklılaşıyor. boksta gerçekten vuruyorlar, roundlar boyunca kan ter içinde kalıyorlar, kaşları gözleri açılıyor. o yüzden sağlam bir boksör zaten çok dayanıklı olur ve bu tür puan amaçlı tekmeler bir boksörü çok etkilemez. ve bir kaç dakika sonra bu etkisiz tekmelere rağmen kovalaya kovalaya muhtemelen karşıdakine bir kaç sağlam yumruk oturtur ve maçın şekli muhtemelen değişir. karateci de tekmeyi filan bırakıp yumruk yumruğa mücadele etmek zorunda kalır, sonra da dayak yer diye düşünüyorum.

    çünkü maçın amacı puan almak değil dövmekse bunu yapabilecek olan boksördür.

  • --- spoiler ---

    siyasetci allah'a hesap veririm diyerek kacamaz, allah'a hepimiz hesap verecegiz. sen halka da hesap vereceksin
    --- spoiler ---

    gol ustune gol bir yayin. nagehan'in surati eksidi yayin boyunca.

  • bugün başıma gelen olaydır.

    ben çocuk sevmem. bebek, çocuk hepsinden uzak dururum. ama otobüsteki çok şirindi. herkese sırıtıyordu. ben de ona doğru döndüm. maksadım agucuk gugucuk falan mı yapmaktı bilmiyorum.

    bana baktı. önce suratı asıldı. sonra da ağlamaya başladı.

    otobüste haliyle herkes bana baktı. "acaba ne yaptı çocuğa" der gibi. ne yapcam lan? manyak mısınız siz..

    ulan adi bebek, büyüyünce bu entryi okursan sana sözüm şu, seni hiç affetmeyeceğim.

    o değil de bi bebekten ayar yemediğim kalmıştı. o da oldu.